Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Korku Sinemasının Vazgeçilmez Unsuru Cinler! Yerli Cin Filmleri ile Yabancı Cin Filmlerini Karşılaştırıyoruz
İslami kültürün binlerce yıldır en önemli korku motifi olan cinler aynı zamanda bildiğiniz gibi yerli korku sinemasının da biricik korku teması yıllardır. Her yıl sayısına yetişemediğimiz kadar çok cin filmi çıkıyor ülkemizde... Yani bizim için yeni sayılmaz. Yabancı korku sinemasında ise durum biraz farklı... Cin filmlerine rastlıyoruz fakat tabii ki bizdeki kadar çok değil.
Genellikle Arap ülkeleri ile Amerika veya Avrupa ülkelerinden biriyle ortak yapım olan bu yabancı cin filmleri kısacası sektörde biraz toy! O halde yabancı cin filmleriyle yerli cin filmlerinin ortak ve farklı özelliklerine biraz yakından bakalım...
Küçüklüğümüzde hikâyeleriyle tüylerimizi ürperten İslam'ın da önemli figürlerinden olan cinler 10 yılı aşkın bir süredir de yerli korku sinemanın vazgeçilmezleri...
Tamamen İslam'daki cin tasvirinden ve anlatısından beslenen senaryolarda tahmin edebileceğiniz gibi cinlerin başka bir boyuttan, özgür iradeleri olan ve ateşten yaratılmış varlıklar olarak izliyoruz.
Yerli yapımlar kendi kültürümüze ve inanışlarımıza mümkün olduğunca bağlı kalırken, yabancı yapımlarda cinlerin çoğu zaman yüzeysel bir tasvirle ele alındığını görüyoruz. Kuşkusuz bunda geleneklerin de büyük etkisi var.
Ama yine de bir sebep sonuç ilişkisine ihtiyaç duyulur filmlerde... O yüzden musallat olmaları için cinlere bir neden vermeniz gerekiyor. Bunda yerli-yabancı tüm yapımlar da hemfikir haliyle.
Mesela bir cin çağırma seansı sonrası veya geçmişten gelen bir günah sebebiyle serbest kalmış ve aşırı öfkeli cin...
Yabancı korku filmlerinde cin çağıran bir grup gence musallat olan varlıkların konu olduğuna çok kez tanık olduk fakat bu filmlerdeki varlıkların cin diye adlandırıldığına pek denk gelmemişsinizdir. Oysa 2002 yapımı Long Time Dead filminde hikaye tamamen İslam kültüründeki bir cinin musallatı etrafında şekilleniyor.
Yerli filmlerde gördüğümüz insan ve cin evliliğinden olmuş yarı insan yarın cin bebekler yabancı filmlerde de kullanılıyor pek ala!
Mesela efsane korku yönetmeni Tobe Hooper'ın 2013 yapımı 'Djinn' adlı filminde yarı insan yarı cin bir bebekle karşılaşıyoruz. Tıpkı 2007 yapımı Musallat'ta da gördüğümüz gibi...
Yerli filmler arttıkça konuları da dallanıp budaklanıyor. Pek çok filmde farklı cin kabilelerine dair hikayeler işlenirken Arap ülkelerinin sineması da farklı efsanelerden beslenebiliyor.
2008 yapımı Fas filmi olan Kandisha bunun güzel bir örneği esasında. Kuzey Afrika'nın efsanelerinden biri olan Kandisha, erkekleri baştan çıkarıp onlara musallat olan kadın bir cini konu alır. Film de bu efsane etrafında şekilleniyor.
Çocuk karakterlerin hikayeye sunduğu katman yerli yabancı neredeyse tüm filmlerin üzerine düştüğü unsurlardan biri.
Pek çok hikayenin evriminde önemli karakterler olarak boy gösteren çocuk karakterler hikayelerin en can alıcı noktası olurlar genellikle. Masumiyetleri birer korku ögesine dönüştüklerinde filmin gerilimine çok fazla katkı sağladıklarını söyleyebiliriz. Cinlerin musallat olmayı ya da korkutmayı en çok sevdiği karakterlerin başında da çocuklar geliyor.
Bu filmlerin bir diğer ortak noktası ise cinlerin kendilerini ölü bedenler içerisinde kamufle etmesi hiç kuşkusuz!
Kimi zaman korkutmak amaçlı kimi zamansa bir gayelerini gerçekleştirmek için ölü olduğunu bildiğimiz bir bedende baş kahramanımızla karşılaşmaya gelen cinler bu filmlerin ortak noktalarından biri.
Ekrana cin temsillerinin nasıl yansıtıldığı konusu ise sadece ülke sinemalarına değil filmden filme farklılık gösteriyor.
Fakat özellikle yabancı cin temalı korku filmlerinde cinleri daha mitik tasvirlerde görüyoruz...
Yerli filmlerde sıklıkla başka bir insan bedeninde zuhur etse de kimi zaman gerçek temsili olarak varsayılan şekillerde, bol görsel efektli olarak görebiliyoruz.
Cinci hocalarımız olmadan olmaz! Yerli filmler haliyle İslam kültürünü çok daha yoğun kullansalar da yabancı filmlerde buna çok sık rastlamıyoruz.
1985 yapımı Al-ins wal Jinn (İnsan ve Cin) adlı Mısır filminde yerli hocalarımıza benzer bir hocayla karşılaşmıştık ama mesela. 😲
Cin konusunu ele alan çoğu filmde cinlerin özellikle kadınlara musallat olduğunu söylemek mümkün...
Özellikle tüm vaktini evde yalnız başına geçiren kadınları deliliğe kadar sürükleyen, yapmadığını bırakmayan cinlerin sebepleri ise genellikle intikam oluyor.
Tüm gün eşini hiç görmemiş, ne yaşadığını bilmemesine rağmen kadına asla inanmayan işkolik bir koca da adeta evrensel bir mesele!
Yine 2013 Birleşik Arap Emirlikleri yapımı Djinn adlı filmde eşini ıssız bir apartmanda tek başına bırakan kocası ne yapar ne eder de eşine bir türlü inanmaz. Baya bildik, baya tanıdık, değil mi? 😒
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Kültüre ve inanışlara bağlı kalınarak anlatılan bir cin filmi mi yoksa dışarıdan bir gözle çekilen bir cin filmi mi daha korkutucu olur? 😱
👇👇👇
Yorum Yazın
düşündüğüm şey tam olarak şu. bi siktirin gidin. saçmalıktan başka birşey değil.
Yerli korku filmlerimiz kimse kendini kandırmasın lağım deliğine benziyor filmden daha çok.her filmde aynı senaryo,ortam veya kurgu ile korkutmaya çalışmak y... Devamını Gör
Valla yerli olsun yabancı olsun farketmez, bi Ayet-El Kürsi'ye bakar.
o kadar armor iksir boşunaymış