onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bir Yaşam Biçimi Olarak Üslup

etiket Bir Yaşam Biçimi Olarak Üslup

Kl. Psk. Dr. Kahraman Güler
17.07.2023 - 22:05 Son Güncelleme: 08.08.2023 - 19:46

Sözlük anlamı “tarz, yol, usül” olan üslup, hayatımızın her anında bize eşlik eden bir kavramdır. Dil olmadan insan denen varlık nasıl olur da varlığını sürdürebilir? Dil, düşüncelerin somutlaştırılmış halidir. Düşüncelerimiz, bir ırmak misali kelimelere yuva yaparak dökülür dilimizden. Dil, düşüncenin oluşmasında, ortaya çıkmasında ve iletiye dönüşmesinde en önemli araçtır. Aynı zamanda dilin sınırları düşüncenin sınırlarını da oluşturur. Biz ne kadar düşüncelerimizi tartıp buna göre hareket edersek, üslubumuzda bu denli şekillenir. Tabii ki bu sınırların oluşumunda toplumsal farklılıkların da etkisini göz ardı edemeyiz. Kimi noktalarda bulunduğumuz toplumun şeklini aldığımızdan dolayı bu kaba sığmaya çalışırız. Ki bazen sığamayız da… Aslında bu iyi midir, kötü müdür bilinmez. Ama önemli olan yaşam biçiminiz olarak üslubu hayatımıza uyarlamaktır. Ve daha da önemlisi bu noktayı süregiden bir şekilde sürdürebilmektir.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Hayat devam ederken aslında üslup olmadan ne kadar sağlıklı yürütebiliriz bu yolu?

Hayat devam ederken aslında üslup olmadan ne kadar sağlıklı yürütebiliriz bu yolu?

Büyüklerimiz boşuna ‘Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır’ dememişler. Peki, bir insanın yılanla ne gibi bir alışverişi olabilir? Yılanın deliğinde kalması hem kendimizin, hem de toplumun diğer üyelerinin vücut sağlığı açısından daha yararlı mıdır, değil midir? Yılana küfretsen deliğinden çıkmaz mı sanki? İşin bu yönüne baktığımızda, önemli bir atasözümüzdür bu da. Ve bizlerde sık sık bu atasözünü kullanırız. Bu atasözünü ‘Ama sokmasını engellemez.’ şeklinde tamamlamak sizce yanlış olur mu? Yani kimi insan tatlı bir üslup karşısında bile bir duvara çarpacağını düşünür. Sizce de öyle midir? Nedir bu olayın doğruluğu? Ya da doğru olamayan yanı? 

Hoş ve verimli bir şekilde sohbet etmek insanların hoşuna gider. Özellikle övgü dolu, onurlandıran cümleleri karşı taraf bize karşı kullanıyorsa bu durumda daha da fazla yakınlık beslemeye başlarız. Kullandığımız cümlelere küçük dokunuşlar yaparsak etrafımızdaki insanlar da bizimle daha yakın olmak isteyecektir. Bu durum neticesinde insanlarla daha kaliteli bir şekilde vakit geçirebiliriz. Ve şunu da unutmamalıyız ki davranışlarımız her koşulda çok önemli ve bizi yansıtıyor. Biz farkında olmasak bile davranışlarımız benliğimizi ince ayrıntılarıyla temsil ediyor.

Bu atasözüne bir diğer pencereden de bakacak olursak; bir insan karşı tarafa nasıl giderse aslında öyle bir karşılık alır. Ne ekilirse o biçilir misali. Bir insana yaklaşırken üslubunuza dikkat ederseniz karşı tarafta da bu tarz bir yaklaşım bulabilirsiniz. Tabii kimse bunun için size garanti vermeyecektir. Ama olsun, yine de her konuda şansımızı denemekte fayda vardır, öyle değil mi?

Ne istediğimiz mi önemli nasıl istediğimiz mi?

Ne istediğimiz mi önemli nasıl istediğimiz mi?

İçinde yaşadığımız çağda ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz önemlidir.

Kültürel çalışmaların önemli savlarından biridir: Sadece sözcükleri değiştirerek; değil sadece düşünceleri, dünyayı bile değiştirebilirsiniz!

Günlük yaşantımızda olsun, hayatımızın geneline baktığımızda olsun birbirinden farklı isteklerde bulunabiliyoruz. Bu istekler kimi zaman gerçekleşirken, kimi zaman ise bunları kendimize bir hedef olarak belirliyoruz. Kimi istekler hayalde kalırken, kimisi istekte kalmayıp gerçekleşiyor. 

Gelin şimdi sizinle birlikte üslup noktasında bu kritik sorunun cevabını detaylıca arayalım:

İsteklerimizin arkasındaki gereksinimler bizim harekete geçme noktasındaki motivasyonumuzu beslemektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; bu motivasyon bizimle mi alakalı, yoksa başkalarının tatmin etmesini beklediğimiz gereksinimlerle mi alakalı? Bu başkaları tarafından karşılanması ve doyurulması beklenen gereksinim pek çok farklı biçimlerde meydana gelebilir: Sevilmek, hissedilmek, duyulmak, anlaşılmak, ilgi görmek, değerli hissetmek, takdir edilmek, onaylanmak ve saygı duyulmak… Bu gereksinimler noktasında dili kullanış biçimimiz bizim destekçimiz oluyor. Yani, aslında dili ne kadar iyi kullanırsak bizim için o kadar iyi. İşte size dili daha iyi kullanabilmeniz için birkaç püf nokta;

• Dilimize sonradan eklenen yabancı kelimeleri kullanmamaya dikkat edin. 

• Dilimizin orijinalliğini bozmadan yabancı sözcüklerden etkilenmemeliyiz. 

• Dilimizi doğru kullanmak ve geliştirmek adına bol kitap okumalıyız. 

• Yazılar yazmak ve makaleler okumak bize fayda sağlar.

• Sanat, edebiyat ve bilim alanında ilgili görsel ve işitsel medyayı takip edebilirsiniz.

• Dili doğru kullanmak için seçilen kavramlar arasında bir ilişki bulunmalıdır. Aksi takdirde anlatım içerisinde bir karmaşanın yaşanılması kaçınılmaz olacaktır.

Dili kullanış biçiminin her anlamıyla insana çok fayda sağladığı tartışılmaz bir gerçektir. Bunun için yukarıda yazılanları uygulamak da size fayda sağlayacaktır. 

Başka bir deyişle teknik olarak ifade edecek olursak doğru kelimenin ve de noktalama işaretinin doğru yerde kullanılmasının da etkisinden bahsedebiliriz. Bir cümlenin içinde bile kelimelerin yerini değiştirmek aslında çok fazla şeyi ifade eder. Oluşturacağınız cümleyi sert bir üslupla mı ifade etmek daha güzel olabilir, yoksa aynı anlama gelen o cümleyi farklı bir pencereden kelimelerle oluşturmak mı daha güzel bir etki eder? Siz de bu noktanın farkını anladığınızda aslında kelimelerin önemini bir kez daha anlayabileceksiniz. Özünde tüm kurmak istediğimiz cümlelerin arkasında bir ihtiyaç vardır. Bizler hayatımızı olağan akışında yaşarken aslında bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde bu cümlelerin ardındaki ihtiyaçlarımızı doyurmak için birbirinden farklı yollara başvururuz. Örneğin bir çocuk annesinden ilgi görmek amacıyla bazen işlevsel bazen de işlevsiz yollara başvurur. Ama netice olarak annesinin ilgisini de çekmiş olacaktır. Bu sayede de amacına ulaşmış olur. Bir çocuktan her ihtiyacını ifade etmesini bekleyemeyebiliriz fakat bir yetişkinini isteklerinin arkasında yatan sebepleri anlamlandırmasını ve gerçeklerden ayrıştırması gerektiğine inanırız. Farkındalık dediğimiz şey; kendi duygularını, ihtiyaçlarını ve düşüncelerini her noktadan görebilmeyi sağlıklı bir hale getirir.

Sağlıklı yetişkinler olarak neyi nasıl istediğimizi bilmek ve neden istediğimizi anlamlandırmak, bize hayatta güç verir. Kendimiz için farkındalık kazanır ve ihtiyaçlarımızdan emin oluruz. Kendi güçlerimizi nasıl kazanacağımıza dair inancımızı her zaman nasıl tazeleyebileceğimizi bilir, ona göre davranırız. Olması gereken nokta tam olarak burasıdır.

Instagram

Facebook

'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio' 

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
5
2
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
ömer

Sağlıklı iletişim için iki tarafında sağlıklı olması lazım karşı taraf anlamamak için çabalayıp inatlaşınca gerekte kalmıyor düzgün üsluba… Yani insanına gör... Devamını Gör