Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Netflix'e Konu Olacak Kadar Skandallarla Dolu Ünlü Marka "Abercrombie & Fitch'in Yükselişi ve Düşüşü"
90'lı yılların hiç tartışmasız en gözde markalarından olan, o dönem gençlerin tarzına yön veren Abercrombie & Fitch markasının skandallarla dolu bir hikayesi var. Taciz ifşalarından ırkçılığa, büyük beden sorunundan İslamofobi'ye kadar uzanan markanın hikayesi Netflix'in yeni belgeseline de konu oldu. Detaylar için buyurun... 😱👇
Sosyal medyanın henüz moda trendlerini belirlemediği 90'lı yıllarda tüm dünyayı kasıp kavurmuş, gençlerin dilinden düşmeyen tek bir gözde marka vardı: Abercrombie & Fitch.
Reklamlarında sansasyon yaratan yarı çıplak modelleriyle, her iki kişiden birinin giydiği kocaman logolu tişörtleriyle modaya yön veren marka zaman içinde kendisini ardı arkası kesilmeyen skandalların ortasında buldu ve adeta tarihe karıştı...
Yıllar yıllar önce, 1892 senesinde David T. Abercrombie tarafından New York kentinin Manhattan bölgesinde kuruldu marka. İlk başlarda sadece Teddy Roosevelt, Ernest Hemingway gibi üst sınıf ünlülere ve sporculara özel tasarımlar yapıyordu.
1988 yılında el değiştirerek Limited Brands şirketinin bir parçası oldu ve 1992'de markanın imajını değiştirip bir sansasyon haline getiren Mike Jeffries başa geçti.
Yepyeni bir imajla birlikte fotoğrafçı Bruce Weber'ın ilgi gören erotik reklam afişleri, büyüyen kampanyalar ve kataloglarıyla markanın efsane günleri başlamış oldu.
Genç kitleyi hedef alarak müstehcen çekimler yapan ilk markalardan biri olan Calvin Klein'ın da etkisiyle moda dünyasında adeta yeni bir sayfa açıldı.
Hem tasarımlarının sadeliğinden, hem de lüks markalar gibi pahalı ve ulaşılmaz olmadığından kısa sürede yükseldi Abercrombie.
Hatta takvimler 1996 yılını gösterdiğinde markanın etkisini anlatmaya artık kelimeler yetmiyordu. O dönem Abercrombie ekibinden bir çalışan 'Bir şapkanın üzerine köpek b*kuyla Abercrombie & Fitch yazsak bile 40 dolara satabilirdik' diyor...
Markanın aynı reklam yüzleri gibi, mağaza çalışanları da fit vücutlu, güzel ve yakışıklı olmalarıyla ünlemişti. Eski çalışanlara göre Jeffries'in eleman seçerken çok net kuralları vardı: Sadece çekici, doğal saçlı, sade giyinen gençler.
Hatta Jeffries'in depo çalışanlarını bile özel olarak seçtiği söylentileri dolanıyordu.
Altın çağını yaşayan marka bir süre sonra ardı arkası kesilmeyen 'talihsiz serüvenler dizisinin' içinde buldu kendisini. 2002'de iki Asyalı erkek karikatürünün 'Wong Kardeşler Kuru Temizleme' yazısıyla birlikte basıldığı tişört ülkede yankı yarattı.
Eleştirilerin ve protestoların ardından özür dileyen marka, tişörtleri yakma kararı aldı. Ancak çok değil, aradan bir sene geçtikten sonra yine bir krizin ortasında buldular kendilerini.
"Bizim kıyafetlerimize yakışmayan çok fazla insan var" diyen Jeffries ırkçı açıklamalarını pek gizlemeye çalışmıyordu. Derken birçok farklı etnik kökenden gelen Abercrombie çalışanları, iş yerinde yavaş yavaş çalışma saatlerinin kesilmeye başladığını açıkladılar.
Asyalı satış elemanı Jennifer Sheahan kendi başına gelenleri şöyle anlatıyor;
"Benim gibi Asya-Amerikalı olan müdür yardımcısına bu durumu danışmaya gittim. Mağazayı gezmeye gelen üst kurul üyelerinden birisi, etrafta çok fazla Asyalı müşteri olduğunu fark edince 'daha fazla beyaz ırktan çalışan olması gerektiğini' söylemiş."
Jennifer'ın yaşadığına benzer durumlara maruz kalan birçok farklı etnik kökenden gelen çalışan, Abercrombie & Fitch'e dava açmaya karar verdiler. Gelecek yıl ise marka artık eski usul işe alma yöntemlerini bırakacaklarını açıkladı.
Açıkladılar ancak bıraktılar diyemiyoruz... Çünkü 2009 yılında Samantha Elauf isimli genç bir kadın, başörtüsü taktığı için markanın kendisini işe almadığını söyleyerek dava açtı ve 2015 yılında davayı kazandı!
Değeri ve popülaritesi gittikçe düşmeyen devam eden marka, 2013'e geldiğimizde yeni bir kriz ile karşılaştı ve büyük beden kıyafetler yapmadıkları için tekrar eleştirinin odağı oldular.
Mike Jeffries 2014 yılında markadaki pozisyonundan ayrıldı ama skandallardan tam olarak sıyrılamadı. Kendisinin yakın arkadaşı, markanın fotoğrafçısı Weber, ünlü tacizcilerin ifşa edildiği #MeToo akımıyla gündeme geldi.
Genç erkeklerden hoşlandığı bilinen, kendisiyle görüşmeyi reddeden çalışanları işten attırdığı iddia edilen Weber'ın, çekimler sırasında cinsel organlarını elleyerek taciz ettiği erkek modeller kendisine dava açtı.
Bu arada tüm bu iniş çıkışlara rağmen marka hiçbir zaman reklam yüzlerinden ödün vermedi...
Taylor Swift'ten Channing Tatum'a, Heidi Klum'dan Jennifer Lawrence'a kadar tanıdık bildik tüm yüzler bir dönem bu markayla çalıştı.
Yıllar içinde bunca olayın ardından artık hem gözden, hem gönülden ırak kalan markanın skandallarla dolu hikayesi Netflix'e de konu oldu!
"İşin Rengi: Abercrombie & Fitch'in Yükselişi ve Düşüşü" isimli belgeselin fragmanını izlemek isteyenler için şöyle bırakalım 👇
Abercrombie & Fitch markası artık bünyesindeki tüm çalışanları değiştirmiş, herkesi 'kapsayan' bir politikayla devam ediyor varlığına. Belgeselin haberiyle beraber tekrar gündeme gelen markanın geleceğinde neler neler olacak hep beraber göreceğiz...
Siz nasıl buldunuz markanın hikayesini? Yorumlarda buluşalım!
Yorum Yazın
kapalı kadın davayı kazanmış ama bana açıkçası saçma geldi. neticede kadın da kendi kimliğine inançlarına %180 derece zıt olan, yarı çıplak insanların çalışt... Devamını Gör
bu arada yaklaşıl 8 yıl Trendyolda çalıştım. 2000 çalışandan sadece temizlik birimdeki ablarda oluyordu kapalı, onlarda gitgide azaldı. çünkü Trendyol'un içi... Devamını Gör
türbanlıyı işe almamak en doğal haktır.
Neden onlar insan değil mi ?
Üniversite yıllarımda severek giydiğim bir markaydı, artık giyiniyorum zaten sorun yok:)