Eve Kapandığımız Koronavirüs Sürecinde Aile İlişkilerimizi Nasıl Koruyabiliriz?
Son 3 aydır hayatımızı etkileyen koronavirüs salgını bizleri hem bireysel hem de toplumsal olarak fazlasıyla etkilemiş durumdadır. Bu 3 aylık süreçte normal yaşam standardının dışına çıktık. Haliyle bu süreç bizlerin toplumsal ilişkilerini de fazlasıyla değiştirmeye başladı.
Koronavirüs salgınından en çok aileler etkilendi.
Bu koronavirüs sürecinden en çok etkilenenlerden biri de aile kurumu oldu. Çin'de koronavirüs sürecinde boşanmaların arttığına dair birçok haber duyduk. Türkiye'de henüz böyle bir haber yok ancak bu uzun ve zorlu bir süreç. Bu süreci güçlü bir şekilde atlatmak için, şu an bulunduğumuz durumu iyi anlamamız gerekiyor.
Koronavirüs sürecinde aile ilişkileri nasıl değişti?
Normal şartlarda ailelerin günlük koşuşturma içinde birbirlerine vakit ayırmaları bu yoğun tempolu hayatlarımızda zordu. Koronavirüsle birlikte eve kapandığımız bu süreçte birlikte daha fazla vakit geçirme fırsatı bulduk. Bu aile ilişkilerimizi geliştirme açısından oldukça etkili olabilir.
Yeni düzen nasıl olmalı?
Yaşadığımız toplumsal değişme ile birlikte aile ilişkilerinde de değişimler kaçınılmazdır. Örneğin; iletişim, boş zaman değerlendirme ve ev içi iş bölümü, çocuk varsa çocuklarla vakit geçirme ve çocukların bakımı gibi konularda nasıl bir düzen sağlandığına bakmak gerekir.
Kadınların iş yükü arttı mı?
Bu süreçte kadınlar, iş yüklerinin arttığından mutfaktan ve ev işlerinin arttığından şikayet ettiklerine denk gelmişizdir. Peki, erkekler evin içindeki yeni konumlarında nerede rol alıyorlar?
Kamusal&Özel alan ayrımının sınırları ortadan kalktı.
Dünya genelinde kabul gören görüş; kamusal alan yani ev dışındaki hayat erkeklere, özel alan yani ev içindeki hayat kadınlara aitti. Ancak koronavirüs ile değişen toplumsal süreç bu sınırı ortadan kaldırdı. 3 aydır evlere kapandığımız bu süreçte artık erkeklerde o özel alanın bir parçası haline geldi.
İşte bu değişim, ilişkilerimizi zorlamaya başladı.
Kadınlar, artık evde yardımcı olan bir eş değil ev işlerini paylaştıkları bir ev arkadaşı arıyorlar. Sorumluluklarını paylaşacakları bir eş istiyorlar. Çünkü ev işi yoğunluğu artan kadınlar bu süreçte yıpranan tarafın kendileri olduğunu daha iyi gözlemlediler.
Bir diğer problem boş zaman aktiviteleri!
Aile olarak geçirdikleri vakit kısıtlı olan aileler bu süreçte çok fazla vakit geçirmeye başladı. Bu durum iyiymiş gibi görünse de bazı problemlere de neden olabilir. Kısıtlı bir ev ortamında yapılacak ortak etkinlik azken birlikte kaliteli vakit geçirmekte bir süre sonra azalmaya başlamış olabilir. Hal böyle olunca çatışmalar çıkması da çok normal olabiliyor.
Koronavirüs sürecini iyi yönetmek önemli.
Hepimiz bu süreçten farklı şekillerde etkileniyoruz. Bu sebeple bu dönemde birbirimize destek olmamız gerekebilir. Aynı zamanda aile içinde yeni bir iş bölümü yapmak, yeni sorumlulukları paylaşmak tek kişi üzerinde biriken yük ve sorumluluğu almak çatışmalara engel olabilir. Çocuklar varsa onlarla kaliteli zaman geçirmek için uzmanların tavsiyelerine uymak, çocuk ebeveyn ilişkisinin zedelenmemesi için de oldukça önemli.
Aile ilişkilerimizi iyileştirmek için neler yapmalıyız?
Öncelikle aile olmak eş olmak demek, her zaman birbirini iyi tanımak anlamına gelmeyebilir. Bu sebeple bu süreci bir fırsata dönüştürebiliriz.
Sevdiğimiz ve sevmediğimiz şeyleri konuşup birbirimizi daha yakından tanıyabiliriz.
Eğer çocuklarımız varsa onlarla kaliteli vakit geçirmeye özen gösterebiliriz.
Bu süreci bir milat sayarak ailemize, kendimize daha fazla vakit ayırabiliriz.
Sürecin hepimiz için zor olduğunun farkına vararak empati duygumuzu geliştirmek bu süreçte yardımcı olacaktır.
Sizler bu koronavirüs sürecinde aile ilişkileriniz korumak için neler yapıyorsunuz?
Yorum Yazın