Görüş Bildir
Haberler
Murat Arda Yazio: Sokak Hayvanları Türkiye'nin Özgün Bir Güzelliğidir

etiket Murat Arda Yazio: Sokak Hayvanları Türkiye'nin Özgün Bir Güzelliğidir

Murat Arda
05.01.2022 - 11:34 Son Güncelleme: 07.01.2022 - 15:33

Batının ne kadar köhnemiş huyu varsa eğer “hak dini” ile uyumsuz bir yanı yoksa hesapta “dini itikadı kuvvetli” hükümetimizce anında benimsenmesi artık bir kural haline geldi.

Başımıza ne gelse “şark kurnazlığı”ndan, “küçük hesapçılık”tan geliyor ama ne gam, uslanmak ne kelime, us ne ki?

Yakın tarihte gördük; asıl amaç yurtsever-laik askerleri tasfiye etmektir ama kılıf hazır; çok Avrupacıydık ya; “Askeri vesayeti bitirmek için Avrupa Birliği’ndeki gibi sivil ağırlıklı bir vesayet düzeni tesis edilecek!” Ama Avrupa’nın diğer evrensel değerleri? “Destur köpek, sen işine bak, terörist!”

Barlarda, konser alanlarında müzik sesi ve müzik saatinden, bakkallarda çakkallarda satılan içkiye meşrubata kadar işine gelince Avrupacı, Amerikacı olmak “Orada da şöyle, orada da böyle” demek ama diğer temel insan hakları söz konusu olduğunda köküne kadar hatta kökünden sonra da sözde “anti-Amerikancı”, “anti-Avrupacı” olmak temel bir Türk sağcısı davranış kalıbı.

Dün böyleydi, bugün şöyle: Sokak hayvanlarına yapılmaya başlayan zulüme Avrupa kılıfı hazır: “Oralarda sokak hayvanı görüyor musunuz?”

Dün böyleydi, bugün şöyle: Sokak hayvanlarına yapılmaya başlayan zulüme Avrupa kılıfı hazır: “Oralarda sokak hayvanı görüyor musunuz?”

Ulan, Avrupa’dan, Amerika’dan ala ala bu görgüyü mü ithal edeceksiniz bre gapçık ağızlılar? Bir kere şunu hemen tespit edelim. Sokak hayvanları, özellikle sokak köpekleri Osmanlı’dan bu yana bu toprakların ayrılmaz bir parçasıdır! Batı sokak hayvanları konusunda gelsin Türkiye’den ders alsınlar (En azından bazı CHPli ve HDPli belediyelerle birlikte Dersim TKPli belediyeye bakabilirler zira bu kurumlar yukarıdan gelen “Sokak Köpeklerine Zulüm Fetvası”na uymayacaklarını açıkladılar).

Sokak hayvanları bu ülkenin bir güzelliğidir; özgün bir güzelliğidir ve onlarla beraber yaşamayı bu toplum yüz yıllardır sürdürüyor. 

Değerli hocamız Taner Timur’un, Osmanlı’da sokak hayvanlarına Avrupalı gezginlerin bakış açılarını aktaran notlarına bir göz atalım isterseniz; bakınız Tarih ve Toplum dergisinde yayınladığı makalesinde atalarımızın köpeklerle ilişkisine dair “Avrupalı” gözlemleri…

İstanbul’un sokak köpeklerinden, ilk kez, 1655’te şehri ziyaret eden Jean Thevenot söz ediyor ve yazar İstanbulluların köpek sevgisi hakkında şunları söylüyor:

İstanbul’un sokak köpeklerinden, ilk kez, 1655’te şehri ziyaret eden Jean Thevenot söz ediyor ve yazar İstanbulluların köpek sevgisi hakkında şunları söylüyor:

“İyi giyinmiş bir sürü insanın, sokakta doğurmuş bir köpeğin yavrularının ezilmemesi için küçük bir duvar örmek üzere etrafta taş aradıklarını gözlerimle gördüm”. Ondan yaklaşık elli yıl sonra, 18. yüzyılın başında başka bir seyyahın, P. de Tournefort’un, kaleminden de şu satırları okuyoruz: “İnanılmaz gibi görünse de bazıları vasiyetname ile haftanın belli günlerinde bir kısım köpek ve kedilerin beslenmesini sağlamak için vakıflar kurmaktadırlar”.

İşimize gelince “Avrupalı” değerlere öykünmekten bahsetmiştim, buyurun buradan yakın. Timur hocamız Kırım Savaşı döneminde Fransızların Sultan Hamit döneminde Almanların şehr-i İstanbul’daki haleti ruhiyelerini şöyle anlatıyor:

'Kırım Savaşı; İstanbul Fransız askerleriyle dolu ve bunlar sokak köpeklerinden de hiç hoşlanmıyorlar. Kendi ülkelerinde bu sorun çözülmüş; tam da o yıllarda bir “köpek mevzuatı” çıkarılmış; “köpek vergisi” konulmuş; oysa “kırmızı pantolonlu” subaylar burada rahatsız; binlerce köpeği balta ve süngülerle öldürüyorlar. Ama nafile; on yıl sonra kolera salgını, durum daha da vahimleşiyor; sokaklar insan cesedi yiyen, mezarları kazıyan köpeklerle dolu; Sultan Aziz’in özel komisyonu mezarların daha derin kazılmasını emreden bir karar bile alıyor! Sonra Abdülhamit yılları; Sultan’ın “köpek”lere pek aldırdığı yok, ama Alman İmparatoru gelecek; şehri güzel göstermek lazım; “sürgün” projesi yeniden gündeme geliyor ve köpeklerine düşkün İstanbullular tarafından yine püskürtülüyor.'

Daha sonra ne Meşrutiyet zamanlarında Jön Türklerin çingeneleri kullanarak yok etmeye çalıştıkları köpeklere karşı gerçekleştirilen topyekün harp, ne Hayırsız Ada’ya sürülen gariban köpeklere yapılan zulümler ne de Cumhuriyet döneminde Vali Cemil Topuzlu’nun anti-köpek taarruzları Türkler ile köpeklerin yüzlerce hatta Türk mitolojisini göz önünde bulunduracak olursak binlerce yıllık dostluğunu yok edebiliyor.

Sene olmuş 2022…

Sokak köpekleri ve onların yoldaşları hayvanseverler yine muzaffer olacaktır!

Twitter

Instagram

Web

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
6
6
1
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın