Serda Kranda Yazio: Kimseyi Sevemeyenlerin Hali Ne Olacak Böyle?
Eskiden sevgiden anlamayan insanların daha önce hiç sevilmediklerini düşünürdüm. Sevilmemişler demek, derdim… Sevilseler, bilirlerdi nasıl bir şey. Sonra geçen gün bulaşık yıkarken aydınlandım. Hayır sevilmemiş değillerdi, onlar sevmemişlerdi. Bilmedikleri şey sevmekti.
Sevmeyi bilmedikleri için sevgiyi tanımıyorlardı. Gördüklerinde de değerini anlayamıyorlardı. Bu da bir çeşit hastalık olabilir miydi? İşitme güçlüğü, kas zayıflığı, kemik erimesi gibi bir şey: Depresif kompulsif sevme bozukluğu. Mesela Yaşar Usta’dan değil, Saim Bey’den yana olanlar. Ya da sırf Yaşar Usta olmamak için Saim Beyliğine sıkı sıkı tutunanlar. Çünkü belki bir fabrikası olmasa çok üzülecek. Bu yüzden hayatta en çok fabrikasını seviyor. Böyle olabiliyor. Birini sevemiyor ama fabrikasını sevebiliyor.
Sen hayattan ne anladın?
Ben bir bilge değilim
Ben bir bilge değilim. Eğer olsaydım ve birileri ne desem yapacak olsaydı onlara ne diyeceğimi bilemezdim. Çünkü nihayetinde her doğru değişir, her gerçek bükülür… En iyiye bile bir gün netame bulaşabilir ve her pirüpak kalp, bir gün şüpheyle sınanabilir.
Yine de şunu demekten çekinmezdim ama… Kendini sev, kendini bağışla, kendini hoş gör. Ona kızma. Onu gözünde büyütme. Bırak büyüsün, olgunlaşsın. İzle.
Ve onu zorla. Onu dikenli yataklara yatır ve sonra alıp bir güzel yıka, okşa, sar. Ve uyut. Ve sonra uyandır. Ona çay demle, güzel bir film izleyin birlikte.
Elleri kirlendiğinde, bakışları kaydığında, aklı fırtınalara kapıldığında, çok korktuğunda, utanç duyduğunda, suçlu ya da yetersiz hissettiğinde. Onu yumuşak bir yatağa yatır.
Gururlandığında, kendini koyacak yer bulamadığında, kendi sesine doyamadığında, gözleri boyandığında ve nefsi uyandığında… Onu çivili bir fıçıya koy.
Ancak böyle olur adil sevgi. Kendini severken diğer her şeyi de aynı şekilde sevebildiğinde. Kendinle diğer şeyler arasında kaldığın anlarda bir durup düşünebildiğinde…
İkram
İşte böyle bir şey
Yaraları, beceriksizlikleri, arzuları, şüpheleri ve korkularıyla sıradan bir fani olmak. Hiç kimse ve her şey olmak. Ne zaman hiç kimse ne zaman her şey olduğunu bilmek. Sevmek yani. Bir şey olsun diye değil…
Yorum Yazın