"Bir Cisim Yaklaşıyor Efendim" Repliği Gerçekmiş: Astronotların Uzayda Yaşadığı İlginç Deneyimleri Açıklıyoruz
Uzaya gitmek zor iş. Mekiği yukarı çıkarmakla da bitmiyor üstelik, o mekik bir de yörüngeye sokulacak. Hele Ay'a falan gitmeye çalışıyorsanız yandınız! Fakat yine de insanlık olarak hepsini yapmayı başardık. Ama bütün zorlukları işin mühendisliğinde sanmayın. Haydi diyelim çıkarıldı, iyi kötü bir yörüngeye yerleşildi. Astronotlar, bütün hayati tehlikeler yetmiyormuş gibi bir de uzaydaki garip sesler ve UFO’larla uğraşıyorlar. Bir cismin gerçekten yaklaştığı, inin cinin belki de gerçekten top oynadığı bu tuhaf astronot hikâyeleri tüylerinizi ürpertecek!
2003 yılında Çin’in uzaya gönderdiği ilk astronot Yang Liwei, uzay gemisinin gövdesinden bir tıklama sesi duyduğunu anlattı.
Tahta çekiçle demir kovaya vuruluyor gibi bir sesti bu. Yang, dışarıya baktığında bir şey göremediğini ama aslında sesin geminin ne içinden ne dışından geldiğini bildirdi. Uzmanlar sesin ne olduğunu belirleyebilsin diye dünyaya döndüğünde sesi yeniden çıkartmayı denediyse de bunda başarısız oldu. Yani sesin kaynağının ne olduğu ortaya çıkmadı.
Her önerinin spekülatif kaldığı bu tuhaf olay tek bir kere de yaşanmadı üstelik.
2005 ve 2008 yılında uzaya giden başka Çinli astronotlar da benzer bir raporlamada bulundu. 'Peki, hani ses boşlukta yayılmıyordu?' dediğinizi duyar gibiyiz! Ama merak etmeyin, içinize su serpecek bir açıklamamız var. Başka bir astronot, sesin uzay gemisinin genişleyip daralması esnasında çıkmış olacağını tahmin ediyor çünkü uzay gemisinin dışında sıcaklıklar anormal derecede değişebiliyor. Sebebi üç harfliler de olabilir ama tabii siz bilirsiniz!
1969 yılında mürettebat, Ay'a iniş provasının yapılacağı Apollo 10 görevindeyken Ay'ın karanlık tarafında garip bir olay yaşadı.
Modül, Ay'ın karanlık tarafına geçtiğinde mürettebatın dünya ile iletişimi tamamen kesiliyor. Dolayısıyla yer kontrol, astronotların konuşmalarını duyamadı. Yaklaşık bir saat süren bu kesintide ne olduğu ilk başta açıklanmadı fakat Apollo 10 Dünya'ya dönüş yapınca o kayıp zamanda olanların ses kaydı alınıp transkripsiyonu yapıldı ve gizli belge olarak kayıt altında tutuldu.
2008 yılında belgeler ve ses kayıtları halka açılınca bu olay tekrar su yüzüne çıktı.
Kayıtlara göre mürettebat Ay'ın karanlık yüzünden geçiş yaparken uzayda ıslığa benzer garip bir ses duymaya başladı. Bu ses de radyo modülü tarafından yakalanmış. Kayıtlarda astronotların “garip uzay müziği” gibi ifadeler kullandıkları, sesin nedenini öğrenmek istedikleri ancak kimsenin onlara inanmayacağını düşündükleri duyuluyor.
Sesin kaynağı Dünya olamaz çünkü Ay'ın karanlık yüzündeyken Dünya'dan sinyal almaları imkânsızdı.
Ses bir saat kadar sürdükten sonra Ay'ın karanlık yüzünü terk ettikleri zaman kesiliyor. Mürettebat bu durumu NASA’ya bildirip bildirmemek konusunda kararsız bile kalıyor. Kayıtlar halka açılınca bu olay tesadüfen tekrar gündem oluyor. Fakat sesin kaynağı maalesef gizemini koruyor. Ay'ın karanlık tarafının nelere kadir olabileceği herkesin hayal gücünü harekete geçirmiştir elbet. Neyse ki artık neyle karşı karşıya kalabileceğinizi biliyorsunuz!
1965’te Gemini 4 görevi esnasında James McDivitt uzayda garip bir cisim gördü.
Uzay yürüyüşü yapan ilk Amerikalı Ed White ve General James McDivitt’in beraber çıktığı Gemini 4 görevinde general inanılması zor bir olayı raporladı. Araç uzayda motorları kapalı durumda ilerlerken Ed White uyuyordu. McDivitt ise pencerede bir cisim gördü ve hemen onu fotoğrafladı. Silindirik şekilli bu cisimden dışarı doğru uzanan bir kol görünüyordu.
Ancak uzaydaki bir cismin yakın ve küçük mü yoksa uzak ve büyük mü olduğunu anlamak zordu.
Bu yüzden McDivitt cisimle bir çarpışmaktan korktu ve hemen motorları ateşleyip cisimden uzaklaşmak istedi. Dolayısıyla cismi bir daha göremedi. Daha sonra verdiği bir röportajda cismin bir roketin üst bloğu gibi göründüğünü söyledi. Ayrıca resimlerde gerçekte gördüğü şeyi göremediğini de belirtiyor. Kısacası burada da uzaylı görme hevesimiz kursağımızda kalıyor.
Böyle şeyleri öğrenince insanın uzaydan korkası geliyor.
Uzayı da severiz tabii ama şimdilik iyi ki Dünya'dayız. Tabii bütün barışçıl uzaylılar da başımız üstüne!
Yorum Yazın