Aysu Melis Bağlan Yazio: Ne Olacak Beşiktaş'ın Hâl-i Pürmelali?
Senelerdir kulüplerin iletişim stratejileri ilgimi çeker. Beşiktaş'ınki daha fazla ilgilimi çeker. Hatta abartırım; tıpkı bir öğrenci gibi notlar alarak, yazarak takip ederim tüm kulüp basın toplantılarını... Hem öğrenciliği çok severim hem de “ilmi okuldan hayatı Beşiktaş'tan...”
Taraftardan taraftara iletişim,
Taraftardan kulübe,
Kulüpten taraftara,
Kulüpten ülke ve dünya futboluna örneğin.
Beşiktaşlı olmak meşakkatli iş, kabul.
Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nü hevesle takip eden bendeniz, son zamanlarda not alınacak kadar akıcı bir toplantıya rastlamadım. Biraz da görev ve tanımlar iç içe girmeye başladı gibi geldi. Size de oldu mu öyle?
Hem Basın Sözcüsü hem Teknik Direktör hem yardım kampanyasında başrol hem de Kulüp Başkan Vekili gibi bir teknik organizasyon görünce benim hayli kafam karıştı. Ya sizin?
Sahiden 'profesyonel' bir kulüp yönetiminde hangi görevi kimden soracaktık?
Malum, spor yönetimi ülkemizde 'para', 'güç' odaklı. Başka bir üçüncü özellik konuşulmuyor. Hâl böyle olunca, eleştirel her paradigma 'muhalefet' olarak algılanıyor ve kulüp başkanları da bu durumdan açıkça şikâyet ediyor. 'Değerli' vaktini buna vakfediyor.
Siyasal öğrenilmişliğin küçük bir sahnesi ile büyük kitleler bir güzel etki altına alınıyor...
Eksiğim yok değil mi? Tam olarak böyle bir seçim kampanyası ve pratik çalışmasını seyrediyoruz.
Bir başka anım da Ali Rıza Sergen Yalçın Hoca'nın imza töreni idi. Binlerce kişi ile ben de tribünde yerimi almıştım.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın