onedio
İyi Öpüşmek İçin 18 Altın Kural
Onunla öpüştüğünüzde nefessiz kalmasını, başını döndürmek mi istiyorsunuz? İşte iyi 18 öpüşmek için kurallar...Onunla öpüştüğünüzde nefessiz kalmasını, başını döndürmek mi istiyorsunuz?Eski moda öpüşmelerle başlayıp onu yatak odasına götürecek yeni öpüşme tekniklerini deneyin. Önereceğimiz yeni teknikler sayesinde partneriniz öpücüğünüzden çok memnun kalacak. İlk öpüşmenin filmlerdeki gibi öldürücü etkisi olmayabilir.Öpüşürken yırtıcı hayvan gibi davranmamaya ve mümkün olduğunca az tükrüklü olmasına çalışın. Öpücüğünüz iki insan arasında çok özel şeyler paylaşıldığını gösteren çok sıcak, ağır ve romantik olmalı.Çoğu kişi “sıcak ve ağır” tanımlamasını “ıslak ve dağınık” ile karıştırma hatasına düşer. Islak ve dağınık öpüşenler kadınlar tarafından beğenilmezler ve “kötü öpüşenler” listesinde yer alırlar. Bazıları bunu isteyerek yapabilir ve bunuetrafındakilere övünerek anlatabilir.İşte en etkileyici 18 öpüşme kuralları..•Bayanlar ve baylar öpüşeceğiniz zaman dudaklarınızı ıslatmayın. Bu ünlü bir şarıkıcının seyirci önünde şarkı söylemeye başlamadan önce boğazını temizlemesiyle eşdeğerdir.•Öpüşürken diliniz kutudan birden fırlayan kukla gibi ağzınızdan çıkmasın, ağzınızın hafif açık olması yeterli.•Erken ortaya çıkan Fransız tarzı bu öpüşmeyi hemen denemeyin. Partnerinizin bunu denemeye çalışacağından şüpheleniyorsanız;•Ağzınızı kapatın. Ağzınız açık olsun, dilinizi çıkarmayın.•Öpüşmenin daha ateşli bir hal almasını istiyorsanız dilini hissettiğinizde hoşunuza gittiğini gösteren bir işaret verebilirsiniz. Bu süreç yarım saat ya da 30 saniye olabilir.•Ağzınızı partnerinizinkinden çok daha geniş açmayın. Öpüşme taklit etme değildir.•Öpüşürken kaba konuşmalar yapmayın.
Prof. Dr. Şahika Yüksel: Eşcinsellik Hastalık Değil Cinsel Yönelimdir
KKTC’de ilk kez Girne Amerikan Üniversitesi Kıbrıs Yerleşkesi Karmi Kampüs’te “İçimizdeki Sınırları Aşmak” ana teması ile düzenlenen 16. Ulusal Psikoloji Öğrenciler Kongresinde “Eşcinsel Ergenler ve Ailenin Sırları ve Sınırları” konulu sunum gerçekleşti.Eşcinelliğin bir hastalık olmadığını yönelim farklılığı olduğunu belirten Prof. Dr. Şahika Yüksel, Dünya Sağlık Örgütünün cinsellik tanımında ifade edildiği gibi eşcinselliğin biseksüellik ve heteroseksüellik gibi insanda tanımlanan 3 yönelimden biri olduğunu ifade etti.Biseksüelliğin karşıt cinsel olmak gibi çok erken yaşlarda belşirlendiğinin altını çizen Prof. Dr. Yüksel, biseksüelliğin bireyin kendi isteği ile seçtiği bir özellik olmadığını vurguladı. Kişinin cinsel kimliğini keşfetmesinin zamanla olduğuna değinen Prof. Dr. Yüksel, sürecin ergenlik öncesi dönemde başlayarak ergenlik döneminde devam ettiğini belirtti.Kişilerin cinsel tercihlerini özgürce ifade edebilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yüksel, toplum ve kültürel baskıdan dolayı kişilerin toplum tarafından onay verilen rolleri sergilediklerine işaret ederek eşcinselliğin bir hastalık olmadığını yönelim farklılığı olduğunu vurguladı.Kişilerin yetiştikleri ve yaşadıkları kültürün ve toplumun doğrularına göre eşcinsellik ile ilgili düşünce ve duyguların bastırıldığını belirten Prof. Dr. Yüksel, ailelerin bu noktada eşcinselliği bir tabu ve açıklanmaması gereken bir sır olarak gördüğünü ifade etti. Toplum ve kültürün kişinin ve ailenin etrafında birtakım sınırlar oluşturduğuna da işaret eden Prof. Dr. Yüksel, gençlerin cinsel ilgisinin arttığı dönem olarak ergenliğin kırılganlık riskinin yoğun olduğu bir dönem olduğuna dikkat çekti.Toplumsal baskı ve dışlanma nedeniyle gençlerin kendilerini keşfetme ve tanıma devresinde cinsel ilgilerinin akranlarından farklı olduğunu keşfetmelerinin sancılı bir süreç olduğu belirten Prof. Dr. Yüksel, toplumda egemen olan homofobiden dolayı ebeveynlerin kuşkularını yakınları ve uzmanlar ile paylaşamadığını belirtti.Ailelerin eşcinselliği bir hastalık olarak değil cinsel yönelim farklılığı olarak algılamaları gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Yüksel, toplumsal baskı ve dışlanma kaygısının aileler etrafında sınırlar çizdiğini belirterek söz konusu süreçlerin ergenlik döneminde görülen farklı cinsel yönelimlerin sır olarak kalmasına neden olduğunu vurguladı.Kişilik gelişimi, cinsellik, cinsel farklılıklar, ergenlik ve yaşlılık sorunları, terapide etik sorunlar gibi çeşitli konularda 100’e yakın bilimsel sunumun yapıldığı kongre, GAÜ Kıbrıs Yerleşkesi Karmi Kampüs Uluslararası Kongre Merkezinde düzenlenecek değerlendirme ve kapanış oturumu ile sona erecek.
Ayrılık Acısını Aşmanın 6 Yolu
Acıyı ne kadar zamanda atlatabileceğiniz tamamen size bağlı. Kolay olduğunu söylemiyoruz ama sizi daha güçlü tutup acınızı minimalize edebilecek birkaç bilimsel tavsiyemiz var.1. GERÇEĞİ KABULLENİNKendinizi kandırmaktan vazgeçin: Bu ilişki bitti! Her ne sebeple olursa olsun eski sevgiliniz sizinle romantik bir ilişkiye devam etmek istemiyor. Bunu anlayıp kabul ettikten sonra iyileşme süreciniz hızlanacaktır.2. HAYATTAKİ EN ÖNEMLİ İLİŞKİ, KENDİNİZLE KURDUĞUNUZ İLİŞKİDİRTabii romantik bir ilişki yaşamak güzel ama şart da değil! Başka bir insana ihtiyaç duymadan da yaşamaya devam etmek mümkün. İngilizlerin ünlü bir sözü var: 'Hasta bir insanla birlikte yaşamaktansa, sağlıklı ve yalnız olmayı tercih ederim.' Eğer yalnız kalmaktan korkuyorsanız, özgüveniniz yerlerle sürünüyor demektir. Hemen profesyonel bir yardım alın. Eğer yalnız kalmayı sorun etmiyorsanız, acınız gerçekten bir 'aşk acısı'ysa, o zaman kendinizle baş başa vakit geçirmenin tadını çıkarın. Hayatta yapmaktan mutlu olduğunuz 10 şeyin listesini çıkarın. Bu, 'köpüklü banyo yapmak' da olabilir, 'müzik dinleyerek yürümek' de... Canınız hiç istemese de; kendinizi bu 10 şeyi yapmak için motive edin. Mutlaka yapın! Acınızın gün geçtikçe dindiğini göreceksiniz.3. OLAYLARA DAHA GENİŞ BİR PENCEREDEN BAKINHala acıtıyor mu? Evet. İlişkinizdeki bazı anları özlüyor musunuz? Tabii ki. Peki bu dünyanın sonu mu? Asla! Bu kalp ağrısını atlatacaksınız. Günden güne azalacak... Yeter ki olaylara dışarıdan bakmayı öğrenin. Eğer yapabiliyorsanız hiç bakmayın!4. ÇEMBERİN DIŞINA ÇIKMAYINHer zaman kederli ve üzgün olmayı seçerseniz, karşınıza çıkacak fırsatları kaçırırsınız. Küçük bir ayrılığın bütün hayatınızı mahvetmesine izin vermeyin. Yeniden gülümsemeyi öğrenin. Oyunun dışında kalmayın.5. KESİN BİLGİ: SOSYALLEŞMEK İYİLEŞMENİZE YARDIMCI OLURHer ne kadar ruh haliniz buna pek elverişli olmasa da, insanların sizi kullanmasına izin vermeyin. Aşk acınızı hafifletmek için başka kollara atılmayın. O olmadan da hayatınıza devam edebileceğinizi unutmayın. Sosyalleşin ama dozunda! Sinemaya gitmek, oyun izlemek, yemeğe çıkmak gibi küçük mutluluklarla başlayın işe. Geceler süren alemlere gerek yok...6. EN ÖNEMLİSİ: TACİZ ETMEYİN!Eski sevgilinizle bir araya gelmek için telefon açmak, mail atmak, mesaj göndermek gibi modası geçmiş eylemleri bırakın. Alternatif yollara bakın. Aklınızı meşgul edebilecek herhangi bir şeyle oyalanmanın size iyi gelebileceğini garanti edebiliriz. Bugüne kadar hep yapmak istediğiniz ama fırsat bulamadığınız minik konulara yönelmek (yemek yapmak, uzun zamandır okumak istediğiniz kitaba başlamak, 5 bin parça puzzle yapmak gibi) işlere yönelin. Nihayetinde herkesin yaşayabileceği bir ayrılık acısı, hayattan alacağınız tada engel olmamalı. Stresi uzatmaya değer mi? Hiç değmez!
5 Adımda Bir Bestseller Kitap Nasıl Yazılır?
Kim bir kitap yazmak, en çok satanlar (bestseller) listesine girip de tonlarca para ve ün kazanmak istemez ki? İstemeyenler olabilir ama isteyenler için biz 5 adımda bestseller olabilecek bir kitabın nasıl yazılması gerektiğini anlatacağız.Maddeler arasında ise muhtemelen kitabınızın bestseller olmasıyla birlikte çeşitli yerlerde yapılacak yorumlara yer vereceğiz.1. Issız Bir Karakter YaratınIssız, sırlarla dolu ve mümkünse çok gizli geçmişlere sahip olan bir erkek karakter yaratın. Bu karakter inanılmaz derecede zengin olabilir, eğer zengin olamayacaksa insan üstü güçler verin. Vampir olabilir, kurt adam olabilir fark etmez. Bu noktada önemli olan ‘ıssız‘lık ve ‘olağanüstülük’ olmalı.“Yazarın keskin zekâsıyla yazılmış, muhteşem bir eser!”New York Times2. Kitabı ‘Ben’ Diliyle AnlatınKitabı ‘ben‘ diliyle anlatın. Kitabı anlatacak karakter kız ve insan olmalı. Mümkünse biraz aciz, kendini beğenmeyen  “Tanrım, bu sabah yine çok kötüyüm, berbat hissediyorum, olamaz yine dudağım uçuklamış, ben çirkinim.” diyebilen bir karakter olmalı. Bu kız güzel olmalı fakat bunu bilmemeli ve kendini vasat hissetmeli.  Güzel olmalı çünkü ilerde senaryoya dönüştürülen kitabınız için çekilecek filmde bu kız lazım olabilir. Çirkin bir kızla olağanüstü bir adamı kimse yan yana görmek istemez.“Hareketli, ironik ve bir tutam sihirle bürünmüş sıradışı bir kitap.”Boston Globe3. Aşk ve TutkuYukarıda yarattığınız karakterlerin arasında şartsız, koşulsuz, çılgın bir aşk kurgusu oluşturun. Bu kurgunun imkansız, mantıksızca ve şehvet ile süslenmiş olması gerektiğini unutmayın.  “Onun gözlerine bakamıyorum, kalbim yerinden çıkacak gibi. Yine de kendime engel olamıyorum.“Tutku ve seks önemli, bu kitabınızın daha hızlı üne kavuşmasını sağlayacak. “O an, kalbimin titremesini hissettim, titreme parmak uçlarıma kadar yavaşça ilerliyordu. Tanrım! Onun için ölebilirim.” tarzında anlatımları uzun tutun. Çok da abartmayın, kitabınızın ‘erotik yayınlar‘ rafında sergilenmesini istemezsiniz.“Kalplere dokunan, heyacanlandıran, cayır cayır seks ve tutku dolu bu eser sizi büyüleyecek.”Ekonomist4. Düşmanları UnutmayınKarakterlerinize bir düşman ya da birkaç düşman yaratın. Kitabınızın sonuna kadar çeşitli entrikalar ve hayal günücünüzle karakterlerinizi zor durumda bırakın. Bu zorlukların üstesinden birlikte gelirken aynı zamanda birbirleri arasındaki bağı güçlendirin. İki karakterden biri ölürse, bu aşıklar yaşamayaz hissini okuyucuya itinayla iletin.“Odasına çıktım, içim buruktu. Her zaman çalıştığı masasında değildi. Camın önünde dikilmiş, uzaklara bakıyordu. Evinin muhteşem bir ormanın içinde olması ve burada yaşıyor olması onun için ne büyük bir şans diye düşünüyordum. Yağmur yeni durmuş, batan güneşin ışıkları ıslak ağaçların yapraklarında küçük mücevherler gibi parıldıyordu, aynı onun gözleri gibi. Belki de son kez bu güzel manzarayı izliyordu. Birden içini çekerek arkasını döndü, yavaşça yanıma geldi ve yüzümü avuçlarının arasına aldı. O her dokunuşunda kalbimin attığını hissediyordum. Tanrım! onun bana tekrar dokunamayacak olması, onu göremeyecek olma ihtimalini düşünemiyordum. Gözlerimin içine bakarak:- ‘Korkuyor musun?’ dedi. - ‘Hayır’ dedim.““Kütüphanenizde mutlaka bulunması gerken işte ‘o’ kitap.”Hürriyet5. Açık Kapılar Bırakın“Sanırım bitmişti, her şey yoluna girmişti diye düşünürken, yaklaştığını hissediyordum. Hava aniden kararmaya başlamıştı, etrafta hiç kimse yoktu. Hızlı adımlarla nefes nefese ilerlemeye çalışırken birden yalpalayarak yere düştüm. Avuçlarım soğuk karların içine girmişti. Kalkmak zorunda olduğumu biliyordum. Kendimi toparlayıp, hemen ayağa kalktım ve birden onun soğuk nefesini arkamda hissettim. Yaşıyordu ve intikam almak için geri dönmüştü.SON“Kitabınızda açık kapılar bırakın fakat yukarıdaki gibi sonlanacak açık kapılar bırakmayın. Bu okuyucularınızın size küfretmesi dışında hiçbir işe yaramaz. Bırakacağınız açık kapıları daha çok gelişme bölümünde verin, bu bölümde açıkta bırakacağınız olaylarla ilerde birkaç kitap daha yazabilirsiniz. Kitabınızın sonu kesinlikle mutlu, mesut bitmeli.“Günde beş vakit okuyun.”Zaman
Sadece Kadınların Üye Olabildiği Yeni Sosyal Ağ
Facebook’un eski çalışanlarından Susan Johnson , sadece kadınların üye olabileceği bir sosyal ağ kurdu.“Women.com” adlı sitede kadınlar; iş hayatı, ilişkiler, cinsellik, güzellik ve moda gibi birçok konuda tartışabilecek.Söz konusu sosyal medya platformunda her gün yeni bir tartışma konusu açılıyor ve üyeler en fazla beğenilen yorumları yaparak, site içindeki popülerlikleri artırmaya çalışıyor.Sitedeki açılan konu başlıkları arasında, 'iCloud'tan çıplak fotoğrafları yayımlanan ünlüler hakkında ne düşünüyorsunuz?' ve 'Bir işi alabilmek için patronunuzla birlikte oldunuz mu?' gibi çeşitli sorular bulunuyor.Ayrıca sitede kadınlara özel saç bakımı ve makyaj teknikleri hakkında da tavsiyeler yapılıyor. Erkekler bu siteye kesinlikle kabul edilmiyor ancak girmeyi başarırlarsa, Johnson’ın tabiriyle “nazikçe çıkarılıyorlar”.Siteye, özel davetle ve Facebook aracılığıyla üye olunabiliyor. Sitenin kurucusu Johnson, kendilerini kadın olarak tanımlayan transseksüellerin de siteye üye olabildiğini belirtiyor.Johnson, women.com'un, fotoğraf paylaşımı üzerine kurulu olan Facebook'un aksine, üyelerin arkadaşlıklarını güçlendirip kadın dayanışmasını artıracağını savunuyor ve ekliyor:“Ayrıca Google veya Yahoo Answers’ta sorularınıza kimin yanıt verdiğini göremezsiniz ancak women.com'da görebilirsiniz.”
Reklam
Kötü Bir Şirkette Çalıştığınızın 10 Göstergesi!
Tüm hayatınızı kötü bir şirkette geçirmeye mahkum olmaktansa, içinde olmaktan gurur duyacağınız ve sizin mutluluğunuz için çalışan bir şirket bulmak için hala geç değil.İşte bu arayışa başlamadan önce, gerçekten kötü bir şirkette çalıştığınıza emin olmanız için listelediğimiz maddeler. Yani, eğer şirketiniz aşağıdaki maddelere uyuyorsa, tespit net: gerçekten kötü bir şirkette çalışıyorsunuz.
Reklam
Ağustos'ta 22 Kadın Öldürüldü, 18 Kadına Tecavüz Edildi!
Bianet'in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre, erkekler Ağustos’ta 22 kadın öldürdü, dokuz kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 16’sını taciz etti, 55 kadına şiddet uyguladı/yaraladı.2014’ün ilk sekiz ayında erkekler 184 kadın öldürdü; 70 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti; 417 kadına şiddet uyguladı; 77 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu.Kadınlardan biri öldürülmeden önce polise şikayetçi olmuştu. Bir erkek ise denetimli serbestlikle cezaevinden çıktıktan sonra karısını öldürdü.Bir kadın boşanmak istediği, biri cinsel ilişkiyi reddettiği için, biri aile kararıyla öldürüldü.Kadınların yüzde 27’sini kocaları, yüzde 27’sini akrabaları öldürdü : Altı kadını kocaları, altısını akrabaları (damat, oğul, kardeş, üvey baba), üçünü sevgilisi, birini eski kocası, birini arkadaşı, birini patronu, birini reddettiği erkek, üçünü kadın akrabalarının reddettiği erkek öldürdü.Cinayetlerin yüzde 68’i ateşli silahlarla öldürüldü : Kadınların sekizi tüfekle, yedisi tabancayla, üçü bıçakla, ikisi boğarak, biri döverek, biri işkenceyle öldürdü.Bir erkek, karısını domuz bağıyla bağladıktan sonra boğarak öldürdü. Kadının dört yıl önce boşanmak istemiş ancak ailesinin ısrarıyla evliliği sürdürme kararı almıştı.Antep’te karısını ve oğlunu öldüren, kızını da yaralayan bir erkek balkondan gazetecilere kadınlara fazla hak verildiğini, Fatma Şahin ve onun kadınlar için çıkardığı kanunlar yüzünden karısını öldürdüğünü söyledi.Ağustos’ta kadın katli Ankara (2), Antalya, Antep, Batman (4), Bursa, Dersim, Giresun (2), İstanbul (4), İzmir, Malatya, Maraş, Trabzon, Urfa ve Uşak’ta yaşandı.Ağustos’ta katillerin yaşları 25 ila 80, katledilen kadın ve kız çocuklarının yaşları 14 ila 74 arasında değişti. Karısını öldüren bir erkek intihar etti.Kocaeli, Hatay ve İzmir’de dört kadın ve bir kız çocuğunun cesetleri bulundu, katilleri henüz tespit edilemedi:Kocaeli’de denizden cesedi çıkarılan kadının kocasından şiddet gördüğü için boşandığı ve kafasında darp izleri olduğu tespit edildi.Hatay’da seks işçiliği yapan iki kadın tabancayla öldürüldü.İzmir’de çıkan yangında, itfaiye bıçaklanarak öldürülmüş bir kadının cesedine ulaştı.Adana’da bir kadın, kocasıyla tartıştıktan sonra balkondan düşerek ya da atılarak öldü.Erkekler Ağustos’ta altı ilde altı kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti; üç kadına zorla fuhuş yaptırdı. Medyaya yansıyan altı tecavüz vakasından dördünde mağdur çocuktu.Mağdurlardan ikisine arkadaşları, ikisine tanımadıkları erkekler, birine otel çalışanı, birine hastabakıcı tecavüz etti.Tecavüz olaylarının ikisi mağdurların alıkonulduğu araçlarda, biri alıkonulduğu bir evde, biri sokakta, biri otelde, biri hastanede yaşandı.14 yaşında tanımadığı kız çocuğunu bir evde alıkoyarak tecavüz eden üç erkek, tecavüzü videoya kaydederek çocuğun ailesine şantaj yapt. Bir erkek ise zorla arabasına binerek alıkoyduğu kadına tecavüz ettikten sonra gasp etti.Ağustos’ta tecavüzcülerin yaşları 19 ila 50, tecavüze uğrayan kadın ve kız çocuklarının yaşları 13 ila 29 arasında değişti.Tecavüzlerin yaşandığı iller Adana, Ankara (4), Antalya, Edirne, İstanbul ve Samsun.Erkekler Ağustos’ta sekiz ilde 16 kadına cinsel tacizde bulundu. Taciz vakalarından ikisinde, tacizciler kadınları yaraladı.Tacizlerin yüzde 81’i sokakta yaşandı: Bir kadın evinde, biri işyerinde, biri otobüste, 13’ü sokakta tacize uğradı.Tacizcilerin biri kadının işvereni, ikisi hizmet sektöründe çalışan kişiler, geri kalanın tamamı tanımadık erkeklerdi.Yanında çalışan kadının evine giren bir erkek, küçük yaşta kız çocuğuyla evlenmek ve cinsel saldırı suçundan 15 yıl hapis istemiyle tutuksuz yargılanıyordu.Ağustos ayında tacizcilerin yaşları 17 ila 33, tacize maruz kalan kadınların yaşları 19 ila 24 arasında değişti.Taciz vakalarının yaşandığı iller Adana (3), Antalya, Bodrum, Edirne (6), Isparta, İstanbul, Kocaeli ve Uşak (2).Kadınların yüzde 15’sı boşanmak istediği için şiddet gördü. Üç erkek karılarına işkence yaptı, ikisi hürriyetinden yoksun bırakarak şiddet uyguladı.Arkadaşını kıskançlık bahanesiyle tabancayla yaralayan bir erkek intihar etti.Kadınların yüzde 71’ine kocaları ve eski kocaları şiddet uyguladı : iki kadın arkadaşlarından, biri damadından, üçü eski kocasından, biri işvereninden, biri kardeşinden, biri kardeşinin nişanlısından, 34’ü kocasından, üçü oğlundan, ikisi sevgilisinden, üçü tanımadığı erkeklerden, biri üvey kardeşinden şiddet gördü.Kadınların y üzde 67’si darp edildi : erkekler 37 kadını darp etti, sekiz kadını kesici aletlerle, altısını ateşli silahlarla yaraladı. Üç kadın işkenceye maruz kaldı. Biri eski kocası tarafından balkondan atıldı.Ağustos’ta erkeklerin şiddet bahaneleri arasında “kahvaltı hazırlamadı”, “evi temizlemedi”, “ona verdiğim parayla kendine gofret aldı”, “arkadaşlarıyla sokağa çıktı” gibi şeyler yer aldı.Karısını 43 yerinden tornavidayla ağır yaralayan ve serbest kalan bir erkek, Kanaltürk televizyonundan canlı yayında kendini savundu, “Keşke sen de bu şekilde davranmasaydın” dedi.Karısına falçatayla saldırarak ağır yaralayan bir erkek, kadının şikayetlerine rağmen denetimli serbestlikten faydalanarak cezaevinden çıkmıştı.Eski kocası tarafından alıkonulan ve balkondan aşağı atılan bir kadının şiddet gördüğü için boşandığı ancak ailelerin ısrarıyla eski kocasıyla barıştığı öğrenildi.Şiddet uygulayan erkeklerin yaşları 21 ila 79, şiddete uğrayan kadınların yaşları 18 ila 83 arasında değişti.Erkek şiddetinin yaşandığı iller Adana (7), Aksaray, Ankara, Antalya, Antep (2), Bartın (2), Bolu (6), Bursa (2), Çanakkale, Çorum (2), Erzurum (3), Eskişehir, İstanbul (4), İzmir (3), Kayseri (6), Konya, Maraş, Muğla, Sakarya (6), Samsun, Trabzon (2) ve Urfa.Bir erkek, kızını taciz eden ve bıçakla üzerine yürüyen erkeği ağır yaraladı. Ardından denetimli serbestlik yasası kapsamında serbest bırakıldıBir kadın, düğüne gittiği bahanesiyle kendisini döven kocasını bıçakla yaraladı. Bir kadın ise şiddet gördüğü kocası ve cinsel tacizde bulunan kayınpederini bıçakla yaraladı.Ağustos’ta 25 ilde 106 erkek şiddeti, cinayet, cinayete teşebbüs, taciz, cinsel şiddet, tecavüz ve yaralama vakası basına yansıdı.En çok şiddet Marmara Bölgesi’nde yaşandı. 106 şiddet vakasından 29’u Marmara, 20’si Akdeniz, 17’si Karadeniz, 16’sı İç Anadolu, 10’u Ege, beşi Doğu Anadolu ve dokuzu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşandı. Bianet
Erkekler Neden Orgazm Taklidi Yapıyor
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin de hiç azımsanmayacak oranda kadınlar kadar orgazm taklidi yaptığını belirten Psikolog Nur Gezek, erkeklerin orgazm taklidi yapmasının altındaki nedenleri anlattı.Erkeklerin orgazm taklidi yapmasının birçok nedeni olabilir fakat bu nedenlerden öne çıkanlar; aşırı stresli bir dönem de olma, bu erkeğin cinsel aktiviteye odaklanamamasına neden olmakta ve orgazm olamamaktadır. Orgazm olamama durumu mevcut stres düzeyini daha artırdığı için bu stresli ortama bir son vermek adına orgazm taklidi yapabilirler.Başka bir neden ise evlilikte yaşanan duygusal problemlerdir. Örneğin; heyecanı kaybolmuş evliliklerde yeni heyecanlar arayan erkek bir başkasına aşık olursa, eşine karşı cinsel istek azalacaktır. Böylece cinsellik yaşama zorunda kalan erkek duygusal anlamda başkasını düşündüğü için cinsel aktiviteye odaklanamayıp orgazm olması zorlaşacaktır. Bu nedenle orgazm taklidi yapıp yaşanan duygusal karmaşayı sonlandırmak isteyecektir.Cinsel fonksiyon bozukluklarının etkisiErkeklerin yaşadığı cinsel problemleri düşününce aklımıza ilk gelen erken boşalma, sertleşme problemi gibi problemlerdir. Bunların yanında başka bir cinsel problem ise geç boşalma problemidir. Diğer problemlere göre daha az görünüyor olmasına rağmen azımsanmayacak derecede kişi hayatının belli bir döneminde bu problemi yaşamıştır. Geç boşalma biyolojik ve psikolojik nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Geç boşalma problemi olan kişi, eşinin cinsel aktivitenin uzun sürmesinden rahatsız olabileceği düşüncesi veya eşinin kendini çekici bulmadığı için orgazm olamıyor düşüncesinden dolayı orgazm taklidi yapabilir. Eşinin incinmemesi için bu yola başvurabilir.Performans kaygısı da orgazm taklidi yapmaya iten nedenlerdendir. Partnerini mutlu edememe kaygısından cinsel aktiviteye odaklanamayıp orgazmı yakalayamayan erkekler cinsel aktivitenin uzamasıyla orgazm taklidi yapabilmektedirler.Fiziksel ve ruhsal orgazmın farklılığıGenel olarak erkeklerde orgazm taklidi yapma kadınlara oranla daha az olmasının yanında daha da zordur. Çünkü orgazm sırasında gelen sperm erkeğin taklit yapmasını zorlaştıran bir unsurdur. Fizyolojik boşalma gerçekleşse bile psikolojik olarak kişi orgazm yaşamayabilir, bu durumda yalancı haz söz konusudur. Bu da erkeğin orgazm taklidi yapmasına neden olabilecek faktörlerden biridir. Eşini gözünde çok büyüten ve kendisinden üstün gören erkeklerin de orgazm taklidi yaptıkları klinik çalışmalarda gözlenmiştir.
Reklam
Nasıl Bir Parfüm Kullanmalısınız?
Kişiliğinize, karakterinize uygun koku hangisi? Kavun, şeftali, elma, mango, ananas, papaya gibi meyve notlarının belirgin olarak hissedildiği kokular mı yoksa lavanta veya coumarin içeren, koklandığında ferahlık ve hafif baharatlı hissi veren kokular mı? Belki de Yoğun, misk, vanilya, baharat, tropikal çiçekler, ıtırlı bitkiler, tütün kombinasyonlarından oluşan kuvvetli ve egzotik kokular.
Superman Hakkında Az Bilinen 10 Şey
Çocukluktan yadigar, bütün süper kahramanların en afillisi kurşundan hızlı uçan, trenleri durduran, gözlerinden ateşler saçan Superman. Mavi taytı üstüne giydiği kırmızı külodu ve  peleriniyle 20. yüzyılın en büyük ikonlarından biri olmasının yanı sıra, geçtiğimiz 75 senede başına gelmeyen kalmamasıyla da hepimizin sempatisini kazanmış zat-ı muhterem hakkında pek az bilinen 10 şeyi şöyle aşağıya dercettik.
Reklam
Sonbahar Depresyonu Nedir?
Yaz mevsimi insanların rutin işlerinin azaldığı, doğanın tazelendiği, tatillerin yapıldığı bir mevsim. Bu arada gündüzler uzamış ve insanların iş sonrası kendilerine ayırabildikleri zaman da artmış oluyor.Deniz kenarları ve parklar vaktini değerlendirmek isteyenler için bekliyor. Yazın yaşanan tüm bu canlanmaya karşın sonbahar ve kış döneminde tersine bir dönem yaşanıyor. Gündüzler kısalmaya, havalar değişmeye, doğa hüzne bulanmaya başlıyor. Bu değişimden insanlar da nasibini alıyor. Bu da sonbahar depresyonuna neden oluyor.Sonbahar gelince neden depresif oluyoruz?İlkbahar doğanın canlanmasına, sonbahar ise canlılığını azaltmasına karşılık gelir. Bu nedenle sonbahar hüznü çağrıştırır. Havaların kötüleşmesi açık alanlardan tekrar güneşsiz kapalı alanlara gidilecek olması keyifsizlik ve mutsuzluk verebilir. Güneşli güzel günlerin artık gerilerde kaldığı, çetin kış koşullarının tekrar gelmek üzere olduğunu hatırlatır. Bu nedenle sonbahar hüzün mevsimi olarak anılır.Güneşi az görmek, iş sorumluluklarının artması, okulların başlaması, havaların serinlemesi insanlarda birtakım ruhsal değişimlere neden olur.Hüzün, yorgunluk, enerji azlığının yanı sıraSabah uyanmak ta güçlük çekme,Yataktan kalkamak istememe,Karamsarlık,Cinsel enerjide azalma,Çabuk sinirlenmebelirtileri arasında kabul edilebilir.Güneş ışınlarının daha az olduğu kış aylarında depresif duyguların daha fazla arttığı bilinir. Hatta depresyonda “ışık tedavisi” adında bir yöntem bile vardır. Özellikle İskandinav ülkeleri gibi kış aylarının çok yoğun geçtiği bölgelerde bu tedaviden yararlanılır.Sonbahar depresyonu en çok kimlerde görülüyor?Depresif duygu durumu, çökkünlük, kaygı ve endişe genellikle kadınlarda daha sık görülür. Bu nedenle sonbahar depresyonunun da kadınlarda daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz. Diğer taraftan daha önce depresyon tanısı almış kişilerde de bu dönemlerde depresyonun tekrarlama ihtimali artar. Özellikle karamsar, endişeli, özgüveni düşük kişiler bu dönemlerde daha fazla risk taşırlarYiyeceklerin de ruh halimiz üzerinde etkisi var mı?Beyaz şekerden uzak durmak gerekir. Kan şekerini hızla yükseltip düşürdükleri için halsizlik, yorgunluk hislerine neden olabilirler ya da artırabilirler. Bunun yerine şekeri doğal meyvelerden kullanmak daha iyidir. Tatlı, çikolata ve pastaların fazla tüketimi fayda sağlamaz. Diğer taraftan vitamin eksikliğine bağlı olarak da yorgunluk halsizlik hissedilebilir. Bunu gidermek için doğal ya da medikal vitaminler kullanılabilir.Sonuç itibarı ile çevremizdeki olaylar, kişiler, nesneler ve de her şey değişecektir. Bir döngünün içindeyiz. Önemli olan iç dünyamızı bu değişikliklere uymlu hale getirebilmek. Her değişiklikteki fırsatı, iyiliği, coşkuyu yakalayabilmek. Tatlı sonbahar dileklerimle……….
Reklam
Moral düzeltmenin 10 yolu..
Gazete okumayı çok sevmiyorum. Ne biliyim hoşuma gitmiyor. Her haberi özellikle yanımda biri varsa okumak zorundaymışım gibi hissediyorum. Bir de “edebiyatçı çocuk” tiplemeleri vardırya, nefret ederim onlardan. “Starbucksta kahvemi yudumlarken gazete keyfi yapıyorum.. sen napıyorsun bakiyimm” iğrençsiniz he.. Sonra dedim eski sevgiliyi düşünmekten başka yapılacak çok güzel şeyler olmalı. Laf aramızda bugünde hiç dışarı çıkasım yok böyle havalardan nefret ediyorum. Neyse, dedim kalk, bilgisayara otur, aç google’ı bildiğin gazeteleri yaz, oku. Al sana gazete. Ohh hem sayfa çevirme derdi yok, elim kokacak korkusu yok. Üşengeçliğin son raddelerindeyim sanırım.. Millet gider sabahları siyaset bölümünü ne bileyim işte ülkeyi ilgilendiren haberleri okur, bense ya teknoloji bölümünü okur “baba bana şu telefondan alsana yaaa” derim ya da “aa adriana lima mı o bakiyim versene bi” bölümlerini incelerim. Neyse açtım google’ı. Bildiğim tüm gazete adlarını yazdım. Başladım okumaya.  Bir sayfada “Moralinizi düzeltmenin 10 yolu” yazıyordu. Aha dedim benim için yazılmış bir haber.. Ben bunu okuyacağım ve o gerizekalıyı da unutacağım! Başladım okumaya..
Erkeklerin Eşlerine En Sık Söylediği 9 Yalan Nedir?
Erkekler bazen eşlerini ya da sevgililerini mutlu etmek, bazen bir olayı geçiştirmek ya da bazen sadece eşlerini kızdırmamak için yalana başvurabiliyor. Genellikle beyaz sayılabilecek nitelikte olsalar bile erkekler bu yalanlara sanıldığından daha sık başvurabiliyor. İşte erkeklerin sık söylediği yalanlar : 1- “Hayatımda gördüğüm en güzel kadın sensin!” En çok söylenen yalanlardan biri bu belki ama kesinlikle kötü niyet yok. Kendinizi iyi hissetmenizi istemesinin neyi kötü olabilir ki! 2- “Bu konuyu daha sonra tartışmak istiyorum” Bu yalan ?Aslında bu konuyu bir daha açılmamak üzere kapatmak istiyorum? olarak tercüme edilebilir. Büyük ihtimalle suçlu ya da haksız. Olayın derinlere gömülüp unutulmasını istediği çok açık. 3- “Yemeklerine bayılıyorum canım!” Onların damak tadını anneleri belirler. Ancak erkekler evlendikten sonra anne yemeklerine veda eder ve eşi harika bir aşçı değilse onun yaptığı yemekleri sevemez. Ancak eşini de kırmak istemediği için bu yalanı söylemek zorunda kalabilir. 4- “Başka bir kadına asla bakmam hayatım” ya da “Başka bir kadını asla düşünmem balım.” Erkekler tabiatın kendilerine verdiği bir misyon olarak her zaman diğer çekici dişileri hedeflerine alır. Bu sizi aldatacağı anlamına gelmez elbette ama çekici bir kadını uzun uzun izleyip, hayallere dalmadığını söyleyen erkeğin yalan söylediği kesin denilebilir. 5- “Hayır kilo almadın” ya da “Şişman görünmüyorsun” Eğer kilo fazlanız varsa ve bunu biliyorsanız eşinize bu konu hakkındaki fikrini sormayın. Vereceği yanıt yukarıdakilerden biri olacaktır.”?Evet 7 kilo kadar fazlan var” demesini beklemeyin. 6- “Toplantıdayım, seni arayacağım aşkım.” Saatine göre değişir ama bunu mesaiden sonra yaptığınız bir konuşmada söylüyorsa durumlar karışık demektir. 7- Telefonum sessizde kalmış “İki dakika rahat vermedin, ben de beynimi yeme diye açmadım”? demenin kibar hali olma ihtimali son derece yüksek! 8- “Çok üzgünüm” ? “Özür dilerim” Erkekler çoğu zaman sizi deliye çevirebilecek şeylerin kötü ya da suç olduğunu düşünmez. Bunlar onlar için gayet normaldir. Dolayısıyla yaptığı şeyin kötü olduğuna onu inandıramazsınız. Sonuç olarak, özür diliyorsa konuşmanızdan yılmıştır ve dırdırı bitirmek için üzgünmüş numarası yapıyordur. 9- “Nerdesin aşkım?” “Yoldayım aşkım” Aslında değil. Muhtemelen daha yola çıkmadı ya da yola çıktı ama yol üstündeki pub?da bira içiyor. Konum atmasını isteyin, göreceksiniz.Benefitdo.com
Reklam