Kayıp Denizaltı Titan Okyanusun Derinliklerinde Artan Basınçtan Nasıl Etkilendi? Kurtulma Şansı Var mıydı?
Kayıp denizaltı Titan, tüm dünyanın günlerdir takip ettiği bir konu. Beş gündür kayıp olan denizaltının yolcularına mezar olmaması mümkün müydü? İçeriğimizde, bu sorunun cevabını arıyoruz. 👇
Bildiğiniz üzere, Titanik gemisinin enkazını görmek amacıyla çıkılan yolculukta Titan denizaltısı kaybolmuştu.
Denizaltı su yüzeyinde görünmediği için aracın yeri havadan belirlenmeye çalışılmış, okyanusun büyük bir alanı taransa da bir sonuç elde edilememişti. Daha sonra arama bölgesinde patlama seslerinin tespit edilmesi üzerine, uzaktan kumandalı dalış araçları bu seslerin yerini tespit etmeye çalışmıştı. ABD Sahil Güvenliği, bugün Titan'a ait enkaz parçaları bulunduğunu duyurdu.
Açıklamanın detayları için👇
Peki Titan, okyanusun derinliklerinde nelerle karşılaşmış olabilir?
Titan'ın karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikelerden biri, okyanus derinleştikçe artan su basıncıdır. Dünya yüzeyindeki her şey, üzerimizdeki havanın ağırlığından dolayı bir miktar basınca maruz kalır. Bu nedenle deniz seviyesindeki basınç genellikle bir atmosfer olarak tanımlanır. Okyanusa doğru alçalmaya başlandığında, havanın ağırlığına suyun ağırlığı da eklenir. Tuzlu suyun her on metre derinliğinde, basınç bir atmosfer daha artar.
Bilim insanları, okyanusun derinliklerini çeşitli kısımlara ayırmıştır.
Bu kısımların her birindeki ışık ve basınç düzeyi, farklı hayatta kalma seçenekleri sunar. Örneğin, çeşitli bitki ve hayvanlar; epipelajik zon yani derinliğin iki yüz metreye ulaştığı bölgede- ışığın güçlü ve basıncın nispeten düşük olduğu suyun en üst tabakasında- gelişir. Ancak güneş ışığı, sadece iki yüz metre derinliğe kadar suya nüfuz eder ve burada su basıncı yaklaşık yirmi bir atmosfere tekabül eder.
Yani Titan'ın Titanik'in kalıntılarına ulaşması için bundan çok daha derine inmesi gerekti.
Titanik'in enkazı, batipelajik zonda yani okyanus yüzeyinin 1500-2500 metre altında bir noktada yer almaktadır. Ünlü batık geminin etrafındaki basınç yaklaşık 375 atmosferdir. Bu da cismin yüzeyinin her bir santimetrekaresinin 2494 kilogram kuvvete eşdeğer olduğu anlamına gelir. Bu miktar, en güçlü çenelere sahip olan hayvanların uyguladığı ısırma basıncından daha fazladır: Örneğin timsah ısırıkları, 455 kilogram kuvvete kadar ölçülmüştür. Bir bilgisayar modelleme çalışması ise büyük bir beyaz köpekbalığının dişlerini neredeyse 1814 kilogram kuvvetle avına batırabileceğini öngörmüştür.
Dalgıçların büyük beyaz köpekbalığının çenesinde ezilmeye eşdeğer bir kuvvete dayanabilmeleri için ise ekipmanlarının güçlü malzemelerden yapılmış olmaları ve her taraftan bastıran suya dayanabilecek bir şekle sahip olmaları gerekir.
Su basıncı ile başa çıkabilecek araçların çoğu küreseldir; kayıp Titan ise silindirik bir şekle sahipti. Bunun da ötesinde, oksijen kaynağının yanı sıra yolcuların kendi nefeslerinde boğulmalarını önlemek için karbondioksit temizleyicilere, güneş ışığının asla ulaşamayacağı derinliklerde soğuğa dayanacak bir ısıtma sistemine ve Titanik batığı gibi bir hedefi bulup geri dönüş yoluna yönlendirecek navigasyon sistemlerine ihtiyaç duyar.
Peki, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Denizaltındaki önlemler sizce yeterli miydi? Buyurun yorumlara...
Bu içerikler de ilginizi çekebilir;
Yorum Yazın
zenginin ölümü züürdün parmaklarını yorar
paranla rezil olmak derler
ya arkadaslar bu sitenin hayal dunyasina kapilmayin sakın bizim insanimz aptal oldugu için herseye inaniyolar inanmayin her haberi hayal dunyasi amk :) yasam... Devamını Gör