onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Murat Arda Yazio: Yasalar Kadınları ve Çocukları Korusun, Katilleri Değil!

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Murat Arda Yazio: Yasalar Kadınları ve Çocukları Korusun, Katilleri Değil!

Murat Arda
31.12.2020 - 15:51 Son Güncelleme: 01.01.2021 - 21:13

Hayat –ya da ölüm- zaten tüm delirticiliği ile üstümüze üstümüze geliyorken, Covid’ten her gün yüzlerce binlerce canı bilimsizlik ve çaresizlik illeti yüzünden sonsuzluğa uğurluyorken bir de bu katil sürüleri ile uğraşmak zorunda kalıyoruz: Yüce devletimiz; adını koyalım, yasalar bu şekliyle kadınları ve çocukları değil, katilleri korumaktadır; uyarıyoruz…

İçim parçalanıyor, bir akademisyen, öğrencileri tarafından sevilen sayılan bir kadın, Aylin Sözer’i de “sözde erkeklik” denilen aşağılık egemen ideolojiye kurban verdik.

İçim parçalanıyor, bir akademisyen, öğrencileri tarafından sevilen sayılan bir kadın, Aylin Sözer’i de “sözde erkeklik” denilen aşağılık egemen ideolojiye kurban verdik.

Efendiler, abiler, sevgili devlet büyüklerimiz; yapmayın etmeyin, İstanbul Sözleşmesini uygulayın… Uygar dünyada olmayan bu kadın ölüm oranlarının devasa yüksekliği toplumumuzun içini oyduğu gibi ortada toplum moplum da bırakmayacak bir düzeye dört nala koşuyor. Covid ölümleri konusunda dünya lideri olmaya atbaşı koşuyoruz, kadın ölüm oranlarında eksik kalsak, bari bu konuda dünya liderliğine oynamasak diyorum?

Yazio projesine eğlenceli, edebi, felsefi ve mutlu yazılar yazmak için dahil olmuştum;

Ancak bu gidişata karşı ses yükseltmez, sessiz kalmayı sürdürürsek…

Eğlence de edebiyat da felsefe de mutluluk da heder olacak…

Her gün ölüyoruz…

Sağlık emekçileri ölüyor…

Kadınlar katlediliyor…

Tükeniyoruz…

İstanbul Sözleşmesi Türkiye’de zaten tam manasıyla uygulanmadığı için kadına şiddetin önünü alamıyoruz. Üstelik imza attığımız bu sözleşmenin kadükleşmesi için aklen ve dinen dûn kesimler bir de ağız birliği edercesine İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesini buyuruyorlar, utanmadan!

Beyler ve bayanlar; kendinize gelin…İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti azaltabilecek yegane formülü içeriyor şu an için… Zira psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor bu anlaşma.

Beyler ve bayanlar; kendinize gelin…İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti azaltabilecek yegane formülü içeriyor şu an için… Zira psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja  zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor bu anlaşma.

Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde anlaşılır.

Bazı çevrelerin muhafazakârlık görünümünde kadınlara yönelik şiddete duyarsız kalması beni çileden çıkartıyor. Onlara tavsiyem, dar kafalılıklarını aşmak için biraz kitap okumak için kendilerini zorlamalarıdır. İster Ortodoks manada “aile” kavramı içine girsin isterse de Yeşilçam jargonuyla söyleyecek olursam “dost hayatı” yaşanıyor olsun, kadına şiddet KA-BUL-E-Dİ-LE-MEZ!

İstanbul sözleşmesi “aile” olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmez. Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler o denli önemlidir ki; silahlı çatışma durumlarında bile geçerliliğini korur ve Taraf Devletlerin bunu garanti altına alması gerekir.

Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda. Ancak devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Aynı zamanda şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü devlete ait.

Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde şiddetin sorumlusu İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde devlet olacaktır.

Aylin Sözer başta olmak üzere kaybettiğimiz tüm kadınların anısı önünde saygıyla eğiliyor ve #İstanbulSözleşmesiniUygula diye haykırıyorum.

Twitter

Instagram

Web

category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
21
3
2
2
1
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Rüzgar Sayer

Başlığı sevmedim. Kanunlar Masumları korusun.

Recalcitrant

Katil olmayan erkekleri kimse korumasın zaten, savaşlarda ölsünler acil bir durumda en son kurtulmayı hak eden olarak görülsünler

Hamide Aksu

Eeee,napalım,biraz da siz horlanın,suçlu suçsuz her kadın suçlansın,paşalara dokunulmasın,yok öyle bi evren

Hamide Aksu

Erkeklerin bazıları,kadını kendi malı,eşyası,oyuncağı,kölesi sanıyo herhalde.Böyle düşünenlere sesleniyorum SİZ EN İLKEL PRİMARIN BİLE EN ALT VE ŞEREFSİZ KI... Devamını Gör

Hamide Aksu

Ayy,çok rahatladım dicem de rahatlamadım,keşke o şerefsizlere açıp ağzımı,yumsaydım gözümü canlı canlı,çok iyi olyrdu yaa