Bir Kadın Olarak Yaşadığın En Büyük Zorluğu Söylüyoruz!
Bir kadın olarak yaşadığın en büyük zorluğu söylüyoruz...
1. İlk olarak, sevgili dediğin sence kıskanç mı olmalıdır?
2. Kaç yaşındasın bakalım?
3. Arkadaşlarınla dışarı çıkıp gecelere kadar eğlendiğin çok olur mu?
4. Pekii genelde ne tarz kıyafetler giymeyi seversin?
5. Imm... İnsanların düşüncelerini ne kadar kafana takarsın? ( 1= Hiç, 5 = Çok )
6. Peki dışarı çıkarken mutlaka makyaj yapar mısın?
7. Eski sevgilini hiç seni rahatsız etmesin diye her yerden engellediğin oldu mu?
8. Son olarak, sosyal medyada genelde kendi fotoğraflarını mı yoksa başka şeyler mi paylaşırsın?
Geç saatlerde sokakta yürürken tedirgin olmak...
Bir kadın olarak, hayatımızı zorlaştıran o kadar çok şey var ki... Bu bahsettiğim yüzlerce sorundan aslında sadece bir tanesi. Her insanın sokakta istediği saatte yürüme hakkı varken, bu durum kadınların elinden alınıyor. Neden mi? Çünkü gece geç saatlerde yürüdüğümüz zaman birileri bizi takip ediyor mu diye tedirgin oluyoruz. Kalabalık olan sokağa giriyor, kendimizi bir şekilde korumaya çalışıyoruz. Ya da telefonu yalandan kulağımıza tutarak, babamızı veya abimizi arıyoruz. Yani aslında bir erkekten kaçarken yine bir erkeğe sığınıyoruz. Başımıza bir şey gelse 'o saatte kadının dışarıda ne işi vardı?' gibi sığ düşüncelerle karşılaşıyoruz. Kirlenmiş zihniyetlerin eline düşmemek için resmen savaşıyoruz. Sokakta, evde veya herhangi bir yerde... Erkeklerin canı sıkıldığında gecenin bir köründe rahat rahat dışarı çıkması sorun olmazken, bir kadının bu isteği sorun teşkil ediyor. Kapımızın önüne bile inmekten resmen korkuyoruz. Çünkü bizi bekleyen büyük bir tehlikenin olduğunu biliyoruz. Sen de bunları yaşayan milyonlarca kadından birisin. Akşam karanlıkta eve dönerken büyük bir korkuyla yürüyorsun. Daha apartmanın kapısına gelmeden sağına soluna bakıyorsun. Bu hep böyleydi ve böyle de devam ediyor. En kötüsü de ne biliyor musun? Buna ne yazık ki alışmış olmamız...
Etek veya elbise giydiğinde sözlü tacize uğramak...
Şu an bu konuyu konuşuyor olmak bile o kadar zoruma gidiyor ki, anlatamam... Her insanın istediğini giyebilme hakkı varken, biz kadınların kıyafet konusunda kısıtlanması özgürlüğümüzün alındığının bir göstergesi aslında. Bir etek, elbise veya askılı kıyafet giydiğimizde etrafımızdaki o çirkin zihniyetlerin gözlerini diktiğini görebiliyoruz. Ya da yolda yürürken sözlü tacize uğruyoruz. 'Şştt yavrum' dediklerini duyuyor, içten içe sinir krizleri geçiriyoruz. Arabayla üstümüze üstümüze gelenleri söylemiyorum bile... Bir kadın olarak giydiğimiz, yaptığımız veya söylediğimiz her şey sorun haline gelebiliyor. Herkesin bizim hakkımızda bir fikri var. 'O kıyafet giyilir mi?', 'Kadın dediğin yolda yürürken kahkaha atmaz!' gibi kadınları küçümseyen ve aşağılayan düşünceler etrafımızı sarmış durumda. Bunu attığımız her adımda hissediyoruz. Taciz eden kişiye karşılık versek ayrı vermesek ayrı diye düşünüp yolumuza devam ediyoruz. O kadar çok zorlukla başa çıkıyoruz ki fark etmeden, artık bu bizim savaşımız olmuş. Her gün işe ya da ne biliyim okula giderken ne giyeceğimizi düşünür olduk. Eğer etek giyersem yolda başıma bir şey gelebilir düşüncesiyle kendimizi kısıtlar olduk. Sen de bunu yaşayan milyonlarca kadından birisin. Eminiz ki, yolda yürürken sözlü tacize uğramışsındır. Çünkü hepimiz uğradık ve bunu çok iyi biliyoruz...
İstediğin gibi, özgürce yaşayamamak...
Bir kadın olarak hiçbir anlamda özgürce yaşayamıyoruz. Bizim yaptığımız her hareketin bir anlamı olduğu için içimizden geldiğince davranamıyoruz. Davrandığımızda ise dışlanıyoruz... Oturup kalkmamızdan, yolda yürüyüş şeklimizden, giyimimizden kuşamımızdan ya da yaptığımız makyajdan bile bir eleştiri alıyoruz. Her ne kadar özgürce yaşamaya çalışsak da bir şeyler bizi içten içe engelliyor. Çünkü bu zamana kadar ya ailemiz ya çevremiz ya da toplum tarafından kalıplaşmış düşüncelerin esiri haline gelmişiz. Bu öylesine yer etmiş ki, attığımız her bir adımdan kendi fikrimiz yerine bir başkasınınkini düşünüyoruz. Ne doğru düzgün gece sokakta yürüyebiliyoruz ne de istediğimiz gibi giyinebiliyoruz. Çoğu zaman bir erkeğin sözü kadınınkinden daha değerli görülüyor. Sürekli bir şeyler için mücadele veriyoruz. Daha doğrusu özgürlüğümüz için... Kadın haklarını korumak için... Bu zamana kadar binlerce kadın kardeşlerimiz öldürüldü, onların sesi olabilmek için... İstanbul Sözleşmesi için... Artık ödümüz kopar oldu. Bugün yine kaç kadın cinayeti işlendi diye düşünmekten tükendik. Bir kadın olarak, sen de kendini diğer tüm kadınlar gibi özgür hissetmiyorsun...
Yorum Yazın
Etek veya elbise giydiğinde sözlü tacize uğramak...
İstediğin gibi, özgürce yaşayamamak... sanırım haklı:(