Ne Olduysa Yine Çocuğa Oldu! İlk Bölümüyle Büyük Tepkiler Çeken Sefirin Kızı Dizisinin 2. Bölümünde Neler Yaşandı?
Ne bölümdü ama...
Birinci bölümünde hepimizin hassas noktası olan bekaret ve namus meselelerini işlemesiyle birçok insanın olumsuz tepkilerini toplamıştı Sefirin Kızı.
Birçok insan tepki gösterse de dizi ikinci bölümüyle de oldukça konuşuldu.
Yaşadığı ağır şeyleri artık kaldıramayan, kızını babasına emanet ederek intihar etmeyi düşünen Nare, ikinci bölüm açılırken yine kızını düşündüğü için intihardan vazgeçti.
İntihar etmesinin ve kızını Sancar'a bırakıp gitmesinin sebebini öğrenmek için Nare'nin önünü kesen Sancar Efe kaba kuvvete devam etti...
Her nasıl olduysa Nare o gece uçurumdan atlamış fakat ölmemiş, hatta tecavüzcüsü ve manevi abisi Akın tarafından kurtarılmış.
Sancar, Nare'nin o gecenin ardından uçağa atlayıp "Japon sevgilisiyle" yurt dışına gittiğini ve keyfinin gayet yerinde olduğuna inanıyordu.
Gediz, Kavruk ile gelip yolun ortasında tartışan ikiliye yetişince, Sancar Efe'ye ağzının payını bir güzel verip içimize soğuk sular serpmeyi başardı.
Her şeyden bihaber olan Nare, Sancar gittikten sonra Gediz'le konuştu ve işler o noktadan sonra kendisi için apayrı bir hal almaya başladı.
Beddualarımızın ortak adresi Akın'ın hayatta kalmış olması iyi mi oldu kötü mü oldu pek bilemiyoruz.
Nare babasına oraya asla geri dönmeyeceğini ve Muğla'da kalacağını söyledi. Oraya yerleşecek ve kızını Sancar'dan geri alacaktı.
Yeri gelmişken söyleyelim, Neslihan Atagül ve Uraz Kaygılaroğlu şahane bir ikili oldular. İkisinin birlikte olduğu sahnelerde enerjileri o kadar tutuyor ki ekrana kilitlenip kalıyoruz.
Uraz Kaygılaroğlu'nun canlandırdığı Gediz'in, Nare'ye içten içe aşık olduğu çok bariz. Onunla yakından ilgileniyor ve neler olduğunu anlamak için sürekli ağzından laf almaya çalışıyor. Peşini bırakmıyor, nereye gitse oraya geliyor. Yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Hatta en son gerçekleri öğrenmek için o kadar zorluyor ki Nare'yi, sonunda Nare dayanamayıp 8 sene önce o uçurumdan aşağı atladığını ama ölemediğini anlatıyor üzeri kapalı bir şekilde. Sonrasında ise sinirlerine hakim olamayıp haykırarak neler olduğunu anlatmaya başlıyor.
Bu sırada Sancar Efe, babalığın nasıl bir şey olduğunu çözmeye çalışıyor ve Melek'le yakından ilgileniyor.
Bu ne kadar mümkünse elbette. Melek çok akıllı bir kız ancak o evde onu hiç de kolay şeyler beklemiyor. Evin hanımağası Melek için kurban kesmeye karar veriyor. Eve sevinçli bir hava hakimken, herkes Melek'i kabullenip ona yakın davranmaya çalışıyor. Ancak bir kişi hariç, o da yeni gelin Menekşe. O bu hikayenin bir diğer mağduru, ancak diğer kötü karakterin Menekşe olduğunu ilk bölüm de hissetmiştik. Tahmin ettiğimiz üzere bu bölüm ortalığı bir güzel karıştırdı.
Sancar ile büyük bir aşkla evlendiği belli olan Menekşe, kocasından asla beklediği ilgiyi göremediği için sinirli ve kinlenmiş bir kadın.
Ona hak vermeyen kimse olduğunu sanmıyoruz çünkü Sancar'ın onunla sevmeden ve gönülsüz evlendiği çok belli baştan beri. Bir de Melek gelice adeta Menekşe orada yokmuş, sanki onunla kendi rızasıyla evlenmemiş gibi davranıyor. Menekşe de tüm hıncını Melek'ten çıkarmaya karar veriyor anlaşılan. Ancak şimdi kızını almaya gelen Nare'ye dönelim....
Evde bayram havası eserken, Nare Sancar'a kızını almaya geldiğini söylemek için geliyor.
Ancak Nare'nin tutarsız hareketlerine anlam veremeyen ve acı çektiği belli olan Sancar kızımı sana vermem diye tutturuyor.
Hem senelerce kızından uzak kalmış acılı bir baba, hem de kızından başka kimsesi olmayan bir anne var karşımızda. Hem de gerçekten çocuk oyuncağı gibi bir gelen bir giden bir anne, ancak her şeyi bilen seyirci onu anlasa da, hiçbir şey anlamayan Sancar'a da diğer yandan hak vermemek elde değil.
Söylediğimiz gibi, kaba kuvvetin yürüyen hali Sancar yine Nare'yi sürükleye sürükleye götürüp arabasına bindirdi ve "bir daha evime gelme" diyerek onu kovdu...
Bunun üzerine Nare de, Sancar'ın Melek'i ona geri vermeyeceğini anlayınca planlar yapmaya başladı ve kızını konaktan kaçırmaya karar verdi.
Fakat o sırada işler evde sarpa sarmaya başladı. Menekşe Melek'i evde istemiyordu çünkü kızın Sancar ile aralarında bir engel olduğunu düşünüyordu. Bu sebeple sinirinden makasla kesip paramparça edip ettiği gelinliğini ertesi sabah herkes kahvaltıdayken alıp Melek'in yatağının altına sakladı. Onun planları Nare'ninkinin aksine tıkır tıkır işlemeye başladı.
Kaynanasına bir şekilde şikayet ettiği Melek'i hamamda sıkıştıran Menekşe ile hanımağa hiç beklemediği bir şeyle karşılaştı.
Melek, kendisine atılan iftiranın karşısında kilitlenip kaldı. Bir nevi panik atak geçiren Melek'i kendisine getiremeyince Sancar Efe'yi aradılar.
Sancar Efe kızına ne olduğunu anlamaya çalışırken, Menekşe birden bire adeta bir yılana dönüştü ve yalanları ardı ardına sıralamaya başladı.
Ortalık bir anda yılan hikayesine döndü ve Melek üzerinden birçok yalan söylendi. Biz ekran karşısında sinirden tırnaklarımızı yerken, kimseyle konuşmayan ve kimseye tepki vermeyen Melek'in imdadına mecburen annesi yetişti.
Kimseye tepki vermeyen Melek, annesinin sesiyle kendisine geldi ve aralarındaki muhteşem enerjiyle bizim bile gözlerimiz doldu.
Melek kendine gelince, Nare onu alıp gideceğini söylese de Sancar elbette buna izin vermedi ve alıp karısının gözü önünde, konuşmak için Nare'yi yatak odasına sürükledi.
Sinirden delirmemek işten bile değil maalesef!
Birbirlerine hala aşık oldukları ve acı çektikleri belli olan ikili yine bağrışıp kavga ediyor ve bir sonuca varamıyorlar.
Böylece sıra Nare'nin planını devreye sokmaya geliyor ve Melek'le konuşup onu sabaha karşı evden kaçıracağını, hazır olmasını tembihleyip gerisin geri evden çıkıyor.
Sabaha kadar hem Melek, hem Nare, hem de Menekşe uyumuyor. Çünkü kocasının kapının önünde uyuduğunu gören ve Melek'ten şüphelenen Menekşe bir şeyler döndüğünü anlıyor.
Melek'in hazır bir şekilde odadan çıkmaya çalıştığını fark edince Menekşe bunu fırsat bilip küçük bir oyun oynamaya karar veriyor. Odasında fare olduğunu söyleyip bağırarak evi ayağa kaldıran yeni gelin, Sancar'ı içeri sokunca, Melek'e eliyle gitmesini işaret ediyor ve böylece Melek evden çıkabiliyor.
Fakat işler yine yolunda gitmiyor. Sancar, Melek ve Nare'yi evin önünde yakalıyor. Melek'i bir türlü paylaşamıyorlar...
Ancak ikisinin de hesaba katmadığı, Melek'i isteyen bir başkası daha çıkıp geliyor: Melek'in dedesi, Nare'nin babası, Karadağ Büyükelçisi...
Nare'yi ancak Melek'i alırsa geri döndürebileceğini bilen büyükelçi, kendi nüfusuna kayıtlı olan Melek'i almaya geliyor.
Türkiye'ye iner inmez polis karakoluna giden büyükelçi, Nare'yi, kızını kaçırmakla şikayet edip, polis ekipleriyle birlikte yanlarına gelerek Melek'i alıyor. Meğer zamanında Nare, Melek'i babasının nüfusuna kaydettirmiş...
Böylece Melek, dedesiyle birlikte Montenegro'ya yani Karadağ'a dönüyor...
Kızlarını bir türlü paylaşamayan Nare ile Sancar ise, en son Melek'siz kalıyorlar...
İşte Sefirin Kızı dizisinin 2. bölümü böyleydi. 3. bölümü merakla bekliyoruz.
Yorum Yazın
Baban koskoca diplomat, okumuş dünya görmüş ve sanırım bikaç lisan bilen bi kızsın. Norveçli izlandalı adamlarla tanışmışsın. Sonra gelip türkiye'nin bi köyü... Devamını Gör
anlıyorum tıklanma istiyorsunuz aynısını sen anlat karadenizde de yaptınız ama şu diziyi yorumlayıp gündemde tutmayın
Konusu geregi polemik yaratmaya uygun,daha cok icerigi doner buralarda.Ha dozunu azaltirlar tabi(hercai icin yaptiklari gibi).Ama gene de her sezon finalidir... Devamını Gör
Bu kızın oyunculuğunun neyini beğeniyorlar bunun bir tık üstü Hande Erçel
cidden bu kıyaslamayı yaparken çok kafa yordun mu ?