Covid-19 Salgını Sonrası Yeni Dünya Düzeninde Bizi Neler Bekliyor?
Covid-19 Pandemisi Sonrası Yeni Dünya Düzeninde Bizi Neler Bekliyor?
Covid-19, 2019 Aralık ayında Çin’in Hubei bölgesinin Vuhan bölgesinde ortaya çıkan bir virüstür. Tüm dünyayı tehdit etmesi ve çok kısa sürede tüm kıtaları yayılmasıyla ortaya çıkan virüs Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) tarafından '‘pandemi’' olarak ilan edilmiştir.
Covid-19 salgını ile ilgili en doğru gerçek ise dünya genelinde dengelerin oldukça fazla değişeceğidir. Peki, salgın sonrasında bizleri nasıl bir dünya bekliyor?
Covid-19, dünya genelinde yarattığı panik ve kaos ortamıyla; ekonomi, siyaset, sosyal hayat gibi pek çok alanda etkisini gösterdi. Etkilerin büyük olmasının temelinde yatan en önemli sebep ise küreselleşme oldu. Salgın merkezinin Çin olması birçok sektördeki tedarik zincirlerinin kopmasına neden oldu. Ülkeler virüs korkusu sebebiyle yeni tedarikçi arayışına girdi veya ihracat operasyonlarını durdurma kararı aldılar. Bu sebeple ani patlak
verebilecek küresel krizlere karşı devlet daha az zarar görmek adına daha az küreselleşerek müreffeh bir dünya düzenine hızlı bir geçiş sağlanabilir. Bu
aşamada birçok ülkede hizmet veren şirketler, kendi bölgelerinde çalışma
alanları oluşturmaya başlayabilir.
Virüsün ekonomik olarak etkileri arasında borsada yaşanan dalgalanmalar, paradan para kazanma döneminin yavaş yavaş sonuna geldiğini açıkça ortaya koydu. Yaşanan süreçte gıda ve ihtiyaç maddelerinin üretim ve hizmet sektörünün önemi anlaşılmıştır. Bu sebeple yeni düzende üretim ve hizmet sektörlerinin ön plana çıktığını rahatlıkla göreceğiz.
Pandemi sürecinin farkındalık yarattığı en önemli konulardan biri de sağlık sistemlerinin ani kriz ortamlarındaki yetersizliği oldu. Avrupa ülkeleri salgınla mücadele konusunda yeteri beceriye sahip olmadığını, açıklanan vaka ve ölüm sayılarıyla açıkça göstermiştir. ABD’nin vaka ve ölüm sayılarında liderliğe oturması bu duruma en çarpıcı örneklerden biridir.
Salgın sürecinde tüm dünyada yayılan korku ve panik, hükümetlerin toplumu yönlendirmesini kolaylaştırdı. Günlük hayatın bile kontrol altına alındığı bu dönemde koyulan kurallar toplum üzerinde kalıcı bir etki bırakabilir. Bu kalıcı etki sayesinde hükümetler ve devletler daha otoriter bir yaklaşıma bürünebilir ve toplum daha disiplinli bir tutum gösterebilir. Örneğin; süreç boyunca Google, farklı eğilimleri belirlemek amacıyla insanların hareketlerini izleyerek yayınlamıştır. Yayınlanan rapor hükümetler tarafından kullanılarak kontrollü serbestlik denilen olguyu geliştirebilir.
Salgın sonrası yaşanacak siyasi, ekonomik ve sosyolojik sorunlar toplumların daha agresif ve karamsar ruh haline bürünmesine neden olabilir. Bu durum toplumun nefret söylemlerinin artmasına ve toplumsal milliyetçiliğin artmasına sebep olabilir. Pandemi sürecinde evlerine kapanan insanlar var olan düzeni devam ettirebilmek adına dijital dünya ile tanıştılar. Beklenin üzerinde hızla gerçekleşen dijitalleşme ile online eğitimler, toplantılar, evden çalışma stiliyle; Google Classroom, Google Meet, Zoom gibi uygulamaları kullanarak dersler ve toplantılar gerçekleştirilmeye başlandı. Sadece toplumla sınırlı kalmayan bu dijitalleşme aynı zamanda devletler tarafından kabul görüldü ve devletler dijital dünya aracılıyla toplantılarını gerçekleştirmeye başladı. 2021 yılında dijitalleşmenin getirdiği yenilikler artarak devam edecek ve toplum hızlıca adapte olacak gibi gözüküyor.
‘Yeni Dünya Düzeni’ olarak nitelendirebileceğimiz bu düzene tüm dünya hızla sürükleniyor. Sizce Yeni Dünya Düzeninde bizleri neler bekliyor? Yorumlarda buluşalım!
Yorum Yazın