Lozan'da Kritik Nükleer Müzakere
'Nükleerde ilerleme var'
ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile İranlı mevkidaşı Zarif, nükleer müzakerelerde ilerleme sağlandığını açıkladı. Ancak Kerry'e göre 'zorlu süreç' devam ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, İran ile nükleer müzakerelerde ‘zorlu meselelerin’ olduğu ancak siyasi bir anlaşma için son tarih olan 31 Mart öncesinde 'ilerleme’ kaydedildiğini duyurdu.
İsviçre'nin Lozan kentindeki müzakerelerle ilgili konuşan İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de, müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini söyledi.
Müzakerelere katılan Avrupalı bir yetkiliye göre, İran ile Batı ülkeleri arasında kritik müzakereler tarafların anlaşabileceği ve İran’ı nükleer silahı geliştirmekten engelleyebilen bir çözüm bulma noktasından hala ‘çok uzak’.
İsminin açıklanmaması kaydıyla Reuters’e konuşan yetkili, “Bence anlaşmadan hala çok uzağız. Ben gerçekten Cuma gecesine kadar bir anlaşmaya varabileceğimize inanmıyorum” ifadeleri kullandı.
Yetkili, “İranlıların, ‘meselelerin yüzde 90’i üzerinde anlaşmaya vardık’ sözleri doğru değildir” dedi.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, ABD ile yapılan görüşmelerde teknik meselelerin yüzde 90 oranında hallolduğunu söylemişti.
Tüm bölge yakından izliyor
Nükleer müzakerelerde siyasi bir anlaşma çerçevesi oluşturulması için son tarih 31 Mart.
Nükleer müzakereler bölge ülkeleri arasında ilişkiler ve güç dengeleri açısından da büyük önem taşıyor.
Ortadoğu'daki İran etkisi nedeniyle endişeli olan İsrail ve Suudi Arabistan, olası bir anlaşmanın Tahran'ın elini daha da fazla güçlendireceğini öne sürüyor.
Bu yüzden iki ülke, nihai anlaşmanın sağlanmaması için ABD yönetimine baskı yapıyor. İran ile nükleer müzakereler konusu ABD siyasetinde de Obama yönetimi ve Cumhuriyetçiler arasında hızla tırmanan bir gerilim yarattı.
Nihai bir anlaşma sağlanması halinde İran'a yönelik yaptırımların kalkması da gündeme gelecek.
Suriye'de Esed'i destekleyen, Irak'ta büyük etkiye sahip olan ve Yemen'de de etki alanını genişleten İran'ın yaptırımların kalkmasıyla rahat bir nefes alacak olması, Riyad ve Tel Aviv'de endişe yaratıyor.
Bu sebeplerle 31 Mart tarihinin Ortadoğu'daki tabloyu da büyük oranda değiştirme ihtimali olduğunu söylemek mümkün.