DiCaprio'nun Meşhur Filmi "Kumsal”ın Gerçeğe Dönüştüğü Tropikal Ormandaki Gizli Hostel
Leonardo DiCaprio'nun kimsenin yerini bilmediği bir plajda saklı bir ütopyada yaşayan gençlerin hikayesini anlattığı film The Beach (Kumsal)'i hatırlar mısınız? Geçtiğimiz yıl fotoğraf sanatçısı Rebecca Rütten, bölye tropik bir adada gözlerden ırak bir hostelde 3 ayını geçirdi. Orada vakit geçiren 'özgür ruhlu' tatilcilerin normal hayattan kaçıp uçlarda sürdürdükleri yaşamları belgeledi. Bu sıradışı hikayeyi sizler için Vice'dan derledik.
Rebecca bir fotoğrafçı olarak mesafesini korumak istemişti, ama eğlenceden de uzak kalmak istemiyordu.
Fotoğrafladığı bu hedonist grubun bir parçası olması şarttı. Özgürlüğün peşinden giden tatilciler ise bu ütopyanın içinde içki içme oyunları oynuyor ve bol bol seks yapıyordu.
Rebecca orada yakaladığı kareleri ve yaşadığı deneyimleri 'Uzak Uzak Diyar' adlı bir kitapta derledi.
Kitapta bir karede kalçalarına yaptırdıkları 'Neden Olmasın?' dövmesini objektife açan iki kişiyi de görüyoruz.
Kitabın başında gördüklerimiz ise ironik bir şekilde el değmemiş bir yağmur ormanı ve denize giren bir domuz.
Rebecca ayrıca oradayken tuttuğu günlüğe, konuk yazarlar da davet etti. Ütopyanın sakinlerinden bir şeyler karalamasını istemişti.
'Önemli olması için değeri olmalı, değeri olması için bir şey kazanmalıyız. Seyahat etmekten ne kazanıyoruz? Anlayış. Bilgi. Kişisel doğrularımızı bulandıran dış etkilerden arınmak. FARKINA VARMA.'
Rebecca bu hostelin yerini kitabında belirtmiyor, çünkü o da diğer her ziyaretçi gibi oraya olacak bir ziyaretçi akınını istemiyor.
"Her şeyi yakalamak zordu çünkü ben de iyi vakit geçirmek istedim. Ama hepsinin ne kadar tekrardan ibaret olduğunu görünce eğlenmem sona erdi." diyor Rebecca.
Rebecca bu gizli lokasyona ilk kez Ocak 2014 yılında gitmiş. 'Herkes giyinmişti, müzik çok yüksekti ve her şey çok iyidi,' diyor.
Ama daha sonra uzun süreli ziyaretinde görüklerinin aslında bir de arka yüzü olduğunu ve oradaki her şeyin ne kadar aşırıya kaçtığını anlamış.
Belki de bu insanların kaçmaya çalıştıkları gerçeklere ışık tutan bir başka konuk yazı daha...
'6 ülkede geçirdiğim hapishane zamanından, ve çocuklar için gönüllülük yaptıktan, farklı örgütlerde çalıştıktan ve bir alkolik olarak çaba gösterip bir kariyer kazanmaya çalıştıktan sonra. Yaptığım en delice şey Nina adlı küçük bir kız için bir vakıf fonu kurmaktı. Tanıdığım en zeki kız. Onu bir mafyanın elinden satın alıp okula ve üniversiteye sokmaya çalıştım. Ondan sonra kalbim paramparça oldu. Şimdi sadece içiyorum.'
"Oraya ait olmak çok önemliydi. Yeni gelenler kurallara hemen alışıyordu."
Ama her yerden herkesten uzak, sürekli bir şeylerin etkisi altında olan insanlar var. Tehlikeli bir durum olması durumunda hastaneye gitme şansınız bile yok. Çoğu kişi sadece ağrı kesici alıp ne olduysa geçmesini bekliyor.
Kurallardan uzak durmak belki de asıl istenilendi...
'Diğer insanlar ve kurallar tarafından kısıtlanmaktansa kaybolmayı tercih ederim.'
Hostelin bulunduğu yer ise tropik bir ormanın içinde. Rebecca etrafta ne kadar çok böcek, akrep ve tropik hayvan olduğundan kitabında bahsediyor.
Hostelde kalanlar başka hiçbir yerde sahip olamadıkları bir özgürlüğün peşindeler. Buna şüphe yok.
Ama Rebecca gözlemlerine dayanarak onların orta sınıf beyaz çocuklar olduklarını ve kimsenin onları rahatsız edemeyeceği üçüncü dünya ülkelerinde 'partilediklerini' söylüyor.
Ona göre bu hostel bir baloncuktan ibaret.
Herkesin birbiriyle seks yaptığı ve sınırsızca kafa çektiği bir yer.
Rebecca'ya göre ise sırt çantasıyla seyahat etmenin bazı etikleri var ve bunlar kesinlikle onlardan çok uzak.
Ama Hostel gerçeğin ta kendisi.
Gözlerden uzak bir yerlerde tüm insanlığın gerçekliğinden kaçmak isteyen bir grup beklenenin dışında insan var... Ve bu onların tercihi...
Rebecca'nın diğer işlerine İnstagram hesabından ulaşabilirsiniz.
Yorum Yazın
LA OLM GİDİN SİKORTALI Bİ İŞ BULUN
kısa vadede içki sex cazip ama sürekli bayar
özgürlük diye diye dünyayı yediniz.