Dune Evrenindeki Görmezden Gelinen Kilit Olay: Butleryan Cihadı'nın Önemi ve Derin Etkileri
Bilim kurgu veya fantezi hikayelerinde dünya oluşturma konuşulduğunda, Dune hemen akla gelen ilk örneklerden biri değil. Ancak Arrakis dünyasının hikayede zengin bir tarih sunmasıyla bu alanda tamamen yoksun olmadığını söylemek mümkün. Özellikle de, iki Denis Villenuve filminin de dokunmadığı olaylar bulunmakta. Butleryan Cihadı da bu olaylardan biri. Ana hikayeden binlerce yıl önce gerçekleşen bu kutsal savaş, aslında Dune evreninin tarihi hakkında çok fazla şey anlatıyor. Detaylar👇
Bilmeyenler için ''Dune'' 2021'de yayımlanmış, aynı isimdeki kitaptan uyarlama bir filmdir.
'Dune' ( Dune: Bölüm Bir ), Denis Villeneuve'un yönettiği, senaryosunu Jon Spaihts ve Eric Roth ile birlikte yazdığı 2021 yapımı Amerikan epik bilim kurgu filmidir. Frank Herbert'ın Dune serisinden 1965 tarihli aynı adlı romana dayanan iki bölümlük bir uyarlamadır.
Bilemeyenler için Butleryan Cihadı, Frank Herbert'in Dune evrenindeki evrende yapay zeka ve robotların yasaklanmasını ve insanlığın makinelerin kontrolünden kurtulmasını anlatan önemli bir olaydır.
Butleryan Cihadı, Evrensel Kütüphaneci Serena Butler'ın isyanı liderliğinde gerçekleşmiştir. Bu olay, Dune evrenindeki teknoloji ve insan-makine ilişkisinin evriminde dönüm noktası olarak kabul edilir ve birçok felsefi ve toplumsal tema üzerinde derinlemesine düşünülmüştür.
Dune'un son filmleri, hikayenin temelini oluşturan ve Arrakis dünyasının anlaşılmasına yardımcı olan önemli bir olay olan Butleryan Cihadından hiç bahsetmemiştir.
Bu aslında başlangıçta planlanan bir şeydi, ancak zamanla hikaye, sonunda yazılmış en ikonik bilim kurgu hikayelerinden biri haline gelecek olan bir öncül hikayeye dönüştü. Son filmlerden bu hikayeyi dışlamak ana hikayeye yönelik bir dikkat dağıtıcı oluşturabileceğinden bazı anlamlara gelebilir, ancak tamamen bahsedilmemesinin ciddi sonuçları olabilir. Yani, bu hikayenin sunduğu önemin alınması, yeni izleyicilerin Arrakis dünyasını anlamalarına yardımcı olan ilgili olayı ortadan kaldırır.
Paul Atreides (Timothée Chalamet), ana hikayede yaşanan olaylar sırasında Butleryan Cihadından pek fazla bahsetmez.
Bunun yerine, gelecekte sofistike teknolojinin neden geliştirilmediğiyle ilgili açık bir soruya yanıt bulmak için bu olayı kullanır. Ancak, Butleryan Cihadının ana Dune serisinde detaylı olarak ele alınmadığını belirtmek gerekir.
Dune evreninin orijinal kitabıyla en doğrudan bağlantılı olanlar, "Dune Efsaneleri" adlı üç kitaplık seridir.
Yazar Brian Herbert, babasının ölümünden sonra seriye devam etti ve Dune serisine pek çok öncül roman ekledi. Ancak, belki de Dune evreninin orijinal kitabıyla en doğrudan bağlantılı olanlar, 'Dune Efsaneleri' adlı üç kitaplık seridir.
Dune Efsaneleri üçlemesinde mevcut zaman çizelgesindeki ilk kitapta mevcut hikayede bulunan üç büyük ev ayrıntılı bir şekilde açıklanmaktadır.
Legends of Dune üçlemesinde, mevcut zaman çizelgesindeki ilk kitapta, mevcut hikayede bulunan üç büyük ev ayrıntılı bir şekilde açıklanmaktadır. Benet Gesserit ve Uzay Loncaları gibi kavramlar kronolojik olarak ilk kez keşfedilir ve efsanevi Atreides ve Harkonnen Hanedanları arasındaki kanlı düşmanlık henüz var olmamaktadır. Bunun yerine, Glossu Rabban (Dave Bautista) ve Feyd-Rautha (Austin Butler) henüz Harkonnenleri Leo Atreides Dükü (Oscar Isaac) ve onun soyuna karşı savaşta yönlendirmedi. İki aile, savaşın büyük bir kısmında müttefik olarak kalmış ve sonunda yalnızca trajedi ve durumun korkunç bir karışımı nedeniyle rakip haline gelmiştir.
En dikkat çekici bir şekilde, üçleme Corrino üzerinde gerçekleşen bir yüksek noktada son bulur ve gelecekteki Padishah İmparatorları için yeni taht dünyası olarak kabul edilir.
Bu hanedanlık orijinal kitabın zamanında Shaddam IV (Christopher Walken) ve Prenses Irulan'a (Florence Pugh) kadar devam eder. Kökenlerini tam daireye getirirken, makinelere karşı direnişe yardım eden Arrakis'in Özgür Adamları, binlerce yıl sonra Chani (Zendaya) ve Stilgar (Javier Bardem) tarafından savaşa sürülen aynı Fremen kabileleri haline gelir. Hikayenin bir önceden bilinen sonu olarak doğasından biraz etkilenmiş olsa da, üçleme, Dune evreninin ve modern dünyayı yaratmış olan olayların ilginç bir açıklaması olarak kalır. Bu, genellikle hayranlıkla baktığımız dünyanın oluşumunu açıklamak için etkileyici bir açıklama sunar.
Butleryan Cihadı, Dune evreninde temel bir rol oynar ve hikayenin gelişimi için önemli bir amaca hizmet eder.
Bilim kurgu türünde bir hikaye yazmak, gelecekte geçen bir hikaye anlatmak doğal olarak belirli zorluklarla karşılaşmayı gerektirir. Özellikle de o geleceği tahmin etmeniz gerektiğinde. Bu hikaye uzayda geçen bir hikaye olduğunda, bu daha da problemli hale gelir çünkü yıldızlar arası bir medeniyetin ölçeği her zaman gerçekçi bir şekilde anlaşılmasını veya tasvir edilmesini zorlaştırır.
Bilim kurgu yazarlarını sık sık rahatsız eden bu sorundan elini temizleyerek, Herbert teknoloji sorusundan kaçındı ve daha çok felsefe ve mitoloji gibi daha önemli olduğunu düşündüğü temalara odaklandı.
Bu soruları gerçek hikayenin dikkatini dağıtan ve anlamdan uzaklaştıran birer engel olarak gören Herbert, akıllı makinelerin olmamasını açıklamak için bir olay yarattı. Bu, eski bir imparatorluk ailesinin çöküşü ve mesihvari dini figürlere kör bir inançın tehlikeleri hakkında epik bir trajedi yaratmasına yardımcı oldu. Eserin oluşturulduğu zamandan bu yana geçen zaman, Herbert'in pozisyonunu haklı çıkardı çünkü o zamandan bu yana geliştirdiğimiz teknoloji inanılmaz gelebilir, bu yüzden binlerce yıl öncesine uygulamayı düşünmek hayal bile edilemez. Hatta kaliteli bilim kurgu hikayelerinde bile, bu fikir kendi dünyalarını yaratmaya çalışanlar için bir sorun olabilir.
"Dune" gibi büyük ölçekli bir kitabın uyarlamasında değişiklikler kaçınılmazdır ancak filmlerde Butleryan Cihadından bahsedilmemesi hataydı.
Bununla birlikte, kaynak materyale aşina olmayan yeni izleyiciler için bu tür açıklamaların çok önemli olduğu unutulmamalıdır. Hikayenin tam anlamıyla eleştirel düşünmeyi teşvik etmek ve kör inanca engel olmak olduğu göz önüne alındığında, film izleyicilerini sorular sormaya teşvik eder ve bu kuşkusuz konuşmalar sırasında gündeme gelecek bir sorudur.
Örneğin, Paul ve Jessica (Rebecca Ferguson) Arrakis çöllerinde kaybolduklarında, bilgisayarların olmadığını bilmeyen biri dış evrene nasıl ulaşamadıklarını merak edebilir.
Baron Harkonnen (Stellan Skarsgard) Arrakis'in üzerinde uydu olmadığını belirtse de, bu kısa cümle, onların eksikliğinin kapsamlı bir açıklamasını telafi etmez. Hikayedeki açıkları bulmaya odaklanan bir hayran kültüründe, bu durum hikayeyi kasıtlı bir ihmal ile suçlamak ve film kalitesinden ziyade önemsiz unsurlara odaklanmak anlamına gelebilir.
Butleryan Cihadı kısa bir şekilde bahsedilmesi bu dünyanın ilk bakışta göründüğünden çok daha zengin bir geçmişe sahip olduğunu yeni gelenlere ima ederdi.
Villeneuve'un Dune: Bölüm İki'nin gösterimini tamamlamasının ardından, seride sadece bir tane daha film yapmayı planladığı görüldüğüne göre, o şimdiye kadar ne ürettiyse onunla büyülenenler muhtemelen romanların daha fazlasını keşfetme konusunda kendilerini daha fazla hissedeceklerdir.
İlginç bir şekilde, kırk yıl önce David Lynch'in yaptığı "Dune" uyarlaması da dahil olmak üzere diğer uyarlamaların da hiç bahsetmediği bir şeydir.
Sadece filmi izleyen biri için Dune kurgusal bir dünya için kritik olan mitoloji ve felsefeye sahip ancak tarih unsurlar açısından eksiktir.
Serinin geri kalanı önemli ölçüde daha az bilinir durumda kalmıştır ve iki film, bu evrende daha fazla hikaye arayanlar için bu konuda pek yardımcı olmamaktadır. Örneğin, birçok izleyici, hikayeyi büyük ekrana uyarlamak için yapılan ilk girişimden bile haberdar olmayabilir, ancak Lynch'in kendisi için bu durumun pek önemli olmadığı görünüyor.
Butleryan Cihadında başlangıçta ana hikayeden istenmeyen unsurları kaldırmak için bir bahane olarak başlamış olabilir ancak bu onu daha az ilginç veya önemli kılmaz.
Butleryan Cihadı yıllarca süren bir sinematik başarısızlıktan sonra nihayet hareketlenen bir seri içinde, potansiyel okuyucular ve hatta yönetmenler için büyük ilgi uyandırabilecek keşfedilmemiş bir hikaye olarak kalıyor. Villeneuve, Arrakis'teki zamanını ana seriyi kapsayan üçlemesiyle sonlandırıyor olabilir, ancak diğer öncül hikayeler hala üretimde. Dune'un bilgi birikimi diğer benzer türlerdeki franchise'lara göre belki de o kadar geniş olmayabilir, ancak araştırmaya istekli olanlar için keşfedilecek oldukça fazla şey var.
Peki sizce de Butleryan Cihadından filmlerde bahsedilmesi serinin tarihi arka planını daha dolu yapmaz mıydı? Buyrun Yorumlara
Yorum Yazın