onedio
Ders Kitaplarının İnsan Hakları Notu Kırık
Ders kitapları 11 yılda üçüncü kez insan hakları ihlalleri açısından tarandı. 245 ilk ve ortaöğretim ders kitabının incelendiği araştırmanın sonuçları Milli Eğitim Bakanlığı ve kitapların yazarlarına da gönderilecek. Ders kitapları son 11 yılda üçüncü kez insan hakları ihlalleri açısından tarandı. Birinci sınıfta öğrenciler okumayı 'Ata er ol' diyerek öğreniyor, sosyal bilgiler dersinde gelinin gerekirse 'Kocasının yoluna kurban olacağı anlatılıyor. Kürtçe seçmeli ders oldu ama Kürt kelimesi hâlâ sadece 'zararlı cemiyetler'de geçiyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR) ve Tarih Vakfı’nın tarama sonuçlarına göre, ders kitapları hâlâ tek dilli, tek dinli bir vatandaşlık anlayışı üzerine kurulu. Kitaplar Türkiye’deki toplumsal değişimin gerisinde ve toplumsal barışı, demokratik vatandaşlığı güçlendirme hedefinden uzak. SEÇBİR ve Tarih Vakfı, 2012-2013 eğitim - öğretim yılında okutulan 245 ilk ve ortaöğretim ders kitabını insan hakları ölçütlerine göre taradı. Daha önce bu açıdan 2003 ve 2009 yılında taranan ders kitaplarının üçüncü tarama raporu kamoyuna açıklandı. İyi örneklerin de tespit edildiği araştırmada din, ırk ve cinsiyet ayrımcılığına dair çok sayıda örneğe yer verildi. Rapor Milli Eğitim Bakanlığı ve ders kitaplarının yazarlarına da sunulacak. 'Ders kitaplarında resmi söylemin sınırları var' Tarama sonuçlarının toplandığı “Biz' kimiz ? Ders Kitaplarında Kimlik, Yurttaşlık, Haklar” isimli kitabın yazarı Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Kenan Çayır ders kitaplarının öğrencilerin hayal gücünü geliştiren en önemli kaynaklardan biri olduğunu belirterek 'Ders kitaplarında resmi söylemin sınırlarını görüyoruz. Ders kitapları öğrencilere şunları konuşabiliriz, şunları konuşamayız algısını veriyor ' diye konuştu. 11 yıllık bir süreç içinde ders kitaplarının incelendiğini ve nasıl bir değişim yaşandığının gözlendiğini de vurgulayan Çayır şunları söyledi: Kürtçe kitabında bile Kürt kelimesi geçmiyor “2009’dan bu yana olumlu örnekler çoğaldı. Özellikle cinsiyet eşitliği konusunda olumlu örnekler çoğaldı. Milli güvenlik dersi kaldırıldı. Kürtçe, Abazaca, Lazca seçmeli ders oldu. Ancak tüm bunlara rağmen militarist değerler, ölüm hâlâ yüceltiliyor. Üstelik müzik ve İngilizce kitaplarında dahi bu oluyor. Barış süreci yürütülüyorken ders kitaplarında savaşı normalleştiren ifadeler kabul edilemez. Kürtçe seçmeli ders olabiliyor ama hâlâ kitaplarda Kürtler zararlı cemiyetlerde geçiyor. Kürtçe ders kitabında bile Kürt kelimesi geçmiyor.' Vatandaşlık sınırı Türk ve Müslümanlıkla çiziliyor Çayır konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: ' Ateistlerden ‘satanistlerle birlikte topluma zarar veren insanlardır’ diye bahsediliyor. Vatandaşlığın sınırı Türk ve Müslüman olmakla çiziliyor. Alevilerle ilgili 7. ve12. sınıf kitaplarında anlatımlar var. Ancak tarihsel birikimi yansıtmıyor. 12. sınıfa kadar Müslümanlıktan dinimiz olarak bahsedilirken,12. sınıf kitabında diğer dinlere yer vermek gerçek çoğulculuk olmuyor.” Raporda yer verilen ayrımcılık, önyargı ve militarizm içeren örneklerden bazıları şunlar : • “Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ticaret işleri yabancıların ve azınlıkların elindeydi. Türk vatanseverliği temelleri üzerine kurulan bir devlette bu durum devam edemezdi. Cumhuriyet en kısa zamanda Türk milletini ticari ilişkilerde etkin bir hale getirmeliydi. Yeni Türk Devleti’nin ve toplumun çıkarları ön plana alınmalıydı” (Ortaöğretim T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Netbil, 118). • “Vahye dayanmayan birçok inanç türü vardır. Ateizm, politeizm, satanizm bunlara örnek olarak verilebilir. Bunlar toplumda yanlış, dayanaksız, hatta zaman zaman topluma zarar veren uygulama ve inanışların ortaya çıkıp yaygınlaşmasına neden olmaktadır.” (Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 9, Fem Yayıncılık, 19) Engelliler olumsuz sapma kategorisinde • “Fizik veya organik olarak sorunlu kişiler diğer bir olumsuz sapma kategorisi oluştururlar. Bunlar da toplumdaki normal yaşam görüntüsünü izleyemezler. Ancak psikolojik ve moral açıdan normal olanlardan oldukça farklıdırlar. Sağır-dilsizler, kötürümler ve kronik hastaların normal bireylerden beklenen davranışları yerine getirmeleri beklenemez.” (Sosyal Bilimler Lisesi Sosyoloji 1, MEB, 144) Mimarlar, doktorlar erkek• “Sağlam temel, sağlam evler / Sözüm size mimar beyler / Sağlam yapın her binayı / Yıkılmasın kentler, köyler” (Sosyal Bilgiler 5, 1. Kitap, MEB, 75). • “Geçen hafta okulumuza doktor amcalar geldiler ve aşı olmamız gerektiğini söylediler.” (Türkçe 4, MEB, 79). • Matematik problemlerinde de kadınlara belirli roller biçilmiş: “[Resim eşliğinde] Rafta 12 bardak vardı. Annem bardakların bir kısmını masaya götürdü. Annem masaya kaç tane bardak götürmüştür” (Matematik 1, 2. Kitap, 147). • “Emine akşam yemeği için beş kişilik bir sofra hazırladı. Tabak, çatal ve kaşıkları yerleştirdikten sonra sürahideki suyun tamamını bardaklara paylaştırdı. Sürahideki su miktarını tahmin ediniz.” (Matematik 3, 2. Kitap, 160). 'Gelin, evine, kocasına gerekirse kurban olur' • “Kız öğrencilerinizden birine gelin rolü veriniz. Diğer kız öğrencileriniz, bölgenize ait ya da ders kitabındaki (s.40) kına türküsünü seslendirsinler. Öğrencilerinizden kına türküsünü söylenirken gelinin eline kına yakılmasını canlandırmalarını isteyiniz… Öğrencilerinize, kınanın gelin olacak kızın evine bağlı kalacağını sembolize etmek üzere yakıldığını, gelinin evinin ve kocasının yoluna gerekirse kurban olacağının vurgulandığını söyleyiniz.” (Sosyal Bilgiler 5, Öğretmen Kılavuz Kitabı, Pasifik Yayınları, 83).Umay Aktaş Salman | Al Jazeera
16 Maddede Akdeniz Üniversiteli Olmak
Girer girmez Atatürk maskının verdiği rahatlıkla 'İyi ki burayı yazmışım.' dedirten Akdeniz Üniversitesi. Burayı tercih etmeyi düşünen arkadaşlarımıza referans olması ve hala okuyan ya da mezun olan arkadaşların biraz gülümsemesi için. Antalya adeta cehenneme sınır komşusu, Türkiye'nin magmaya en yakın noktası olsa da burada yaşamanın verdiği keyfi anlatmaya kelimeler yetmez belki de. Yeniler için gelin sizleri neler bekliyor birlikte bakalım.
20 Maddede Mezun Olmanın Dayanılmaz Hafifliği
İçinde bulunduğumuz günlerde bir çok üniversite çalışma hayatına hazır yüzlerce genç beyini mezun edecek. Duygu sellerinin önüne kattığını sürükleyip boğacağı kep törenleri kapıya dayanmış durumda. Burun direğinizi sızlatırken aynı zaman da yüzünüzü de gülümsetecek yirmi mısralık bir mezuniyet şiiriyle karşınızdayız;
21 Maddede "İngiliz Dili ve Edebiyatı Okumak Ne Demektir?"
Öncelikle bir anlam karmaşasını açığa kavuşturalım: İngiliz Dili ve Edebiyatı demek İngiliz Dili ve İngiliz Dilinin Edebiyatı demek değildir, İngiliz Dili ve İngiliz Edebiyatı demektir. Peki, İngiliz Dili ve Edebiyatı okumak ne demektir? 
İş Arayanlara En Kötü 10 Tavsiye
İş başvurularıyla ilgili her okuduğunuz öneriye inanmayın. İnternet sitelerinde iş başvurularında dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili pek çok makale yayınlanıyor. Gerek haber sitelerinde gerek blog sayfalarında hem Türkçe hem de İngilizce pek çok yazı bulmak mümkün. Ancak bu bilgilerin çoğu maalesef sizi başarıya götürecek ipuçlarını taşımıyor. İşte dikkat etmeniz gereken en kötü 10 öneri. 1- Özet yapmayın Özgeçmişinizin başına kariyer hedefinizi ya da özet bölümü eklemeniz pek çok makalenin iddia ettiğinin aksine gereksiz değildir. CV’nizi okuyan kişiye sizin ne yaptığınızı ve yapmak istediğinizi bildiğinizi gösterir. Ayrıca iyi bir özet yazı yazma beceriniz konusunda fikir verebilir. 2- Herşeyi anlatın Müstakbel işvereninizin sizin hakkınızda herşeyi bilmek istediği efsanesini unutun. Moder bir özgeçmiş en fazla iki dosya kağıdını geçmemelidir. Uzun iş tecrübenizi iyi bir şekilde özetlemek sizin becerinizi de gösterir. 3- Kurumsal bir dil kullanın “Çok aşamalı eğitim aşamalarında gruplar arası takımların hedeflerinin realize edilmesi” gibi cümleler, okuyan kişide sizin ne kadar profesyonel olduğunuzu değil ne kadar kendini beğenmiş biri olduğunuz izlenimini yaratır. Bu tür cümlelerden kaçının. 4- İş telefonunu asla cevapsız bırakmayın ertelemeyin Kötü bir iş önerisi de şudur: “Duşta da olsanız kardeşinizin düğününde de iş görüşmesi için sizi ararlarsa asla meşgul olduğunuzu söylemeyin”. Gerçekten meşgul olduğunuzda yapacağınız en iyi şey iki tarafında uygun olacağı belli bir gün ve saat için randevulaşmaktır. Unutmayın sizinde bir hayatınız var ve henüz girmediğiniz bir iş için onu mahvetmeye kimsenin hakkı yok. 5- Para konuşmayın İkinci görüşmede mutlaka para beklentinizden bahsedin. İşvereniniz kararını verirken sizin emeğiniz karşılığında ne kadar para kazanacağını ve karşılığında size ne kadar ödemesi gerektiğini bilsin. 6- Özgeçmişinizi sadece iş ilanına gönderin Başarılı iş arayanlar sadece ilanlara başvurmazlar. Sonuç almak için arkadaşlarınızı, Linkedin gibi profesyonel siteleri ve hedeflediğiniz sektörde size kontak bulabilecek çevrenizi kullanmalısınız. 7- Asla kâğıt özgeçmiş göndermeyin Internet çağında e-posta yerine normal postayla gönderilen özgeçmişler çöpe gidiyor sanıyorsanız bir daha düşünün. Gönderdiğiniz e-postanın spam filtresine takılması ya da aynı gün e-postayla 200 iş başvurusunu bir çalışan tarafından okunmadan silinmesi daha yüksek olasılık. 8- Sizi aramalarını bekleyin Özgeçmişinizi gönderdikten sonra kurumların sizi aramalarını sonsuza kadar bekleyemezsiniz. Özgeçmişiniz yüzlercesiyle birlikte yatıyor olabilir, onu harekete geçirmek size kalmış. Telefon edin ve iş bşvurunuzun akıbetini öğrenin. 9- Her şeyi verin Özgeçmişinizi, başvuru mektubunuzu, telefon ve birebir görüşmeler için zamanınızı verin. Ama ortak bir yola girdiğinize inana kadar referanslarınızın listesini vermeyin. Genel müdürle görüşmek ümidiyle sayısız test ve görüşmeye girmek için de vaktinizi kaybeteyin. ikinci görüşmeden sonra sizi işe alacak kişiyle hala görüşemiyorsanız vakit kaybetmeyin. 10- Özgeçmişinizi heryere gönderin İş verenler işe alacakları çalışanları tek kaynaktan aramazlar. Çaldıkları her kapının ardından sizin çıkmanız sizin adınıza çok da iyi bir işaret değildir. İş dünyasında bu sizi fazlasıyla kolay erişilebilir, değersiz ve iş bulmak için umutsuz bir çalışan durumuna düşürebilir.
Özel Okullara Puan Sistemi Geliyor
MEB özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayıracak ve 5 yıldızlı oteller gibi yıldız verecek. Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Öğretmene iyi maaş + 30 puan. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi D sınıfı. LYS’de başarıya + 35, ikramiye verene + 20 puan.Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki günlerde özel okullarla ilgili önemli bir karara imza atıyor. Nuran Çakmakçı'nın Hürriyet'teki haberine göre Bakanlık, özel okulları A, B, C ve D olmak üzere gruplara ayırarak akredite edecek. Yani okullara 5 yıldızlı oteller gibi adeta yıldız verecek. Okullar, kriterleri e-okul üzerinden kendileri dolduracak, Bakanlık bunu valilik ve kaymakamlıklar aracılığıyla denetleyerek onaylayacak. Veliler, hangi okulun hangi kategoride olduğunu kurumun internet sayfasından görerek, karar verecek. Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, yatılı lise, fen ve sosyal bilimler liseleri ile meslek liseleri buna göre gruplandırılacak. Dershaneden dönüşerek okullaşanların kategorisi şimdiden belli: D sınıfı. TUVALETTEN 70 PUAN Yüzme havuzu olanlar 30, ibadethanesi bulunanlar 20 puan kazanacak. Müdürü ulusal ve uluslararası çalışmalara katılanlar 10’ar puan alırken, öğretmen maaşı brüt 3500 TL’nin üzerinde olan okullar da 30 puan kazanacak. Maaşları zamanında ödeyen, ikramiye veren okullar da 20’şer puan alacak. TEOG (Temel eğitimden orta öğretime geçiş) için Türkiye ortalamasının üstünde puan alan her kategori için artı 10 puan, LYS’lerde başarılı olan 35 puanı kazanacak. Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulları 130, diğer okullar 70 puan alabilecek. Öğrencilerin öğrenme stillerine göre eğitim veren okullar 20 puan birden kazanacak. ÜST KATEGORİYE TEŞVİK VAR Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, karara son noktayı koymak üzere. Sayıştay ve Maliye Bakanlığı yetkilileri ile görüşmeler tamamlandı. Sıra kararın yayımlanmasında. Okullar; fiziki standartları, yönetim ve organizasyonları, eğitim öğretim süreçleri ve destek hizmetleri olmak üzere 4 başlıkta tasnif edilerek, kategorileştirilecek. Okullara teşvikler bu kategorilere göre yapılacak. Okulların kategorisine ait sertifikalar, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nce düzenlenecek. Yeni okul açanlar Bakanlığın belirlediği kategorilere göre okul açacak. Halen var olanlar ise talep etmeleri halinde valilik ve kaymakamlıklara başvuru yapacak. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ve Valilik, okulların gruplarının belirlenmesi amacıyla 3 kişiden oluşan ekip görevlendirecek. Ekipte okulun üyesi olduğu özel eğitim kurumları derneğinin bir temsilcisi ile Genel Müdürlük’te denetim yetkisine sahip en az 2 personel ya da 2 maarif mütfettişi yer alacak. Oluşturulan ekipten bir kişi ekip sorumlusu olacak. İnceleme ekibi en geç 30 iş günü içinde inceleme raporu doğrultusunda okullara standart alanlarına göre A, B, C veya D grubu olarak sertifika verecek. ÜST KATEGORİ İÇİN 3 AY Özel Öğretim Kurumları derneğine üye olmayanlar okulların incelemelerinde Genel Müdürlük’te görevli 2 personel veya 2 müfettişi görevlendirecek. Sertifika alanlar isterlerse 3 ay sonra standart alanlarına göre değişiklik talep ederek, sertifikalarını değiştirmek için başvuruda bulunabilecek. Ne, kaç puan Bağımsız okul binası olan anaokulları 130, ilk, orta ve liseler 120 puan Kütüphane: 50 puan Beden eğitimi salonunu: 40 puan Konferans salonu: 50 puan Yemek salonu: 20 puan Fizik, kimya ve biyoloji laboratuvarı 20’şer puan 20 yıl üzeri okullar 10 puan alırken 11-20 yıl arası olanlar 6, 1-10 yıl olanlar ise 3 puan alacak. Yüksek lisans yapmış eğitim personeli oranı yüzde 20’nin üzerinde olanlar: 20 puan Yöneticileri proje alanlar 10 puan, uluslararası projelere katılanlar 15 puan Öğrencilerin öğrenme stillerinin belirlendiği çalışmalar yapan: 20 puan Öğrencilerin gelişim ve ihtiyaçları ile bireysel özelliklerini tanımaya yönelik kararlar alan: 20 puan Eğitim teknolojilerini kullanan ilkokullar 40, diğer okullar 20 puan TEOG başarısı ortaokulda Türkiye ortalamasının üstü 5 eşit kademeye ayrılarak her kademe için artı 10 puan Ölçme değerlendirme analiz rapoları: 30 puan Öğrenci gözlem formları tutan: 40 puan Öğrencilerin bilgi ve becerilerinin ortaya çıkmasına yönelik çalışma yapan: 20 puan Lisanslı sporcu öğrencisi yüzde 41 oranında olan: 20 puan Okul spor takımı 5 ve üstünde olan: 20 puan Okulda otomatik yangın söndürme sistemi olan: 12 puan Z tipi yangın merdiven sistemi olan: 10 puan 3 ve daha fazla güvenlik görevlisini 24 saat sistemine göre çalıştıran: 25 puan Okulda tam zamanlı doktor bulunduran: 25 puan Her 350 metrekare kapalı alan için bir temizlik personeli çalıştıran: 20 puan Tuvalet temizliği ve temizlik malzemeleri istenilen şartlara uygun olan anaokulunda 130, diğer okullarda 70 puan Okul servis araçlarının yüzde 70’i 5 yaş altında olan: 20 puan Gıda hizmeti sunma göreviyle çalışan personele gıda güvenirliği sağlanması, insan sağlığının korunması ve gıdaya bulaşmalarını engellenmesi amacıyla düzenleme anaokulunda 30, diğer okullarda 15 puan Her ders öğretmenin kullanabileceği alanıyla ilgili eğitim materyali olan: 25 puan HANGİ OKUL KAÇ PUAN Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından verilen fiziksel standart alanlarına göre 1 yıllık geçici süre için A, B, C ve D grubu kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenleniyor. 1 yıllık süre içinde bu yönergelerde belirtilenler Genel Müdürlükçe/ maarif müfettişlerince yapılan denetim sonucunda düzenlenecek rapor doğrultusunda valiliğin uygun görüşü de dikkate alınarak okullara A, B, C ve D grubu sertifikları kurum açma izni, işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile birlikte yeniden düzenleniyor. A grubu okullar: 850-1000 puan B grubu okullar: 700-849,99 C grubu okullar: 500-699,99 D grubu okullar: 499,99 ve altında puan alanlar VERGİDE İNDİRİME GENİŞ TEŞVİK Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin çalışmayı şöyle anlattı: “Bu kategorileşme ile çeşitli kriterler önem derecesine göre puanlanarak 4 alt standart bakımından okula bir puan verilmesi ve vergi muafiyet ve indirimleri, bina destekleri ile eğitim ve öğretim desteğini de içine alacak geniş çapta bir teşvik sisteminin bu ayaklar üzerine oturtulması hedeflenmiştir. Bu şekilde yapılacak bir kategorileşme çalışması bir akredetitasyon sisteminin de ilk ayağını oluşturacak ve bu da özel okulların standartlarını yükseltme gayesi ile daha fazla çalışmaları, eğitim ve öğretim kalitesine önemli katkılar sağlamaları sonucunu doğuracaktır.”Nuran Çakmakçı | Hürriyet
Reklam
Çocuğa Tuvalet Eğitimi Nasıl Verilir?
Anne babalar için çocuğa verilecek tuvalet eğitimi, çok zahmetli bir sürece dönüşebiliyor. Oysa mesane ve bağırsak kontrolünü sağlamak bir çocuk için yürümeyi öğrenmek gibi doğal bir süreç. Burada anne babaya düşen görev, bu süreci olabildiğince kolay ve rahatlatıcı kılmak. Bağırsak kontrolü genellikle mesane kontrolünden daha önce kazanılır. Gece dönemi mesane kontrolü en son aşamadır. Çocuğunuz hem psikolojik hem de zihinsel olarak hazır olana kadar tuvalet eğitimine başlamamanız gerekiyor. Bu nedenle uzmanlar 18′inci aya gelmeden önce bu eğitime başlanmasını tavsiye etmiyor. Ne kadar erken başlarsanız o kadar uzun sürer çünkü. Çocuğa vereceğiniz tuvalet eğitimi kolaylaştırmak işinize yarar ipuçları: Çocuğunuzu lazımlık fikrine yavaş yavaş alıştırın. Çocuğunuzu lazımlık kullanma konusunda teşvik edin ama bu konuda baskı uygulamamaya özen gösterin. Günün uygun olduğunu düşündüğünüz belli başlı saatlerinde çocuğunuzu lazımlığa oturtun. Lazımlık kullanımında başarı sağlayan bir çocuk, çocuklar için üretilmiş klozet kapağı yardımıyla tuvaleti kullanmaya hazır demektir.
Kuantum İstanbul Üniversitesi'nde Çöktü
Sayılı deneylere ev sahipliği yapan İÜ Kuantum Teknolojileri Laboratuvarı, sorumlu hocaya ceza verilip kapatıldı. Projeler askıya alındı. Araştırmacılar kapı dışarı edildi.Dünyada ‘düşük sıcaklık-manyetik alan’ deneylerinin yapılabildiği Harvard Üniversitesi ve Max Planck Enstitüsü ile birlikte üç laboratuvardan biri olan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Kuantum Teknolojileri Laboratuvarı bürokratik kavgaya kurban edilip kapatıldı. 2012 yılında 6 milyon lira harcanarak kurulan, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin katılımıyla gelişen laboratuvarda TÜBİTAK destekli pek çok bilimsel araştırmaya imza atıldı. Laboratuvarda yapılan araştırma ve deney sonuçlarının anlatıldığı makaleler prestijli bilim dergilerinde yayımlandı. Ancak Radikal’den İdris Emen’in haberine göre, çıkan yangın kuantumun çöküşünü hazırladı. Ucuz atlatılan yangın sonrası laboratuvar sorumlusu Doç. Dr. Afif Sıddıki laboratuvarda gerekli iş güvenliğinin sağlanması için İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne ve projeler destek veren TÜBİTAK’a başvurdu. Ancak kurumların duyarsızlığı nedeniyle sonuç alamadı. Laboratuvarda iş güvenli olmadığını öne süren Sıddıki, 13 Mayıs 2013’te laboratuvar sorumluluğundan istifa etti. Sıddıki, aynı gün sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta, laboratuvarda iş güvenliğinin sağlanması için mücadele verdiğini ancak bir sonuç alamadığı için görevini bıraktığını şu sözlerle duyurdu: “Kavga etmekten yoruldum. İki gün sonra 40 yaşıma giriyorum. Evliya olacağım da yok. Bilimdi, lab’dı memleketi artık siz düşünün. Bu kadar pis adamın arasında debelenip durmaktan bıktım. Üstelik hem kendimi hem de bana inananları hayal kırıklığına uğratmaktan da bıktım.” İÜ Fen Fakültesi Dekanlığı, bu sözlerinden dolayı amirlerine hakaret ettiği gerekçesiyle hoca hakkında soruşturma açtı. Soruşturma sonucunda Sıddıki, üç yıl ‘kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına’ çarptırıldı. Sıddıki ve öğrencilerinin laboratuvara girişi engellendi. Soruşturma devam ederken Sıddıki, bilimsel çalışmalarını sürdürebilmek için Almanya’ya gitti. Doç. Dr. Afif Sıddıki, Almanya’dayken üniversite yönetimi laboratuvara girerek zimmetinde olan laboratuvarı çalıştırdı. Bunu duyan Sıddıki hoca da okul yönetimine bir e-mail atarak laboratuvarın kendi sorumluğunda olduğunu ve kendi izni olmadan diğer hocaların laboratuvarda herhangi bir çalışma yapamayacağını dile getirdi. E-mail üzerine Sıddıki Hoca’ya dekanlık tarafından hocaları tehdit ettiği gerekçesiyle ikinci kez soruşturma açıldı. Sıddıki’yi 3 yıl daha ‘kıdem durdurma cezası verildi. Dünyanın ender laboratuvarlarından biri olan Kuantum Teknolojileri Laboratuvarı ise kapatıldı. Laboratuvar kullanılmadığı için TÜBİTAK’ın desteklediği bütün projeler askıya alındı. Projeler askıya alınınca laboratuvarda burslu çalışan 11 öğrencinin bursu kesildi. Atıl durumda olan laboratuvarın çalışma ofisi olarak kullanılacağı öne sürülüyor. Kendisine açılan soruşturmaların hiçbir dayanağı olmadığını söyleyen Doç. Dr. Afif Sıddıki açılan iki ayrı soruşturmada 6 yıl kademe ilerlemesinin durdurulduğunu belirterek şunları söyledi: “Okul yönetimi kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile yetinmedi. Dekanlık okulda yapılan bir fizik konferansı sonra hakkımda bir soruşturma daha açtı. İki kez ceza aldığım için soruşturma dosyam YÖK’e sevk edildi. ‘Kamu görevinden çıkarılmam’ isteniyor. 22 Mayıs’ta YÖK’e savunma verdiğimde soruşturma dosyamda Facebook üzerinden bir ileti paylaştığımı ve iletide, ‘Türk Fizik Derneği bünyesinde düzenlenen parçacık hızlandırıcıları çalıştayı ile ilgili olumsuz görüşler beyan ettiğim’ yazıyordu. Savunma yapabilmek adına yorumun metnini talep etmeme rağmen yazı bana verilmedi. Oysa ben böyle bir ileti paylaşmadım.” Laboratuvarın kapanmasıyla işsiz kaldığı için Antalya’da bir imam hatip lisesinde ücretli öğretmenlik yapmak zorunda kalan doktora sonrası araştırmacısı Metin Kendirik ise şunları söyledi: ‘’O laboratuvarı kendi çabalarımızla kurduk. Laboratuvarda yaptığım çalışmalar sonucunda makalelerim bilim dergilerinde yayımlandı. TÜBİTAK tarafından desteklenen bir projem vardı. Laboratuvar kapanınca o proje askıya alındı. Ben işsiz kaldım, diğer arkadaşlarımın bursu kesildi. Şimdi bir okulda saatliği sekiz liraya ücretli öğretmenlik yapıyorum. Kuantum Araştırma Laboratuvarı da ofis olarak kullanılacak.’’T24
Reklam
Veli de Öğretmen de Bu Yaz Çok Terleyecek
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, önceki gece geç saatlere kadar süren yemekli toplantıda, gazetecileri ağırladı, yeni yapılan üç önemli düzenlemeyle ilgili olarak ayrıntılı bilgiler verdi. Bu yıl ilk kez uygulanacak olan liselere giriş sistemini, ne Bakan ve Bakanlık bürokratları tam olarak anlatabildi ne de biz anlayabildik. Fen ve Anadolu liseleri ile kolejlere yerleştirme sistemi, iddia edilenin aksine, eskisinden çok daha karmaşık hale geldi. Dershanelerin okula dönüştürülmeleri konusunda ise en büyük mağduriyeti, görünen o ki öğretmen dışındaki idari personel çekecek. Çünkü hiç biri için kadro söz konusu değil. Öğretmen olanların ise ne kadarının, ne zaman ve hangi kriterlere göre atanacağı da henüz belli değilmiş! Üçüncü önemli nokta ise müdür atamalarıydı. Neden böyle bir uygulamaya gidildiği soruldu. Cevap ilginçti: Biz görevden alıyoruz, yargı iade ediyor!.. Toplantının ayrıntılarıyla ilgili bilgileri yan sütunlarda okudukça, eminim ki siz de şok olacaksınız. Çocuklarını, yıllardır kolejlere hazırlayan veliler de çılgına dönerse, bu da hiç şaşırtıcı olmaz. Bakanlık, kolejlere girişle ilgili kuralları, maç başında değil de, maç sonunda koyuyor ve bu “anlaşılamayan” sistemle, kontenjanların dolması çok zor gözüküyor... Peki çok daha fazla öğretmen alınacak mı? Hayır, daha önce ne açıklandıysa o kadar atama yapılacakmış. Yönetici atama kriterleri ise eminim ki çok tartışılacak! Çünkü, yönetici olmak isteyenlere 100’e yakın kriter getirilmiş ama onları o makama seçecek olanlar için bu kriterlerin hiçbirisi geçerli değil. Gerekçe de ilginç: Yanlış yaparsak, bunu siyaseten öderiz! Bakan Avcı ve ekibi tam kadro İstanbul’daydı. Teknik konulardaki açıklamaları bürokratlar, genel değerlendirmeleri ise Bakan Bey direkt kendisi yaptı. Peki MEB kurmayları göz doldurdu mu, gelecek için umut verdi mi? Artıları da vardı, eksileri de. Ama Başta Bakan Avcı olmak üzere hemen hepsi iyi niyetliydi. Sorunsuz bir dönem geçirmemek için olağanüstü bir çaba içerisindeydiler. Sorunsuz bir yaz için bu kadarı yeter mi? Bunu da zaman gösterecek... Bakan Avcı’dan şok açıklamalarMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, eğitimde yapılacak köklü değişiklikleri anlattı: Liselere girişte yerleştirme sistemi tümüyle değişiyor; 4 yılını tamamlayan okul müdürlerinin görev süreleri sona eriyor; dershaneleri okula dönüştürme operasyonu yarın başlıyor Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, önceki akşam eğitim editörleriyle bir araya gelerek, eğitimde önümüzdeki dönem yapılacak köklü değişiklikler hakkında bilgi verdi. Toplantıda, liselere yerleştirme, dershanelerin özel okula dönüştürülmesi, okullarda 4 yıl ve üzeri görev yapan müdür ile müdür yardımcılarının görev sürelerinin son erdirilmesi konuları öne çıktı. Bakan Avcı’nın verdiği bilgilere göre bu yıl, liselere yerleştirme işlemleri tek seferde ve tek bir takvimle yapılacak. Öğrenciler A ve B olmak üzere iki ayrı grupta tercih yapacaklar. A Grubunda, farklı okul türleri arasından, Galatasaray, Kabataş, Ankara Fen lisesi gibi okul adına göre 15 tercih yapılacak. B Grubunda ise Fen, Sosyal Bilimler, Anadolu İmam Hatip, Anadolu, Meslek ve Teknik Anadolu liseleri şeklinde, sadece okul türüne göre tercih yapılabilecek. Burada öğrenci hangi okula gitmek istiyorsa, o okul türüne sıralamasında öncelik verecek. Puanına göre bir yere yerleşemeyen öğrenci, B Grubu’ndaki tercihleri arasından ikamet ettikleri adrese en yakın boş kontenjanı olan okula, puan üstünlüğü esasına dayalı olarak yerleştirilecek. Öğretmen liseleri kalktı Bu öğretim yılından itibaren Anadolu Öğretmen Liseleri, Sosyal Bilimler, Anadolu ya da Fen liselerine dönüştürülecek. Okula dönüşmek isteyen dershaneler için ise başvurular yarın başlıyor. Bu kurumlarda görev yapan ve 1 Ocak 2014 itibariyle 6 yıl ve üzeri sigortalı çalışan öğretmenler devlet kadrolarına geçmek için başvuruda bulunabilecekler. Dört yıl ve üzeri okul müdürlüğü, müdür yardımcılığı yapanların görev süresi bu eğitim-öğretim yılı sonunda bitiyor. Ancak yapılacak değerlendirmeler sonunda, başarılı olanların aynı veya başka eğitim kurumunda dört yıl daha görev yapmalarına imkan tanınacak. Öğrencilerden velilere, dershanelerden okul müdürlerine geniş bir kitleyi ilgilendiren toplantıdan notlar şöyle: Milliyet gazetesi eğitim yazarı Abbas Güçlü, Bakan Avcı’nın toplantısına katıldı. Liselere tek yerleştirme Tüm okul türlerine yerleştirme işlemleri, 6, 7 ve 8’inci sınıf yılsonu başarı puanlarıyla öğrencilerin 8’inci sınıfta girmiş oldukları merkezi sınav puanının değerlendirmesi sonucu elde edilen Yerleştirmeye Esas Puan (YEP) ile tek seferde ve tek takvimle yapılacak. Öğrenciler, A ve B olmak üzere iki grupta tercih yapacaklar. A Grubu için öğrencilerden tüm okul türlerini içeren 15 adet tercih alınacak. A Grubu tercihler, tercih listelerinde yer alan okulların tercih kodlarına göre, B Grubu tercihleri ise sadece okul türlerine göre yapılacak. A Grubu tercihlerinden birine yerleşemeyen öğrenciler, B Grubu tür önceliğini içeren tercih başvurularına göre ikamet adreslerine en yakın boş kontenjanı olan okula, puan üstünlüğü esasına göre yerleştirilecek. Yerleştirme sonrasında boş kalan kontenjanlara nakil yoluyla öğrenci kaydedilecek. Anadolu lisesine yeni dönüştürülen okullarda şube kontenjanı 34, ihtiyaç olması halinde en fazla 40 olacak. Fen liselerinde yeni eğitim-öğretim yılından itibaren hazırlık sınıfı zorunlu olacak. Özel okulların burslu öğrenci kontenjanlarına yerleştirme işlemleri TEOG kapsamında yapılacak. Özel okullar tam burslu olarak alacakları öğrencileri Türkiye çapında puan üstünlüğüne göre ilk yüzde 5’lik dilim içerisinden seçecekler. Yerel şartları dolayısıyla Türkiye geneli yüzde 5’lik dilimden öğrenci alamayan özel okullar tam bursluluğa karşılık gelen boş kontenjanlarını il çapındaki yüzde 5’lik dilimden doldurabilecekler. Burslu öğrenci kontenjanı yüzde 10 ile sınırlandırıldı. Özel okullar ne yapacak? Bakan’ın tek listede, tek yerleştirme yapacaklarını açıklamasının ardından Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Eş Başkanı Cem Gülan şu açıklamada bulundu: “Özel okulların kendi sistemleriyle yerleştirme yapabileceği ama onlara bilgi verilmeyeceği yönünde açıklama yapıldı. Biz Sayın Müsteşara gidip kişisel bilgiler içermeyen ama öğrencilerin puanlarını içeren bilgileri talep edeceğiz. Ama vermezlerse, öğrencilerin e-okul karnesinden Türkçe, matematik ve fen bilgisinden aldığı puanla 8. sınıf yılsonu başarı puanlarını alarak puanlarını hesaplayacağız. Ancak öğrencilerin tüm özel okula gitmek isteyenler arasında kaçıncı sırada olduğunu, hangi yüzdelik dilime girdiğini söyleyemeyeceğiz. Dolayısıyla okullar taban puanları biraz daha düşük tutarak, daha geniş yelpazeden kayıt yapmaya çalışacaklar.” Başarılı müdür kalacak Dört yıl ve üzeri sürelerle okul müdür ve yardımcısı olanların görevlerinin sona ermesi yönünde alınan karar, kamuoyunda çok tartışılmıştı. Toplantıda eğitim kurumu yönetici görevlendirmeleri konusunda şu bilgiler verildi:-n Dört yıllık görev süresini tamamlayanların görevleri ders yılı bitiminde sona erecek. Aynı eğitim kurumunda dört yıllık görev süresini tamamlayanlardan yapılacak değerlendirme sonucunda başarılı olanlar aynı veya başka eğitim kurumunda dört yıl daha görev yapabilecek. Aynı okulda aynı unvanla sekiz yıldan fazla yöneticilik görevi yapılamayacak. Böylece yöneticilerin, zorunlu rotasyon yerine istekleri dahilinde başka eğitim kurumlarına geçişleri sağlanmış olacak. Görev süresi uzatılacak müdürlerin belirlenmesi amacıyla hazırlanan değerlendirme formunda müdürler, ilçe milli eğitim müdürleri, şube müdürleri, öğretmenler, okul aile birliği başkanı ve başkan yardımcısı ile öğrenci meclisi başkanı tarafından objektif kriterler üzerinden değerlendirilecek. Bu değerlendirme sonucunda 75 ve üzerinde puan alan müdürlerin görev süreleri uzatılacak. Daha önce müdürlük görevinde bulunmuş olanlarla ilk defa müdürlüğe görevlendirilmek üzere başvuranlar, değerlendirme ve sözlü sınav üzerinden iki aşamalı bir sisteme tabi tutulacaklar. Bu değerlendirme sonucunda başarılı olanlar, tercihleri de dikkate alınarak puan üstünlüğüne göre müdür olarak görevlendirilecek. Görev süreleri uzatılmayan müdürler de yeniden görevlendirilmek üzere başvuruda bulunabilecek. Uyumlu bir ekip oluşturulmsı amacıyla müdür yardımcılarını müdürler belirleyecek. Dershanelerde dönüşüm başlıyor Dershanelerin dönüşüm süreci, toplantının ana maddelerinden biriydi. Dershanelerin özel okula dönüşümüyle ilgili Dönüşüm Başvuru Kılavuzu 29 Mayıs’ta yayınlandı. Başvurular ise yarın başlıyor. Öğretmen Atama Kılavuzu Mart 2015’te yayınlanacak. 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle bu işyerlerinde eğitim personeli olarak ödenmiş prim gün sayısı 6 yıl ve daha fazla olan eğitim personelinin devlet kadrolarına atanmalarına ilişkin başvurular ise 1 Temmuz-1 Ağustos 2015 tarihleri arasında alınacak. Dönüşüm programına başvurular 31 Ağustos’ta sona erecek. 2018-2019 eğitim-öğretim yılının bitiminde, dönüşüm programı sona erecek. Dershaneler ve öğrenci etüt eğitim merkezleri 1 Eylül 2015 tarihine kadar mevcut faaliyetlerini sürdürebilecek. Dönüşüm programına başvuru usul ve esasları ise şöyle: Başvurular Dönüşüm Programı Modülü üzerinden elektronik ortamda il milli eğitim müdürlüklerince yapılacak. Başvuruları onaylanan kurumlardan Bakanlıkça uygun görülenlere kabul belgesi düzenlenecek. Dönüşüm programına alınmayan ve gerekli şartları sağlamayan dershane ve etüt merkezlerinin faaliyetleri 1 Eylül 2015 tarihi itibariyle sonlanacak.Dönüşüm sürecinin sonunda özel okula dönüşme taahhüdünde bulunan kurumlar, gerekli şartlara sahip olmaları halinde 2018-2019 öğretim yılının sonuna kadar temel lise, ilkokul, ortaokul veya okul öncesi eğitim kurumu olarak mevcut binalarında veya farklı binada faaliyet gösterebilecek. Bahçe ve bağımsız bina şartı aranmayacak. Dershaneden dönüşen okullara eğitim ve öğretim desteği verilecek. Eğitim-öğretim desteğinden yararlanmak isteyen okul ve öğrencilerin başvuruları ise ağustos ayında alınacak.Milliyet | Abbas Güçlü 
Harvard Üniversitesi Birincisi 'Türk Dahi'
22 yaşındaki Türk Levent Alpöge, dünyanın en önemli okullarından biri olarak kabul edilen Harvard Üniversitesi’ni 4 üzerinden 4 not ortalaması alarak ‘Valedectorian’ derecesiyle mezun oldu. Alpöge çalışmalarını Cambridge’ta devam ettirecek Dünyanın en prestijli okullarından Harvard Üniversitesi’nde 2014 yılı birincisi Türk genci Levent Alpöge (22) oldu. Alpöge, hem matematik ve fizik lisans bölümlerinden, hem de aynı anda fizik yüksek lisans derecesi elde etti. Başarılı genç, 4 üzerinden 4 not ortalaması ile “Tüm Üniversite Birincisi” (Valedectorian) olarak dün mezun oldu. Başarılarla dolu bir eğitim hayatına sahip olan Alpöge, 2010’da henüz lise son sınıfı öğrencisiyken ABD çapında adayların katılımı ile gerçekleşen Intel Bilim Yetenekleri Yarışması’nda ABD Başkanı Barack Obama ve senatörler tarafından kutlanan 40 genç finalist arasına girdi. Bunun sonucunda, “Ivy League” olarak ve akademik mükemmelliği ile tanınmış ABD’nin 8 en iyi üniversitesi tarafından kabul edildi. Sayısız ödülü var Alpöge, Harvard’ın matematik bölümünü seçti. Sayısız prestijli ödülü ve bursu bulunan Alpöge; American Mathematical Monthly, Journal of Combinatorial Theory, Journal of Number Theory, International Mathematics Research Notices dergilerine yazılar yazıyor; Harvard College Mathematics Review dergisinin de editörluğünü üstleniyor. Alpöge, çalışmalarını önümüzdeki yıl Winston Churchill bursu ile İngiltere’deki prestijli Cambridge Üniversitesi’nde sürdürecek. Daha sonraki yıl yine 8 Ivy League okullarından gelen doktora kabullerinin içinden Princeton’ı seçerek eğitimine devam edecek.Alpöge ailesi ile birlikte New York eyaletinin Long Island bölgesinde yaşıyor. Akademik başarılarının yanı sıra maratonlara katılan Alpöge koyu bir Beşiktaş hayranı. Milliyet
Çocukluğu Kabusa Çeviren 17 Ebeveyn Uyarısı
Ebeveynler çocuklarının iyiliği için onları uyarırken bazen işin dozunu kaçırabiliyor. 'Aman ayağını çarpmasın' diye uyarırken öyle şeyler söyleniyor ki çocuk ileride psikopat olabiliyor.
Reklam
Üniversiteye Giriş Sistemi Değişiyor
Lise geçiş sistemini değiştiren MEB şimdi de üniversitelere girişte uygulanacak yeni sistem üzerinde çalışıyor Bu yıl liselere geçişte sistemi değiştiren ve yılda 6 dersten yapılan 12 sınavın sonuçlarının yüzde 70 etkili olması uygulamasını getiren Milli eğitim Bakanlığı (MEB) üniversitelere geçiş için de yeni bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Üzerinde çalışılan sistem “ders dışı etkinliklerin” de dikkate alınmasıyla ABD’deki üniversiteye giriş sistemine benziyor. DERS DIŞI UĞRAŞLAR Habertürk'te yer alan habere göre, Tarabya İngiliz Okulları’nın düzenlediği “Liseden Üniversiteye Geçişte Farklı Bakış Açıları” paneline katılan MEB Yükseköğrenim ve Yurtdışı Eğitimler Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Semih Aktekin, yükseköğretime geçişte üzerinde çalıştıkları yeni sisteme dair bilgiler verdi. Aktekin, “Yükseköğretime geçişte öğrencinin ders dışı uğraşlarını, sanat, spor ve boş zaman etkinliklerini de göz önüne alarak puanlandıracağımız bir sistem düşünüyoruz. Eğitimde bilgiyi önceleyen sistem yerine becerileri de ön plana alan yeni bir sistem kurmanın peşindeyiz” diye konuştu. Bakanlığın üzerinde çalıştığı bu sistemde yalnızca öğrencinin notları ya da ders dışı etkinlikleri üniversiteye geçişte yeterli olmayacak. Merkezi olarak yapılacak sınav sonuçları da etkili olacak. Üzerinde durulan iki sınav modeli var. Bunlardan biri tıpkı liselere geçişte 6 dersten toplam 12 sınavın merkezi olarak yapılmasını öngören Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nde (TEOG) olduğu gibi liselerde de bazı derslerin merkezi olarak yapılması. 5 ya da 6 dersten merkezi olarak sınavlar MEB tarafından yapılacak ve yerleştirme puanının hesaplanmasında tıpkı liselerde olduğu gibi bu sınav sonuçları etkili olacak. Bir başka sınav modeli ise Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) yapılması ve bunun sonuçlarının kullanılması. Ancak bu sınavın YGS gibi yılda bir kez değil, ABD üniversitelerine girişte sonuçları dikkate alınan SAT gibi yılda birkaç kez yapılması öngörülüyor. HEM SINAV SONUCUNA HEM SOSYAL ETKİNLİĞE BAKIYOR ABD üniversiteleri kendi şartlarını kendileri belirliyor. Üniversitelere başvurular öğrenci tarafından yapılıyor ve üniversiteler öğrencilerini seçiyor. Yani merkezi bir yerleştirme sistemi yok. Ancak başvuruda iki aşamalı sözel ve matematik becerilerin ölçüldüğü SAT ile İngilizce , matematik, okuma ve bilimsel muhakeme bilgisinin ölçüldüğü ACT (American College Test) sınav sonuçları istenir. Ayrıca lise notları, okul ve sınıf sıralaması, sosyal etkinlikler, niyet mektubu, öğretmenlerin tavsiye mektubu başvuru dosyasında yer alır ve etkilidir. Değerlendirme bu dosya üzerinden yapılır.Milliyet
Çocuklarda Tuvalet Eğitimi
Çocukların belli bir büyüme evresinden sonra tuvalet eğitimini annelerinden aldığı bilgilerle öğrenmesi gerekmektedir. Çocuklara tuvalet eğitimi 18 ay-3 yaş arasında verilmelidir. Bu yaşlarda çocukların anlama, öğrenme ve doğru olanı bulma dürtüleri geliştiğinden tuvalet eğitimi için uygun yaş aralığıdır. Tuvalet eğitimi verilirken çocuğa onun artık büyük bir insan olduğunu açıklamanız gerekmektedir. Tuvaleti kendi başına kullanabileceğini belirterek çocuğunuzu yüreklendirin. Çocuk ilk başlarda kendi başına tuvalete girmek istemezse birlikte tuvalete girerek bunun ne kadar normal bir süreç olduğunu gösterin.
Reklam
Çocuğunuzun Sanata Yeteneği Olduğunu Anlamanın 15 Yolu
Evde bulduğu garip materyalleri zulalaması sonucu bir süreliğine büyüdüğünde ATOMu falan parçalayacağını düşünerek bilim adamı, mühendis, doktor v.s. olacağını düşünebilirsiniz. Bizce Emin Olmayın, Tiyatrocular daha küçük yaşlardayken DEKOR biriktirmeye başlarlar.
LYS Nasıl Hazırlanmalıyız?
2 milyonun üzerinde öğrenci 23 Mart’ta yapılacak 2014 Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sınavına katıldı.YGS bitti şimdi sırada LYS var.YGS puanlarından en az biri 180 ve daha fazla olan adaylar, Lisans Yerleştirme Sınavları’na (LYS) girme hakkı kazanacak.Pek çok öğrenci sınavların yaklaşmasıyla birlikte özgüven eksikliği ve psikolojik sıkıntılar yaşıyor.Peki LYS'ye Nasıl Hazırlanmalıyız..LYS’deki başarınızın yerleştirme puanınızı % 60 oranında etkileyeceğini unutmamalısınız. Dolayısıyla YGS’de elde ettiğiniz sonucu bir tarafa bırakıp tüm gücünüzle LYS’ye yüklenmelisiniz.YSG’de yüksek bir net çıkarmanız sizi rehavete sürüklememeli, düşük bir puan almanız da asla ümidinizi kırmamalıdır. YGS’den sonra rehavete düşmeniz performansınızın düşmesine ve derslerden kopmanıza sebep olacaktır. İstediğiniz başarıyı elde edemediyseniz -nasıl olsa ilk sınavım kötü geçti, artık konuları toparlayamam- diye düşünmemelisiniz. Çünkü LYS için yaklaşık 2 aylık bir süre var ki, bu da çalışan bir öğrenci için çok büyük bir zaman dilimidir.LYS’deki sorular bilgi ağırlıklı olacağı için konulara yüzeysel çalışmamalısınız. Özellikle sözel derslerdeki kavram, isim ve eserleri özümsemeden geçmemelisiniz.Çok iyi bildiğiniz konular üzerinde fazla durmamalı, bunun yerine eksik olan konulara odaklanmalısınızYouTube'da Çok güzel görsel öğrenme statüleri bulunmakta bunlar değerlendirilmeli,ve en önemliside ezberde zorluk çekiyorsanız hafıza tekniklerinden yararlanılmalıdır.
Reklam
Sınav Stresi Nasıl Atlatılır?
Hemen hemen her genç öğrencinin yaşadığı sınav stresi son zamanlarda sadece gençlerin değil ne yazık ki ilk ve orta okul öğrencilerinde korkulu rüyası haline gelmiş durumda. Öğrencini yaşadığı bu stresin nedenlerinden biriside aile ve çevre baskısıdır. Çevre baskısına öğretmenler, arkadaşlar, akrabalar, o her şeyi başaran ve mükemmel olan komşunun oğlu ya da komşunun kızı örnek gösterilebilir. Kendi geleceğinin kaygısında olan genç sanki hiçbir derdi yokmuş gibi birde sınavı kazanamadığı takdirde çevresine yapacağı açıklamaları, ailesine rezil olmayı, arkadaşlarının yanında mahcup olmayı, komşunun çocuğunun yanında ezilme korkusunu yaşamaktadır. Bu stres çoğu genci sosyal çevreden soyutlayıp, bireyin içine kapanmasına sebep olmaktadır. İçine kapanan birey bir süre sonra yaşadığı stresin ağırlığını kaldıramayıp kendine ruhsal ve bedensel zarar verebilir. Daha çok ruhsal olarak zarar gören gençlerde saldırganlık, hayattan zevk almama, endişe ve korkular, depresif haller, iştahsızlık, aile ve arkadaşlarla konuşmama, mutsuzluğa meyil olarak sayabiliriz. Bedensel olarak ise, kendine zarar verme, içki, sigara gibi kötü alışkanlıklara başlama bunların başında gelmektedir. O yüzden çocuklarınıza bunun sadece bir sınav olduğunu ve sınav sonrasında hayatında hiçbir şeyin değişmeyeceğini, her kötü sonucun iyi sonuçlar doğurabileceğini anlatmakta fayda var. Girecekleri sınav onların hayatta başarılı ya da başarısız olacaklarının garantisi değildir. Zamanın biz insanlara neler getireceğini hiç birimiz bilemeyiz. Çocuklarınızın hayatı ya da kendi hayatınız bir sınavla şekillenecek kadar basit olmadığını, sizden değerli hiçbir şeyin olmadığını bilmek sizi rahatlatacak ve olumsuz düşüncelerden uzak tutacaktır. Her şey sonu belli olamayan bir başlangıçtır, attığınız her adımın sizi başarıya götürmesi dileğiyle başarılar… Kategori: Hayata Dair, Kişisel Gelişim
Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?
Türkiye'de çocukların yüzde 90'dan fazlası İngilizce'de temel düzeyi bile geçemiyor. Öğrencilerin sınıfları yükseldikçe İngilizce dersine olan ilgisi azalıyor. Tespit, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın raporundan. Rapora göre, yapılması gereken derslerde gramer yerine konuşma diline ağırlık vermek.Türk çocuklarının yüzde 90'dan fazlası İngilizce'de temel düzeyi bile geçemiyor. Yabancı dili ilk yılda sevenlerin oranı yüzde 80 iken lise sonda yüzde 37'ye düşüyor. British Council ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV) 'Türkiye'deki Devlet Okullarında İngilizce Dilinin Öğretimine İlişkin Ulusal İhtiyaç Analizi' başlıklı raporu, Türk öğrencilerin İngilizce öğrenmede yaşadığı sıkıntıları ortaya koydu. Milli Eğitim Bakanlığı'nın izniyle yapılan çalışmada British Council ve TEPAV'ın desteğiyle Ankara, Antalya, Balıkesir, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Malatya, Samsun, Trabzon gibi illerdeki 48 okulda dersler izlendi. TEPAV, 1394 veli ve 19 bin 380 öğrenciyle de anket yaptı. Derse ilgileri azalıyor Geçtiğimiz hafta Ankara'da yapılan forumda bulguların detaylı olarak değerlendirdiği rapor, daha önce Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya da sunuldu. Rapora göre, öğrencilerin sınıfları yükseldikçe İngilizce dersine olan ilgisi azalıyor. Çünkü çocuklar derslerde kitap ağırlıklı ilerleyen dersleri sıkıcı ya da zor buluyor. Öğrenciler İngilizce ders kitaplarını da sevmediklerini belirtiyor. Eğitimin başlangıcında 5. sınıf öğrencilerinin yüzde 80'i İngilizce dersini sevdiğini söylerken bu oran yıldan yıla sürekli olarak azalarak 12. sınıf öğrencilerinde yüzde 37'ye düşüyor. Düzeyi geçemiyor Rapora göre, Türkiye'deki İngilizce öğretmenlerinin yüzde 80'i etkin dil dersleri vermek için gereken niteliklere ve dil becerilerine sahip. Ancak buna rağmen Türkiye'de öğrencilerin büyük bir çoğunluğu yani yüzde 90'dan fazlasının bin saatlik dersten sonra İngilizce yeterlilik düzeyi, temel düzeyde kalıyor. Gözlemlenen bütün sınıflarda öğrencilerin İngilizce olarak iletişim kurmayı ve dile işlevsellik kazandırmayı öğrenemedikleri saptandı. İngilizce 2'nci sınıfta başlamalı Raporun önerileri arasında devlet okullarında 4. sınıfta başlatılan yabancı dil eğitiminin 2'nci sınıfta başlatılmasının, yüksek öğrenim de dahil sonraki eğitim aşamaları üzerinde olumlu etkiler yapacağı belirtiliyor. Ayrıca şu anda ilkokul müfredatında 2 saat olan yabancı dil derslerinin müfredatı öğrencilerin dersleri daha seveceği şekilde değiştirdikten sonra haftada en az 6 saate çıkarılması da öneriliyor. Vatan
Reklam