Kafaları Sürekli Bir Şeylerle Meşgul İnsanların Her Gün Yaşadığı 12 Sıkıntı
Biz buna “çok düşünmek” diyoruz. Ancak düşünmek deyince aklınıza hemen felsefi, sosyolojik, bilimsel birtakım düşünceler gelmesin. Bu insanlar vitrinde gördükleri bir elbiseyi, yanlarından geçen insanın yürüyüşünü, izledikleri filmin nerede ve nasıl çekildiğini kısacası aklınıza gelebilecek her şeyi düşünürler.
Beyinlerinin dinlenmesine asla müsaade etmezler. Bu onlar için bir zevk mi? Neden bunu yapıyorlar? Belki bazıları için öyledir bilemiyoruz, ancak bu yorucu ve yıpratıcı eylemden zevk alıyor olmak biraz sadistik olurdu. Çünkü onlar böyle olmaktan dolayı sıkıntılar çekiyorlar. Yaşamları, ilişkileri, uykuları, kısacası dünyaları bundan ziyadesiyle etkileniyor.
Nasıl mı? Bizce şu şekilde…
1. Sürekli olarak insanların “Sen bana kızdın mı?” şeklinde sorularına maruz kalıyorsunuz.
2. İnsanlar sizin neden üzgün olduğunuzu bilmek ister.
Oysa üzgün falan değilsiniz, sadece yan masadaki adamın ne içtiğini düşünüyor olabilirsiniz ya da sabah Eylem’in size neden selam vermediğini. Fakat sizin ortamdan kopuk, başka dünyalarda gezinen bu halleriniz insanlarda sanki sizde bir sorun olduğu düşüncesini doğurur. Üzgün falan değilsiniz, sadece düşünüyorsunuz hepsi bu.
3. Çok düşünen biri olmaktan dolayı sürekli kendinizi savunmak durumunda kalıyorsunuz.
Sürekli olarak bu dalgın hallerinizden dolayı birilerinden özür diliyor, aslında öyle olmadığınızı, davranışlarınızın o kişiyle bir alakası olmadığını izah etmek zorunda kalıyorsunuz. İnsanlar neden bu kadar alıngan yahu?
4. Kabul edelim, aslında hiç var olmayan problemler yaratma konusunda bir uzmansınız.
“Kafasında kuruyor” lafı hiç kimseye yakışmıyor, size yakıştığı kadar. O kadar çok düşünüyor, bir olaya o kadar farklı açılardan yükleniyorsunuz ki sonunda elinizde başta olmayan bir problem kalıyor. Yaşadığınız çelişkiler, kendinizle kavgalarınız size hep sorun olarak dönüyor.
5. Ve o sorunu çözmek için daha çok düşünmek zorunda kalıyorsunuz.
Bu kısır döngüyü bir noktadan kırıp atmak gerek, farkındasınız ama düşünmekten buna vakit bulamıyor olabilirsiniz. Çok düşünmek sorun yaratıyor ve çok düşündüğünüz için bu sorunları çözemiyorsunuz, harika değil mi?
6. Çok düşünmek zihnen sizi yoruyor bu da fiziki yorgunluğa yol açıyor.
Sürekli yorgun görünmenizin, uykunuzu bir türlü alamamanızın, erken yatsanız bile sabahları yorgun kalkmanızın sebebi bu aslında. Çoğu zaman depresyonda olduğunuzu, tükenmişlik sendromu yaşadığınızı düşünebilirsiniz, ama sizin gerçek probleminiz çok düşünüyor olmanız, hem de her şeyi!
7. Belki garip gelecek ama düşünmek sizin iştahınızı da öldürdü!
Kendinize kaç kere “Aa ben bugün yemek yemeyi unuttum” dediniz? Bu daha sık olmaya başladı değil mi? Biri gelip hadi yemek yiyelim demese aklınıza yemek yemek dahi gelmeyecek noktaya geldiniz. Hatta bazen öyle oluyor ki sizi geren, sohbet etmekten hoşlanmadığınız insanlarla yemeğe çıktığınızda içinize dönmeyi tercih ediyor ve yemekten uzaklaşıyorsunuz. Anca yarısı yenmiş kaç tabak kalktı masadan kim bilir?
8. İlk intiba önemlidir ve maalesef siz bu konuda çok da başarılı değilsiniz.
Sizi yakından tanıyan insanlar bile sessizliğinize, dalıp gitmelerinize alışamamışken yeni tanıştığınız birinin sizin hakkınızda olumlu şeyler düşünmesi maalesef imkansız gibi. Hele bi de iş görüşmelerini düşünün…
9. Kalabalık ortamlarda bir köşede tek başına takılan biri… Evet bu sizsiniz.
Çünkü insanlarla kaynaşmayı, sohbet başlatmayı, süren bir sohbete dahil olmayı bilmiyorsunuz ya da bunu istemiyorsunuz. Kendinize kalmak, kendi içinizde sohbetler etmek daha tatlı geliyor. Böyle böyle iyice içine kapanık, asosyal biri olup çıktınız. Arkadaşlarınız artık “o gelmez” diye sizi gittikleri yerlere çağırmayı bırakacak haberiniz olsun.
10. Size söylemiyorlar belki ama insanlar sizin onları yargıladığınızı düşünüyor.
Çünkü boş bakıyorsunuz. İnsanlarla konuşurken kulağınız orada ama beyniniz başka yerde. Bu boş bakışlar insanlarda rahatsızlık uyandırıyor ve sizin onları yargıladığınızı düşünmeye sevk ediyor. Haksız da sayılmazlar, insanların ne söylediğine kulak vermeye çalışın.
11. Ekip çalışması mı? Allahım bu bir kabus!
Daha sosyal ilişkilerinizi bile doğru düzgün yürütemezken ekip çalışmasına dahil olmak sizin için bir kabus. İş ilanlarında “ekip çalışmasına yatkın” ifadesini gördüğünüzde bile tüyleriniz diken diken oluyor. Siz yalnız kovboysunuz, öyle olmanız gerekir diye düşünüyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Bu kendinizi açmanız için bir fırsat olabilir, lütfen değerlendirin.
12. Ama online yazarken, sohbet ederken içinizden bambaşka biri çıkıyor.
Eğer insanlarla yüz yüze değilseniz, onları dinlemek zorunda değilseniz kendiniz olabiliyorsunuz. Çünkü burada konuşmak zorunda değilsiniz, yazarak kendinizi çok daha rahat ifade edebildiğiniz bir gerçek. Bunu bile yakın arkadaşlarınız sizinle bir kahve içip konuşmak yerine Whatsapp’tan yazmayı tercih ediyor. Çünkü sorunlarına bu şekilde bir çözüm bulacağınızı, onları dinleyeceğinizi biliyorlar. Ne yapalım siz de böylesiniz işte.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Uzun süredir beni bu kadar iyi anlatan bir yazı görmemiştim. Tespitler müthiş yerinde :) 9-10 yaşlarımdayken 1-2 dklık içimde bir sessizlik olmuştu. Kendi ke... Devamını Gör
Oh ruh hastası değilmişim kafam sürekli bir şeylerle meşgulmüş
çok isterdim. vurdumduymaz, rahat, “amaaan hallederiz” tipli olmayı. beceremedim. kendi ömrümü kendim yiyorum.
amannn hallederiz tipi insanlar aslında hiçbir şeyi halletmiyor sadece erteliyor erteliyor erteliyor ve erteliyor sonra ölüyorlar :)