Down Sendromlu Arkadaşına Verdiği Sözü Unutmayıp Onu Okul Balosuna Götüren Vefalı Genç
Liseli Amerikan futbolu oyuncusu Ben Moser, henüz 4. sınıftayken okul balosu için söz verdiği arkadaşı Mary Lapkowicz' i unutmadı. Yıllar sonra bir sürpriz yaparak ilkokul arkadaşının karşısına çıktı ve Mary' nin bile unutmuş olduğu sözünü yerine getirdi. Genç kızın gözlerinden okunan saşkınlık ve mutluluk ise gerçekten görülmeye değerdi.
Ben Moser ve Mary Lapkowicz' in aralarındaki özel bağ 2. sınıfa kadar dayanıyor. Mary' nin down sendromlu olması bu bağı asla koparmadı.
Okul çağındaki çocukların çoğu Mary' den uzak durdu, onun garip olduğunu düşündü; aralarındaki tek istisna Ben' di.
Ben ve Mary üç yıl boyunca okul arkadaşıydılar.
Ben sınıfındaki en hareketli çocuklardan biriydi. Her zaman Mary' ye destek verdi, onu yalnız bırakmayak katıldığı tüm faaliyet ve etkinliklere soktu
4. sınıfa geldiklerinde Ben arkadaşına bir söz verdi. Büyüdükleri zaman okul balosuna onu götürecekti.
Genç çocuk her zaman bu planına sadık kaldı. Sonunda ikisi de farklı liselere gitmek zorunda kalsalar da ilişkileri devam etti, arkadaşlıkları asla kopmadı.
Vakti geldiğinde Ben verdiği sözü hatırladı ve arkadaşına özel bir sürpriz yapmaya karar verdi.
Baloya diğer arkadaşlarıyla gitmeyi düşünen genç kız, aniden gelen bu teklife çok şaşırdı.
İki genç birlikte güzelce hazırlanıp Mary' nin lisesinde verilen baloya katıldı. Hatta 4.sınıf öğretmenleri de onları görmek için balodaydı.
Aradan yıllar geçmesine rağmen bir arada olan Mary ve Ben, ilkokul öğretmenlerini oldukça duygulandırdı. Öğretmenleri Tracey Spogli Ben' in daima Mary' ye göz kulak olduğunu, onu gülümsetebilmek için elinden geleni yaptığını ekledi. Mary' ye her zaman '' Minik Gün Işığım'' diye seslenen Tracey, onun pozitifliğiyle tüm sınıfı aydınlattığını ve genç kızla gurur duyduğunu söyledi.
Mary' nin erkek kardeşi, kız kardeşinin yüzünü güldüren genç adam sayesinde insanlığa olan inancının geri geldiğini söyledi.
Çocuklarına her zaman insanlara değer vermelerini, onları ilk sıraya koymalarını, inandıkları şeylere saygı duymalarını öğütleyen anne Moser, oğlu ve Mary' nin arkadaşlık hikayesini anlatırken çok mutlu olduğunu, sevgiyle dolup taşan bir kalple onları izlediğini belirtti.