Türkler Gerçekten de 16 Devlet kurdular mı?
Türkler tarih boyunca çok geniş coğrafyalarda yaşadılar, buralarda devletler kurdular. Hiç şüphesiz, bu devletlerin sayısı on altı değildir. Beylikleri de devlet kabul edecek olursak bu sayı yüzün üzerine çıkar. Aslında bu bakış açısı da sorunlu, bir bakış açısıdır. Pek çok tarihçiye göre, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye, ayrı devletler değil, aynı devletlerdir. Karahanlılar olarak bildiğimiz, Türk Kağanlığı'nın, kendisini, Göktürklerin devamı olarak görmesi gibi örnekler de bu görüşü destekler. Nihal Atsız, konumuz ile ilgili, bir yazısında şunları yazar:
'Türk tarihi bir bütündür. Devlet denilen nesneler ayrı hükümdarlar, hanedanlardır. Böyle olunca 16 Türk devleti masalı kendiliğinden yıkılır ve birbirinin devamı olan hanedanlarla Türk tarihindeki birlik karşımızda parıldar.
Türk tarihinin devletler adı altında parçalara bölünmesinin millî psikoloji üzerindeki yıkıcı tesirini kimse düşünmüyor. Mazideki millî devamlılığa inanmayan kimsenin bugünkü millî devamlılıktan da ümitsiz olacağı hesaba katılmıyor. Halbuki biraz mantık ve anlayış sahibi olanlar Türk tarihinin aralıksız bir bütün olduğunu kendiliğinden kavrayabilir.
Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmemiştir. Osmanlı İmparatorluğu`nun devamıdır. Osmanlı İmparatorluğu, İlhanlı Devleti”nin uç beyliğinden doğmuştur; demek ki onun devamıdır. İlhanlı Devleti Anadoludaki Selçuklu devletinin devamıdır. Anadoludaki Selçuklu devleti ile Batı Türkistan ve İrandaki Harzemşahlar devleti Büyük Selçuklu Devletinin devamıdır. Büyük Selçuklu devleti Karahanlıların, Karahanlılar Uygurlar`ın, Uygurlar Gök Türkler`in, Gök Türkler Aparların, Aparlar Siyenpelerin, Siyenpiler Kunların devamıdır.
Bu devamlar kesintisiz, aralıksız bir tarihin kadrosudur. Yani biz, biri yıkılıp biri kurulan ayrı ayrı devletlerin değil, bir bütün halinde sürüp gelen bir devletin milletiyiz.
Bazen aynı zamanda birkaç hanedanın birden bulunup Türkeli”nin ayrı bölgelerinde hakimiyet kurması ve hatta bunların birbiriyle çarpışması bu kaidenin bozulduğunu göstermez. Bu durum Türk siyasî hakimiyet nazariyesinin, merkeziyetçi olmayan devlet telâkkisinin icabından başka bir şey değildir. Çünkü, hiç olmazsa nazarî halde bile, bu hanedanlardan bir tanesi ötekiler üzerinde hâkimiyete maliktir.
Buna rağmen bazen Türk tarihinde siyasî bütünlüğün parçalandığı olmamış değildir. Bunlar her milletin tarihinde görülen fetret zamanlarıdır. Bizim tarihimizin son zamanlarında Istanbul”da ve Ankara`da iki ayrı hükûmetin bulunması bunun tipik bir örneğidir. Tarihî gerçek budur. İlkokuldan üniversiteye kadar tarihin böyle okutulması, böyle gösterilmesi lâzımdır. Türkler”in kafasında bir tarih birliği, tek devlet şuuru bulunmalıdır. Fakat bu şuurun yerleşmesi için önce Milli Eğitim Bakanlığı”nda, onun Talim ve Terbiye Kurulu”nda bu şuurun bulunması icap eder.'
Yorum Yazın