Manisa'dan sevk edilen Yılmaz'ın çok ağır bir durumda olduğunu ve solunum desteğine ihtiyacı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Cenk Kıraklı, hastaya yapay akciğer makinesi görevini gören ECMO cihazına bağlamak zorunda kaldıklarını söyledi.
Kıraklı, şöyle devam etti: 'Solunum cihazının işe yaramadığı durumlarda hastanın kanını bir damardan alıp dışarıda oksijenlendirip tekrar vücuda geri vermek üzerine kurulu ECMO cihazından destek alıyoruz. Akciğeri tamamen devre dışı bırakıyorsunuz. Cihaz, yapay bir akciğer gibi çalışıyor. Bu cihazla yaklaşık 15 gün hastayı tedavi ettik. Daha sonra hasta düzelmeye başladı. Yavaş yavaş cihazdan ayırıp uyandırdık, ventilatörden de ayırdık. Bu süreç çok uzundu. Şu an yoğun bakımda yaşadığı kas kaybı ve uzun süreli yatmaya bağlı olan problemler nedeniyle fizyoterapi görüyor. Kalçasında çok derin enfekte bir bası yarası oluştu. Fizyoterapistlerin desteğiyle yatak içi ve yatak dışı egzersizler uygulandı. Artık yürümeye, konuşmaya ve normal beslenmeye başladı.'
'En ağırları aşısız genç hastalar'
Ağır durumda olan hastaların genellikle hiç aşı yaptırmadığını belirten Kıraklı, aşılamanın başladığı Ocak ayından itibaren yatan hastaları analiz ettiklerini, en ağırlarının aşısız genç hastalardan oluştuğunu söyledi.
Kıraklı, şunları dile getirdi:
'Servisimizde 27, 35, 40 yaşlarında hastalarımız var. Pandeminin ilk dönemlerinde bunu görmüyorduk. Bu hastaların ortak noktası; aşı olmamaları. Varyantların oluşmasının nedeni de aşılamanın düşük olması. Virüs tam aşılama olmadığı zaman, sürekli bulaşmaya devam ediyor. Böyle bulaştıkça açık kapılar bulduğu için de sürekli form değiştiriyor. Bir anda bütün toplumu yüzde 100 aşılarsanız artık virüs yerleşecek bir konak bulamayacağı için ne varyant üretebilecek ne de çoğalabilecek. O nedenle aşılama çok önemli. Hastalık geçirenlerin de 6 ay sonra aşılanmasını öneriyoruz.'
Yorum Yazın