Büyük Hadron Çarpıştırıcısı Harcanan Paraları Hak Ediyor mu?
Higgs bozonu ya da 'Tanrı parçacığı' olarak bilinen yeni bir parçacığın varlığını kanıtlamak için üretilen dünyanın en büyük makinalarından birisi Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, beraberinde birçok soruyu da getiriyor. BBC Bilim Editörü David Shukman dev proje için neden 6 milyar dolara yakın harcama yapıldığı sorusuna yanıt aradı:
Ne zaman temel bilim dallarına dair araştırmalar gazetelerin manşetlerine taşınsa birçok kişi harcanan çabanın çıkan sonuca değip değmediğini sorgular.
Fizik dünyasının heyecanla takip ettiği ve atom altı parçacıkların yapısını incelemeyi hedefleyen Büyük Hadron Çarpıştırıcısı için de durum farklı değildi.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı insanlığın bugüne kadar yaptığı en büyük bilimsel deneylerden. 27 kilometre uzunluğundaki tünellerden oluşan dev makinanın faturası şimdiden 6 milyar dolara ulaşmış durumda.
2008 yılında makina ilk hayata geçirildiği dönemde konuştum İngiliz bir bilim insanı şikayet ederek 'Partikül uzmanları istedikleri zaman istedikleri kadar paraya ulaşabiliyor' diyordu.
Ona göre insanlığın partikül biliminden önce üstesinden gelmesi gereken çok daha acil sorunları vardı.
Listenin başında elbette enerji geliyordu. Konuştuğum uzman, 'Eğer beyaz bir sayfa açsak gerçekten bu kadar parayı partikül bilimine harcar mıydık?' diye soruyordu.
Hadron Çarpıştırıcısı ne işe yaradı?
İsviçre'de yürütülen deneyler sonucunda Higgs bozonunun varlığını kanıtlayıp fizik dünyasındaki yerini tespit ettiği anda Hadron Çarpıştırıcısı zaten büyük bir başarı elde etmişti.
Deney sonucunda gözle görülemez, elle tutulamaz bir fiziksel olayın maddelere kütle ve hacim verdiğini bize gösterdi.
Peki hayatımızda herhangi bir şey değişti mi? Elbette hayır.
Ancak Büyük Hadron Çarpıştırıcısı evrenin nasıl işlediğiyle ilgili yüzyıllardır sorduğumuz soruların yanıtlarına bir adım daha yaklaşmamızı sağladı.
Protonların çarpıştırılmasını öngören yeni deneylerle 'karanlık madde' olarak adlandırılan görünmez parçacıkların işleyişine dair yeni ipuçları verebilir.
Alacağımız yanıtlara göre gözelrimizin dünyayı daha farklı görümesi mümkün olabilir ve hayatımız baştan aşağıya değişebilir.
Ancak bilim sonuçların yavaş yavaş elde edildiği bir süreç. Herhangi bir araştırma bir kapıyı aralayabilir. Ancak araştırmacıların o kapıdan içeriye kafalarını uzatmaları onyıllar alabilir.
İçinde yaşadığımız elektronik çağına da bir günde gelmedik.
Bu çağın köklerini aramaya başladığınızda Michael Faraday ve James Clerk Maxwell gibi 19. yüzyıl mucitlerine kadar gitmeniz gerekir.
İşte tam da bu yüzden Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın 50-100 yıl sonra büyük bir teknolojik devrime öncülük etmeyeceğini bilemeyiz.
1960'larda NASA'nın aya insan gönderme projesi cömert bütçesi yüzünden sıkça eleştirilirken NASA durumu geliştirilen teknolojilerin gündelik hayata yansımalarına vurgu yaparak izah etmişti.
Yapışmaz teflon tavalar ve mikro elektronik devreler uzay projeleri sayesinde gündelik hayata girmiş ürünlerdi.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı için de benzer bir durum söz konusu.
Partikül fiziği uzmanları dünya çapında bilgi alışverişinin sağlanmasına fikir babalığı yaptıklarını söyleme hakkına sahipler: Yani internetin.
O dönemlerde teorik tartışma düzeyinde olan teknolojik gelişmeler, bugün bu yazıyı okumanızı sağlıyor.