Görüş Bildir
Haberler
Aşkta Kaybeden ve Üzülen Tarafın Çoğunlukla Kadınlar Olmasının 11 Sebebi

etiket Aşkta Kaybeden ve Üzülen Tarafın Çoğunlukla Kadınlar Olmasının 11 Sebebi

Öykü Parlak
20.02.2017 - 16:48

Aşk genelleme kabul etmeyen, sıradışı bir durum aslında fakat etrafımdaki tüm ilişkilerde, üzülen tarafın kadınlar olduğunu gördükçe, bu genellemeyi yapmakta bir sorun görmedim. Peki biz neden hep üzülen taraf oluyoruz?

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Karşımızdaki insanın, hislerinde bizim gibi samimi olduğuna hemen inanıyoruz.

Hislerde samimiyet, aslında olması gereken, normal olan durum ancak erkekler çoğu zaman hisleri konusunda dürüst davranmıyor. Ne yazık ki biz de hep samimi olduklarına inanmak istiyoruz.

2. Fedakarlık yapmaktan asla çekinmiyoruz.

Yakın bir arkadaşlık, aile, duygusal ilişkiler...Hepsi fedakarlık isteyen bağlar. Bizler de fedakarlık yapmaktan asla çekinmiyoruz. Karşı taraftan aynı tavrı göremesek bile.

3. Çoğu zaman, aşık olduğumuz kişinin istek ve beklentilerini, kendi isteklerimizden daha ön planda tutuyoruz.

Hayatınızın olmazsa olmaz pek çok faktörü, ilişkinize verdiğiniz önem yüzünden 'olmasa da olur'a dönüşüyor. En sevdiğiniz şeyler, sırf karşınızdaki insan öyle istiyor diye, önemli şeyler listenizde en alt sıralara düşüyor. Her haftasonu gittiğiniz mekana gitmemeye, en sevdiğiniz eteği giymemeye hatta kariyer planınızı bile değiştirmeye başlıyorsunuz.

4. "Yeter ki kavga etmeyelim, gerilmeyelim" diye, karşı tarafın ufak hatalarını bile dile getirmekten çekiniyoruz.

Kavgalar ilişkinin tuzu, biberi der gönül işlerinin üstatları. Haklılar da. Kavga etmek, tartışmak, çözemediğiniz pek çok konuyu çözmenizi ve hayatta daha sağlıklı ilerlemenizi sağlar. Ancak çoğu zaman, olumsuz olayları görmezden gelip, gerilim çıkmamasını tercih ediyoruz.

5. Çocukluğumuzdan beri bize dayatılan toplumsal roller yüzünden, bir süre sonra ilişkinin annesi haline dönüşüyoruz.

'Kadın yemek yapmalıdır, kadın evi temiz tutmalıdır, kadın erkeğinin her ihtiyacına koşmalıdır!' mesajları, çocukluğumuzdan beri bilinçsizce öğrendiğimiz ve kabullendiğimiz durumlar. Bu yüzden bir süre sonra ilişkinin annesi konumuna gelip, sevgilimiz üşümesin diye sırtına havlu koyacak hale geliyoruz.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Doğrudan, net bir şekilde konuşmak yerine, karşımızdaki kişinin bizi kendi kendine anlamasını bekliyoruz.

Kadınların sezgi gücü erkeklere göre daha gelişmiş durumda. Bir arkadaşımızın canı sıkkın olduğunda, bunu hemen anlayıp, onun için bir şeyler yapmaya çabalarız. Ancak erkeklerde bu yetenek pek fazla gelişmediği için, biz söylemediğimiz sürece, bir şeye üzüldüğümüzü, kırıldığımızı asla anlayamazlar.

7. İlişkiye gereğinden fazla anlam yükleyip, hayatımızın merkezi haline getiriyoruz.

O hayatımıza girdiği andan itibaren, tüm anlarımızı onunla geçirmek istiyoruz. Tamam çok mutlu olabiliriz, tamam onunlayken dünya dursa asla şikayet etmezsiniz ama siz o aşkın dışında da var olan bir insansınız. İlişkinin bir tarafı olmakla yetinmek, ilişkiyi benliğiniz haline getirmemek en önemli şey fakat biz çoğu zaman bunu başaramıyoruz.

8. İlişkinin ilk gününden itibaren, karşımızdaki erkeğin değişeceğini umarak, bir umutla ilişkiyi sürdürüyoruz.

Çok çabuk sinirleniyor, anlık öfke patlamaları yaşıyor, sinirlenince gözü kimseyi, hiçbir şeyi görmüyor ama zamanla değişir. Hayır değişmez. Ufak tefek davranış değişiklikleri dışında erkekler asla değişmiyor. Biz de bunu ilişkinin başında kabullenip devam ya da tamam demeyi bilmeliyiz.

9. Bir şeylere kırılıp, üzüldüğümüz zaman, karşı taraf bunu asla anlamadığı için, yıpranan taraf yine biz oluyoruz.

İlişki uzmanları boşuna kendini parçalamıyor 'konuşun, her şeyi konuşun' diye. Konuşmadığınız, sorununuzu anlatmadığınız her dakika tükenen taraf siz oluyorsunuz.

10. Karşımızdaki erkeği iyice tanımadan, hemen gelinlik hayalleri kurmaya başlıyoruz.

Bayılıyoruz kendimiz o beyaz tüllerin içinde hayal etmeye. Küçük bir kızken bile perdelerle kendimize gelinlik yaptık, ailemiz de gülerek izledi bu anları. Oysa en büyük yanlışlardan birisi, mutsuz bir evliliğe adım atmak ve çoğu zaman yaşadığın hayata razı olmaktır.

İçeriğin Devamı Aşağıda

11. İnanmaya meyilliyiz. İnanmayıp sorular sormak daha yorucu olduğu için, inanmayı seçiyoruz ve sonuç genellikle hayal kırıklığı oluyor.

Cevabını duymaktan korktuğumuz soruları sormaktansa, mevcut duruma razı gelip, inanmayı tercih ediyoruz çoğu zaman. Çünkü gerçekler bizi üzebilir, yarayabilir. Ancak hiçbir gerçek, razı geldiğiniz bir yalandan daha çok üzemez sizi.

Bu tabloya kavuşmak çok zor olmasa gerek kızlar. Yeter ki ne istediğimizi bilelim ve bunları dile getirmekten çekinmeyelim.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
275
122
52
16
11
8
4
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
mrycgr

Toplaşın yazıyorum sebepleri :D [Tecrübeyle sabit] 1)İlişkiye başlarken; kadınlar erkeklerin değişebileceğine inanıyor erkeklerse kadınların asla değişmeyece... Devamını Gör

Pasif Kullanıcı

Dünya'da 8 milyardan fazla insan yaşarken, her birey her ilişki kendi içinde bir farklılık taşırken, fiziki ve psikolıjik çevre faktörlerini göz ardı ederek ... Devamını Gör

Tyler Durden

Ulan gram uzuluyosa serefsizim. Siz hayatinizda kaybeden erkek gormemissiniz

gaydırı guppak

yahu bu kadınların değil aşık olan her insanın özelliğidir. aşık olan bi insanın neden üzüldüğüne ait bi galeri olmuş aslında.