Görüş Bildir
12 Maddede Geleceğin Süper Uzay Araçlarına Bir Ön Bakış
İkarus projesinin grafik mühendisi Adrian Mann, yıldızlararası yolculuk için gerekli olan uzay araçlarına dair bazı konsept çalışmaların çizimlerini yaptı.Güneş sistemimizin ötesine, uzayın derinliklerine yapılacak yolculuklar için, araçların nükleer güç ve anti-madde gücü gibi bazı itici mekanizmalara sahip olması bekleniyor. Bu beklentilere göre yapılan ilüstrasyon çalışmalarını Adrian Mann’ın gözünden görebilirsiniz.
14. !f İstanbul'un Programı Açıklandı
14. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nin programı açıklandı!Her sene olduğu gibi bu yıl da dopdolu bir programı sinefillerle buluşturmaya hazırlanan !f’in bu yılki sloganı “Kalbine Bak, Yerinde Mi?” olarak belirlenmişti. 42 ülkeden 115 filmin gösterileceği festivalin İstanbul ayağı 12 Şubat’ta, Ankara ve İzmir ayakları ise 26 Şubat’ta başlıyor.Tim Burton’ın Big Eyes‘ıyla açılışı yapacak !f’in tüm programına göz atmak için buraya tıklamanız yeterli.Bantmag
Facebook, 4.5 Milyon Kişiye İş İmkanı Sağladı
Dünyanın en büyük sosyal ağı Facebook, birçok kişiye de iş imkanı sağladı.Dünyanın en büyük sosyal ağı olan Facebook , milyonlarca kullanıcısının yanında 8 bin tane de çalışana sahip. Ancak görünüşe göre Facebook sadece 8 bin kişinin para kazanmasını sağlamıyor. Zira Deloitte tarafından yapılan araştırma bunu kanıtlıyor.Yeni yapılan araştırmaya göre, Facebook dünya çapında 4.5 milyon kişiye iş imkanı yarattı ve küresel ekonomiye ise 227 milyar dolar katkı sağladı. Ayrıca, Facebook'un 1.1 milyon ABD'liye iş imkanı sağladığını da belirtelim. Yani bu alanda ABD zirvede.Araştırmada, Facebook'un farklı bölgelerdeki insanları birbirlerine bağlayarak küresel ekonomide yeni fırsatlar yarattığı belirtilirken, Facebook'un analistlerinin ise yılda 118 bin dolar (270 bin TL) kazandığı söyleniyor.Teknokulis
Apple, Kore'de Rekor Kırdı
Samsung’un ülkesi Güney Kore’de Apple’ın iPhone 6 satışlarının itici gücü beraberinde rekor pazar payına ulaştığı açıklandı. İşte detaylar…Samsung , küresel anlamda en çok satış gerçekleştiren akıllı telefon şirketi konumunda. Pazarın büyük kısmını hakimiyeti altında tutmayı başarıyor. Buna karşın Apple ’ın yeni iPhone modelleri eşliğinde yarışa ayrı bir tat kattığı da yadsınamaz bir gerçek. Fiyat etiketleri ne kadar tartışılsa da iPhone 6 ve iPhone 6 Plus ’la önemli satış adetlerine ulaşan şirketin ayında, Güney Kore ’deki pazar payı kısa süre önce netleşti. Buna göre yüzde 33 gibi rekor bir paya ulaşıldığı görüldü.Apple adına bu net başarının arka planında yatan gerçekler arasında ilk sırada yeni iPhone modellerinin benimsenmesi var. Buna ek olarak iPhone 5 ve iPhone 5s ’ler için belli oranlarda indirime gidilmesi de etkili olmuşa benziyor.
Reklam
'Hala 450 Yıl Öncesini Yaşıyor Olmak Üzüyor'
Bülent Emin Yarar’ı kimileri Öğretmen Kemal olarak, kimileri de Reha Erdem filmleriyle hatırlıyor. Şimdilerdeyse Devlet Tiyatrosu’ndaki Hamlet ve Profesyonel oyunlarıyla ismi hafızalara kazınmış durumda. Her iki oyundaki performansıyla göz dolduran oyuncuyla buluştuk. Yarar, tiyatroya nasıl başladığını, oyunlarını, ailesini anlattı.Hamlet oyunuyla iki sezondur sahnelerdesiniz. Shakespeare’i ve eserlerini değişmez kılan ne?Shakespeare tarafından 450 yıl önce yazılmış metinde ne yazık ki hiçbir şey değişmeyen dünyanın resmini görüyoruz. Sadece Danimarka Krallığı’nın değil, dünyanın çürümüşlüğünün belki de. Shakespeare’in başta Hamlet olmak üzere tüm eserleri bugün yerini buluyor. Üstelik aynı güzellikte ve aynı samimiyette karşılığını buluyor. Shakespeare’in de tek arzusunun bu olduğunu biliyoruz.Türkiye’de Hamlet’i tek başına ilk kez oynayan sizmişsiniz…Daha önce Fransa’da tek kişiyle oynanmış ama Türkiye’de ilk olduğunu öğrendim ben de.Bütün karakterleri oynamak zor olmuyor mu?En son konservatuvarda, öğrencilik yıllarımda şöyle bir kafamı uzatmıştım Hamlet’e. Bu oyunu altı kişiyle yapabileceğimi düşündüm. Hatta kendime partner aramaya başladım. Oyunun dramaturjisi geliştikçe, metin oluştuktan sonra yönetmen Işıl Kasapoğlu aradı ve ‘Okuyorum, okuyorum tek kişilik okuyorum. Sen tek başına oynarsın.’ dedi. ‘Yapamam, hazırlıklarım tek kişilik değil.’ dedim. Çünkü bütün yaz boyunca sadece kendi metnime hazırlanmıştım ama nafile! Bu kez tek kişilik okumaya başladım metni, aradan zaman geçti, yazın sezon sonu bir araya geldik. Metni tek başıma okudum ve herkes ‘İşte oldu’ dedi. Tek kişilik oynamak zor olabilirdi ama ben Hamlet ile arkadaş oldum resmen. Bu işimi kolaylaştırdı. Böylece başlamış olduk Hamlet’e. Tabii en önemlisi prova dönemiydi. Korkular olsa da çok keyifli geçti.Hamlet’i Hamlet yapan şeylerden biri politika diyebilir miyiz?Hamlet’in hep mutlu bir çocuk olduğunu düşündüm. Her şeyden habersiz bir çocuk. Gülen, ağlayan, duyguları olan. Shakespeare’in diğer bütün karakterleri gibi. Saraydaki entrikalardan uzak duran Hamlet’i hep böyle hayal ettim. Ta ki babası ölüp de onun hayaletiyle karşılaşana kadar. Hesaplaşmaya ve yüzleşmeye başlar. Kendi hisleriyle kendi gözünden gördüğü bir yelpaze açılır. İşte Shakespeare öyle bir usta ki, bu küçücük hikâyeden ve böyle bir baba hayaletinden yola çıkarak günümüze kadar yaşanan bütün entrikaları, politikayı, aşkı, kini, nefreti, hareketsizliği hepsini çok büyük bir başarıyla yansıtır. Yani Hamlet babasının ölümüne kadar küçük bir çocukken, babası öldükten sonra her şeyi görmeye başlar. Politikayı da entrikayı da o zaman görür.Aslında her toplumda haksızlığa uğrayan Hamlet’ler, Claudius gibi entrikacı politikacılar, politikacıları alkışlayan Rosencrantz ve Guildenstern gibi çıkarcılar yok mu?Olmaz olur mu.. Her dönemde, her ülke ve toplumda böyle insanlar olmuş. Shakespeare zaten sadece bir oyun yazmamış. Kendi döneminin toplumunu, siyasi, sosyal yapısını anlatmış. Bugünleri yazmış aslında. Oyundaki kadınlara benzeyen kadınlar, benzeri düşünen babalar, iktidar sahipleri kendini görebilir oyunda. Eğer gerçekten bu oyun hayatın ta kendisi olmasa, izleyen ‘bu ben değilim’ der geçer. Tek başıma sahnede, bir saat 25 dakika boyunca bütün bu karakterleri oynarken, hiç sıkılmıyorum. Çünkü oyunu yaşıyorum.Profesyonel oyununun bu yıl beşinci sezonu. Sıkılmadınız mı aynı karakter ve metinden?Valla öyle sıkılma gibi bir durum olmuyor. Buna bir kere yazanın kalemi izin vermiyor. O kadar muazzam bir eser bırakmış ki Duşan Kovaçeviç. Günlük hayatımızda her gün değişen şeylere cevap veriyor. Dolayısıyla hayat ne kadar tazeyse, oyun da o kadar taze kalıyor. Ve yeni sezonda oyunu ilk kez izleyecek olan seyirciyi düşününce sıkılmaya fırsat kalmıyor.Profesyonel’de bir yazarla, emekli polisin hikâyesini anlatıyorsunuz. Sanatçılar, aydınlar sizce hâlâ fildişi kulelerinde gizleniyor mu?Sıradan insan ile entelektüel arasında bilinçli duvarlar örülmeye çalışılıyor. Ama sanat buna izin vermiyor. Bakın yıllar önce Shakespeare çıkmış, Çehov çıkmış. Bugün Haldun Dormen diye bir usta çıkmış ve çıkacak da. Bence aradaki duvar giderek kırılıyor, daha da kırılıp büyük kitlelere ulaşmalı. Ödenekli tiyatrolar çok önemli. Bana ‘Sen Profesyonel’e özel tiyatro açıp oynasaydın, şimdiye neler olurdu, neler!’ diyorlar. Ben işin o tarafında değilim. 5-6 liraya Türkiye’nin dört bir tarafına taşıyoruz oyunu. Bu benim için daha anlamlı. Sanat öyle bir şey ki, samimi bir iş ya da sanat sizi özgürleştirir, güzelleştirir, besler, birbirimizi anlamamızı, çoklu bakmamızı sağlar.Uzun yıllar çocuk oyunlarında oynamışsınız. Oyunculuğunuza nasıl katkıları oldu?Tiyatro bölümüne girmemiştim daha, o zamanlar başlamıştım. Opera, şan bölümündeydim. Bir müzikal çocuk oyununda başrol oynadım. Kendiliğinden oldu her şey, ben pek anlayamadım. Şimdi adını koyabiliyorum bunun. Samimi olduğunuzda, sadece oyun oynadığınız zaman değil, kendi çocuğunuza ya da bir başka çocuğa çocuk muamelesi yapmadığınızda, onu kandırmadığınızda ve ‘mış gibi’ yapmadığınızda, çocuğu da bir birey olarak gördüğünüzde onların gelişimine ne kadar büyük bir katkıda bulunabileceğimi gördüm. Çocuk oyunlarımda bunu yakaladım.Yeter ki hepimiz biraz daha özgür ve eşit alanlar bulalımSon dönemde sizi Onur Ünlü filmlerinde görsek de, genelde Reha Erdem filmleriyle hatırlanıyorsunuz. Var mı yeni bir film projeniz?Yeni bir film olacak ama Reha ya da Onur ile değil. Söylemek için erken olabilir çünkü yeni konuşuldu. İlk projesini yapacak genç bir arkadaşın filmi olacak.Şehir Tiyatroları’nda oynanan Cibali Karakolu oyunu, bir karakter sebebiyle sansürlendi. Oyunların sansürlenmesi yeni olan şeyler mi, hep var mıydı?Hep yaşandı bunlar. İşin üzen tarafı, hâlâ 450 yıl öncesini yaşıyor ve konuşuyor olmak. Niye bir arpa boyu yol gidememiş insanoğlu? Buna hayıflanıp durmak da yetmiyor bir süre sonra. İnsanın kendini daha iyi hissetmesi, çoğalması mümkün. Yeter ki hepimiz biraz daha özgür ve eşit alanlar bulalım. Bir gün daha özgür olacağımıza inanmasam burada, sahnede durmam.Özgürlüğün bu denli kısıtlandığı bir toplumdayız. Sanata etkisi nasıl oluyor?Sanat etkilenmiş ki, bu eserler çıkıyor ve yenileri de çıkacak. Böyle güzel eserler baskı dönemlerinde ortaya çıkar zaten. Mesela ‘Profesyonel’de 18 yıl boyunca bir polisin bir aydını, yazarı takip etmesine kimse şaşırmıyor. Çünkü bunlar oldu ve olmaya devam ediyor.Kızımın ve eşimin ikili dünyasını kıskanıyorumEşiniz Bennu Yıldırımlar da oyuncu. Magazin programlarında hiç boy göstermiyorsunuz!İkimiz de yoğun çalışıyor ve birbirimize vakit ayırıyoruz. 15 yaşında bir kızımız var Ada. Zaman iyi kullanınca o kadar bereketli ki, ‘Çok yoğunum, eşimi, kızımı, annemi görmeye vaktim yok.’ deme lüksüm yok.Kızınızla nasıl bir iletişiminiz var?Çocuk oyunları oynarken gördüğüm taktiği uyguluyorum. Taktik değil de, orada kavradığım şekilde iletişim kuruyorum Ada ile. Ada kendisini iyi biliyordu ve kendimizi anlatmak için ayrı bir çaba harcamadık. Çocuk olduğunun farkındaydı. Şimdi ise genç kız olduğunun farkında.Genelde kız çocukları babaya düşkün dense de, anneyle bir başka bağı vardır. Öyle mi sizde de?Mutlaka. Onların ikili ayrı bir dünyası var.Kıskanmıyor musunuz?Tabii kıskanıyorum. Öyle zamanlarda, hepimiz evde olmamıza rağmen ben tek başıma kalıyorum. (Gülüyor)Anne-babası oyuncu olanların çocuklara sorulan kaçınılmaz soru. Ne olacak Ada?O da aynı yolun yolcusu bence. Keşke oyuncu olsa. Mutlu olacağı alanı seçsin istiyorum, onun hayatı sonuçta. Bir ara keman eğitimi aldı. Ama şu aralar kafasında müzikal okumak var. Oyunlara gidiyor seyrediyor. Şarkılar söylüyor, film seyrediyor.Babamın beni sahnede görmesini çok isterdimSizin konsantre alanınız şu an tiyatro. Ama 23 yaşıma kadar bunu bilmiyordum diyorsunuz…Küçükken resim, müzik ve beden benim için en önemli ve en iyi olduğum derslerdi. Ne yazık ki itilip kakılmış derslerdi. Şimdi de aynı. Babam konservatuvar okumamı istemedi. Kendisi maden mühendisiydi. Hobi olarak enstrüman çalardı. Akordeon, mandolin, keman çok şamata bir adamdı. Babam isteseydi çok iyi bir tiyatrocu olurdu. Beni sahnede izlemesini çok isterdim. Ne yazık ki çok erken ayrıldı bu dünyadan.20 Dakika dizisinden sonra televizyonda görünmediniz…Geliyor bazı projeler. Geçen sezon Hamlet’e başladım diye kapattım dizi defterini. Bu sezonda film var. Televizyon çok yoruyor beni. İnsanlar görmek istiyor ama şartlar biraz daha iyi olsa keşke.Zaman
Tarihi Kayaköy'e Otel Projesine Tepki
Muğla'nın Fethiye İlçesi'nde, tarihi eski Rum kenti olan Kayaköy Mahallesi'nin bulunduğu Levissi bölgesinde 300 yataklı otel yapılmak isteniyor.Muğla'nın Fethiye İlçesi'nde, tarihi eski Rum kenti olan Kayaköy Mahallesi'nin bulunduğu Levissi bölgesinde 300 yataklı otel yapılmak istenmesi, bölge sakinleri ve çevrecileri ayağa kaldırdı. Tarihi evlerin kitle turizmine heba edilmeyecek uluslararası öneme sahip olduğunu söyleyen bölge sakinleri ve yaşam savunucuları, projeye karşı çıktı.1923 yılındaki mübadeleyle Rumların Yunanistan'a göç etmesinin ardından boşalan Fethiye'ye bağlı Kayaköy Mahallesi'ndeki tarihi taş evlerin bulunduğu 'Levissi' bölgesi, 92 yıldır hayalet kent görünümünde duruyor. Rumların göç etmesinden sonra tarihi evlerin bulunduğu alanın dışında yeni yerleşim alanları oluşurken, Levissi bölgesi ise yaklaşık 10 yıl önce Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından turizme açıldı.Yılda yaklaşık 70 bin turistin ziyaret ettiği tarihi taş evler, doğa olaylarının etkisiyle her yıl biraz daha yıpranırken, evlerde bugüne kadar herhangi bir restorasyon yapılmadı. Yapılan girişimler sonucu geçen yıl tarihi evlerin restore edilmesi gündeme geldi, ancak ortaya çıkan proje, mahalle sakinleri ve yaşam savunucularının tepkisini çekti.'300 YATAKLI OTEL PROJESİ'Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında 2013 yılında imzalanan protokol sonucu ortaya çıkan projeye göre, 'Doğal ve Arkeolojik SİT Alanı' niteliğindeki tarihi taş evlerin restore edilerek, 3'te birlik kısmının otel olarak kullanılması gündeme geldi. 20 yıldan uzun süredir imar sorunu yaşanan tarihi evlerin dışındaki bölgeye de kısmi inşaat serbestliği getiren projeye göre, geçen yıl Ekim ayında yapılan ihaleyi kazanan firma, tarihi köydeki evlerin restorasyonunu gerçekleştirecek ve 3'te birlik kısmını da 300 yataklı otel olarak kullanılacak şekilde düzenleyecek.İPTAL DAVASI AÇILDIİhaleyi hangi firmanın kazandığı henüz açıklanmazken, mahalle sakinleri ve yaşam savunucuları 'Kayaköy Savunması' adı altında toplanarak projenin durdurulması için harekete geçti. Gönüllü avukatlar geçen yıl Ekim ayı sonunda tahsisin iptali için Muğla İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Mahkeme sürerken, Kayaköy Savunması üyeleri ise dava kaybedilse bile tarihi evlerin otele dönüştürülmemesi için başlattıkları mücadeleye devam edeceklerini söylüyor. İmar yasağı nedeniyle yıllardır evlerine çivi dahi çakamayan, yeni ev yapılamadığı için gençlerini evlendirilemediklerinden yakınan mahalleliler ise tarihi evlerin otele dönüştürülecek olmasını şaşkınlıkla karşılıyor.'FAKİR YAŞAYALIM ANCAK BURASI BÖYLE KALSIN'Kayaköy sakinlerinden 44 yaşındaki Kamil Tekin, çocuk yaşlardan itibaren bölgedeki imar yasaklarıyla mücadele ettiklerini söyledi. Yıllarca bölgeye ev yapamadıklarını kaydeden Tekin, bölgenin bir anda imara açılmasının arkasında başka nedenler olduğunu kaydetti. Kayaköy'ün son yıllardaki gelişimiyle ranta açık hale geldiğini anlatan Tekin, 'Yıllarca imar yasağı nedeniyle ev yapamadık, cezalar yedik. Birden ne kültür kaldı, ne de tarih. Ömrümüzü imar yasağıyla mücadele ederek geçirdik. Ancak şimdi ortaya büyük bir rant çıktı. 300 yataklı otel projesine karşıyım. 'Birileri zengin olacak' diye böyle bir işe girişilmesi yanlış. Biz burada yine fakir yaşayalım, ancak burası böyle kalsın' dedi.'TUHAF GELİYOR'Turistlerin binlerce kilometre öteden buradaki tarihi dokuyu görmeye geldiğini anlatan Fatma Burgaz, kimsenin bölgede otel görmek istemeyeceğini kaydetti. Bölgede ev yaptırdığı için ceza yediğini belirten Burgaz, 'Biz yıllarca bu sorunlarla mücadele etmişken tarihi evlerin bulunduğu bölgenin bir anda imara açılması bize tuhaf geliyor. Kayaköy'e otel yapılacaksa bu halde kalmasından yanayız' diye konuştu.'İHTİYAÇ DUYULAN RESTORASYONDUR'Kayaköy Savunması ile birlikte hareket eden Gazeteci - Yazar Işık Taban ise Kayaköy'ün otele dönüştürülmesine karşı çıktıklarını vurguladı. 'Levissi' adıyla anılan Rum yerleşim bölgesinin geleceğine ilişkin kararları yakından takip ettiklerine işaret eden Taban, 'Tarihi dokunun yıllardır yaşadığı şekilde korunmasından yanayız. Kitle turizmiyle heba edilmeyecek kadar önemli bir yer Kayaköy. İhale sürecinde karşımıza çıkan proje kitle turizmine yönelik 300 yataklı otel projesi. Ancak burada ihtiyaç duyulan şey restorasyondur. Kitle turizmine yönelik bir işletmenin ne Kayaköy yaşayanına ne de uluslararası kültürel bir değerin yaşatılmasına hiçbir katkısı olmayacağına, aksine Kayaköy'ü sıradanlaştıracağına inanıyoruz' diye konuştu.Kayaköy Savunması'nın gönüllü avukatlarından Bora Sarıca da geçen yıl Ekim ayında projenin ihaleye çıkarıldığını, ancak ihaleyi alan şirketin milletvekillerinden dahi sır gibi saklandığını öne sürdü. Tahsisin iptaline yönelik dava açtıklarını hatırlatan Sarıca, Muğla İdare Mahkemesi'ndeki davanın devam ettiğini kaydetti.Muğla Valisi Amir Çiçek ise 2 gün önce Fethiyeli gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda Kayaköy'e ilişkin görüşlerini açıkladı. Vali Çiçek, Kayaköy'ün koruma amaçlı turizme açıldığını iddia ederek, Kayaköy'de otelciliğin binaların tarihi yapısı bozulmadan yapılacağını öne sürdü. Vali Çiçek, 'Yasak, kimse girmesin' zihniyetiyle hareket edildiği takdirde Fethiye ve Muğla'ya kötülük yapmış olacaklarını savundu. DHA
Reklam
Meryl Streep Tipi Sevgililerin En İyisi Olduğunun 16 Kanıtı
Meryl Streep sadece çok iyi bir aktris değil aynı zamanda kadınlar için çok iyi bir rol model. İşi, ailesi, özel hayatı ve kendisi arasında kurduğu mükemmel denge, hoşgörüsü, hanımefendiliği ile bir simge. Hal böyle olunca Meryl Streep tipi sevgililerin de 'sevgili aleminin' en iyi olması kaçınılmaz. İşte kanıtları.
Reklam
En İlginç 5 Psikolojik Hastalık
etiket
Psikolojik problemler en az fiziksel hastalıklar kadar önemli. Ruh sağlığının iyi olmaması bedensel problemlere de yol açıyor.  Sizin için psikolojide ender rastlanılan ama ilginç olan 5 psikolojik hastalığı derledik.
Reklam
Reklam
15 Yeni Örnek ile 3D Gözlük Gerektirmeden İzlenebilen Enfes 3D GIFler
GIF yani Graphic Interchange Format (Değişen Grafik Formatı) internetin uzun süredir yaygın olan trendlerinden biri. Ancak  ''gif'' lere yeni bir boyut katan şey yani ''Split-Depth Gifs'' denen olay ise, bu gif'lere derinlik katarak özel bir gözlük vs. kullanmadan görüntüye üç boyutlu bir hava katıyor.
İnsana Kendini Yumruklama İsteği Veren En Lanet 11 Fiziksel Ağrı Sızı
Bütün gün şen şakrak biçimde oradan oraya gezen siz değilmişsiniz gibi gece olduğunda bir anda gelir diş ağrısı. İlk dakikalarda “Eheh, bir şey yok ya, geçer şimdi” umudu zamanla “Allah Allah geçmiyo bu” umutsuzluğuna dönüşür. Ardından insan Rus Hükümeti’yle anlaşma yapıldığını, yeni doğalgaz hattının muhtemelen kendi dişinden geçeceği için oranın delinmekte olduğunu düşünür. Çözümü: Dişinizi kerpeten, pense, balyoz, şişe açacağı, artık ne bulursanız onunla çekiniz…
Reklam