Fazlasıyla Açık Sözlü Olan İnsanların Çok İyi Bildiği 13 Sıkıntı
Dobra ve özü sözü bir olmanın birçok avantajı var. Cana yakınsınız, çalıların arkasında kalmaya çalışmıyorsunuz ve kararlarınızın sonuna kadar arkasındasınız.
Kendinizden eminsiniz ve bunu gizlemeye çalışmıyorsunuz.
İnsanlar sizin yanınızda olurlarsa neye bulaştıklarını biliyorlar. Abuk sabuk şeyleriniz yok. Dişi bir kaplan gibisiniz ve insanlar, sizinle uğraşılmaması gerektiğini biliyorlar.
Ama her şey gibi, bunun da zorlukları var. İnsanlar size istediğinizden daha fazla yaslanıyorlar ve siz de istemeden çok fazla insanı kırıyorsunuz.
Keskin diliniz sizi sıkıntıdan sıkıntıya savururken bir yandan da bu sıkıntılardan kurtulmanın yollarıyla uğraşıyor.
Açık sözlü bir insan olmak filtresiz yaşamak demek oluyor. Aklınıza gelen şeyi o şekilde söylüyorsunuz ve karşınızdakinden de bunu bekliyorsunuz.
Ne yazık ki, bu her zaman olmuyor, kendinizi kocaman bir 'KAŞAR' etiketi ile buluyorsunuz.
Bunları belirttikten sonra, gerçekten açık sözlü olan insanların çok iyi bildiği 13 sıkıntıya geçebiliriz.
1. Açık sözlülüğünüz genelde kaşarlık olarak yorumlanıyor.
Ne düşündüğünüzü çekinmeden söylüyorsunuz. Biri sizin sinirinizi bozacak bir hareket yaptığında çenenizi kapatamıyorsunuz.
İş arkadaşınız iç sesini kontrol edemediğinde ya da ev arkadaşınız mutfak masasında ayağıyla tempo tutmaya başladığında çileden çıkabiliyorsunuz. Bu da sizi kötü lakaplara hazır duruma getiriyor.
2. Sıfır filtreye sahipsiniz.
Beyninizde çakan bir düşünce şimşeği anında ağzınızdan çıkış yolunu buluyor.
Bu durum ise hassas yaklaşmayı gerektiren durumlarda oldukça tatsız oluyor.
Yeni tanıştığınız birine politik düşüncelerinizden bahsedebiliyor ya da ünlülerin dedikodusuna başlayabiliyorsunuz. Hiçbir utanmanız yok ve umrunuzda değil.
3. İnsanlar söylediğiniz şeylerden gerçekten alınabiliyor.
Siz de durumun farkındasınız, insanları kızdırmadan duramıyorsunuz. Diğer insanlar kuşkusuz ki sizden daha hassaslar, bu sebeple daha rahat inciniyorlar.
Ne yazık ki (onlar için), bu da sizin umrunuzda değil, yani davranışlarınızdan hiçbir zaman vazgeçmeyeceksiniz.
Yalnızca bir dezavantajı var ki, eğer bu aşırı hassas arkadaş sizinle karşı karşıya gelirse büyük ihtimalle gelecekteki partilerine çağırılacaklar listesinden silineceksiniz.
4. Her zaman dürüstsünüz, acı verdiği zamanlarda bile.
İnsanlar bazen doğruları kaldıramayacak halde olabilirler ama yine de söyleyeceksiniz tabi. Birine yalan söylemeyi çok itici bir davranış olarak düşünüyorsunuz, çünkü yalanları koca bir yaranın üstüne yapıştırılmış bir yara bandı gibi görüyorsunuz.
Arkadaşınız o kıyafetin ona yakışıp yakışmadığını sorduğunda ve açıkça yakışmadığında, ona bunu söyleyeceksiniz. Sonuçta, rezil bir şekilde dışarı çıktığında bu durum ikinizi de olabildiğince kötü etkileyecek.
5. Sinir bozucu insanları kendinize çekiyorsunuz sanki.
Çenesi düşükler, yapışkanlar- bütün o tipler- en yakın arkadaşınız olmak istiyor. Kahve davetlerini sürekli savuşturmanız gerekiyor.
Bu tarz insanlara ne kadar sinir bozucu olduklarını söyledikten sonra da ne kadar 'komik' olduğunuzu dinliyorsunuz. Gerçekten zor zanaat.
6. Ne düşündüğünüzü söylemekten hiçbir zaman korkmuyorsunuz.
Birinin duygularını incitmekten hiçbir zaman korkmuyorsunuz. Sizde işler böyle yürümüyor.
Bazı insanlar, 'Belki (boşluk) söylememeliyim çünkü bu onun kalbini kırabilir.' diye düşünebilir. Siz onlardan değilsiniz. Bir şey hakkında ne düşündüğünüzü tamı tamına söylersiniz, her zaman.
7. Patronunuz sizi korkutmuyor.
Bazı insanlar, patronlarından korkuyorken bu sizin için geçerli değil. O kişiyi üstünüz olarak görüyor ve güçlü bir pozisyonda olduğunu kabul ediyorsunuz, ama onu kendinize denk biri olarak görüyor ve öyle davranıyorsunuz.
Sizi görevlendirdiği şeyleri halletmek konusunda hiçbir probleminiz yok, ama ama size yukarıdan bakmaması gerektiğini çünkü saygıyı hak ettiğinizi biliyor.
Bu söz konusuyken de, 'çılgın' olanlara kıyasla biraz gevşek sayılabilecek patronlarla daha iyisiniz. Bir gün 'Şeytan Marka Giyer' filmindeki patronla karşılaşırsanız da ona söyleyeceğiniz bir çift lafınız var.
8. Bazen arkadaşlarınız yaptıkları bir şeyi sizden gizleme ihtiyacı duyuyorlar.
Çünkü onları yargılayacaksınız ve ne kadar devasa bir aptallık yaptıklarını söyleyeceksiniz.
9. Her türlü durumda otomatik olarak lider konumuna geliyorsunuz.
Arkadaşlarla plan yaparken veya işte bir proje üzerinde çalışırken, her zaman öncülük ediyorsunuz. Arkadaşlarınız her konuda size bel bağlıyor.
Nerede yiyeceğiniz ya da işten sonra nerede takılacağınız hakkında fikirleri olmasa bile sizin her şeyi ayarlamış olduğunuzu tahmin ediyorlar. Şansa bakın ki, bu her zaman için doğru.
10. Aşırı derecede iğneleyicisiniz.
Dobra olmak iğneleyici bir mizah anlayışına sahip olmayı da gerektiriyor.
Sizin kinayeli bir laf ettiğiniz ve insanların size boş boş baktığı birçok an oluyor, çünkü şaka mı yapıyorsunuz ciddi misiniz hiçbir zaman anlamıyorlar.
11. Çok fazla bilgi vermek bazen sorun olabiliyor.
Hayatınız konusunda sonuna kadar açıksınız, yani seks hayatınızın bütün detaylarını paylaşmakta veya parti alışkanlıklarınızı anlatmakta bir sakınca görmüyorsunuz.
Eğer bir arkadaşınız erkek arkadaşınızla romantik akşamınızın nasıl geçtiğini sorarsa, bunu yatakta geçirdiğiniz her dakikayı anlatmak için bir fırsat olarak görüyorsunuz.
Bazen de kendinizi 'Madem öğrenmek istemiyordu neden sordu ki?' sorusuyla başbaşa buluyorsunuz.
12. Aptallık karşısında sabrınız sıfır.
Aptal insanlar sizde son hızla koşup duvara kafa atma isteği uyandırıyor. Akılsızlığa kesinlikle müsamaha gösteremiyorsunuz.
Ahmak insanlar zamanınızı aldığında onların aptal suratlarına haykırmamak için bir yürüyüşe çıkmaya ihtiyaç duyuyorsunuz.
13. Etrafınızdakiler sizi hayal kırıklığına uğratmaktan asla vazgeçmiyor çünkü hiçbiri oyunu sizin kadar iyi oynayamıyor.
Çoğu insanda sizdeki hamlelerin hiçbiri olmadığını hissediyorsunuz. En yakın arkadaşlarınızın hepsi başarıyla arası iyi insanlar.
Sizinle aynı tutkuya sahip olmayan arkadaşlarınızı hayatınızdan çıkardınız. Hayatınızın her alanında direktsiniz ve direkt olarak da en yukarıları hedefliyorsunuz.
Ve insanlara yolunuzdan çekilmelerini söylemekten hiçbir zaman çekinmiyorsunuz.