Görüş Bildir
Haberler
Ortaokul Mezunu Reza Zarrab Nasıl Milyarlarca Dolarlık Para Trafiğinden Sorumlu Oldu?

Ortaokul Mezunu Reza Zarrab Nasıl Milyarlarca Dolarlık Para Trafiğinden Sorumlu Oldu?

17 Aralık soruşturması kapsamında bakan oğullarıyla beraber tutuklanarak ülkenin gündemine bomba gibi düşen İran asıllı Türk iş adamı Reza Zarrab, 21 Mart 2016 Pazartesi günü ABD'nin Miami kentinde kara para aklama, banka dolandırıcılığı ve İran yaptırımlarını ihlal etmek suçlarından tutuklanınca bir kez daha Türkiye gündemini şiddetli biçimde sarstı.

Peki 75 yıla kadar hapsi istenen Reza Zarrab kim? Hayatımıza nasıl girdi? Muazzam servetini nasıl elde etti; neden tutuklandı?

Reza Zarrab 1984 yılında İran Azeri Türk'ü bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi.

Reza Zarrab 1984 yılında İran Azeri Türk'ü bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi.

Birçok kaynakta Zarrab'ın Azerbaycan / Bakü doğumlu olduğu belirtiliyor. Ancak bu konuda Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçiliği tarafından 2013 Aralık ayında bir açıklama yapılmış ve 'Ne Azerbaycan vatandaşıdır, ne de Bakü doğumludur' denilmişti. Diğer kaynaklar ise Zarrab'ın İran / Tebriz doğumlu olduğunu söylüyor.

Kayıtlar ve Zarrab'a yakınlığıyla bilinen kaynaklar, Zarrab'ın ortaokul mezunu olduğuna işaret ediyor.

Babası Hossein Zarrab, iki yıl öncesine kadar İran'ın en güçlü isimlerinden biri olarak gösteriliyordu.

Babası Hossein Zarrab, iki yıl öncesine kadar İran'ın en güçlü isimlerinden biri olarak gösteriliyordu.

İşlerini yaparken ortalıkta olmayı sevmeyen ve pek fotoğrafı da bulunmayan Hossein (Hüseyin) Zarrab bu fotoğrafta, 2013'e kadar İran'ı yöneten eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın adamları ile birlikte görülüyor.

Baba Zarrab'ın Ahmedinejad ile yakın ilişkileri, Reza Zarrab'ı genç yaşında yönetim kurulu üyeliğine taşıyacaktı.

Baba Zarrab'ın Ahmedinejad ile yakın ilişkileri, Reza Zarrab'ı genç yaşında yönetim kurulu üyeliğine taşıyacaktı.

İran ekonomisi ambargo sebebiyle büyük bir darbe yiyince, Tahran'daki Ahmedinejad yönetimi yaptırımları aşındıracak yollar bulmaya çalıştı. Bunun için, şimdi İran'da hapiste olan Babek Zencani ve onun görünen yüzü Reza Zarrab etrafında şekillenen ağlar oluştu.

Bu kişiler, İran'ın ABD tarafından yaptırıma tabi tutulan petrol ve doğalgazını satmak, yine ABD'nin kara listesine aldığı İran Merkez Bankası'nın para hareketlerini sağlamak için 100 milyarlarca dolarlık devasa bir kayıtdışı ekonomi yarattılar.

Ailesi Dubai'de yaşayan Zarrab, ilk olarak Dubai finans ve para piyasalarında faaliyet göstermeye başladı.

Ailesi Dubai'de yaşayan Zarrab, ilk olarak Dubai finans ve para piyasalarında faaliyet göstermeye başladı.

Kuyumculuk ve petrol ticareti ile aileden zengin olan Zarrab'ın iş hayatına girişi, 1996’da kurulan Nafees Exchange ve Al Salam Center Exchange firmaları ile oldu.

2000'lerde Türkiye'ye yerleşen Zarrab, buradaki ticari faaliyetlerine 2008 yılında başladı.

2000'lerde Türkiye'ye yerleşen Zarrab, buradaki ticari faaliyetlerine 2008 yılında başladı.

2008'de Royal Denizcilik A.Ş.'yi kurmasının ardından demir çelik ve inşaat sektöründe yatırımlar yaptı; ve 2010 yılında kardeşi Mohammed Zarrab ile birlikte Royal Holding’i kurdu.

Bizler kendisini tam da bu sıralarda, bir magazin figürü olarak tanıdık.

Bizler kendisini tam da bu sıralarda, bir magazin figürü olarak tanıdık.

Ebru Gündeş 2008 Aralık’ında, o zamanki sevgilisi Osmantan Erkır’dan ayrılmıştı ve ayrılığın sebebi olarak gösterilen isim Reza Zarrab'tı. Bizim o sıralarda kendisi hakkındaki yegane bilgimiz, Royal Denizcilik'in sahibi, ve İbrahim Tatlıses'in meşhur ettiği Azeri şarkıcı Günel Zeynelova’nın eski sevgilisi olduğuydu.

Zarrab ve Gündeş 11 Şubat 2010 tarihinde evlendi.

Zarrab ve Gündeş 11 Şubat 2010 tarihinde evlendi.

Kızları Alara ise 16 Ekim 2011 tarihinde dünyaya geldi. Doğumdan kısa süre sonra çift, Kanlıca’da Zarrab'ın Gündeş için satın aldığı ikiz yalıda yaşamaya başladı. 

(Çiftin 'tadilat' yaptığı yalılarda daha sonra, kaçak kat çıkıldığı, dış cephenin yıkılarak camla kaplandığı, ahşap korkulukların söküldüğü, Boğaziçi’ne açılan bahçelerin yıkıldığı, deniz araçları için özel iskele yapıldığı, kiremitli çatının değiştirildiği ve her iki yalının tüp geçit ve asansörle birleştirildiği ortaya çıkmıştı. İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Kurulu bunun üzerine, tarihi yapıların eski haline geri getirilmesine ve mülk sahipleri hakkında suç duyurusu yapılmasına karar vermişti.)

Zarrab, Ebru Gündeş’e aldığı akıl almaz pahalılıktaki hediyelerle magazin manşetlerinde sıkça yer almaya başlamıştı.

Zarrab, Ebru Gündeş’e aldığı akıl almaz pahalılıktaki hediyelerle magazin manşetlerinde sıkça yer almaya başlamıştı.

Doğum gününde ultra lüks bir tekne, doğum hediyesi olarak Kanlıca'da ikiz yalı, yollara dökülen kamyon dolusu güller, 1 milyon Euro'ya Bodrum'dan yazlık, İstanbul Sapphire’de yaklaşık 4 milyon liralık bir daire, yılbaşı için bir müzayededen satın alıp Gündeş'e hediye ettiği 1 milyon 50 bin liralık Nazmi Ziya tablosu, Rolls Royce'lar, Gündeş'in konserlerine giderken kullandığı bir özel jet ve daha pek çok uçuk hediye ve harcama, sıkça gündem olmaya başladı.

Ebru Gündeş bu hediyelerle ilgili kendisine tutulan mikrofonlara 'Kocam bana bir sonraki hediyesi olarak Mars'ı alacak' biçiminde cevaplar veriyordu.

Peki tüm bu değirmenin suyu nereden geliyordu?

Peki tüm bu değirmenin suyu nereden geliyordu?

İşte Zarrab'ın ortağı olduğu Royal Holding bünyesindeki şirketler: 

  • Foulad Kaveh (SFK) - demir çelik

  • Royal Denizcilik A.Ş. - denizcilik ve endüstriyel makine, ultra lüks mega yatlar

  • Safir Altın Ltd. - altın ithalat ve ihracatı 

  • Al Nafees Exchange - kambiyo ve para transferi 

  • Durak Döviz - altın, kambiyo ve para transferi 

  • Are Havacılık - sivil havacılık

  • Royal Binicilik - binicilik aktiviteleri

  • Royal Mobilya - projelendirme, tasarım ve ürün imalatı

(Safir Altın, 2012 yılında Türkiye’nin İran'a 12 milyar dolarlık altın ihracatının yüzde 46’sını tek başına gerçekleştirdi.)

Ancak elbette, hepsi bu kadar değildi. Reza Zarrab adı, ilk kez 2011 Nisan ayında bir suçla birlikte anıldı.

Ancak elbette, hepsi bu kadar değildi. Reza Zarrab adı, ilk kez 2011 Nisan ayında bir suçla birlikte anıldı.

Zarrab'ın şoförü ve yardımcısı olduğu söylenen Turgut Happani, Türkiye’den Rusya’ya bavullarla 150 milyon dolar taşırken göz altına alınmıştı. Zarrab Happani’yi tanıdığını söylemiş, şoförü olduğunu ise yalanlamıştı.

Derken Atatürk Havalimanı’na 1 Ocak 2013’te Gana’dan İran’a giden bir uçak indi.

Derken Atatürk Havalimanı’na 1 Ocak 2013’te Gana’dan İran’a giden bir uçak indi.

Taşıdığı yük 1500 kilo ‘değersiz maden’ olarak beyan edilen uçakta, 30 milyon lira değerinde 320 külçe altın bulunmuştu. Altınların Reza Zarrab’ın olduğu ortaya çıktı. Önce Tahran’a uçacağı beyan edilen uçak, 18 Ocak 2013’te içindeki altınlarla birlikte Dubai’ye gitti. 

Gümrük müfettişleri olayla ilgili suç duyurusunda bulundu; ancak soruşturma takipsizlikle sonuçlandı...

Birkaç ay sonra Zarrab, "istisnai kişiler" sınıfından faydalanarak Türk vatandaşlığına geçti.

Birkaç ay sonra Zarrab, "istisnai kişiler" sınıfından faydalanarak Türk vatandaşlığına geçti.

Zarrab, İçişleri Bakanlığı'nın talimatı ve Bakanlar Kurulu'nun kararıyla, babası Hossein, ağabeyi Mohammad Zarrab ile birlikte Kasım 2013'te Türk vatandaşı oldu; Rıza Sarraf adını aldı.

Zarrab 17 Aralık 2013 tarihinde, üç bakan oğluyla birlikte rüşvet ve kaçakçılık iddiasıyla göz altına alındı.

Zarrab 17 Aralık 2013 tarihinde, üç bakan oğluyla birlikte rüşvet ve kaçakçılık iddiasıyla göz altına alındı.

Bakanlara ve oğullarına kadar uzanan 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında Reza Zarrab’ın, bürokratik sorunları aşmak için üç bakana 133 milyon lira rüşvet verdiği iddia edildi.

21 Aralık tarihinde mahkeme, Muammer Güler'in oğlu Barış Güler ve Zafer Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan ile birlikte, Zarrab'ın tutuklanmasına karar verdi. Zarrab 70 gün kadar tutuklu kaldı. Daha sonra mahkeme, ses kayıtlarının kurgu olduğuna kanaat getirdi ve Zarrab 28 Şubat 2014'te bakan çocukları ile beraber tahliye edildi. Zarrab'ın, 'Serbest bırakmazsanız konuşurum' dediği için tahliye edildiği iddia edilmişti.

Zarrab'ın Zafer Çağlayan'a 700 bin TL'lik bir saat 'hediye ettiği' ortaya çıkmış; ancak Çağlayan saatin parasını ödediğini iddia etmişti.

Zarrab'ın Zafer Çağlayan'a 700 bin TL'lik bir saat 'hediye ettiği' ortaya çıkmış; ancak Çağlayan saatin parasını ödediğini iddia etmişti.

Çağlayan iddialar üzerine, saatin parasını önce Zarrab'a elden ödediğini söylemiş, sonra meclis kürsüsünde saate ait bir fatura 'ibraz etmişti'. Ancak saatin satın alındığı Patek Philippe firmasından, bu faturanın sahte olduğuna dair açıklama gelmişti.

Bu operasyonun ardından İran, Zarrab'ın mal varlığının peşine düştü.

Bu operasyonun ardından İran, Zarrab'ın mal varlığının peşine düştü.

İran, Zarrab’ın patronu Babek Zencani ile beraber ambargo döneminde yürüttüğü kayıt dışı para trafiğinde 14 milyar dolarlık bir varlığı yönettiğini, ve bu paranın önemli bir bölümünün de Türkiye'de değişik şekillerde 'saklandığını' öne sürmüştü.

Zencani geçtiğimiz günlerde İran'da idam cezasına çarptırıldı.

Peki Reza Zarrab altın trafiğinden nasıl para kazandı?

Peki Reza Zarrab altın trafiğinden nasıl para kazandı?

İran’da devletin imtiyaz tanıdığı iş adamları bulunuyordu. Dış ticaret yapan bu isimlere devlet, daha düşük kurdan döviz sağlıyordu. Tüm işlemler uluslararası piyasalarda hakim para birimi olan ‘dolar’ olarak değil ‘euro’ olarak yapılıyordu. Bunun da sebebi, dolarla yapılan işlemlerin ambargodan dolayı ABD’nin sıkı takibinde olmasıydı.

Sistem şöyle işliyor:

Sistem şöyle işliyor:

Elindeki tümeni (İran para birimi) veren imtiyazlı işadamı parasını 2.150 tümen karşılığı 1 euro hesabından dövize çeviriyor. Başka birisi İran piyasasında bu işlemi yapmak istediğinde daha yüksek bir kur olan 2.250 tümenden 1 euro satışı yapılıyor. Ardından imtiyazlı işadamı İran’dan euro’ya çevirdiği yüklü miktardaki parayı Türkiye’ye getiriyor ve altın alıyor. Bunun ardından ise, satın aldığı altınları fiziki olarak İran’a ihraç eden İranlı işadamı ülkesinde bunu yüksek kurdan elinden çıkarıyor ve aradaki kur farkından kâr elde ediyor.

İlk başlarda İran altını direkt kendi ülkesine taşırken, daha sonra bu alışverişi Dubai üzerinden de yapmaya başlamıştı.

Esasında bütün bunlar, MİT'in Zarrab hakkında hazırladığı 18 Nisan 2013 tarihli raporunda mevcuttu...

Esasında bütün bunlar, MİT'in Zarrab hakkında hazırladığı 18 Nisan 2013 tarihli raporunda mevcuttu...

Zarrab'ın bakanlar ve oğullarıyla yakın ilişkilerine vurgu yapan raporda aynı zamanda ticari faaliyetlerine, para ve altın ticaretine dair bilgilere yer verilmiş; ve rapor 'İlişkiler ortaya çıkarsa hükümet aleyhinde kullanılabilir' diyerek bitirilmişti. Raporun detaylarına linkten ulaşabilirsiniz.

Zarrab 21 Mart günü ABD'nin Miami kentinde önce göz altına alındı; ardından tutuklandı.

Zarrab 21 Mart günü ABD'nin Miami kentinde önce göz altına alındı; ardından tutuklandı.

ABD'li Savcı Preet Bharara'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında kara para aklama, banka dolandırıcılığı ve İran yaptırımlarını ihlal etmek suçlarından tutuklanan Zarrab'ın 75 yıla kadar hapsi isteniyor.

Peki şimdi ne olacak?

Peki şimdi ne olacak?

Konunun dikkatli takipçilerinin görüşü, Zarrab'ın Miami'ye tatil için gitmediği, ve 'yanlışlıkla' tutuklanmadığı yönünde. Zarrab'ın gerek muazzam serveti, gerekse kirli ilişki ağı sebebiyle Türkiye'de can güvenliğinden endişe etmeye başladığı, bu nedenle ABD'ye giderek kendisini kasıtlı olarak tutuklattığı, verdiği ifadede bağlantılarını açıklamak suretiyle mal varlığının bir kısmını koruyabilmek yönünde bir anlaşmaya varabilmeyi planladığı; düşünülen senaryolar arasında öne çıkıyor.

Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi durumunda ise, 17 - 25 Aralık operasyonunun Türkiye ekseninden çıkıp Dubai'den Miami'ye uzanan uluslararası bir boyut alması da kaçınılmaz olacak.

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
2007
472
273
114
77
38
16
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?