Selçuklular döneminde Keyhüsrev zamanında Kırşehir emiri Nurettin Cibril Bin Cacabey, Türk devlet adamıdır. Ceceli aşiretinin beyi olan Emir Bahaddin Caca'nın oğlu olan Cacaoğlu Nureddin Cebrail, 1240'ta Kırşehir'de doğdu.
Caca Bey, küçük yaşlarında üstün yetenekleri ile devrin önde gelenlerinin dikkatini çekmiştir. Kırşehir'de devrin fakültesi gözüyle bakılan Caca Bey Medresesi'ni yaptırmıştır. Yönetim işlerinde Türkçe konuşan ve yazışmalarında Türkçe kullanan Caca Bey, Caca Bey Medresesi'nde de Türk dilinde eğitim verilmesini sağlamıştır.
Genç yaşında başarısını gösteren Caca Bey, kısa zamanda büyüklerin arasında yer almaya başladı. Mevlana yazdığı bir mektupta, Caca Bey’in yeteneklerine ve başarılarına övgüde bulunmuş ve kendisiyle bir araya geldiği meclislerde de bu konuyu dile getirmiştir. Caca Bey, kendi idaresinde yaşamakta olan Hacı Bektaş Veli ile ilgilenmiş onu himaye etmiştir. Anadolu'da birçok hayır kurumu ve ayrıca cami, zaviye gibi pek çok kamusal yapının da onarımını yaptırmıştır. Caca Bey, 1301 yılında Bizanslılara karşı savaşırken ölmüştür. Cenazesi, Kırşehir’e getirilerek yaptırdığı medresenin yanındaki türbeye defnedilmiştir.
Kırşehir kentinin merkezinde bulunan medresesi, Caca Bey tarafından 1271-1272 yıllarında bir gözlem evi (rasathane) ve medrese olarak yaptırılmıştır. Yapı daha sonra camiye çevrilmiştir. Türk bilim insanı Uluğ Bey’in Batı Türkistan’da kurduğu medrese ne ise, Caca Bey’in kurduğu bu bilim merkezi de aynı derecede öneme sahiptir. Birkaç kez onarılmış olup, minaresindeki mavi çiniler nedeniyle halk arasında cıncıklı camii adı ile anılmaktadır. Medrese kesme taştan yapılmış olup kare planlıdır. Kubbeli medrese yapı tipine dahildir. Minare yapının arka tarafına alınmıştır.
Döneminde astronomi yüksek okulu olarak hizmet vermiştir. Kubbesi açık ve altında bir kuyunun bulunduğu medresede kuyunun içindeki suya yansıyan yıldızlar incelenir, bunlar üzerinde araştırmalar yapılırdı.
Yorum Yazın
Ibrahim tatlıses koyalım daha yakışır duruyor