Bu İçeriği Okuyunca Boş Yapmanın Çalışmaktan Daha Önemli Olduğunu Anlayıp Story İzlemeye Geri Döneceksiniz!
Bazı günler hazırlanmanız gereken sınavlar, bitirmeniz gereken işler varken hiçbiri için enerjiniz kalmayabiliyor.
Bu çok normal. Kim sürekli çalışmak ister ki? Bazen rahatlamak, hayatın akışına kendimizi bırakmak ya da en basitinden öylece durmak istiyoruz. Şimdi elimizin altında yüzlerce müthiş dizi ve filmin gizli olduğu Netflix var ve hepsi keşfedilmeyi bekliyor.
Dedik ya bazen çalışmak çok zor, çok.
Hal böyleyken vaktimizin boşa geçtiğini ve o an daha önemli şeyler yapabileceğimizi hatırlayıp kendimizi kötü hissediyoruz.
İşler bir kenarda beklerken vaktimizi boşa harcıyoruz...
Aslında bu bizim kuruntumuzdan başka bir şey değil, gerçeklik çok farklı. Çünkü beynimiz düşündüğünüz gibi çalışmıyor.
Bir zamanın boşa geçirilmiş yahut veriimli olduğuna kim karar veriyor, yani çok çalıştığımızı düşündüğümüz bir anla dizi izleyerek geçirdiğimiz saatin farkı ne?
Bu durum aslında modern çalışma kültürünün yarattığı bir ezber. Bir şey üretmediğimiz sürece geride kaldığımıza öylesine ikna olduk ki bir an bile boş durmak istemiyoruz, bu da severek yaptığımız işlerden bile soğumamıza yol açıyor. Bir şeyleri yaparken yapmaktan hoşlandığımız ama yapamadığımız şeyleri düşünerek geçiyor zamanımız.
İşin bilimsel açıklamasına odaklandığımız zaman verimli olmayla stres arasındaki bağlantıyı görmemiz gerek.
Zihnimiz 'Yapmam gereken şeyler var' dedirten o şeylerle doluyken yoğun stres altında kalıyoruz ve bu durumda yaratıcılık damarlarımız tıkanıyor. Yeniden yaratıcı olabilmek ve yaratıcı kalabilmek için bize keyif veren şeyler yapmamız, eğlenmemiz ve yeni şeyler keşfetmemiz gerekiyor.
Yani köşemize çekilip okuduğumuz birkaç sayfa kitabın verdiği huzur, yaratıcılığımızı da körüklüyor.
Suçluluk hissettiğimiz fakat keyif aldığımız etkinliklerle sık sık molalar verdikçe yaptığımız işlerden de keyif almaya başlıyoruz. Olumlu sonuçlar sadece alınan keyifle de sınırlı değil, bu molalara kıymet verdiğimizde daha az yoruluyoruz, daha verimli çalışmak için bolca enerjimiz kalıyor.
Çok çalışmak için kaçındığımız keyif veren aktiviteler aslında çok çalışabilmemiz için tek yol! Ne kadar ilginç, değil mi?
Kendimize zaman ayırırken halk arasında 'boş yapmak' olarak adlandırılan bu aktiviteleri çeşitilendirmekte fayda var.
Her zaman yaptığımız şeylerin yanında bize keyif verirken ufkumuzu açacak yeni şeyler de keşfetmek gerekiyor, örneğin hiç sevmeyeceğinizi düşündüğünüz o kitaba, filme ya da diziye bir şans verin. Farklı düşüncelerle karşılaşmak sizi tahmin edemeyeceğiniz kadar geliştirecek.
Ayrıca şunları zihnimizin duvarlarına yazmalıyız: Çok ama dağınık çalışmaktansa az ama odaklı çalışmak daha verimli!
Bir işle dikkatinizin dağınık olduğu zamanlarda saatlerce uğraşıp hiçbir sonuç alamamaktansa zihninizin berrak olduğu anlara ertelemek daha iyi gelecek. O esnada sizi meşgul edecek eğlenceli bir aktivite kısa süre sonra çalışmanız içinin gereken azmi beraberinde getirebilir.
Denemeye değer.
"Yaratıcılık denilen, boşa harcanan zamandan arta kalandır."
Gelmiş geçmiş en büyük beyinlerden Einstein bile boşa harcandığını düşündüğümüz zamanın önemini böyle anlatıyor. Bize güvenmiyorsanız bari onun sözüne kulak verin.
Şimdi işinize bir mola verin ve açın Netflix'i, en sevdiğiniz diziden bir bölüm izleyip beyninizi yeniden başlatın. 😎
Yorum Yazın
İşten kovduracak pezevenk.