Yumurta Endüstrisinin Ardında Yatan Gerçekler ve Civcivlere Yapılan Akıl Almaz İşkenceler
İnsanlar, dünyaya hükmetmiş durumda. Her geçen gün sayımız daha fazla artıyor ve en iyi sekilde yaşamamız için beslenme düzenimizi sağlamamız gerekiyor. Fakat doğa şu an bize yetebilecek durumda değil. Kendi kendimize bir şey yapma ihtiyacı hissediyoruz. Bu nedenle yeni çareler üretiyoruz. Besin ihtiyaçlarımızı karşılamak için özellikle hayvanları kullanıyoruz.
Peki bunu etik kurallar çerçevesinde meydana getirebiliyor muyuz?
Her yıl 305 milyon tavuk, yumurta endüstrisine katkıda bulunuyor. Ve bu canlılar 2 yıl boyunca kolaylıkla işkence diyebileceğimiz sürece maruz kalıyor. Tavukların hangi koşullarda bize hizmet ettiklerine gelin birlikte bakalım.
Dikkat: Vicdan içerir!
Bu hayvanların yaşantıları, başından itibaren bir sefalet haline geliyor.
Bir dişi bireyin yumurta üretmesi yaklaşık 34 saat sürüyor.
Bireyler, bu şekilde büyük bir kuluçka makinesinin içinde hayata gözlerini açıyor.
Herhangi bir şekilde anneleriyle bir araya gelmelerine izin verilmiyor.
Yumurtadan çıktıklarından bir süre sonra, dişi ve erkek bireyler birbirlerinden bu şekilde ayrılıyor.
Dişi bireyler bu endüstrinin bel kemiği haline gelip kafeslere gönderiliyor.
Erkek bireyler ise telef edilmek için ya çöp torbalarında bekletiliyor ya da öğütülüyor.
Hayatta kalan dişi bireylerin oldukça hassas olan gagaları, yanan sıcak bir bıçakla kesiliyor ve bunun öncesi-sonrasında herhangi bir ağrı kesici kullanılmıyor.
Buradaki amaç oldukça kalabalık şekilde bir arada bulunan tavukların birbirlerine zarar vermesini önlemek. Fakat ağrı dolasıyla yemek yiyemeyen birçok kuş ya enfeksiyon ya da açlık, susuzluk yüzünden telef oluyor.
Sayıları 5 ile 11 arasında değişen tavuklar, ''batarya'' kafeslerin içine konuluyor.
Bu kafeslerin içinde yaşamaya zorlanan tavuklar burada ya ayakta durabiliyor ya da çömelebiliyor. Bunun dışında herhangi bir harekette bulunamıyorlar.
Her ne kadar olası yaralanmalar için gagalarını kesmek gibi önlemler(!) alınsa da tavuklar birbirlerine zarar verebiliyor ya da stresten dolayı ölebiliyor.
Kafesler genellikle üst üste bulunuyor.
Bu da demek oluyor ki kuşların dışkıları diğer kafeslere rahatlıkla geçebiliyor. Enfeksiyona oldukça açık bir ortam değil mi? Zaten bu yüzden de birçok tavuk kafeslerinde ölüyor.
Hatta ölen tavuklar, kafeslerinden çıkarılmayıp yaşayan tavuklarla aynı ortamda çürümeye bırakılıyor.
2 senenin sonunda hayatta kalmayı başarmış tavuklar, artık yumurtlama görevlerinin bitmesinden ötürü kesilmek üzere mezbahaya gönderiliyor.
Mezbahaya gönderilen tavuklar, diğer tavukların kanlı görüntüleriyle karşılaşıyor.
Bir süre sonra onlara katılacaklarını bilmeden.
Sonunda baş aşağı duracak şekilde ayaklarından kelepçeleniyorlar.
Ve elektrik akımına maruz bırakılıyorlar.
En sonunda kafaları kesiliyor.
Mikroorganizmalarından arındırılmak üzere işlemlerden geçirilip tekrardan insanlığın(!) hizmetine sunuluyorlar.
UYARI: Bu vahşetin görüntülerini kaldıramayacağınızı düşünüyorsanız izlemeyin...
#1
#2
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
şimdi millet 1. bu içeriği hazırlayan arkadaşın bu konuda hiçbir bilgi sahibi olmadığını 3. fotografa açıklama olarak "Bireyler, bu şekilde büyük bir kulu... Devamını Gör
3. 8. söylendiği gibi tavukların gagası çok hassas değildir ve kesim işlemi sırasında yüksek sıcaklık koterizasyon görevi görmekte ve hayvanın ağrı duyması m... Devamını Gör
Veganlığı falan tartışmayacağım.Et yemek doğada olan bir şey.Ama bu zulmün doğada yeri yok
Senin gibi mallara kalsaydı mızrak ve ateş icat edilemezdi tabii.
İnsan ırkından daha da tiksinmek istiyorsanız ''earthlings'' belgeselini izleyebilirsiniz. Aynı şekilde et tüketmek de hayatta kalmak için bir şart değil, sa... Devamını Gör