Görüş Bildir
Haberler
Bilim İnsanlarına Göre İnsanların 500 Yıldan Uzun Yaşayabilmesi Hiç de Hayal Değil!

Bilim İnsanlarına Göre İnsanların 500 Yıldan Uzun Yaşayabilmesi Hiç de Hayal Değil!

İnanın ömrünün ne kadar uzatılabileceği konusu, bilim dünyasının en gözde problemlerinden biri. Bu konuyla ilgili teorilerin de ardı arkası kesilmiyor haliyle.

Kaynak: http://www.necsi.edu/research/evoeco/...
İçeriğin Devamı Aşağıda

Günümüzde ortalama insan ömrü 60-75 yıl arasında değişiyor.

Günümüzde ortalama insan ömrü 60-75 yıl arasında değişiyor.

Bu durum her zaman böyle değildi. Binlerce yıl öncesinde insanların ortalama ömürlerinin 20-40 yaş arasında olduğuna dair pek çok veri mevcut elimizde. 

Peki yıllar içinde ortaya çıkan bu artış, gelecekte de devam edebilir mi? Yoksa insan ömrünün sınırlarına dayanmış mı bulunuyoruz?

Bu soruya cevap üretebilmek için geliştirilen bir modele göre, evrimsel süreçler neticesinde geliştirdiğimiz bazı özellikleri "yeniden programlayabilmemiz" olası.

Bu soruya cevap üretebilmek için geliştirilen bir modele göre, evrimsel süreçler neticesinde geliştirdiğimiz bazı özellikleri "yeniden programlayabilmemiz" olası.

Evrimin tüm canlılar için farklı sonuçları olduğunu biliyoruz. Örneğin ölüm konusundan gidersek, dişi ahtapotlar üredikten sonra yavruları yumurtadan çıkana kadar yemeden içmeden onlarla ilgileniyor ve sonrasında da ölüyor. Bu durum, ahtapotların genlerine böyle kodlanmış. Peki ahtapotlarda yaşam süresini üredikten sonra ölmek üzerine kuran bir mekanizma varken, kaplumbağalar hangi mekanizma sayesinde 200 yıl kadar yaşayabiliyor?

Normal şartlarda, evrimin canlının hayatta kalabilmesi için en olumlu özellikleri seçeceğini düşünürüz.

Normal şartlarda, evrimin canlının hayatta kalabilmesi için en olumlu özellikleri seçeceğini düşünürüz.

Bunun da yaşam süresini uzatmasını beklemek haliyle mantıklı. Fakat araştırma ekibine göre, mekanizma aslında farklı bir şekilde işliyor olabilir.

Teori evrimin bireysel bazda değil, toplum bazında işlediğini öngörüyor.

Teori evrimin bireysel bazda değil, toplum bazında işlediğini öngörüyor.

Yani türün genleri, tek bir canlının yaşam süresini uzatmaktansa, genel olarak o canlı türünün var olma süresini daha fazla uzatmaya çalışıyor olabilir. Bunun nedeni olarak da türün yaşamının bağlı olduğu çevresel koşulları olabildiğince doğru kullanabilme uğraşı gösteriliyor.

Bir örnekle durumu açıklamaya çalışayım.

Bir örnekle durumu açıklamaya çalışayım.

Bugün birden tüm insanlığın yaşam süresinin 80 yıldan 300 yıla çıktığını varsayalım. Ölüm oranları inanılmaz azalacakken, doğum oranlarında bir değişim olmayacaktır. Çok az kişi ölürken sürekli doğumlar gerçekleştiği için de insan nüfusu 7 milyarken, daha 200 yıl geçmeden 100 milyara kadar bile dayanabilir.

Not: UNICEF verilerine göre günde yaklaşık 350 bin bebek doğuyor, bu sayı 200 yılda yaklaşık 26 milyar ediyor. Günlük bebek doğum sayısının nüfus arttıkça katlanarak artacağını düşünürsek, 100 milyarı yakın bir tahmin olarak alabiliriz.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Dünya üzerindeki insan sayısı bu kadar arttığında, gezegenin kaynakları da giderek azalmaya başlayacaktır.

Dünya üzerindeki insan sayısı bu kadar arttığında, gezegenin kaynakları da giderek azalmaya başlayacaktır.

Daha 7 milyar nüfusa rağmen bile çoğu ülkede insanların açlıktan kırılıyor olduğunu düşününce, bu sonuca ulaşmak pek de mantıksız değil. Haliyle daha fazla nüfus, gelecek nesillerin daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalması, hatta sonunda yoğun tüketim nedeniyle türün tamamen ortadan kalkması demek.

İşte araştırmacılara göre evrim mekanizması, bireyin yaşam ömrünü uzatmaya kıyasla, genel olarak tüm türün ve gelecek nesillerin hayatta kalmasını daha önemli görüyor.

İşte araştırmacılara göre evrim mekanizması, bireyin yaşam ömrünü uzatmaya kıyasla, genel olarak tüm türün ve gelecek nesillerin hayatta kalmasını daha önemli görüyor.

Kaynakların tükenmemesi için bireylerin yaşam sürelerini, daha fazla yaşayabilecek kapasitede olsalar bile kısıtlıyor. Bu durum bizim de aslında çok uzun yıllar yaşayabilecekken, evrim mekanizmaları nedeniyle 70-80 yaşlarında öldüğümüz anlamına geliyor olabilir.

Uzmanlar bu sürece neden olan mekanizmayı keşfettiğimizde, devre dışı bırakabileceğimizi de öngörüyor.

Uzmanlar bu sürece neden olan mekanizmayı keşfettiğimizde, devre dışı bırakabileceğimizi de öngörüyor.

Mekanizmanın nasıl işlediğini henüz bilmiyor olsak da, birey ile çevre arasında bu mekanizmayı tetikleyen etkileşimler olduğu kesin. Hatta bu durum aslına bakarsanız mantıklı da. Türün üye sayısının birden artıp tüm kaynakları tüketerek yok olmasındansa, hepsinin az az yaşayarak sınırlı kaynak kullanması , daha fazla neslin yaşamasını sağlıyor.

Tüm bu veriler ışığında yapılan tahminler matematiksel modellerle de birleştirilmiş.

Tüm bu veriler ışığında yapılan tahminler matematiksel modellerle de birleştirilmiş.

O modellere göre de bu mekanizmayı durdurabilirsek yaşam süremizin 5-10 kat artabileceği öngörülmüş. Bu da 500 yıldan fazla yaşayabileceğimiz anlamına geliyor. Fakat akıllara gelen çok önemli birkaç soru var: 500 yıl yaşamalı mıyız? Bu kadar uzun süre yaşamak gerçekten sonumuz olur mu? Evrim, ortalama insan ömrünü 70-80 yılda tutmakla en doğrusunu mu yapıyor?

Tüm bu soruların cevaplarını bulmamız gereken zaman, çok da uzakta olmayabilir. Çünkü insanlık olarak yaşlandırmayı geciktirme konusundaki araştırmalarımız hızla ilerliyor. Bakalım gelecek yıllar bize neler getirecek... Bilimle kalın!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
113
40
24
12
9
6
6
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
YB Yavuz

düşünsenize 500 yıl sonra yine malum hükümet asdgfhgjhgas

aretelslote1

malum kişi 500 yıl yaşasa kendimi kör bıçakla doğrarım aq ölmedi gitti orospu cocugu

Emre Koç

Münkünse Malum zat ölmeden yapmayın şu işi !

Pasif Kullanıcı

ksldklskdls umarım.