"Ben Olsam Ben de Maça Gitmem"
Aziz Yıldırım, başkanlıktaki 15. yılı nedeniyle Fenerbahçe Dergisi'ne röportaj verdi.
Fenerbahçe Başkanlığında 15. yılını kutlamaya hazırlanan Aziz Yıldırım, kulüp dergisine geniş çaplı bir röportaj verdi. Yıldırım'ın evinde gerçekleşen ve hem ailesi hem de güvercinleri ile fotoğraflarına da yer verilen röportaj, pek çok çarpıcı açıklamaya sahne oldu.
17 yıllık görev süresinde yapmak istediklerinin çoğunu gerçekleştirdiğini ancak yapamadıkları da olduğunu vurgulayan Aziz Yıldırım 'Süreç içerisinde sadece bizden kaynaklanan değil, bizim dışımızdaki engellemelerden, müdahalelerden, kumpaslardan dolayı yapamadıklarımız, ertelemek zorunda kaldığımız projelerimiz oldu' dedi.
'Havuz bozulacak korkusu var'
Fenerbahçe'nin Türk sporunun lideri olduğunu bunu da 9 branşta yurt içi ve uluslararası alanda elde ettikleri kupalar ve olimpiyatlarda Fenerbahçeli sporcuların boynuna takılan madalyalarla gösterdiklerini belirten Yıldırım, ekonomik ve mali yapılanmada da başarılı bir kulüp yarattıklarını savundu. Ardından sözü son günlerin tartışma konusu olan yayın havuzuna getiren Fenerbahçe Başkanı, 'Son 4 yılda bazı kulüpler devamlı olarak 'Efendim biz hak ettiğimizi alamıyoruz, az alıyoruz. Biz olmasak siz alamazsınız' şeklinde şikayetlerde bulundular. Buna karşılık biz de 'Asıl biz olmazsak, siz alamazsınız. Biz Vefa’yla oynarız, Beykoz’la oynarız, yine alırız ama siz aranızda oynarsanız gelirleriniz çok önemli miktarlarda kayba uğrar' dedik. Öncelikle bunu anlatmaya çalıştık biz…
Bir kere bu gerçeği kabul edecekler. Ben Fenerbahçe’nin haklarını savunuyorum. Bakın şimdilerde bazı kulüp başkanlarının havuz bozulacak diye yaşadıkları hezeyan da bu yüzden. Nasılsa taraftarın yok, marka değerin yok ve en önemlisi bunları değiştirecek vizyonun ve kurumsal yapın yok, Avrupa’da Türkiye’yi temsil etmek gibi bir derdin de yok. Gelsin havuzdan paralar… İşte bir bardak suda fırtına koparmalarının nedeni de bu... Diğer büyük kulüplere gelince, benim onlar hakkında değerlendirme yapmam doğru olmaz. Kendi haklarını kendileri savunsunlar, onlar için bir şey söylemek istemem' dedi.
'En zengini TFF'
% 55’e % 45 olan gelir dağılım oranının Anadolu kulüplerinin bu baskıları ile büyük kulüpler aleyhine değiştiğini ve Fenerbahçe olarak aldıkları payın %26'lardan % 11’lere gerilediğini vurgulayan Yıldırım, 'Oran yarın yine aynı nedenlerle %9’lara, % 8’lere düşecek pozisyona geliyor' diye konuştu. Futbol Federasyonu'nun naklen yayın gelirinden aldığı payı da eleştiren Aziz Yıldırım, 'Türkiye’nin en pahalı ve zengin kulübü TFF’dir!' dedi. 'Federasyon benim % 11 aldığım yerde niye %12 pay alıyor? Alınan para nereye harcanıyor, kime ne yardımı yapıyor, Türk sporu için ne yapılıyor? Kimse bilmiyor. Bir de herkes demiyor mu; 'Kulüpler parayı harcıyor' diye... Federasyon alıyor esas parayı. Benden çok o alıyor. Buradan söylüyorum: Türkiye’nin en pahalı ve zengin kulübü TFF’dir' ifadelerini kullandı.
'Herkes izlendiği kadar para alsın'
Naklen yayın haklarıyla ilgili kanunun değişmesi gerektiğini savunan Başkan Yıldırım, 'Yayın haklarından Fenerbahçe ne alıyor, ne kadar alması gerekir, piyasaya çıkıp, sorup öğrensinler. Aradaki uçuruma şahit olsunlar' diye konuştu. Aziz Yıldırım eşit dağılım ya da puana göre dağılım mantığından uzaklaşılması gerektiğini savunarak 'Lig TV’ye, Digiturk’e parayı kazandıran kulüp Fenerbahçe. Yani ben bu kurumlara bu paranın % 30-35’ini kazandırıyorum. Senin yapman gereken, denkleştirici adalet değil, dağıtıcı adaleti uygulayarak yayını hangi takım taraftarı hangi oranda seyrediyorsa ya da dekoderi hangi takım taraftarı hangi oranda alıyorsa, sen de gelirleri buna göre dağıtmak zorundasın. Kısacası senin yayın havuzunun dağıtım oranı için elindeki kriterin belli. O da dekoder satışın. Öncelikle düzenlenmesi gereken husus bence budur' dedi. 'Bu köhne, hantal ve anayasaya açıkça aykırı olan kriterlerin değişmesi için her türlü yasal yola başvurmaktan kaçınmayacağız' diyen Fenerbahçe Başkanı, havuzun bozulmasını istemediklerini, sadece Fenerbahçe’nin hakkını aradıklarını da sözlerine ekledi.
Passolig'e sert eleştiri
Yıldırım, Passolig hakkında da yoğun eleştirilerde bulundu. Passolig’e tribünleri zarar verenlerden arındırmak için geçildiğini ama şu anki uygulamada tribünlerin tamamının kapatıldığını savunan Aziz Yıldırım, 'Oh ne güzel! Okullar olmasaydı, milli eğitimi yönetmek ne kolaydı! Bu uygulamalarla maalesef Passolig de şu anda Türk sporuna zarar veriyor. Tüm statlar boş ve statların boş olmasının çok önemli bir sebebi; Passolig' ifadelerini kullandı. Passolig yüzünden loca ve kombine kart sahiplerinin de sıkıntılar yaşadığını anlatan Yıldırım, futbol taraftarına potansiyel kredi kartı müşterisi gözüyle bakıldığını da dile getirdi. Aziz Yıldırım Passolig'i savunurken Fenerbahçe Yönetimi'ni eleştiren televizyon yorumcularına da 'Kendi patronu Passolig’den bana dert yanıyor. Önce sen git, bir patronuna sor. De ki; Passolig’le ilgili ne düşünüyorsun?” Ondan sonra çık yorum yap' diye yanıt verdi.
'Ben de olsam maça gitmem'
Tribünlerin boş kalmasının bir diğer nedeni olarak da televizyonlarda çok fazla sayıda maç yayını olmasını gösteren Fenerbahçe Başkanı, 'Her yerde bol bol spor yayını var. Adam evinde oturuyor, çayını kahvesini içiyor maça gelmiyor. Niye gelsin? Sen olsan gider misin? Ben gitmem. Bu kadar bolluk içerisinde maça gidip ne yapacağım yani? Fenerbahçe Ülker Erkek Basketbol Takımımızın maçları, Passolig’in durumunu en iyi anlatan göstergedir. Çözüm ise bence; tüm müsabakaların aynı saatte başlatılmasıdır' dedi.
'TFF'yi mahkemeye vereceğiz'
Aziz Yıldırım, 'TFF’nin açıkladığı yeni yabancı futbolcu kuralı ile ilgili görüşleriniz nelerdir?' şeklindeki soruya üzerine ise yine eleştirilerini sıraladı. Yabancı futbolcu kurallarındaki değişiklikler ve tutarsızlıklardan yakınan Yıldırım, '5+3 çıkınca Cristian ve Yobo’yu paralarını ödeyip gönderdik. Krasic’i ise kadro dışarı bıraktık. 6 ay sonra sen kuralı yine değiştirdin. Üstelik TFF Başkanı çıkıp Bu 3 yıllık planlama ve projelendirme” diye beyanda bulunmuştu. Hani nerede devamlılık, nerede ciddi ve inandırıcı yönetim modeli? Peki, benim zararımı kim ödeyecek? Bu konuyu da mahkemeye götüreceğiz. 'Bu kuralı değiştirdiniz, ben zararımı istiyorum' diyeceğiz' diye konuştu.
Yeni yabancı kuralı konusunda TFF'den net açıklama yapılmadığı da hatırlatan Yıldırım, 'Fakat basından edindiğimiz bilgi ve duyumlarıma göre; 14. yabancı futbolcu için Federasyon 2 milyon TL alıyor. 8 yabancı futbolcu için Federasyona 670 bin TL ödedikten sonra eğer yabancı futbolcu alımına gideceksen kademeli olarak bir artış söz konusu. Tüm yabancı opsiyonunu kullanıp 14. yabancı futbolcuyu kadrona dahil edersen 2 milyon TL; toplamda ise 14 yabancı transferi için 5 milyon 670 bin TL TFF’ye ödeyeceksin. Sen kulüplere hem 'Para harcama” diyorsun, öte yandan 'Şu kadar futbolcu alırsan ben senden şu kadar para isterim” diyorsun. Ayrıca kulüp almış genç bir oyuncu 300 bin liraya, Federasyon bu oyuncu için 2 milyon istiyor, iş mi yani bu! O zaman yasakla, 10 kişide sınırla. Federasyonun yapacağı iş şu: Ya toptan serbest bırakacak, ya da tamamen yabancıyı yasaklayacak. Bu kadar kolay bir şeyi bu kadar zor hale sokuyorlar. Ya serbest olur, kriter olmaz, ya da yabancı yasaklanır. Ben bu sene böyle deneyeceğim bakalım ne oluyor?” demekle olmaz. Yarın yine karar değişirse o 14 yabancı ne olacak? Türk futbolunun bu kadar gayrı ciddi ve günlük kararlarla yönetilebileceğini düşünenler çok yakında fena halde yanıldıklarını anlayacaklar.' dedi.
'Derbileri kazanıp şampiyon oluruz'
Süper Lig'deki şampiyonluk yarışı hakkında ise Aziz Yıldırım 'Derbileri kazanır, şampiyon oluruz' şeklinde iddialı bir açıklama yaptı. 'Biz diğer kulüpler gibi 10 ay sonraya senet, 5 ay sonraya ödeme yapmıyoruz. Biz en fazla 1 ay aksatıyoruz. Bir tek Aralık ayından bir miktar ödememiz var, onu da planladık' diyen Yıldırım, 'Takımın oyuncu kalitesi yüksek. Biz mevcut kadromuza Diego’yu dahil ettik, o da katkı vermeye başladı, daha da verimli olacak. Emenike’nin performansı daha üst düzeylere gelecek. Sow da gelince bizim takım tamam. Onun için bizim özellikle deplasmanlarda muhakkak kazanmamız lazım. İkinci yarının 8. haftası sonunda derbi maçlarımızı kazandığımız takdirde, şampiyon olur 4. yıldızı garantileriz. Ama şunu yürekten söylüyorum ki çok karakterli ve kaliteli bir takımımız var… Ve bu taraftarın bu yolda onları ve bizleri yalnız bırakma lüksü olmamalı. Bu sene Fenerbahçe’nin rakipleri ile arasındaki fark açısından kırılma noktası. Tıpkı Denizli’de Fenerbahçe’ye yaşatılanlar gibi... Tıpkı elimizden alınanın sadece bir şampiyonluk olmadığı gibi... O yüzden çok sayıda rakibimiz olacak. Bu yüzden her şeye rağmen bir olmalıyız. Çok güçlü olmalıyız…' dedi.
'Medyaya gereken cevabı hal veriyor '
Spor medyası ile ilişkilerini 'O kadar memnunum ki kelimelerle dahi ifade edemem. Doğruları yazmak için bu kadar büyük özveride bulunan spor medyası başka hiçbir ülkede yoktur' şeklinde alaycı bir dille özetleyen Yıldırım, 'Aslında bu konuda çok da umutsuz olmamak lazım. Zira; kimse bu halkı kandıramaz. İzlenme ve okunma oranlarına baktığınızda aslında bu niteliksiz ve bir yerlere yaslanmadan ayakta duramayan medyaya bu halk gerekli cevabı veriyor veriyor da anlayan kim' dedi. Başkan Yıldırım, yeniden yargılanma süreci hakkında ise ''Bu Fenerbahçe’nin değil, Türkiye’nin sorunudur. Fenerbahçe olarak duruşumuzdan ve kararlılığımızdan asla ödün vermedik, vermeyeceğiz ve sabırla yargılamanın sonucunu bekliyoruz' ifadelerini kullandı.
Eurosport