“Ben evdeyken karşı komşum bize geldi, ben ona kapıyı açtım, biz birlikte olduk ve unuttum çocuğum ise aslında karşı komşumdan.” diye kafasına takmıştı. Sürekli bunu düşünüyordu.
Değerli okurum, manipülasyon çok tehlikelidir, benim danışanlarımın çoğu bir süre sonra eşlerinin bu tutumları ve suçlamaları karşısında depresyona girdiler, eşlerinin yaşamış olduğu yetersizlik duygusunu atabilecekleri tek insan kendileri olduğu için kabul ediyorlar.
-Sen iyi bir kadın olsaydın, ben sana iyi davranırdım.
-Sen beni aldattığın için sana kötü davranıyorum.
Aslında ortada bir aldatma yok ama kendi yaşamış olduğu duyguya katlanamadığı için eşine bu sözleri sarf ediyor.
Bazen de yansıtmalı özdeşim dediğimiz durum gerçekleşir. Evli bir çift olsun: Erkek sabah işe gidiyor, gayet huzurlu her şey yolunda işinde gücündeyken patronla bir sıkıntı yaşıyor, o anda çok yoğun bir yetersizlik ya da değersizlik hissediyor. Oradaki sıkıntıyı patrona yansıtamıyor haliyle, akşama kadar bekliyor, akşam eve gidince eşi kapıyı açınca yüzüne bile bakmıyor, kadın ne yaptığından habersiz, “Acaba bir şey mi yaptım?” diye kendini sorgulamaya başlıyor, yemeğe oturuyorlar, yemek de kadının yüzüne bile bakmıyor ve üzerine “Bu yemeğin tuzu neden yok?” diye kavga çıkarıyor, tanıdık geldi mi senaryo?
Sabah iş yerinde yaşamış olduğu yetersizlik ya da değersizlik duygusunu bütün gün içinde taşıdı, akşam da direk en suçsuz kişinin üzerine atarak kendini rahatlattı. Kötü duygu atma da diyebiliriz buna.
Geçenlerde bununla alakalı çok güzel bir yazı okudum onu sizlerle paylaşmak istiyorum:
Çöp Kamyonu Kanunu
“Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı. Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkla kurtuldu.
Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.
Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı… Ve gerçekten çok arkadaşçaydı.
Sordum:
“Neden bunu yaptınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti.”
Taksi şoförü bana, şimdi ‘Çöp Kamyonu Kanunu’ dediğim şeyi öğretti.
Şoför pek çok insanın çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı.
“Her tarafta çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular. Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin. Onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp iş yerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.”
İşin ana fikri şu ki, başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler.
Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla:
“Size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin.”
Instagram
Yorum Yazın