Bitlis'te Arama Yapılan Otomobilde Uyuşturucu, Ruhsatsız Tabancalar, Altın Ve Para Bulundu
BİTLİS (AA) - Bitlis'in Tatvan ilçesinde durdurulan bir otomobilde, uyuşturucu, altın, para ve 2 ruhsatsız tabanca ile mermi ele geçirildi. Valilikten yapılan açıklamada, Tatvan Narkotik Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ekiplerinin dün şüphelendikleri bir otomobili durdurduğu belirtildi.Açıklamada, şunlar kaydedildi:'Araçta yapılan aramalarda, 305,2 gram esrar, 68,86 gram eroin, 42,28 gram sentetik uyuşturucu, 2 ruhsatsız tabanca, 37 fişek,2 bilezik, altın zincir kolye ve 6 bin 640 lira ele geçirilmiştir.Araçtaki şüpheli C.A. gözaltına alınmıştır.'Açıklamada, kentte suç ve suçlulara karşı yürütülen kararlı mücadelenin devam edeceği vurgulandı.
Mozambik'te Altın Çıkaran İki Şirketin Faaliyetleri Çevreyi Kirlettikleri Gerekçesiyle Durduruldu
İSTANBUL (AA) - Doğu Afrika ülkelerinden Mozambik'te hükümet, altın çıkaran iki firmanın faaliyetlerini çevreyi kirlettikleri gerekçesiyle durdurdu.Yerel basında yer alan haberlere göre, Manica eyaleti hükümeti, altın çıkaran maden firmalarının Revue Nehri'ni kirlettiğini açıkladı. 'Clean Tech Mining' ve 'Gem Resources' adlı maden şirketlerinin atıklarını nehre boşalttığı ve bu durumun bölgede tarım ve hayvancılıkla uğraşan Mozambiklileri olumsuz etkilediği kaydedildi.Maden müfettişi Octavio Semba, 'Bölgede suları boşaltmak ve yeniden kullanmak için yeterli alan var ancak bunun yerine kasıtlı olarak atık sular nehre boşaltılıyor.' dedi. Atıkların kimsenin görmemesi için gece yarısı nehre boşaltıldığını belirten Semba, bu durumun çevreye zarar verdiğini sözlerine ekledi.Semba, ayrıca diğer maden firmalarının da kontrol edileceği bilgisini paylaştı.Birçok maden şirketinin faaliyet gösterdiği Mozambik'in Manica eyaletinde daha önce 8 firmanın çalışmaları askıya alınmıştı.
İdeal Toplum 9 Bin Yıl Önce Bu Topraklardaydı: Çatalhöyük'te Hükümetsiz ve Eşit Yaşam
9000 yıl önce kadın ve erkek eşitliğinin var olduğu, sanatın filizlendiği, hükümete ve silahlı güce ise ihtiyaç duyulmadığı yerleşim yeri Çatalhöyük 1958 yılında İngiliz arkeolog James Mellaart tarafından keşfedildi.Keşif, Mezopotamya dışında kalan bölgede ilk defa yerleşik hayata geçildiğine dair kanıt bulunması açısından oldukça önemliydi. Çünkü bu durum Anadolu'yu dünyanın en eski uygarlık merkezlerinden biri haline getirdi. Kazı çalışmalarının başladığı günden bu yana elde edilen bilgiler ışığında geçmişe 'kısa' bir yolculuk yapalım...
Uğur Batı Yazio: Ya Hepimiz Kumarbazsak? Mesela Borsa, Altın, Döviz ya Sizi Kumarbaz Yapıyorsa!
Parkinson hastaları ya kumar düşkünü oluyorsa?Neden?Bazı Parkinson ilaçları yüzünden desek!David Eagleman Incognito’da önemli bir saptama yapar. Yazar, Parkinson hastaları üzerinden bir zihin jimnastiği sunar. Buna göre, 2001 yılında Parkinson hastalarının aileleri ve bakıcıları, bir tuhaflık olduğunun farkına varmaya başladılar. Pramipeksol ve Mirapex adlı ilacın verildiği hastalardan bir kısmı kumarbaza dönüşüyordu; üstelik öylesine kumar oynayanlara değil, hastalıklı kumarbazlara! ABD'nin Arizona kentindeki Muhammed Ali Parkinson Araştırma Merkezi uzmanları, bin 800 Parkinson hastası üzerinde araştırma yaptı. Araştırmada, Mirapex kullanan 529 hastanın 8'inde, ciddi derecede kumar bağımlılığının meydana geldiği belirlendi. Daha önce kumara herhangi bir eğilim göstermemiş olan bu hastalar, artık düzenli biçimde Vegas’a uçar olmuşlardı. Altmış sekiz yaşındaki bir adam, ziyaret ettiği bir dizi kumarhanede altı ay içinde toplam 200 bin dolar tutarında para kaybetmişti. İnternet pokerine takılıp kalan kimi hastalar ise ödeyemeyecekleri kredi kartı borçlarının altında ezilmişti. Hastaların çoğu, bu kayıpları ailelerinden gizlemek için ellerinden geleni yapıyordu. Bu yeni bağımlılık, bazıları için kumarın da ötesine geçerek “zorlanımlı” (kompülsif) yeme alışkanlıklarına, alkol tüketimine ve aşırı cinselliğe kadar varmıştı.Peki bu nasıl olabilirdi?
Oppo'nun Sponsor Olduğu 212 Photography Istanbul Sona Erdi
İSTANBUL (AA) - Fotoğraf sanatının gücü ile farklı bir diyalog ortamı yaratan ve Oppo'nun sponsorluğunda gerçekleşen 212 Photography Istanbul, yoğun bir katılımın ardından sona erdi. Oppo'dan yapılan açıklamaya göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın katkılarıyla gerçekleşen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür AŞ'nin yanı sıra Oppo'nun altın sponsor olduğu 212 Photography Istanbul, yoğun bir katılım ile gerçekleştirildi. Bu sene kapsamlı programıyla uluslararası düzeyde gerçekleşen ve Türkiye'den de pek çok önemli isme yer veren organizasyonun altın sponsoru Oppo, ziyaretçileri düzenlediği söyleşilerle bilgilendirirken, akıllı telefonlardaki fotoğraf kalitesini de ziyaretçilere deneyimletme fırsatı elde etti. 212 Photography Istanbul'da Coşkun Aral, Sefa Yamak ve Umut Eker, ziyaretçiler ile düzenlenen atölyelerde bir araya geldi.Dünya üzerinde ayak basmadık toprak bırakmayan Coşkun Aral, 'Bir Deneyim Koleksiyoncusunun Hikayesi' başlıklı söyleşisinde, geçmiş dönemde belgelemenin önemine değindi. “Bizden sonraki kuşaklara belge bırakmalıyız” diyerek geçmişte çizerek tarihi anlatan insanların günümüzde fotoğraflayarak sonraki kuşaklara aktardıklarından bahsetti.'Dijital Koleksiyonculuk' adlı bir söyleşi gerçekleştiren Sefa Yamak, koleksiyonlarını oluştururken insanların kalbine dokunan anları yakalamanın önemini anlattı.'Hayat Eşittir An' mottosuyla hareket ettiğinin önemle altını çizen Yamak, koleksiyonunu yaptığı anları yakalarken, gözlemlemenin önemine değindi. Bir sonraki hareketi, bir sonraki duruşu, bir sonraki bakışı gözlemleyen Yamak, bir sonraki hamlede nelerin olacağını tahmin ederek fotoğraf çektiğini katılımcılara aktardı. 'Mobil Fotoğrafçılık' atölyesi ile katılımcıların karşısına çıkan Umut Eker ise hayatlara 20 yıl önce giren cep telefonlarının kameralarının geçen zaman içerisinde teknolojik açıdan nasıl geliştiğine dikkati çekerek bugün geldiği noktaya değindi. Fotoğrafın ışığın resme dönme hali olduğunu aktaran Eker, ışığın açısını doğru seçmenin bir fotoğrafın karşı tarafta yaratacağı algıyı oldukça değiştirebileceğine değindi. Oppo Mobil Fotoğrafçılık SergisiOppo Mobil Fotoğrafçılık Sergisi, tanınmış isimlerin Oppo telefonlarıyla yakaladığı anları #HayatımBenimKoleksiyonum sloganıyla bir araya getirdi. Sergide, Didem Soydan, Kerimcan Akduman, Koray Özpalamutçu, Murat Dağaslan, Sefa Yamak ve Umut Eker'in çekmiş olduğu fotoğraflar yer aldı.Oppo Mobil Fotoğraf YarışmasıFestival kapsamında 20'den fazla ülkeden profesyonel ve amatör fotoğrafçının katıldığı 'Uluslararası 212 Fotoğraf Yarışması'nda bu sene ilk defa mobil cihazlarla çekilen fotoğraflar için bir kategori yer aldı. Oppo Mobil Fotoğrafçılık Ödülü kapsamında, Ceren Balmumcu çektiği fotoğrafla ödülün sahibi oldu.Organizasyon boyunca sergi alanında kurulan Oppo standında katılımcılar, kısa bir süre önce tanıtılan Reno4 Serisi, Oppo Watch ve Find X2 modellerini deneyimledi. Mobil fotoğrafçılık denildiğinde akla ilk gelen marka olan Oppo, globalde olduğu gibi Türkiye'de de sanatı, özellikle fotoğrafçılığı destekliyor. 212 Photography Istanbul'a Türkiye'de bu alandaki tek organizasyon olması nedeniyle sponsor olan marka, gelecek dönemlerde de sanatın ve fotoğrafçılığın ön planda olduğu organizasyonlarda yer almaya devam edecek.
İstanbul'da 1 Milyon 500 Bin Lira Çaldığı İddia Edilen Şüpheliler Yakalandı
İSTANBUL (AA) - Bağcılar'da bir tekstil firmasının kasasından yaklaşık 1 milyon 500 bin lira değerinde para, döviz ve altın çaldığı iddia edilen 4 şüpheli, Fatih'te bir saat firmasından hırsızlık yaptığı sırada suçüstü yakalandı.Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, 1 Ekim'de Yenimahalle Mahallesi'nde bulunan bir tekstil firmasının kasasından 720 bin lira, 15 bin dolar, 4 bin 600 avro, 370 bin lira değerinde müşteri çeki ve 300 bin lira değerinde ziynet eşyalarının çalınması üzerine çalışma başlattı.Polis ekipleri şüphelilerin hırsızlık öncesinde keşif yaptığını, güvenlik kamerası bulunmayan sokakları tercih ettiğini tespit etti.Teknik ve fiziki takibini sürdüren ekipler, şüphelilerin Fatih Atikali Mahallesi'nde bir inşaat alanın duvarını delerek bir saatçiye girdiklerini tespit etti.Polis ekipleri yaklaşık 60 bin lira değerinde saat çalan şüpheliler Mesut A, Hüseyin E, Halis E. ve Erdal K'yı suçüstü yakaladı.Emniyetteki işlemleri tamamlanan 4 şüpheli, adliyeye sevk edildi.
İstanbul Film Festivali Uluslararası Yarışma Ve Ulusal Belgesel Yarışması Ödülleri Sahiplerini Buldu
İSTANBUL (AA) - İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen 39. İstanbul Film Festivali'nin Uluslararası Yarışma ve Ulusal Belgesel Yarışması ödülleri sahiplerini buldu.Salon İKSV'de gerçekleşen ödül töreninde Uluslararası Yarışma'da en iyi filme verilen 'Altın Lale' ödülünün yanı sıra 'Jüri Özel Ödülü', 'Mansiyon', 'Halk Ödülü' ve 'Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) Ödülleri', Ulusal Belgesel Yarışması'nda ise 'En İyi Belgesel' ödülü ile 'Mansiyon' takdim edildi.Başkanlığını yönetmen Tayfun Pirselimoğlu'nun üstlendiği Uluslararası Yarışma jürisinde yönetmen Burak Çevik, oyuncu Hazar Ergüçlü, sinema tarihçisi ve programcı Jasmin Basic ile dağıtımcı Anthony Bobeau yer aldı. Bu yıl 12 filmin mücadele ettiği uluslararası yarışmada 'Altın Lale' ödülünü Valentyn Vasyanovych'in yönettiği 'Atlantis' kazandı. Büyük ödül Altın Lale’yi kazanan yönetmen 10 bin avro, filmin Türkiye'deki dağıtımını üstlenen firma 50 bin lira ile ödüllendirildi. Uluslararası Yarışma'da 5 bin avro değerindeki 'Jüri Özel Ödülü' ise Alex Piperno'nun yönettiği 'Denizaltısı da Olsun İsteyen Cam Temizleyici'nin olurken Camila Morrone 'Mickey ve Ayı' filmindeki başarılı oyunculuğu nedeniyle 'Mansiyon', Mahnaz Mohammadi'nin yönettiği 'Oğul-Ana', ilk kez çevrim içi verilen ve izleyici oylarıyla belirlenen Halk Ödülü'nü aldı.Ulusal Belgesel Yarışması İstanbul Film Festivali’nin belgesel sinemayı ve sinemacıları desteklemek amacıyla başlattığı Ulusal Belgesel Yarışması'nda yarışan 11 filmi, yönetmen Ruken Tekeş, yapımcı yönetmen Yasin Ali Türkeri ve yönetmen sanatçı Ezgi Kılınçaslan'dan oluşan jüri değerlendirdi.İKSV tarafından 10 bin lira para ödülü ile desteklenen 'En İyi Belgesel Ödülü' Deniz Tortum'un yönettiği 'Maddenin Halleri'ne, 'Mansiyon' ise Serdar Kökçeoğlu'nun yönettiği 'Mimaroğlu' ile Zeynep Dadak'ın yönettiği 'Ah Gözel İstanbul' filmlerine verildi. FIPRESCI Ödülü FIPRESCI ödülüne de Finlandiya'dan Marta Balaga, Ukrayna'dan Natalia Moussienko ve Türkiye'den Fırat Ataç'ın değerlendirmeleri sonucunda, Uluslararası Yarışma'da mücadele eden, Valentyn Vasyanovych'in yönettiği 'Atlantis' filmi layık görüldü.Törende, Axolotl'un verdiği senaryo armağanları da açıklandı. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma En İyi Senaryo Ödülü'nü para ödülüyle destekleyen Axolotl, 'Kurmaca', 'Tür', 'İlk Senaryo' ve 'Ulus Baker Çizgi Dışı Senaryo Armağanı' olmak üzere 4 ayrı kategoride senaryo ödülü verdi.Festivalin Ulusal Yarışma ve Ulusal Kısa Film Yarışması ödülleri temmuz ayında verilmişti.
Hacı Bektaş Veli'nin En Eski Tablosunu Almanya'daki Müzayededen Satın Aldı
İSTANBUL (AA) - KÜBRA KARA - Hollanda'daki Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Mehmet Tütüncü, Almanya'da katıldığı bir müzayededen satın aldığı Hacı Bektaş Veli'nin tasvir edildiği tablonun, Hacı Bektaş Veli'ye ait en eski resim olabileceğini söyledi.Hollanda'da yaşayan Tütüncü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iş için gittiği Almanya'da katıldığı bir müzayedede, Hacı Bektaş Veli'yi tasvir eden bir esere rastladığını söyledi.Müzayededeki eserleri incelerken bir eserde Hacı Bektaş Veli tasvirini gördüğünü ve eseri hemen almaya karar verdiğini anlatan Tütüncü, 22x17 santimetre boyutlarındaki tabloda bir post üstünde iki kişinin oturduğunu, resmin sağ üst köşesinde Osmanlıca, 'Sarı Saltuk Baba', sol tarafından ise 'Hünkar Hacı Bektaş Veli' yazılarının bulunduğunu kaydetti. Eseri fark ettiğinde çok heyecanlandığını dile getiren Tütüncü, sözlerini şöyle sürdürdü:'Çok heyecanlandım çünkü resmin altındaki Osmanlıca yazıyı okuyunca Hacı Bektaş'ın en eski resmi olduğunu anladım. Bu resmi bana göre önemli kılan bir diğer unsur da Sarı Saltuk'un bulunması. Orada sadece Hacı Bektaş ve Sarı Saltuk'un resmi yok, aynı zamanda bir hikaye de anlatılıyor. Resmi yapan da muhtemelen bir hat sanatçısı olan Üsküdarlı Ahmed. Tabii tek başına bir resim değildir bu, muhtemelen büyük bir kitap içerisinden gelmiş olabilir.'Resmin sağ ve sol üst ile alt kısmında Osmanlıca yazıların bulunduğunu aktaran Tütüncü, eserin kim tarafından ne zaman yapıldığı, resimde kimlerin yer aldığı bilgisinin bu yazılarla anlatıldığını söyledi.Eserin üzerinde Osmanlıca 'Hacı Bektaşi Veli hirbâ postunda otururken Mar-ı mezbûr gâib olan evladlarını evladlarını iddiâ eylediği teveccüd mahzenül-esrârda beyanıdır. Elfakir el hakir Ahmed el Üsküdari sene 1061.' yazdığını belirten Tütüncü, metnin Türkçeye 'Hacı Bektaş Veli hırba postunda otururken, daha önce anılan yılanın evlatlarını kaybedip, onları Hacı Bektaş Veli'den istemesi hakkındadır. (Bu resmi) yapan Üsküdarlı Ahmed, sene 1061 (Miladi 1651 yılı)' şeklinde çevrilebileceğini söyledi.'Resim miladi 1651 yılında yapılmış'Resmin detaylarını anlatan Tütüncü, şu bilgileri paylaştı:'Resim miladi 1651 yılında yapılmış. Sarı zemin üzerinde ve kahverengi lekeler bulunan bir aslan postunun üzerinde Hacı Bektaş Veli ile Sarı Saltuk oturur vaziyette görünüyor. Resimde, Hacı Bektaş Veli, yeşil destarlı haliyle sağ eliyle sakalını tutmakta. Elbise olarak yeşil bir aba giymiş. Başında ise yine yeşil destarı ve kahverengi bir başlık takmıştır. Koynunda ise teslim taşı bulunmaktadır. Yılanın şikayetini dinlerken şaşırmış bir haldedir. Sarı Saltuk ise, Hacı Bektaş Veli'nin arkasında oturuyor. Kahverengi bir aba giymiş, başında sarı keçeden yapılmış on iki terkli Hüseyni taç vardır. Sarı keçe onun sarı ismine bir göndermedir. Gür ve siyah sakalı vardır. İşaret parmağı ile susmayı ifade eden bir işaret yapmaktadır.'Yılan veya ejderha olarak tasvir edilen hayvanın ise postun altın sivri kulaklı, iri gözlü, çatal dili bulunduğunu, ejderha hikayesinin daha çok Sarı Saltuk'la ilgili bilinen bir konu olduğunu kaydeden Tütüncü, bu figürün Evliya Çelebi ve Hacı Bektaş Veli tarafından eserlerinde defalarca kullanıldığını anımsattı.Tütüncü, 2021 yılının UNESCO tarafından Hacı Bektaş Veli Yılı olarak ilan edilmesinin çok önemli olduğunu söyledi.Hacı Bektaş'ın Türk kültüründe çok değerli olduğunu vurgulayan Tütüncü, 'Hacı Bektaş Veli tarihi bakımdan çok önemli bir isimdir. Osmanlı ordusunun en önemli teşkilatı olan Yeniçerilerin de yol göstericisidir. Bizim Alevilik ve Bektaşilik kültürümüzün önemli ögesidir.' dedi.Tütüncü, aldığı resmin önemli bir eser olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:'Hacı Bektaş Veli Müzesi'nde orijinal resimlerin hepsi 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarıdır. Bu kadar eski bir resmin bulunması ve gerçekçi bir sahne ile resmedilmesi şüphesiz büyük öneme haizdir. Burada 17. yüzyıl ortalarında Hacı Bektaş Veli'ye ait bir resim şüphesiz bir geleneği yansıtmaktadır.'
Ercan Altuğ Yılmaz Yazio: Doğanın Matematiği Altın Oran ve Mucidi Fibonacci
Orantısız sanat olamaz. Altın Oran ve Fibonacci Sayıları, Richard A. DunlapDoğada birçok unsurda ilginç bir şekilde tekrar eden bir nümerasyon vardır. Bunu deniz kabuklarından ayçiçeklerine baktığımızda görebiliriz. İlk kez Mısırlılar ve Yunanlar tarafından mimari yapılarda, heykellerde ve diğer sanatsal alanlarda kullanılmıştır. Temel olarak bölünen bir bütünün yan yana getirilen iki parçasının diğer büyük parçayı oluşturması prensibine dayanır ve altın oranın sayısal değeri 1,618’dir.
Sudan, ABD'nin Terör Mağdurları İçin İstediği 335 Milyon Doları Ödedi
HARTUM (AA) - Sudan Maliye Bakanlığı, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Sudan'ı 'Terörü Destekleyen Ülkeler' listesinden çıkartmak için talep ettiği 335 milyon doları transfer ettiklerini açıkladı.Maliye Bakanlığından yapılan açıklamada, Trump'ın, Sudan'ı 'Terörü Destekleyen Ülkeler' listesinden çıkartmak için talep ettiği 335 milyon doların transfer edildiği belirtildi.Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk da devlet televizyonunda yayınlanan konuşmasında, ABD'li terör kurbanları ve aileleri için Washington yönetiminin talep ettiği tazminat miktarının yatırıldığını bildirdi.Hamduk, 10 milyar doları aşkın tazminatı, bir yıldır yürütülen müzakereler sonucu birkaç yüz milyon dolara düşürdüklerini ifade etti.Sudan'ın içerisinde olduğu zor şartlar ve ağır ekonomik krize rağmen paranın nasıl ödendiğiyle ilgili sorular sorulduğunu belirten Hamduk, 'Tazminat miktarını, öz kaynaklarımızla temin ettik. Altın ihracatından elde ettiğimiz gelirleri kullandık.' dedi. ABD Başkanı Donald Trump, Sudan'ın ABD'li terör kurbanlarına ve ailelerine 335 milyon dolar tazminat ödeyeceğini ve ardından Sudan'ı 'Terörü Destekleyen Ülkeler' listesinden çıkaracağını duyurmuştu.Trump, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 'Sudan'daki yeni hükümet, ABD'li terör kurbanlarına ve ailelerine 335 milyon dolar ödemeye razı oldu. Bu para ödendiğinde, Sudan'ı 'Terörü Destekleyen Ülkeler' listesinden çıkaracağım.' ifadesini kullanmış ve bu adımın tüm Amerikan halkı için 'adalet' ve Sudan için büyük bir adım olduğunu belirtmişti. ABD Yüksek Mahkemesi, 18 Mayıs’ta Sudan hükümetinin, 1998'de ABD'nin Kenya ve Tanzanya'daki büyükelçiliklerine düzenlenen terör saldırılarının kurbanlarına ve yakınlarına 10 milyar dolardan fazla tazminat ödemesini kararlaştırmıştı.El-Kaide'nin bombalı saldırılarında 224 kişi yaşamını yitirmiş, binlerce kişi yaralanmıştı. Olayın ardından, birçok kurban ve yakını ABD'deki eyalet ve federal mahkemelere başvurarak, saldırılardan dolayı Sudan hükümetini suçlamış ve tazminat talep etmişti.ABD mahkemeleri, daha önce görülen davalarda, söz konusu saldırılarda Sudan'ın terör örgütü El Kaide ve örgüt lideri Usame Bin Ladin'e yardım ettiğine hükmetmişti.
Elazığ'da Sahte Altın Sattıkları Öne Sürülen 4 Şüpheli Yakalandı
ELAZIĞ (AA) - Elazığ'da sahte altın satarak dolandırıcılık yaptığı iddia edilen 4 kişi gözaltına alındı.Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Van'da yaşayan M.Z.B'yi arayarak Osmanlı dönemine ait eski altın satmak için Elazığ'a çağıran ve M.Z.B'ye 158 sahte altını 35 bin lira karşılığında satarak dolandıran şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.Çalışma kapsamında düzenlenen operasyonda, tespit edilen şüpheliler H.K, İ.T, Ş.Y. ve A.Ö. yakalandı.Yapılan aramalarda, 615 altın görünümlü ve üstünde tuğra bulunan sahte altın, dolandırıcılık olayından elde edildiği değerlendirilen 9 bin 100 lira, 2 çeyrek altın, 7 cep telefonu, farklı illerde ikamet eden kişilere ait telefon ve kişisel verileri içeren dokümanlar ele geçirildi.Emniyette işlemleri süren zanlıların, 25’i dolandırıcılık olmak üzere toplam 67 suç kaydı olduğu belirlendi.Öte yandan, polis ele geçirdikleri sahte altınlarla 'Can Azerbaycan' yazarak Azerbaycan'a da destek verdi.