Yogaya Başladım, Vegan Oldum, Çevre Örgütlerine Katıldım, Sosyal Medyayı Bıraktım Ama Yine de Huzur Bulamadım!
En sonda söyleyeceğimi baştan belirteyim: Bütün bunları yapmadan huzura erişen ve her güne şükranla uyanan insanlar var, farkındayım ama o ben değilim. Gittiğim her yere kendimi de götürmesem, yaptığım her işe bizzat dahil olmasam belki huzurlu olabilirdim ama ne yazık ki imkanı yok…
Sakin, sessiz ve içine kapanık bir çocukluk geçirdim. İlk ve orta okul dönemlerimde de hep sessizdim. Ta ki liseye kadar…
Hayatımda her şey yolundaydı; liseyi başarıyla bitirdim, iyi bir üniversitede istediğim bölümü kazandım.
Şehir dışında, ailemden uzakta okuyordum. Tesadüfen bulduğum ev arkadaşımla iyi anlaşmıştık, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Zaten hazırlıktaydım ve her şey çok kolaydı. Sadece İngilizce bilmek yetiyordu. Bu yüzden ben de kalan zamanımı bol bol gezmeye, yiyip içmeye, kitap okumaya, yeni tanıştığım arkadaşlarımla birlikte olmaya ayırıyordum. Para açısından bir sorunum yoktu çünkü bir yandan da ufak tefek işler yapıyordum. Bir internet sitesi için yazı yazıyor, bazen market stantlarında çalışıyor, bazen de redaktörlük yapıyordum.
Bölüme geçtikten sonra da okulda çalışmaya başladım. Genel olarak her şey yolunda gibi görünüyorduysa da, içimde hep bir gariplik vardı.
Adını koyamadığım o gariplik beni huzursuz bir insan yapıyordu. Hiçbir yere sığamıyordum. Şimdilerde insanların anksiyete ya da panik atak dediği şeyler yaşıyordum ama psikolog ya da psikiyatra da görünmüyordum. Çocukluktan kalan bu halimin farkındaydım ve bununla yaşamaya çalışıyordum. Bir türlü olduramadığım noktada hayatıma bir adam girdi. Sakin bir insan olduğumun o da farkındaydı ama bu kadar içe kapanık birini beklemiyordu sanırım.
Mezun oldum, iş buldum, sevgilim vardı ve gerçekten her şey yolundaydı ama işte huzursuzdum. Eskilerin “tam dayaklık” dediği türden…
Çareler aramaya başladım ve çevremdeki insanların ne yaptığına bakmaya karar verdim. Ne oluyordu da insanlar bu kadar mutlu oluyordu acaba? Neden huzursuzluk onların peşine düşmüyordu? Bunların yanıtını aramaya en yakın çevremden başladım. Arkadaşlarımı gözlemledim, aileme baktım, iş arkadaşlarımı yokladım ve ilk çözüm olarak yogaya başlamaya karar verdim.
İlk yoga dersim müthişti, her ne kadar o felsefeye tam giremesem de vücudum inanılmaz rahatlamıştı; yeniden doğmuştum.
Yoga için uygundum; hem esnek hem de kuvvetliydim. Akış içinde bütün pozlara hakim olabiliyordum. Vücudumu doğru yönetmeyi kısa zamanda öğrenmiştim ama işte o huzursuzluk yine de içimdeydi. Meditasyon denemelerimin hepsi başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Kendi kendime kalamıyordum bir türlü, kalmayı istemiyordum. Ve yeniden etrafıma bakmaya karar verdim. Yogadan bütün arkadaşlarım beslenmelerine dikkat ediyordu. Çöp beslenmesem bile kaçamaklarım ve vücudumu dinlemediğim zamanlar oluyordu. Bu alana yönelmeye karar verdim, kendimi terbiye edecektim.
Ve vegan oldum. Şimdi veganlar kızacaklar; bunun siyasi de bir tarafı var, farkındayım ama ben henüz oraya gelmemiştim. Sadece iç huzurumu arıyordum.
Araştırdım, her şeyi ayarladım, sevgilimi bile örgütledim; bana karışmasını istemiyordum. Artık hayvansal bütün gıdalardan uzak duruyordum. Vücudumun rahatladığını, bağırsaklarımın ferahladığını, mecazen de olsa “pembe” kakalar yapmaya başladığımı fark ettim. Her şeyi kontrol etmek elbette ki çok zordu, hatta biraz kilo da almıştım tokluk hissinin peşinde ama yine de iyiydim. Ta ki artık bu otomatik bir şeye dönüşünceye kadar… Hayatımın normali haline geldiği anda huzursuzluk kapıma dayandı. Kafamda yeni bir şeyler düşünmediğim için o girdaba yeniden kapıldım.
Yeni arayışlarım beni çevre örgütlerine itti. Kendimi bir yerlere zincirleyecek kadar içine girmedim ama eylemlerde ön sıralardaydım.
Özellikle söz konusu hayvanlarsa… Ama bu daha da büyük huzursuzluk getirdi. Paranoyaklaştım; herkesin bana zarar verdiğini, dünyamınızın çok kısa sürede yok olacağını düşünmeye başladım. Arkama bakmadan kaçamıyordum da, sorumluluk hissi ağır basıyordu. Ben de sosyal medyadan uzak kalmaya karar verdim. Hayvana şiddet, ormanların yakılması, sahillerin peşkeş çekilmesi… Artık aklınıza ne gelirse… Her şeyi sosyal medyadan duyduğumu fark ettim anda bıraktım.
Ama sosyal medyayı bırakmak da çare olmamıştı, çünkü takip etmek zorunda olduğum şeyler vardı ve o sorumluluk beni yeniden kısır döngüye itti.
Yine yeni bir şey arayışına girecektim ve yine bir şey bulacaktım ama sonra yeniden huzursuzluğum ardıma düşecekti. Çok yoruldum, çok sıkıldım, çok bunaldım. Kendimi götürdüğüm her yerde huzursuzdum. Ben nerede değilsem, orada iyi olacaktım ama imkanı yoktu elbette.
En sonunda, hiç beklemediğim anda gelen sürpriz bir teklifin ardından evlendim. Hayatıma elbette bir renk geldi.
Yeni ev, yeni eşyalar, yeni insanlar… Sevgilimle birlikte yaşıyor gibiydik ama evlenmek farklıydı. Sorumluluklarımız olacaktı, bu da beni çok heyecanlandırıyordu. Evet, beklediğiniz cevabı vereyim; her şey bittiğinde yine iç sıkıntısı gelmişti. İç sesim “bebeeeek” diye bağırıyordu ama hiçbir şekilde hazır değildim. Hâlâ da değilim. Huzursuzluğum yine benimle…
Belki benim gibi olanlar vardır diye soruyorum: Siz ne yapıyorsunuz? O huzursuzluğu, iç sıkıntısını nasıl atıyorsunuz üstünüzden? Tek çözüm terapi demeyin lütfen…
Yorum Yazın
şimdi sıra namaz kılmakta bide onu dene bulamazsan kardeş bırak huzur seni bulur :D
Hangi dine inanıyorsan dinine yapıl derim ben bir Müslüman olarak kendimi dine vermekte huzur buluyorum ama bu sadece oturup namaz kılıp kuran okumak falan d... Devamını Gör
ben de umarim sen cozum bulmussundur diye bir umut okudum. hiperaktivite gibi bir sey bu, yeni seyler isteme ve tuketme. sonra yine sikilma. ben her 3 ayda ... Devamını Gör
Harika ve bunu nasıl yapabiliyorsun?