İnsanlığın Gücünün Doğallıktan Geldiğini Savunan Bir Prensip: Almanların Çıplaklık Kültürü
Almanya, çıplaklık kültürüyle tanınan bir ülkedir. Almanlar sauna, plajlar ve doğal alanlarda rahatlama ve bedenin doğal güzelliklerini kabul etme konusunda açık fikirlidirler. Bu kültür bedenin özgürlüğünü ve kabulünü vurgular. Gelin beraber bu kültürü inceleyelim.
Nüdistler Almanya’nın her yerinde bulunabilir.
Çıplaklık, Almanya'daki ilerici solculuktan doğmuştu.
Bu dönemde çıplaklık hareketi sosyal reform ve feminizm gibi diğer toplumsal hareketlerle de bağlantılı hale geldi.
Çıplaklık hareketi daha sonra İngiltere'de de popülerlik kazandı.
Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde en popüler yaşam reformcusu Adolf Koch'du.
Berlin'de ilkokul öğretmeni olarak çalışırken sanayileşmenin gençler üzerindeki olumsuz etkisine ilk elden tanık olmuştu.
Sağlık krizinin sonuçlarını ortadan kaldırmak için proleterlerin fiziksel ve cinsel olarak daha zinde olmaları gerektiğine inanıyordu. Çıplaklığı siyasi tartışma ve cinsel eğitim ile birleştirdi.
Okuldan sonra sınıfını koruyacak ve onları çıplak jimnastik, siyasi konuşmalar ve cinsel eğitim ile meşgul edecekti. 1924'te stratejisini özgürce takip etmek için özel okulunu kurdu. 1920'lerin sonunda Almanya'da 13 Koch okulu vardı.
Savaştan sonra Adolf Koch okullarını canlandırmaya çalıştı.
Ancak çıplaklık savaştan sonra siyasi ve sosyal değerini kaybetti ve sosyalist idealleri yeni cumhuriyette destek bulamadı.
Tarih 3 Mart 1933' e geldiğinde Hermann Goering Almanya'da çıplaklığa karşı olan bir kararname çıkardı.
Naziler tarafından tolere edilen tek çıplaklar birliği, Alman ordusu komutanı Hans Suren'in başkanlık ettiği Vücut Disiplini Birliği dışında tüm çıplaklar dernekleri kapatıldı.
Ressam ve reformcu olan Karl Diefenbach, çıplaklığı bir yaşam biçimi olarak savundu. Çıplaklığın yaşamda olduğu kadar klasik Yunan sanatında da ideali temsil ettiğine inanıyordu.
Münih dışındaki bir taş ocağında, ailesiyle birlikte kışları tunikten başka bir şey giymeden yaşıyordu. Halka açık yerlerde çıplak dolaştığı için tutuklandı ama sonunda mahkemeyi onu beraat ettirmeye ikna etti.
Fidus olarak da bilinen Hugo Hoppener ise Diefenbach'tan ilham aldı ve ideali olarak Yunanlılar yerine Alman geçmişini kullandı.
Romalı tarihçi Tacitus’ a göre Almanlar imparatorluk birlikleriyle çıplak kadın ve erkek savaşçılarıyla savaşmışlardı. Fidus da bu çıplak savaşçılar sayesinde gravürlerini mükemmel İskandinav figürleri olarak modelledi. Gravürlerinden birkaç yıl sonra Fidus, ırksal saflığa dayalı yeni bir Alman kültürü çağrısında bulunduğu makaleler yayınladı.
Yorum Yazın
bunlar hep yaşlı dede nene olur zaten. genç ve güzel bir kadın olarak ben yapsam orayı yıkarlar bence.
Esmiyor ondandır