Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Bilim Açıklıyor! Önümüzdeki Her Seçenek Birbirinden Kötüyken Beyin Neye Göre Seçim Yapar?
Karşınızda öyle iki seçenek var ki, aşağı tükürseniz sakal, yukarı tükürseniz bıyık. İkisini de seçesiniz yok; ama birini seçmek zorunda bırakılmışsınız.
Buyrun burdan yakın. Peki böyle bir durumda kaldığımızda, zihnimiz nasıl işliyor?
Araştırmalar gösteriyor ki, günlük hayatta yaptığımız kolay veya zor tüm seçimlerde zihin "olumlu"yu tartmaya meyleder.
Farklı seçeneklerde farklı kriterler üstün geldiğinde de, yine olumlu üzerinden karşılaştırma yaparız.
'Bu daha şık ama diğerinin de kırmızısı güzel' örneğinde olduğu gibi. Odaklandığımız sıfatlar olumlu olanlar oluyor.
Kısacası normalde seçim yaparken, seçeneklerin bize sağlayacağı "fayda" ekseninde düşünerek hareket ederiz.
Bize ne kadar kolaylık sağlayacağı, bize ne kadar yakışacağı, bize ne kadar zaman kazandıracağı vb kriterler, yapacağımız seçimlerde etkili olur.
Peki, ya "ikisini de asla seçmezdim" diyeceğimiz kadar kötü iki seçenek arasında tercih yapmaya zorlanıyorsak?
İşte bu noktada, zihnin seçim mekanizması tam tersi istikamete dönüyor: Olumsuza odaklanmak.
Zihin bu defa diğer davranış biçiminin aksine, her iki tarafın olumsuz yönlerini tartarak yönünü çizmeye çalışıyor.
Hangisi daha olumsuz? Ya da daha doğru bir ifadeyle, hangisi diğerinden daha kötü?
Bu da tam olarak, Türkçe tabiriyle 'kötünün iyisi'ni seçmek dediğimiz durum.
Uzmanlar bu davranış biçimini "reddediş zihniyeti" (rejection mind-set) olarak adlandırıyor.
Bu terim şuradan geliyor: Her iki seçeneğin de mutlaka ki kendi açılarından olumlu tarafları, bize sunabilecekleri bir takım olumlu yönler de illa ki mevcut olduğu halde, zihin bunu reddeden ve direkt olumsuza konsantre olan bir yönelim sergiliyor.
Burada uzmanların vurgu yaptığı soru şu:
Madem ki yapmaya mecbur olduğumuz bir seçim var ve bu seçimin sonucu bizi direkt olarak ilgilendirecek, o halde yine faydaya odaklanmamız daha doğru olmaz mıydı?
Bu noktada, beyindeki gri madde devreye giriyor.
Gri madde bildiğimiz gibi, istemli kas hareketleri, hafıza, görme, koklama, işitme, konuşma, karar verme ve çevresel değişimleri idrak etme gibi çeşitli olayları yöneten beyin bölümlerimizde yer alan başlıca bileşenlerden bir tanesi.
Perelman Tıp Okulu, Pennsylvania Üniversitesi Wharton Okulu ve Charite Üniversitesi’nden bir grup bilim insanının yürüttüğü bir araştırmaya göre, muhakeme yapabilme yeteneği ile beyindeki gri madde seviyesi birbiriyle ilişkili.
Şöyle: Tüm seçeneklerin kötü olduğu durumlarda zihin olumsuza odaklansa da, olumluyu da tartma sağduyusuna sahip olan kişilerin anterior singulat korteks ve orta frontal girus bölgelerindeki gri madde miktarı daha yüksek.
Biraz özetleyecek olursak,
'Kötünün iyisi' arasından seçim yapmamız gerektiğinde, zihnimizin yönelimi “hangisini daha çok isterdim?” değil, “hangisini daha çok istemezdim?” bağlamında şekilleniyor.
Böyle bir seçim durumu iş yerinde başımıza geldiğinde örneğin; uzmanlara göre zihnimizde aynı tepki oluşmuyor.
Çünkü zihin şunu biliyor; 'kontrol bizde'. Çünkü daima üçüncü bir seçeneğimiz var: Her ikisini de seçmeyip işi bırakabiliriz.
Ama siyasi bir seçime gidiliyorsa öyle olmuyor tabii. Biz ister birini seçelim, istersek ikisini de seçmeyip boş oy atalım, ikisinden biri başa gelecek. İlla bir üçüncü seçenek yaratacaksak eğer, o ancak ülkeyi terk etmek olabilir; ki bu gerçekten de radikal bir seçenek olur.
Son olarak, uzmanlar böyle bir duruma düşersek eğer, kendimizi bilinçli bir şekilde olumluya motive ederek seçimimizi yapmamız gerektiğini söylüyor.
Böylelikle, madem ki ortaya kaçamayacağımız bir sonuç çıkacak, hiç değilse kendimize (veyahut da siyasi seçim örneğinden gidersek topluma) diğerinden daha çok fayda sağlama ihtimali olan seçenekte karar kılmış oluruz.
Yorum Yazın
Özetle diyor ki; sonraki seçimde oy kullanın, boş oy atmayın.
tecavüz kaçınılmazsa zevk almalısın diyor bence