onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Ramiz Mullamusa: "Umut Karakterinde Kendimi Gördüm"

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Ramiz Mullamusa: "Umut Karakterinde Kendimi Gördüm"

Türk dizi ve film izleyicileri için tanıdık bir yüz olan Ramiz Mullamusa, genç yaşına rağmen büyük bir yetenek olarak parlıyor. 12 Eylül' de 'Yabani' dizisiyle yeniden karşımıza çıkacak olan Mullamusa, olağanüstü oyunculuğu ile izleyicilerin gönlünde taht kuruyor. Kısa sürede sektörün önde gelen yapımcılarının ve yönetmenlerinin dikkatini çeken Mullamusa'nın hayat hikayesi, bir film senaryosunu aratmayacak kadar ilgi çekici. Kendisini tanımaya başladığınızda, yeteneklerinin sadece dizi setleriyle sınırlı olmadığını göreceksiniz. Kendi hikayesi, onun televizyon dünyasındaki yükselişinin ötesinde, hayatın sıra dışı dönemeçleri ve karar anlarını anlatıyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Ramiz Mullamusa'nın hayat hikâyesi bir aile kökeninin ötesinde, unutulmaz bir yolculuğa işaret ediyor.

Ramiz Mullamusa'nın hayat hikâyesi bir aile kökeninin ötesinde, unutulmaz bir yolculuğa işaret ediyor.

Karaman'ın sakin topraklarından Bayır Bucak'a, oradan da Suriye'nin iç savaşının gölgesine kadar uzanan bu öykü, bir ailenin karşılaştığı sıra dışı zorluklarla dolu.

Ramiz, 7 yaşındayken annesinin terk etmesiyle başlayan hayat hikayesi, bir hastalık ve aile bağları sayesinde annenin geri dönüşüne yol açtı. Ancak Suriye'deki iç savaşın etkileri, onları Türkmen oldukları için maddi olarak vurdu ve evlerine silahlı saldırılar düzenlendi ve babası kaçırıldı. Bu korkunç gece, sadece evlerini değil, ailelerinin huzurunu da yaktı.

Babası türlü işkencelere maruz kalsa da Türk askerleri tarafından kurtarıldı. Babanın yeniden gelmesi Ramiz ve ailesi için umut ışığı oldu ve Hatay'a yerleştiler. Ancak aile trajedisi burada sona ermedi çünkü annesi bir kez daha terk etti. Yaşadığı ailevi sorunlar yüzünden kekemelik baş göstermişti ve Ramiz, yaşadığı kekemelik sorunuyla okula başladığında, arkadaşları onun annesinin gittiğini konuşuyordu, bu da onun iç dünyasında büyük bir yara açtı.

Ancak Ramiz, hayatın ona attığı zorlu adımları unutmadı. Ankara'da kazandığı sınav ile özel bir kolejde okumayı başardı ve liseden sonra para kazanmak için düğün salonlarında garsonluk yaparken, aynı zamanda İstanbul'da oyunculuk kariyeri için bir hayal kurdu. İstanbul'a geldiğinde ise İlk başlarda kalacak yeri olmadığı için balık tutarak geçinmeye çalıştı ancak bu onun azmi ve kararlılığına engel olamadı ve bir gün kamera arkasında yani işin mutfağında buldu kendini.

Hayat mücadelesi verirken, Ramiz aynı zamanda kekemeliğiyle savaşıyordu. Bağıra çağıra kitap okuyarak, kendi içindeki gücü buldu ve kekemeliği yenmeye başladı. Kamera arkasında çalışarak oyunculuk yeteneklerini geliştirdi ve sonunda hayalini kurduğu sahnelerin önünde buldu kendini.

Yaşamını, duygularını ve belki de en çok etkileyen anıları içtenlikle paylaştı. Kendisine teşekkür ediyorum ve inanıyorum ki gelecekteki yolculuğu da yüzü gibi aydınlık olacak ve adından sıkça söz ettirecektir.

-Ramiz, hayatının çeşitli dönemlerinde karşılaştığın zorluklara rağmen, nasıl bir iç güce ve motivasyona sahip olduğunu merak ediyorum. Bu zorlukları aşma gücünün kaynağı ne oldu, en büyük ilham kaynağın neydi?

-Ramiz, hayatının çeşitli dönemlerinde karşılaştığın zorluklara rağmen, nasıl bir iç güce ve motivasyona sahip olduğunu merak ediyorum. Bu zorlukları aşma gücünün kaynağı ne oldu, en büyük ilham kaynağın neydi?

Hayal kurmayı seven bir kişiliğimin olması, bu konuda en büyük ilham kaynağım oldu. Çünkü bu sayede hayallerimin peşinden koşmaya başladığım bu yolculukta kendimi buldum. Hayallerimin uğruna mücadele etmek her seferinde daha da güç verdi ve başardıkça insanın isteyip de yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığını öğrendim. Güzel şeylere giden yolların zorluklardan geçtiğini ama o yolun sonunda bir çiçek bahçesi olduğunu gördüm.

-Suriye'deki iç savaşın yarattığı travma ve babanızın kaçırılması, aileniz için zor bir deneyim olmalı. Annenizin sizi terk etmesi de tarifi olmayan ekstra bir yük getirmiş. Yaşanan ayrılıklar ve zorluklar, seni nasıl şekillendirdi ve güçlendirdi?

Üstünden yıllar geçse de o günleri unutmak pek de mümkün değil. Her ne kadar annemin bizi terk etmesiyle zor zamanlar geçirmiş olsak da üvey annem yokluğunu hissettirmedi. Yaşanan bu olaylardan sonra hem aileme destek olabilmek hem de geleceğimi güzelleştirmek için hayallerime daha sıkı bağlandım. Sınırlarımı aşarak yapabileceklerimin farkına varıp harekete geçtim. Çok şükür ki her geçen zaman kendime daha da artılar katmaya devam ettim ve ediyorum.

-Peki bir uzmandan destek aldın mı veya böyle bir düşüncen var mı?

İnsanın hayattaki en büyük destekçisinin kendisi olduğuna inananlardanım. Yaşım ilerleyip travmalarımın olduğunu fark ettiğim zaman, kendimi sevmek için çabaladım ve hep pozitif durarak en büyük destekçim kendim oldum. Travmalarımı az da olsa geçirmeyi başardım ama bu yaşadıklarımdan kaynaklı içimde hep bir hüzün olduğunu da inkar edemem.

-6 Şubat'ta hepimizi derinden sarsan bir deprem yaşadık. Sizin de yaşanan o depremde Hatay' da ki aile eviniz yıkıldı ve akrabalarımızdan pek çok kişiyi kaybettiniz. Öncelikle çok geçmiş olsun, başınız sağ olsun. Sen İstanbul'daydın galiba. Anlatır mısın neler yaşandı?

-6 Şubat'ta hepimizi derinden sarsan bir deprem yaşadık. Sizin de yaşanan o depremde Hatay' da ki aile eviniz yıkıldı ve akrabalarımızdan pek çok kişiyi kaybettiniz. Öncelikle çok geçmiş olsun, başınız sağ olsun. Sen İstanbul'daydın galiba. Anlatır mısın neler yaşandı?

Teşekkür ediyorum, bütün Türkiye'nin başı sağ olsun. Evet, İstanbul'daydım. Ailemden telefon geldiği zaman depremden haberdar oldum. Apar topar memleketime gittim. Oraya gittiğimde gördüğüm görüntüler içler acısıydı. Çoğu aile sokaklarda yatıyordu. O insanları o halde gördüğümde, kendi ailemin sıkıntılarını bile unuttuğum zamanlar oldu. Akrabalarımızdan kayıplarımız oldu ama çok şükür ki üvey annem, babam ve kardeşlerim ufak sorunlarla kurtuldular. Ailemin evi, ben oradayken artçı depremle yıkıldı ve bu sırada babamın bacağı yaralandı. Yaklaşık 2 hafta boyunca orada vakit geçirdim. İnsanlara ve aileme elimden gelenin fazlasıyla destek olmaya çalıştım. Zor zamanlardı, bir daha yaşanmaması dileğiyle.

-Annelerin hayatımızda özel bir yeri vardır, ancak senin için bu bağın farklı bir boyutta olduğunu anlıyorum, biliyorum. Aslında sormakta zorlanıyorum ama bana 'istediğini sorabilirsin' dediğin için soruyorum. Annenin Hatay'da olduğunu ve depremden sonra haber alamadığını söyledin. Eğer annen bu röportajı okuyorsa, ona iletmek istediğin özel bir mesaj veya duygu var mı?

Anneme karşı içimdeki çocuğun kırgınlığı asla geçmeyecek ama hayatta olmasını temenni ederim. Eğer yaşanan depremde annemi kaybettiysem, mekanı cennet olsun. Depremden öncesine kadar akrabalardan vs. annem hakkında duyumlar alıyorduk ama deprem sonrası hiç haber alamadık. Aslında annem, eğer bu röportajı okuyorsa, ona tek kelimelik bir soru sormak ve kendisinden uzun uzun cevap almak isterim: 'Neden?'

-Kekemelikle mücadele etmek, kişisel bir zafer kazanmak senin için nasıl bir süreçti? İnsanlara kekemeliğin üstesinden gelme konusunda ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

-Kekemelikle mücadele etmek, kişisel bir zafer kazanmak senin için nasıl bir süreçti? İnsanlara kekemeliğin üstesinden gelme konusunda ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Aslında çocukluğumda kekeme olmanın ne demek olduğunu bilmiyordum ve öyle olduğumun farkında değildim. Hatta çevremdeki insanları güldürdüğüm için çok da mutlu oluyordum. Yaşım ilerleyip oyunculuk için koşturmaya başladığım zaman, bunun bir problem olduğunu ve bu problemin üstesinden gelmem gerektiğini öğrenip, aslında çocukluk dönemlerimde bana gülen insanların dalga geçip beni hor gördüklerinin farkına vardım. Yalnız olduğum zamanlarda kendi kendimeyken düzgün konuşabiliyordum fakat birileriyle iletişim kurmam gerektiğinde kekemelikten konuşamıyordum. Kendi kendime şarkı söyleyerek, bağıra çağıra kitap okuyarak, insan içine daha çok karışarak kendimi bu konuda geliştirmeye başladım. Kekemeliği yenmek için tam hatırlayamadığım 3-4 yıllık bir sürecim oldu ve bu konuda vermek istediğim en büyük tavsiye, insanların önce kendilerini severek benimseyerek yapmış olduğum aktivitelere benzer aktiviteler yapmasıdır. Ayrıca etraftaki insanların sözlerinden olumsuz yönde etkilenmemeleri de önemlidir.

-Yaşadığın zorlukları anlatırken bile yüzünden gülümsemen eksik olmuyor. Bunu nasıl başarıyorsun?

Her zaman pozitif olmaya çalıştım. Pozitif olmayı çok seviyorum ve bence tebessüm etmek çok özel ve güzel bir şey. Çocukluğumdan beri, gerek ailem gerek çevremdekiler üzülmesin diye pozitif olmayı kendime aşıladığım için, şu zamanlarımda sıkıntılarımı bile anlatırken gülümsüyorum. Aslında sıkıntılarımın üstesinden de böyle geldim, diyebilirim.

-Çocukluk anılarına geri dönüp baktığında seni mutlu eden anıları hatırlıyor musun?

Her insan çocukluğundaki bazı anıları hatırlar bence. Benimde hatırladığım anılar var ama hayal meyal. 

-Artık daha güzel konuları konuşalım istiyorum. Oyuncu olmak her zaman hayalin miydi? Oyunculuk kariyerine adım atmak için nelerden vazgeçtin ve en önemlisi neleri kazanmayı başardın?

7 yaşından beri hep hayalini kurduğum bir meslekti. Yaşadığımız yerde ne bir tiyatro salonu ne de bir sinema salonu vardı. Televizyondan izlediğim dizilerde hep kendimi hayal ederdim ve kendi kendime oyuncuları taklit ederdim. Fakat o dönem kekeme olduğum için kime oyuncu olacağımı söylesem inanmazdı, gülüp dalga geçerdi. Küçücük yaştayken ailemin yanından uzaklaşmayı göze alıp gurbet üzerine gurbet yaşayıp buralara kadar gelmeyi başardım ve kendimi her geçen süreçte daha da geliştirmeye çalışıyorum. Kazandığım şeyler ise: Kendime olan güvenim arttı, güzel insanlar tanıdım ve her zaman insanın isteyip de başaramayacağı hiçbir şeyin olmadığını öğrendim.

-İlk bölümü 12 Eylül 2023 tarihinde Fox TV de yayınlanacak olan, yönetmenliğini Çağatay Tosun'un üstlendiği, senaryosunu Hilal Yıldız'ın kaleme aldığı dram türündeki "Yabani" isimli dizi de sen de 15 yaşındaki Umut karakteri ile yeniden izleyici karşısına çıkacaksın. Umut nasıl bir karakter anlatır mısın?

-İlk bölümü 12 Eylül 2023 tarihinde Fox TV de yayınlanacak olan, yönetmenliğini Çağatay Tosun'un üstlendiği, senaryosunu Hilal Yıldız'ın kaleme aldığı dram türündeki "Yabani" isimli dizi de sen de 15 yaşındaki Umut karakteri ile yeniden izleyici karşısına çıkacaksın. Umut nasıl bir karakter anlatır mısın?

Öncelikle çok heyecanlıyım. Böyle bir projede böyle bir karakteri canlandırdığım için çok mutluyum. Ekibimiz oldukça sıcak kanlı, setimiz çok eğlenceli geçiyor. Hepimizin enerjisinin uyuşmasının bunda büyük bir payı var. Umarım uzun soluklu olur çünkü gerçekten, gerek oyuncular gerek ekibimiz çok emek vererek özenle çalışıyorlar. Hayat boyu başarmak için emek veren herkesin yolu çok açık olsun. Umut da aslında kendimi gördüm bir yandan. Çünkü o da benim gibi içi kan ağlasa bile hep gülümsüyor, etrafına neşe saçıyor. Umudunu, aynı ismi gibi, asla kaybetmiyor.

-Bu rolü oynarken yürüme engelli bir karakteri canlandırmanın sana öğrettikleri neler oluyor ve  bu rolü üstlenmek sana nasıl bir sorumluluk veriyor?

Böyle bir karaktere hayat vermek benim için aslında çok kıymetli. İnsan sahip olduğu her şeye her zaman şükretmeli. Bazı zamanlar istediğimiz bir şey olmadığında bile onun için günlerce üzülüyoruz. Oysa en büyük servetimizin sağlık olduğunu unutuyoruz. Böyle bir karakterle bütünleşerek, aslında bu tarz zorluklarla mücadele veren insanların sıkıntılarını ve zorluklarını bir nebze de olsa hissediyorum. Bu karakterin sorumluluğu, karakteri canlandırırken gerçek hayatta bizim göremediğimiz ve hissedemediğimiz zorlukları seyirciye en gerçekçi şekilde yansıtabilmek oldu. Ve bu konuda elimden geleni yapmak için özen gösteriyorum.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

-İdeal bir senaryo veya dizi projesi için hayalini kurduğun bir rol veya karakter tipi olsa, bu rolün veya karakterin nasıl olurdu?

-İdeal bir senaryo veya dizi projesi için hayalini kurduğun bir rol veya karakter tipi olsa, bu rolün veya karakterin nasıl olurdu?

Kendi sınırlarımı zorlayabileceğim bir karakteri canlandırmayı çok isterdim. Aslında çok istediğim bir karakter vardı ve gerçekten hayalini kurduğum ve üzerinde çok çalıştığım bir karakterdi: Otizmli bir karakter. Bütün görüşmelerimiz çok olumlu geçmişti, son adaya kalmıştım. Fakat gerçek bir otizmli kardeşimize teklif gitti ve ailesinden onay gelince o kardeşimizle yola devam etmeyi doğru buldular. İçimde ukde kalan bir karakter oldu çünkü hep öyle bir karakteri canlandırmak istemiştim o zamana kadar. Uzun lafın kısası, kendi sınırlarımı zorlayacağım rollerde yer almayı çok istiyorum.

-Genç yaşta yaptığın işlerle Türkiye'nin parlayan yıldızlarından biri olduğunu söyleyebilirim. Peki sen kendini genç bir nesle ilham veren bir figür olarak görüyor musun? Gençlere nasıl bir tavsiye verirsin?

Aslında insan kendini hiçbir zaman tam yeterli olarak veya oldum olarak görmemeli. Her zaman, her meslekte olduğu gibi, insan kendine ne kadar artı koyarsa, o kadar ileriye gider. Ama yapabileceklerimin farkında olup onlar için çaba gösterdiğim için, kendimdeki ilerlemeyi gördükçe, kendimle gurur duyuyorum. Bunu okuyanlara demek istediğim ise: Her zaman güçlü durup, çevredeki olumsuz söylenenlere kulak asmayıp, istekleri doğrultusunda pes etmeden çabalamaları. Hep başarılı olacağız diye bir şey yok, insan şaşar da beşer de. Her başarısızlıkta daha güçlü bir şekilde mücadele etmeye devam etmeliyiz. Bu güçlüklerin sonunda olan güzel sonuçları gördükçe kendimizle gurur duyacağız çünkü... Ve son olarak, her zaman gülümseyin.

-Son olarak, Ramiz Mullamusa olarak hatırlanmak istediğin şey nedir?

Aslında bu mesleği seçmemdeki bir neden de buydu: Güzel hatırlanmak, hatırlandıkça geçmiş dizi veya filmleri izleyenler tarafından anılmak ve herkese aslında canlandırdığım karakterlerle bir mesaj vererek, o verdiğim mesajlarla güzel bir şekilde hatırlanmak istiyorum. Umarım hayatım boyunca tanıştığım veya beni tanıyan insanlara güzel izler bırakırım ve her daim güzel hatırlanırım. Temennim bu yönde.

Bu güzel, değerli röportaj için çok teşekkür ederim. Okuyarak hayatıma az da olsa konuk olanlara da ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.

-Ben de sana çok teşekkür ederim Ramiz, Yol' un hep iyi insanlarla kesişsin ve sen de hep böyle iyi kal...

Röportaj: Hande İpekgil

Instagram 

Threads

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
2
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın