Davutoğlu'ndan Veda: ‘Son MKYK'daki Yöntemi Refik Olmakla Bağdaştıramadım’

AK Parti MYK'yı toplayan Başbakan Ahmet Davutoğlu 35 dakika süren toplantının ardından partisinin 22 Mayıs'ta olağanüstü kongre için toplanacağını açıkladı. 

Davutoğlu 'veda' konuşmasında MKYK'daki yetki devrine ilişkin 'Yola çıktığım arkadaşlarımızın benimle olup olmadığını bilmek isterim. Son MKYK’da ilk imzayı ben attım ama takip edilen yöntemi refik olmakla bağdaştıramadım. Bu anlamda hem refiklerin hem benim bir muhasebe yapması gerekiyordu' dedi. 

Mutabakatın olmadığı yerde aday olmayı düşünmediğini söyleyen Davutoğlu ayrıca 'Kimseye sitem, öfke, kırgınlık taşımıyorum. Hakkımı helal ediyorum' ifadelerini kullandı. 

Türkiye siyasetinde bir ilk yaşandı. Gazeteci Murat Yetkin'in ifadeleriyle 'İlk defa bir başbakan Meclis'te gensoru, istifa ya da seçim kaybetme yoluyla değil, kendi partisi içindeki bir 'hamle' sonucu görevinden uzaklaşmış oldu...'

Davutoğlu, bugün MYK'yı topladı. AK Parti Genel Merkezi'ndeki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının saat 11:00'de başlayacağı belirtilmişti. Başbakan Davutoğlu, 12:00'de Genel Merkez'e geldi.

Toplantının bir 'veda toplantısı' olacağı ve kongre tarihinin belirleneceği belirtilmişti. Gecikmeli başlayan toplantı 35 dakika sürdü.

AK Parti için olağanüstü kongre kararı, dün akşam gerçekleşen Erdoğan-Davutoğlu görüşmesinin ardından alındı.

Olağanüstü kongre, 22 Mayıs tarihinde olacak.

Diğer yandan, Beştepe'de de hareketli bir gün yaşandı. NTV'nin haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, programında yer almayan bir buluşma gerçekleştirdi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bazı Meclis komisyonu başkanları ile milletvekillerini ağırladı.

Başbakan Davutoğlu, toplantının ardından kameralar karşısına çıktı.

İşte Davutoğlu'nun açıklamaları:

'Bildiğiniz gibi 28 Ağustos 2014 tarihinde partimizin 1.olağanüstü kongresinde kurucu genel başkanımız, liderimiz Erdoğan’dan kutsal bir emaneti devraldım. Bu emaneti devralırken orada yaptığım konuşmada vurguladığım temel hususları kendime şiyar edindim.

‘Millet şahidim’

Bugün geriye dönük baktığımda bu hususlardan hiçbir şekilde ayrılmadığımı ve bu hususların hayata geçmesi için canla başla çalıştığımı düşünüyorum ve bunun şahidinin de aziz milletimiz olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Yaklaşık 20 aylık süreç, 3 döneme ayrılabilir. 1. dönem, 28 Ağustos 2014 ile 7 Haziran 2015 arasındaki dönemdir.  Geçmişteki tecrübeler göstermişti ki karizmatik liderlerden sonra bir boşluk doğar ve bu boşlukta yavaş yavaş partiler özelliklerini kaybetmeye başlarlar. Kendime tayin ettiğim en önemli husus AKP’nin birliğinin beraberliğinin muhafazası olmuştur. Birçok yorumlar yapılıyordu, 3 dönemlik arkadaşlarla ilgili değişik kanaatler ifade ediliyordu.

‘Tek bir istifa olmadı’

O günden bu güne gururla ifade ediyorum ki benim başkanlığım dönemde tek bir kardeş itilafı görülmemiş, tek bir istifa yaşanmamış ve partimizin omurgasından da yapısından da hiçbir şey eksilmemiştir. Bu önemli bir meydan okumaydı. Yine 62. hükümet döneminde 2. hedefim, suhunetle ülkeyi seçime götürmekti. 

2. dönemimiz en kritik dönemdi. Türk demokrasi tarihinin en kritik dönemiydi. 7 Haziran 1 Kasım arası. Puslu havayı seven bütün çakallar ortaya çıkmıştı. Gerçekten 7 Haziran ile birlikte iç muhasebemizi yaptık. Başımızı dik tuttuk. Hükümetsiz bir saniye bile ülkemizi yaşatmadık, zor bir dönemdi. 3 aylık dönemde bütün vaatlerimizi yerine getirmiş olmanın onurunu ve huzurunu yaşıyorum.

Yine bu dönemde temel ilkelerimin başında partimizin güçlü yapısının korunması geldi. Hiçbir yerde, son tartışmalardan bahisle de söylüyorum, herhangi bir teşkilat atamasında dahi şahsi bir müdahalem olmamıştır.

Değerli basın mensupları, değerli vatandaşlar, değerli AKP mensupları. 

Partimiz yeni bir dönemin eşiğindedir. Son MKYK toplantısında yaşanan gelişmeler çerçevesinde yaptığımız istişarelerle, 22 Mayıs 2016 günü tüzüğün 70. maddesi gereğince partimizin olağanüstü kongresine gitme kararı aldım.

“Peki bütün bu tabloya, bu çalışmalara rağmen, neden siz 6 ay önce yüzde 49,5 oy ve 24 milyon seçmenin desteğini almışken aday olmamayı düşünüyorsunuz?” sorusu, haklı bir sorudur. Bizim dönemlerimiz, bir başarı dönemidir. Benim bu kararı almamda herhangi bir kişide hissettiğim bir başarısızlık duygusu ya da tarafımca atılmış bir adımdan duyulmuş pişmanlık söz konusu değildir. Yaptığım görevi hakkımla ve onurumla yaptım. Peki neden böyle bir karar aldım? Akademik hayattan bu güne hiç terketmediğim prensiplerim var. Birisi doktora yaparken profesör olmayı hedefledim ama hiçbir zaman hakettiğim an gelmedikçe peşinde koşmadım. 

'İnanmadığım hiçbir şeyi yapmadım, kimseyle pazarlık yapmadım'

Hiçbir zaman mevki ve makam talep etmedim. Bazen sorarlar bana. En güçlü insan kimdir? Benim için en güçlü insan, yaptığından emin olan, kendiyle, yüreğiyle barışık olan insandır. İnanmadığım hiçbir şeyi savunmadım, inandığım hiçbir yerden geri adım atmadım, kimseyle pazarlık yapmadım.

'Er refik kable't tarîk', yoldan önce yol arkadaşı yani. Yola çıktığım arkadaşlarımızın benimle olup olmadığını bilmek isterim.

Son MKYK’da yaşananlar ve önergenin kendisi, parti usulleri bakımından çok büyük bir önem arzetmiyor ama takip edilen yöntemi, refik olma özelliğiyle bağdaştırmadım, bağdaştıramadım. Refik önemliyse ve hedef önemliyse hepimizin bir muhasebe yapması gerekiyordu. Bu anlamda yaptığım muhasebe, arkadaşlarla yaptığım istişareler neticesinde AKP’nin birliğinin, beraberliğinin devamı için refik değişmesindense bir Genel Başkan değişiminin daha doğru olacağı kanaati bende daha doğru oldu. Bu bağlamda olağanüstü kongrede bu şartlar altında aday olmayı düşünmüyorum. Partimiz kongreyi birlik ve beraberlik içinde yapmalı. 

Gözeteceğim 5 husus var.

Cumhurbaşkanımız ile aramızda olan insani kardeşlik hukukudur. Bu bağlamda hiçbir spekülasyonun yapılmasını doğru görmem. Cumhurbaşkanımızla son nefesime kadar vefa ilişkimizi sürdüreceğim. Kimse benim ağzımdan, benim dilimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymadı, duymayacak. İstismar edilmesine izin vermem. Onun onuru benim onurumdur, onun ailesi benim ailemdir.

Bu şartlarda olağanüstü kongrede aday olmayacağım ama yürütmekte olduğum siyasi mücadeleyi son ana kadar sürdüreceğim. Aramızdaki ilişki nezih bir dostluk ilişkidir böyle kalacaktır.AKP’nin birliği, beraberliği, gönül coğrafyamızdaki vicdanın en önemli teminatıdır. Bu bağlamda kim ki, şu veya bu olay sebebiyle partimizle yolunu ayırmaya kalkarsa onun karşısında ben dururum. Bütün teşkilatlarımıza teşekkürü bir borç biliyorum.

Bir kasımda bize oy veren seçmenlerin hukuku. Sizin hukukunuzu korumak bağlamında gereken adım neyse, atmaya gayret ettik. 4 yıl bir hukuk oluştuğunu düşünüyorduk ama daha kısa sürmesi emin olunuz benim tercihim değildir, ortaya çıkan bir zaruretin neticesidir. Size seçim meydanlarında verdiğim ve bu sebeple sizin sağladığınız desteğin kaynağı olan vaatlerimizin hepsi yerine getirilmiştir. 

Ülkemin hukuku. 28 Şubat şartlarında ülkemizde zor şartlar altındayken dahi katıldığım tüm akademik konferanslarda ülkemi savundum. Hiçbir yerde ülkemin hukukunun çiğnenmesine izin vermedim, Dışişleri Bakanı olarak da Başbakan olarak da bunu yaptım. Bize oy vermemiş vatandaşlarımıza da sesleniyorum: Gönlünüzü kıran herhangi bir söz çıkmışsa haklarınızı helal ediniz. Türkiye bir bütündür. Kimseye de sitem, öfke, kırgınlık taşımıyorum.

Gözeteceğim hukuk alanı gönül coğrafyamızın hukukudur. Bosna’dan Kaşgar’a, Filistin’den Yemen’e, Libya’ya kadar bütün bir gönül coğrafyası kendi kaderini Türkiye’nin kaderiyle eş görmektedir, AKP hareketine dua etmektedir. 

Eminim bundan sonra da AK Parti’nin en büyük hususlarından beri sadece milli yerli değil aynı zamanda evrensel bir parti olmasıdır. Kongremizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.'

Onedio