Yükselişleri ve Düşüşleriyle 34 Yılı Deviren Meryem Uzerli'nin Aslan Burcuna Yakışır Hayatı
Meryem Uzerli dönemimizin en ünlü ve en çok kazanan oyuncularından biri olabilir; lakin onu gözümüzde farklı yapan şey başka... O aynı zamanda en sevilenlerden biri!
Çünkü...
Ateş gibi saçları, insanın içini ısıtan kocaman gülüşü ve tutkulu bakışlarıyla dimdik duran bu Aslan burcu kadını Meryem Uzerli, artık 34 yaşında!
Karşımızda o magazin programlarında gördüğümüz genç ve şaşkın genç kız yok artık... Aradan çok zaman geçti!
Uzerli, 34 yaşına girişini de işte böyle kutladı! Zaman zaman çöktüğü, zaman zaman da zirveye oynadığı ışıltılı hayatının her kadına ilham olabileceğini düşündük ve bu içeriği hazırladık!
Zira onun hikayesi de gayet "sıradan" başlıyor... Ne aşırı zengin bir aileye doğdu, ne de acılar dolu bir çocukluğu oldu...
Büyük hayalleri olan küçük bir kız çocuğuydu işte! Hedeflerini destekleyecek bir ailesinin olması tek zenginliğiydi. Kocaman maviş gözleri ve ahu gibi güzelliği de elbette ki görselliğe dayanan bu sektöre girerken bir avantajdı.
Lakin onu henüz 35'ine bile gelmeden, ünlü bir oyuncu, başarılı bir iş kadını, şirket ve marka sahibi, iyi bir anne yapan şey kendi savaşçı ruhu oldu.
Kolay elde edilmedi bu hayat.
Her sıradan kız çocuğu gibi hayata başlayan Meryem Uzerli, her kadının karşılaşabileceği zorluklarla karşılaştı ve savaştı. Kötü kalpli sevgililer, bedenini aşağılayan toplum, dedikoducu dostlar, ahlakçı ve iki yüzlü insanlar...
İşte bu yüzden, Meryem Uzerli'nin kısa hikayesinde aslında hepimizin kendimizden bir şeyler bulabileceğini ve ilham alabileceğini düşünüyoruz!
Hürrem Sultan olarak geldiğinde adeta televizyon ekranlarında bomba etkisi yaratmıştı.
Daha o zaman anlamıştık: Bu kadını çok sevecektik!
Zira dizinin çok sevilmesinin ve Türkiye sınırlarını aşmasının en büyük sebeplerinden biri de Meryem'in o müthiş oyunculuğuydu.
O mimikler, o tatlılık, o cadolozluk!
Hürrem karakterini öyle güzel işledi ki; adeta Türk kadınının alter egosunu tetikledi. Kötü bir karakteri ancak bu kadar sevimli bir hale getirebilirdi. Aşıklar olduk ona!
Lakin halk tarafından sevilse de, basın ona pek yumuşak davranmadı. Zira ana akım medya, genel olarak başarılı kadınları pek sevmez!
Fısssstık gibi görünen bu kadına ilk saldırılar görüntüsü üzerinden geldi; neymiş, Meryem Uzerli 'kiloluymuş!'
Detaylarını sonradan öğrenebileceğimiz ilişkisi ise tam anlamıyla duygusal istismar ile doluydu ve Uzerli'ye hiç ama hiç iyi gelmedi!
Kilo vermeniz gerektiğini söyleyen, sizi bir aksesuar gibi sırf 'ünlü' olduğunuz için yanında tutan bir sevgili düşünün... Uzerli'nin bunları fark etmesi biraz zaman aldı. Aşk işte! Gözü kör!
Üstüne bir de Türk dizi sektörünün vahşi çalışma şartları eklenince, Meryem Uzerli'nin çöküşü başladı. Medya yine merhamet göstermedi!
'Tükenmişlik Sendromu' tabirini lügatımıza kazandıran bu olay fazlasıyla ses getirdi. Zira Uzerli öyle bir noktaya gelmişti ki; ülkemizin ve Orta Doğu'nun en çok izlenen dizisini, anlaşma dahi dinlemeden, arkasını bakmadan terk etti.
Bu sırada her zamanki gibi dürüst ve samimi açıklamalarıyla, halkın sempatisini kazandı. Medya her ne kadar onu topa tutsa da; izleyiciler ona şifa dilemeyi tercih etti. Diziden ayrılmasıyla düşen reytingler de, ne kadar etkili bir isim olduğunu yeniden kanıtladı.
Ağır depresyon, manipülatif bir ilişki, peşinde sert bir paparazzi ordusu, terk ettiği dev dizi derken... Uzerli'den bir de hamilelik haberi geldi.
Evli değildi ve sevgilisi de bu çocuğu doğurmasını kesinlikle istemiyordu.
Bir kadın olarak düşünün; her şeyin üst üste geldiği ve hayatınızda artık geri dönüşü olmayan kararlar vereceğiniz bir noktadasınız...
Bu durumda Uzerli ne yaptı? Hayır... Akbabaların beklediği gibi düşmedi; elini taşın altına koydu ve bir şampiyon gibi kalbinin sesini dinledi.
Almanya'ya döndü, çocuğunu doğurdu, kendisini toparladı ve yaşamak istediği hayata tek başına sahip olmak için kolları sıvadı!
Önce minik Lara'yı bir başına doğurdu, büyüttü...
O çocuk nasıl da güzel, nasıl da mutlu bir çocuk oldu şimdi!
Sektöre geri döndü; filmler, diziler derken hayran kitlesini daha da genişletti. Orta Doğu'nun en ünlü isimlerinden biri haline geldi.
E sonuçta o bir Aslan!
Yine de durmadı; kendi kozmetik markasını oluşturdu! Şirketini kurdu ve yine Arap ülkelerinde çok başarılı satışlar yaptı.
Çalışmak her şeyin ilacıdır, kızlar!
Aşkın hayatta en önemli şey olmadığını gördü, gösterdi. Kadın dostlarına sımsıkı sarıldı, güç aldı!
Yaşasın kadın dayanışması!
Tıpkı bir Aslan gibi, kendisini sevdi. Çok sevdi. Özellikle; "olduğu gibi" sevdi.
Özsevgi hayat kurtarır!
Kimin ne dediğine kulak asmadan, zevklerini ön plana koydu; sevdiği kendisine çok iyi baktı.
Afiyetler olsun.
Çok gezdi! Kadın başına, aldı çocuğunu kucağına, adeta dünyayı talan etti!
Sık sık Arap ülkeleri ziyaretleri, Avrupa'da film festivalleri, Güney Amerika ülkelerindeki etkinlikler... Hepsine, çocuğunu da ihmal etmeden koşturdu.
Ve dünyanın kadınlara dayattığı her olumsuzluğu alt etmiş olarak yeniden sahneye çıktığında; geçmişin acılarına bile kahkahalarla gülerek nasıl da güçlü olduğunu gösterdi.
Sana bir kere daha hayran kaldık!
Meryem Uzerli, sen ben gibi bir kadın. Meryem Uzerli güçlü. İbret al!
İntiharın eşiğine geldiğini dahi itiraf eden Meryem Uzerli bu zor zamanları atlatıp, üstüne bir de böyle şahane bir hayat kurduysa, siz de zorlukları aşabilirsiniz.
Unutmayın, dünya sizin!
İyi ki doğdun Meryem Uzerli!
Yorum Yazın
ayy gına geldi şu kilo zırvalamasından. Herkes 45 kilo olamıyor işte. Herkes zayıf olsa pastaneler, fırınlar nasıl para kazanacak? Yiyin, ekonomiye can verin.
COK GUZEL VE SEMPATIK BI KADIN MEDYA YUZUNDEN ZATEN DIZILERI UTMUYOR YA SUANDA YOKSA ONU IZLEMEKTEN BUYUK KEYIF ALIYORUM.
içeriğin vermek istediği duygu çok güzel olmuş kadın dik durmalı hıcbır zman bir erkeğin kanadı altında olmamalı sadece kendıne guveneceksın üzülmek istemıyo... Devamını Gör