Bütün sene pasta börek gömenler, yaz gelince çimen suyu içip üstü kalsın edasıyla o meşhur soruyu soruyorlar.
‘‘Ayda kaç kilo hocam?’’ Sanki bütün mesele buymuş gibi...
Mesele bu olmasa da söyleyelim ayda kadınlar için en çok 2, erkekler için de 3.5 kilo. Yapılmış sayısız bilimsel çalışma ve Dünya Sağlık Örgütü verileri bir ayda yakılabilecek maksimum yağın bu kadar olduğunu gösteriyor. Fazlası kesinlikle kaslardan ve sudan gidiyor. Bunu duyanlardan aldığımız tepkilerse şöyle:
‘‘Hocam ne yaptınız ayda 2 kilo kurtarmaz.’’
‘‘Yaza 2 ay kaldı ve benim 10 kilo fazlam var.'
‘‘Ben düğüne nasıl yetişeceğim?’’
Tamam da vücudun düğünü önemsemiyor. Sağlığın da seni ikna etmek için acele etmiyor onu ne yapacağız?
‘‘O zaman diğer tarafta 5 diyenler var ona giderim. Mis gibi 10 kilomu veririm düğünün, tatilin tadını çıkarırım.’’
Peki git ver, sonra ne olacak?
Neler olacağını söyleyelim, on numara kilo vereceğiz. Bu şaka değil gerçek. Aç kalacağız, hayatımızda hiç yemediğimiz sebzeleri sıkıp suyunu içeceğiz ve o kiloları vereceğiz. Verelim vermesine de kilo vermek marifetmiş gibi düşünmeye ne gerek var, isteyen herkes zaten kilo veriyor. Etrafımızda bir sürü zayıflama örneği var. Vermek bu kadar kolayken neden kilolu insanların sayısı azalmıyor, hatta salgın gibi artıyor? Çünkü verdikleri kiloları geri alıyorlar da ondan. Yapılan incelemeler insanların kilo vermekte değil verilen kiloyu korumakta zorlandığını gösteriyor. İsteyen istediği zaman kilo veriyor ama nasıl koruyacağız?
Koruyabilmek için vücudu tamir etmek gerekir. Kilo metabolizmada yaşanan değişikliğin ve yavaşlığın sadece bir yansımasıdır. Kilo alımının birçok sebebi olabilir ancak temelde bunlar vücudun birkaç tepkisi ile oluşur. Bu tepkiler kötü beslenme sonucu yağlanan karaciğer, bozulan bağırsak mikrobiyotası, aşırı şeker tüketimi sonucu gelişen insülin direnci ve beyin ile mide iletişim hattında oluşan bazı değişimlerdir. Yani kötü beslendiğimizde sadece kilo almıyoruz. Öncelikle yediklerimizle vücudumuzda bir şeyleri bozuyoruz. Sonra sistem bozulduğu için kilo alıyoruz. Buna karşılık yaptığımız ilk şey de aldığımız kiloları vermeye çalışmak oluyor ama o kiloları versek de sistem bozuk olduğu için geri alıyoruz. Bu durum çatısı akan bir evin içini temizlemeye benziyor. Ne kadar temizlesek de çatı akmaya devam ediyor. Bununla baş edebilmek için çatıyı aktarmamız lazım. Peki bunu nasıl yapacağız?