Seda Yekeler Yazio: Okullar Açılmadan Yapmanız Gerekenler (Covid 19’a Özel)
Herkesi umutlu bir gelecek dileğiyle selamlıyorum. Son zamanlarda ülkenin gündeminden doğal olarak etkilenen bir insan olarak hep felaketler üzerine yazdım. Tabi ki amacım hem kaygı ve öfkemi ifade etmek hem de bu felaketlerin çözümünün de eğitimden geçtiğini hatırlatmaktı. Cem Yılmaz’ın cips reklamında söylediği “Eğitim Şart!” repliği gibi içeriği belirsiz ve sadece topluma şirin görünen bir talep ve öneri değil benimkisi. Beni tanıyacak kadar uzun süredir takip edenler dil eğitimi için SEYEV’de yaptıklarımızı biliyorlar. Ben de önerdiğim eğitim sistemini daha çok kişiye anlatmak ve bu konuda kamuoyu talebi oluşturabilmek adına doğru bulduğum her mecrada yazıyorum, konuşuyorum, seminerler veriyorum ve gönüllü etkinlikleri düzenliyorum. Bu çabalarım, felaket gelmeden hazır olmak adına yaptığım çabaları kapsıyor.
Maalesef bir de içinden geçmekte olduğumuz bir felaket var; pandemi. Can kayıpları ve sağlık sorunları en önemli doğrudan etkileri, ancak en hayati dolaylı etkisi eğitim üzerine oldu. Çocuklarımız, gençlerimiz ve hedeflerini gerçekleştirmek için eğitimler alacak olan toplamda milyonlarca insanın oluşturduğu bir grup var. Hepimizin günlük hayatını dahi çok değiştirdi bu süreç ve bu da okulların açılacağını umduğumuz bu sonbaharda tedbir almamız gereken bir konu bence.
Ebeveynler çok uzun bir süre evden çalışmak zorunda kaldı ve bu sırada eğitim kurumlarının %80’i de fiziki olarak kapalı olduğu için ve hatta 18 yaş altı ve 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasakları olduğu için dede ve anneanne kreşleri de kapalı kaldı maalesef. Yani yapılması gereken işler ve eğitim alması gereken çocuklarla baş başa kaldık. Daha acil olan hayatta kalmak yani para kazanıp ailelerimize bakmak, stresle mücadele ederken akıl ve beden sağlığımızı korumak oldu ve ben bunu anlayışla karşılıyorum. Sonuçta ben de çalışan bir anneyim ve ben de payıma düşeni yaşadım. Bizim çalışabilmemiz için evdeki çocukların sokağa da çıkmadan bir şekilde oyalanmaları gerekti ve tablet, telefon ve televizyonlar okulların yerini aldı. Çocukları da anlayışla karşılıyorum çünkü yapabilecekleri şeyler çok kısıtlıydı. Onlara evdeyken en eğlenceli gelen şeyi yaptılar ve bilgisayar oyunu oynadılar, YouTube videolarını izlediler ya da televizyon.
Pandemiden sonra aile içi ekran sürelerimizi nasıl eski haline getireceğiz?
Kendinize ayna tutun
Kendisi ekranda çok zaman geçiren ailelerin çocukları da aynısını yapmaya daha yatkın oluyorlar. İlk önce çocuklarınıza yardımcı olmak istiyorsunuz tabii ki. Bu nedenle kendinize şunu sorarak başlayabilirsiniz: “Kendi ekran kullanımım hakkında ne düşünüyorum?”
Pandemiden önce bile anne-babaların stresli anlarda telefonlarına daha fazla baktıkları biliniyordu. Pek çok aile, çocuklarıyla geçirdikleri zor zamanlarda sanal bir kaçış olarak telefonlarını kullandıklarını söylüyor. Bu zor zamanlara çözüm bulmak için ipuçları arama amacıyla telefonlarını kullanmak faydalıyken sadece kafa dağıtmak için sosyal medyada gezinmek çocuklarınız için bir “örnek” teşkil eder.
Kendinize karşı anlayışlı olun
Mükemmeliyet normal zamanlarda bile ulaşılmaz bir idealken Pandemi
süresinde özellikle yıkıcı bir arzu haline dönüştü. Çocuğunuzu ekran karşısında
gördüğünüzde vereceğiniz tepki, kendiniz için bir dosttan gelmesini
beklediğiniz sevecen bir tepki olsun. Mindfulness (bilinçli farkındalık)
eğitimlerine katılmanızı ve içinde bulunduğunuz andaki düşünce ve
duygularınızın farkına varmanızı öneriyorum. Bu sakinlik duygusu çocuklarınıza
katkıda bulunmak için çok önemli. Dostla düşmanı birbirinden ayıran şey
davranışlardaki farklılıklardır, unutmayın.
Dengeli bir yargınız olsun
Araştırmalara göre ebeveynlerin neredeyse tamamı, çocuklarının ekran kullanımıyla ilgili konuştuklarında olumsuz kelimeleri tercih ediyorlar ve medyanın çocuklar üzerine kötü etkilerine vurgu yapıyorlar. Çocuklarınızı sürekli olarak bu konuda eleştirmek ve sadece ekran karşısında geçirdikleri süreye vurgu yapmak, onların başka davranışlarına yaptığınız eleştirileri de görmezden gelmeleriyle sonuçlanabilir. Bunun yerine daha bütüncül bir bakış açısı geliştirmeye çalışın. İçerik; ekranda ne izliyorlar? Bağlam; nerede, nasıl, ne zaman ve hangi cihazla ekran karşısında oluyorlar? Bağlantılar; ekran kullanımı onların ilişkilerini besliyor mu yoksa baltalıyor mu?
Aşağıdaki sorulara vereceğiniz cevaplar, okullar açıldığında çocuklarınızın ekran kullanımıyla ilgili kısıtlamalar ya da kurallar koymanız gerekip gerekmediği konusunda size rehber olabilir:
• Çocuğum fiziksel olarak sağlıklı mı ve yeterince gece uykusu alıyor mu?
• Ailesi ve arkadaşlarıyla bağlarını sürdürüyor mu?
• Okuluyla ilgili mi ve okulda yeterince başarılı mı?
• İlgi alanları ve hobileri var mı?
• Dijital medyayı kullanırken eğleniyor ve öğreniyor mu?
Eğer genel olarak “evet” cevabınız çoksa endişe etmenize gerek yok, ama “hayır” cevapları sıklaştıkça bazı düzenlemeleri dikkate alabilirsiniz.
Yorum Yazın