Öte yandan Bayraktar, Türkiye’nin tüketimde ihtiyaç duyduğu buğday ve arpayı, çiftçiye verilecek desteklerle rahatlıkla üretebileceğini vurguladı.
Bayraktar ayrıca, girdi maliyetlerindeki artışlara da dikkat çekti.
“Gübre fiyatları çeşitlerine göre bir önceki aya göre yüzde 8-9 gerilese de, 2021 Ocak’a göre son bir yılda, amonyum sülfat gübresi yüzde 508, üre gübresi yüzde 314, CAN gübresi yüzde 300 oranında arttı” dedi.
Çiftçinin bu ay üst gübreleme yapması gerektiğini ancak gübre fiyatlarının aşırı yüksekliği nedeniyle üreticinin yeterli ölçüde gübre kullanamayacağını anlatan Bayraktar, “İlkbaharla birlikte yazlık ekim yapacak olan üreticilerimiz de yüksek fiyatlardan olumsuz yönde etkilenecektir” diye konuştu.
Bu durumun gıda enflasyonu tetikleyeceğinin altını çizen Bayraktar, şöyle devam etti:
“Yeterince gübre kullanamayacak üreticilerimiz ürününde verim ve kalite kaybı yaşayacaktır. Bu durum yurtiçi ürün fiyatlarını artırırken, tüketimin karşılanabilmesi için dünya fiyatlarının yüksek olduğu bu dönemde ülkemizi daha fazla tarımsal ürün ithalatına mecbur bırakacaktır. Yüksek fiyattan yapılan ithalat ve yurtiçi ürün fiyatlarının artması da zaten yüksek seyreden gıda enflasyonunu daha da artıracaktır.
Bu yıl tarımsal üretimdeki sorunlar giderilemezse çok daha yüksek gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalabiliriz. Ülkemizde hanehalkının gelirinin yaklaşık yüzde 50’si gıdaya harcanıyor. Bu durum gıda enflasyonunun halkımızı nasıl etkilediğini, beslenme alışkanlıklarını nasıl değiştirdiğini açıkça gösteriyor.
FAO'nun gıda fiyatları endeksi ve tahminleri bu yılda uluslararası piyasalarda istikrarın çok mümkün olmadığını gösteriyor. Ülkemizde üretimden kaynaklı gıda eksikliğinin ithalatla karşılanması çok daha pahalı olacaktır. Bunu önlemek için ne gerekiyorsa yapmalı ve bütün imkanlar zorlanmalıdır. Ülkemizde ekilmedik arazi bırakılmamalı, üreticiye yeterli destekler hızlı bir şekilde ulaştırılmalıdır. Gıda enflasyonunu önlemek için üretimi artırmaktan başka çaremiz yoktur.”
Yorum Yazın