TRT Seçim Konuşmasında "TRT'yi de Satacağını" Söyleyen Eski LDP Genel Başkanı Besim Tibuk Kimdir Anlatıyoruz!
Eski Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Besim Tibuk, belirli aralıklarla gündem olmaya devam ediyor. Bu kez, bir canlı yayında söylediği sözler nedeniyle Tibuk'un hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Türkiye siyasi tarihinin ilginç kişiliklerinden biri olan TRT seçim konuşmasında 'TRT'yi de satacağını' söylemiş olan eski LDP Genel Başkanı Besim Tibuk kimdir biraz yakından bakalım.
Besim Tibuk belirli aralıklarla Türkiye'nin en çok gündem olan isimlerinden biri. Kimisi onu iş insanı kimliğiyle, kimisiyse Türkiye liberal camiasındaki varoluşuyla tanıyor.
1945 yılında Rize'de doğan Besim Tibuk, 1963'te burs ile ABD'ye gidip orada lise öğrenimi görüyor. Muhtemelen kendisini sıkı bir ABD hayranı yapan günler, o zaman başlıyor. Ve o günler eğitim yaşantısında yeni bir sayfa açmakla beraber siyasi düşünce yapısını da kökünden değiştiriyor belki de.
Sonrasında geri Türkiye'ye dönerek Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde eğitim görüyor.
Bugün Besim Tibuk dendiğinde aklımıza iki şey geliyor. İlki Liberal Demokrat Parti!
Besim Tibuk siyasi hayatına Demokrat Parti'nin yeniden kuruluşunda görev alarak başlamış ve partide bir süre İstanbul il başkanlığı yapmıştı.
Sonrasında Demokrat Parti'den ayrılan Tibuk, 1994 yılında Liberal Parti'yi kurdu ve kısa bir süre sonra bu parti Liberal Demokrat Parti adını aldı. Ve Besim Tibuk adını sıkça duyduğumuz bir isme dönüştü.
Halihazırda Besim Tibuk'u tanıyanlar dahi aktif siyasi kariyeri süresince bambaşka bir Besim Tibuk'la tanıştılar. Gerek katıldığı programlardaki sıra dışı yorum ve yaklaşımlarıyla Türkiye siyasi tarihinin pek de alışkın olmadığı figürlerden biriydi Besim Tibuk.
Ve ne zaman, ne söyleyeceği pek de belli olmayan bir isimdi. Belki de bu yüzdendir ki zaman içerisinde 'asabı bozuk adam' lakabını aldı. Bu lakap aslen kendisinin bir röportajda partisi için söyledi bir sözdü; LDP'yi kuran kişilerin 'asabının bozuk olduğunu' belirtiyordu.
Besim Tibuk aktif siyasi kariyerinde hemen hemen tüm konulara dahil oluyor; başkanlık sisteminden ekonomik duruma kadar her şeyi eleştiriyor ve enteresan çözüm önerileri sunuyordu.
Ve hatta kendisinin kariyerini yakından takip edenlerin de bileceği üzere 2000'lere yaklaşırken kafayı taktığı meselelerden biri ofsayt ve kalelerin büyütülmesiydi.
Besim Tibuk o yıllarda FIFA eski başkanı olan João Havelange'e mektup yazarak ofsaytın kaldırılmasını ve kalelerin büyütülmesini önermişti.
Tibuk'a göre futbol bir zevk oyunuydu ve gol atılmadığı sürece bu oyundan bir zevk almak mümkün değildi. O, golün önündeki engel olarak ofsaytı görüyor ve bu kuralın kesinlikle kaldırılması gerektiğini düşünüyordu.
Bir de kaleler vardı! Futbol icat edildiğinden bu yana insanların boyunun ortalama 20 santim uzadığını ama kalelerin boylarının aynı kaldığını söylüyordu Tibuk. Kaleler de acilen büyümeliydi!
Ne zaman ne söyleyeceği belli olmayan bu adam, TRT seçim konuşmasında söyledikleriyle ise kesinlikle hafızalarda yerini aldı. Tibuk konuşmasında, seçim vaadi olarak ne varsa satacağını ve hatta buna TRT'nin de dahil olduğunu söylüyordu.
Besim Tibuk deyince aklımıza ilk gelenin LDP olduğunu söyledik. Sırada elbette ikinci madde yani Net Holding var.
1964 yılında turizm sektörüne giren Besim Tibuk kısa süre içerisinde sektörde yükselmeye başladı ve sonrasında Net Holding'in birçok çalışanını örgütleyerek Net Turizm'i kurdu. Net Turizm'in başlangıcıyla bu ad daha büyük bir marka olma yolunda adımlarını atarak yıllar içerisinde tarifsiz bir büyüme gösterdi.
Her ne kadar, 1980 sonrası ülkenin genel olarak girdiği mali krizden etkilenenlerden biri de olsa, elbette bu etkilenme sıradan insanın yaşadığının yanında pek de bir şey değildi. Krizi Netbank'ı elinden çıkararak atlatan bu grup, yaşantısına elindeki oteller zinciriyle devam etti.
Besim Tibuk'un tam olarak 8 yıl süren, birçok ilginç miting ve seçim konuşmasına ev sahipliği yapan siyasi kariyeri 2002 seçimlerinde partisinin aldığı sonuçla sonlandı. Ve Tibuk LDP'den istifa etti.
Politikası her daim patronu ve sermayeyi korumak, yüceltmek üzerine olan Tibuk'un partisi 2002 seçimlerinde kendisine büyük bir hayal kırıklığı getirmişti. Partisinin aldığı sonucun kabul edilemez olduğunu belirten Tibuk, 27 Kasım 2002'de 'Partiler sadece programlarıyla değil, liderleriyle de halka umut olmalıdır. Biz bunu başaramadık.' sözleriyle istifasını vererek siyasi kariyerini sonlandırdı.
Siyasi kariyerinin bitişi sonrasında Kıbrıs'a taşınan Tibuk elbette, bir şekilde gündem olmaya devam ediyordu. Kıbrıs'ta otelleri de olan Tibuk, otellerdeki kumarhanelerin büyük bir kazanç kaynağı olduğunu belirtiyor...
Ve Türkiye'deki kumarhane eksikliğinden yakınıyor; bunun turizmimizin kalkınması için ne denli önemli rol oynadığından söz ediyordu. Kısacası kumarhaneleri açın da gelen turist de, halk da biraz eğlensin diyordu sık sık.
LDP'nin ilk kuruluş günlerinden bu yana ülkemizin en enteresan figürlerinden biri haline gelen Tibuk, Cem Yılmaz'ın Arif v 216 filmindeki karakterlerden birine esin kaynağı oldu.
Filmde Zafer Algöz'ün hayat verdiği Besim Toker karakteri Besim Tibuk ve Cem Toker'in bir karışımı olarak seyirci karşısına çıkmıştı. Filminde karakteri üzerinden liberalizm göndermesi ve eleştirisi yapan Cem Yılmaz'ın Besim Toker karakteri dış görünüş itibarıyla Besim Tibuk'a benzerliğiyle de dikkat çekmişti.
Mayıs ayında katıldığı bir canlı yayında Covid-19 meselesi üzerinden "Biz Bize Yeteriz" kampanyasını eleştiren Tibuk'un hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu.
Birçoğumuzun 1994 yılından bu yana yakından tanıdığı Besim Tibuk daha uzun yıllar bu ülkenin gündeminde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Yorum Yazın