Şeyda Betül Kılıç Yazio: Pandeminin Balayı Bitti, Tribülansa Girdik, Maskelerinizi Takın
İlk günlerde her şey iyi gidiyordu. Bildiğimiz normalleri yaşatabileceğimizi sanmıştık. Metropollerde iş yoğunluğundan, kırsalda bağ, bahçe işlerinden evine, çocuğuna vakit ayıramayanlar için iyi bile olmuştu. Gelen giden olmayınca dağınıklık bile gözümüze fena gelmiyordu. Babalar çocukların kaça gittiğini, çamaşırın bitmediğini, ne çok yemek yendiğini fark ettiler. Anneler, hatta bazı babalar ekşi mayalı ekmek işini iyiden öğrenip, birbirlerine sosyal medyadan meydan okudular. Sahi n’oldu o ekmekler? Kıtlık mı geçti, korkumu dindi, eğlence mi bitti?
Kadınlar, çocuklar cenahında ‘’geçici tahammül’’ gıdım gıdım kullanılıyordu. Azar azar evde kalma davetlerine öfkeli bakmaya başlamaya daha vardı. Kutusu açılmamış kutu oyunlarıyla oynayarak sessizce bekledik. Geçecek, az kaldı…
Durumu olduğu gibi görmekten kaçınmadan şimdi aile içi normallerimizi canımız yana yana sahipleneceğiz.
1. Ebeveynlik standartlarımızı düşüreceğiz. Online derslerin kontrolcü mürebbiyesi olmaya değil, çocuğumuzla ortalama bir ilişkiye ihtiyacımız var. Küçük hatırlatmalar dışında geri çekilin.
2. Hemen alınmak, duygusal triplerin hiç sırası değil. Hepimiz öfkeliyiz, zira bunca seçimsiz değişim bunu doğurur. Agrasifiz ama normaliz.
3. Hayatımızda bir süre yeni bir şey olmayacak. Eskilerle idare edeceğiz. Bu
sene de böyle olsun. Var olanlarla ilişkimizi yenileyebiliriz. Keyif ve eğlence yoksunluğu tam bu noktada can sıkıcı elbette. Şu an ne yapmayı tercih
ederdiniz, lütfen yazın. Bu bir kayıp listesi değil, durum paylaşımı. Şu an yaşadıklarımız dünya tarihine geçiyor, bunu fark edin.
4. Kısıtlanmış hissedebiliriz, haklısınız, Pandemi balayı bitti ve bu iş uzadıkça iyice sıktı. Önceden kendinizden, eşinizden, çocuklarınızdan ne bekliyorsanız tamamını yarıya indirin, indirelim. İçinde bulunduğumuz özel durumda çıldırmadan kalabilmek için, süreçle uyumlanmaya çalışmalıyız. Olduğu kadar olsun. Üstüne gitmek, sınırları zorlamak, farklı yollar denemek veya Neoliberal bir söylemle akışına bırakmak eskidendi. Diyelim ki uçağınız tribülansa girdi, planlarınızdaki aksamalara öfkelenir miydiniz? Eşine tutunmanın dışında ondan bir beklentiniz olur muydu? İnanınki yaşadığımız durum bundan çok eksik değil.
Şimdi pilotunuz sesleniyor;
Tribülasa girdik, biraz sarsılacağız. Korkacağız. Şimdi kemerlerimizi asla çıkarmadan ve gerekirse oksijen maskelerimizi takarak olabildiğince sakin bekleyeceğiz. Sakin olun, bu dünya yolculuğunun seyrek rastlanan normali… Bilim çalışıyor, devletler tüm güçlerini bu virüse karşı birleştirerek teyakkuzda. Her ne yaşıyorsak aynını veya benzerini başkaları da yaşıyor. Ortak insanlık halini fark edelim. Şimdi ve burada hayat çok kıymetli. Elinizi tuttuklarınız, kayıplarınız birbirinden değerli. Nefes almak ne muazzam bir hediye.
Yorum Yazın