'Sevgi Çitilemektir!' Karşınızda Dünyanın En İlginç Esnaf Kardeşleri: Duygusal Halı Yıkama
Onlar bir fenomen, onlar bir Ankara markası. Ve onları sadece Ankara'da yaşayanlar değil, internet kullanan herkes tanıyor. Geliştirdikleri reklam ve pazarlama yöntemi, yaptıkları işe bakış açıları bambaşka. Zaten kendileri de göründükleri gibi sıradan değil. Hazırsanız bu ilginç kardeşlerin dünyasına sizi de götürelim:
Konuya tam olarak nasıl gireceğimizi bilmiyoruz ama yavaştan başlayalım. Bu gördüğünüz kişiler Ferdi Yüksek ve Taşkın Yüksek kardeşler.
Kendileri Ankara'da bir halı yıkama şirketi sahibi. Firmanın adı: Duygusal Halı Yıkama. İşlerini gerçekten de duygu ile yapıyorlar.
"Burası neresi?" diye soracak olursanız DUYGULAMA MERKEZİ yani halıların yıkandığı yer. Köpük köpük duygu fışkırıyor her yerden.
Halılarla kurdukları ilişki o kadar bambaşka ki, onlarla konuşup onlara şarkı söylüyorlar. Hatta halıyı ipe astıktan sonra "SEN İNSANSIN ASLINDA" diyorlar.
Çoğu insan onların bir viral ya da kurgu birer karakter olduğunu düşünse de oldukça gerçekler. Merak edip halısını yıkatanlar, bunun en canlı kanlı örneği.
Şarkıları, türküleri hiç bitmiyor. Dilerseniz kendilerinin müşterilerine yazdıkları şarkının bir kublesine göz atalım:
Müşterilerimiz sever bizi,
Güneş doğarken biz varız.
Uzun saçlı güzel ruhlar neredeyse biz ordayız.
Ayşe Hanım, Ebru Hanım, Serap Hanım, Handan Hanım...
Teşekkürünüz çok güzel, teşekkür teşekkür, teşekkür...
Tuğba Hanım yanımızda, Banu Hanım yanımızda, Özlem Hanım yanımızda
Ellerimizde karıncalar, kediler yanımızda.
Mutluyuz şimdi
Şarkımız size...
Müşterilerini MOR MÜŞTERİ olarak tanımlıyorlar. "Bu ne demek şimdi?" dediğinizi duyar gibiyim. Mor Müşteri, işletmelerde fark yaratan demektir!
Amerikalı Seth Godin'in başarı ve göze çarpmak için oluşturduğu Mor İnek felsefesinden feyz almışlar. Ayrıca bu fotoğraf photoshop değil. Mor bir ruj bulup kendilerini boyamışlar ve bu ilanı oluşturmuşlar.
Reklam onlar için çok önemli. Shakespeare'in "Dünya bir tiyatro sahnesidir, rolünü oynayan gider" sözünden esinlenip reklamı bir tiyatro sahnesi olarak gördüklerini söylüyorlar.
Evet, bildiğiniz Shakespeare okuyarak bu felsefeyi benimsemişler.
"Siz günde bir kez gece gündüz yaşıyorsunuz, ben günde 30 halı temizleyince 30 kez yaşıyorum gece gündüzü. Çünkü bize gelen halılar kirli, mat. Ben yıkayınca ak oluyor parlıyor; geceden gündüze geçiş oluyor"
Gördüğünüz gibi olay halı yıkamaktan çıkmış, resmen bir felsefe okuluna dönmüş durumda.
Onların bu kadar fenomen olmasının sebebi ise posta kutularına attıkları el ilanları. Fakat bu ilanlar "Damacana su 10 TL" ya da "Evlere servis yapılır" gibi sıradan ve düz değil.
Aydınlanma isteyenler için doğru adres...
Şirketi kurdukları yıllardan bahsederken aynen şöyle diyorlar: "O yıllarda Türkiye yeni TL'ye geçince biz de bir üst kimlik oluşturmak istedik, yeni insan diye bir kimlik yarattık. Biraz da Nietzsche'nin üstün insanı kavramından hareket ettik"
İnsan onları dinledikçe şaşkınlıktan küçük dilini yutuyor...
Yüksek kardeşlerden bir tanesi Açık Öğretim Fakültesi'nde Uluslararası İlişkiler okuyor ve halı yıkarken boynuna astığı sepete kitabını koyarak bir yandan da ders çalışıyor.
Size Yüksek kardeşlerin kütüphanesinde bulunan birkaç kitaptan bahsedelim mi?
Nutuk - Mustafa Kemal Atatürk
Milletlerin Zenginliği - Adam Smith
Diplomasi - Henry Kissinger
Yönetim Stratejisi - Frederich Betz
Sözcüklerin Bilinci - Elias Canetti
Oblamov - Goncarov
Üçüncü Dalga - Alvin Tofler
Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı - Carl Sagan
ve daha neler neler...
Duygusal kardeşler asla kartvizit taşımıyor ama KALPVİZİT taşıyorlar. Bunu kendileri söylüyor...
Bu ilanı tam olarak anlamadık ama kesin işin içinde felsefi bir mesaj var.
İnsan onların ilanlarını videolarını görünce kahkahalarla gülmek ve bağıra bağıra ağlamak arasında gidip geliyor. Bu nasıl bir etki?
Anlamaya çalışırken gerçekten de insanın sinirleri bozuluyor.
Müşterilerini sipariş verme yöntemine göre sınıflandırmışlar ve oturup bir adet MÜŞTERİ CETVELİ çıkartmışlar.
Keynes'ten tutun da Hegel'e kadar bir sürü sınıf mevcut. İnsan bunu okuyup 'Acaba ben hangisiyim?' diye kendini düşünürken buluyor.
Sonuç olarak dünyanın en ilginç, en felsefe sever ve en işine aşık esnafları ile karşı karşıyayız. İnsanın bazen halı olası gelmiyor değil...
Vallahi Taşkın kardeşleri bu başarılarından ötürü tebrik ediyoruz. Her şeyden önce okumayı ve araştırmayı bu kadar sevmeleri bile takdir edilesi. Yalnız kafamız da biraz yanmadı değil...
Hoşça kalın Duygusal Halı Yıkama Sevenler...
Yorum Yazın
ucuz kimyasal kullanmanın neticesi -.-
Halıyı siktiredin götü sağlama alın.
Halı bahane sanki neyse...