Beni üzerken düşündüren durum, şampiyonluk yarışında olan kulüplerin toplumsal olaylardan uzak durması gerektiğine dair mit...
İsmiyle müsemma, bu sadece efsaneleşen bir düşünce; mit. Böyle olması gerekmiyor. Toplum, spor, hukuk, yaşam... hepsi bir bütün.
Irkçılık ile mücadele ederken tek yürek olabiliyoruz. O zaman şampiyonluk yarışının hatta UEFA organizasyonunda müsabık olamamanın bile önemi olmayabilir. Konu, kadının insan haklarına, toplumsal cinsiyet eşitliğine gelince ortalık sus pus!
Tüm gün, defalarca taraftarları, camiası ve bu vakte kadar tüm iyilikleri, güzellikleri ve dikkat çekilmesi gereken konuları toplumla paylaşmaktan esirgememiş olan Beşiktaş Jimnastik Kulübü sessizliği, hayal kırıklığımızın sebebidir.
Şampiyonluk yolunda sesimizi çıkarmayalım da sonra bir hakem kararına kurban gitmeyelim, düşüncesi taraftarların yaygın görüşü halini almış durumda.
Tribünlerin ve futbolun ancak ve ancak toplumları uyutma görevinin benimsenmiş olmasını ürpererek izliyorum.
Kendimizi toplumdan ayırarak garantiye alma çabamızı hayretle izliyorum.
Sessiz kalmanın, bazı durumları korumak anlamına geldiğini hayretle izliyorum.
Tribünlerden el versek eşitliğe, nasıl olur, diyorum.
Twitter
Instagram
Yorum Yazın
Galatasaray ve Fatih Terim düşmanı kadının yeni içeriği.