Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Trabzonspor - Galatasaray Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı
Golü biliyor, futbolu bilmiyor! - Uğur Meleke
Trabzonspor bu yıl sadece iyi oyuncular değil saygıdeğer sporcular transfer etmiş. Cavanda, Mbia, Okay, N’Doye sadece iyi oyuncular değil aynı zamanda iyi profesyoneller. O yüzden de dün ilk 11’inde (gidip dönen Mustafa dahil) 7 yenisi olan Trabzonspor, 40 yıldır birlikte oynuyormuşçasına tutarlı bir grup görüntüsü çizdi. Stoperlerin önündeki Cavanda-Mbia-Constant bloğu, ikinci bölgede ligin en iyi üçlüsü. Genç teknik adam Şota da formayı adaletli dağıtınca, keyifli bir Trabzonspor çıktı ortaya. Skora çok aldanmamak gerek, bu takımın geleceği parlak, dün gece de tek eksikleri goldü zaten.
Kendi düşen ağlamaz! - Cemal Ersen
Şota Arvaladze elindeki kadroya güvenip, “Dışarıdaki maçları bana bırakın, taraftar içeridekileri alsın yeter” demişti. Trabzonspor’da futbol kariyerinin zirve yaptığı günlerde, coşkulu kalabalıkların katkısını en iyi bilenlerden biri olan Gürcü hoca, bu söylemi ile tribünleri motive etmeye çalışmıştı kuşkusuz... Onlar da mesajı doğru okumuş ve uzun süredir görmeye alışmadığımız bir taraftar desteği ortaya çıkmıştı Avni Aker’de...
Lakin Şota da biliyordu, bu devirde mücadele etmeden, fırsatları değerlendirmeden, az hata yapıp, savunmada önlemini almadan maç kazanılmayacağını... Hele karşında, sıkıntılı bir süreçten geçse de, Galatasaray gibi bir rakip varsa, bir kat daha dikkatli ve özenli olmak gerektiğini de hakeza!
En iyisini yaptı - Mehmet Demirkol
Erkan’ın boş kaleye yuvarlayamadığı poziyon dışında Trabzonspor’un poziyonları olsa da net, Muslera’yı kahraman yapacak bir iş yok. Galatasaray’ın bu jenerasyonunu var eden orta saha tandeminden kimse yokken bunun olması Hamza Hoca’ya bir şeyler anlatıyor olmalı. Orta sahayı ayakta tutmak için savunmayı bozmaya gerek yok. Ayrıca Rodriguez de çehresinin söylediği kadar yumuşak bir orta saha oyuncusu değil. Doğru görevlendirmeler ve stratejiyle eldeki orta sahalarla bir direnç oluşturmak mümkün. Şota Arveladze için de dersler var. Marin-Cardozo ikilisi, doğru kanat ikilileriyle rakip savunma için yeterinden fazla bir çekince yaratır. Önde merkezde Cardozo, arkasında Marin’in olduğu bir hücum ekibi rakip savunmayı kanatları ve ön liberolarıyla birlikte çıkmamaya ikna etmek için yeterlidir. N’Doye hareketliliği ve deparlarıyla kağıt üstünde etkili olsa da ‘ben bu işi bitiririm’ mesajını ne takımı ve taraftarına, ve asıl önemlisi ne de rakibe verebiliyor. En azından şimdilik.
Bir karambol = bir nebze nefes - Ali Ece
13. dakikada Galatasaray (Sneijder kullansaydı) tehlikeli olabilecek yerden frikik kazanmadan önce sahada adeta “pas hatası yarışması” vardı. Bu maç öncesini baz alırsak lige daha formda başlayan ev sahibi Trabzon, ilk 15 dakikada % 70 oranında bile isabetli pas yapamamanın sıkıntısını yaşadı.
Beşiktaş maçında tek topta çok iyi kontralar geliştiren bordo-mavililer, bu kez maçın başında doğru bir tek pasla çok net gol pozisyonuna dönüşecek kontratak fırsatını adeta kramponlarının tersiyle ittiler. O pozisyonda gözler ister istemez ilk 4 haftada Trabzon’un en etkili kontra silahı olan Yusuf’u aradı.
Düşük tempo zaferi - Serdar Ali Çelikler
Yıllar önce Zico’ya “Takımınız neden temposuz oynuyor?” diye sormuştum.
Kendisi, “Takımım tempo yapamaz. Oyuncu yapısı buna uygun değil. Biz sadece beklerle tempo ayarlarız geri kalan oyuncularımla pas takımı olabiliriz” demişti.
Melo gittikten sonra oluşan boşluk çok büyük. Ve bu büyük boşluk başka bir oyuncunun ikamesi ile kapanmaz. İşte Hamzaoğlu, bu büyük hatayı yaptı ve Hakan Balta’yı buraya monte etmeyi düşündü ve çok tartışıldı.
Trabzonspor ligin en iyi savunma yapan takımlarından. Mustafa Yumlu hariç bireysel olarak tüm savunmacıları iyi. Okay ve MBia ile de 4’lü hattı iyice kapatıyor. Ama Trabzon’un en büyük zaafı hücumda üretim yeterliliğiydi. Yeterince pozisyon üretemiyorlar ki kazanılan 3 puanlara bakıldığında net olarak gözüküyor bu durum.
Birkaç iyi adam! - Levent Tüzemen
Hamza Hamzaoğlu'nun 4'üncü yıldızı takan ve üç kupa alan 'Teknik adam' olmasına rağmen transferler konusunda 'Bizim evlat' baskısı yüzünden masaya yumruğunu vurmaması bu sezon hem Galatasaray'ın hem kendisinin başını çok ağrıtacak gibi görünüyor. Çünkü eldeki kadro şampiyon kadrodan kalite ve güç kaybetti.
5 yeni oyuncu Bilal, Rodriguez, Carole, Podolski ve Denayer, 4 yılda üç şampiyonluk kazanan Galatasaray'ın en büyük silahı 'takım ruhuna' tam katkı sağlayamaz. Çünkü bu oyuncular sezon başından bu yana ilk kez yan yana oynuyorlar.
Denayer hariç, Carole, Rodriguez iyi niyetli ama sıradan yapacakları sınırlı oyuncular. Podolski de 'Yıldız' apoletine rağmen sorumluluk almadan oynuyor..
İstatistik kırıldı - Mustafa Sapmaz
İkinci devrenin ilk çeyreğini saymazsak evsahibi Trabzonspor oyunun hakimi değildi. Bir deplasman takımı olarak Galatasaray topu ayağında iyi denebilecek seviyede tutu. Bordo-Mavili’ler top kendilerindeyken etkili oynayarak net pozisyonları yaratan taraftı. Bu bölümde Galatasaray da onlar kadar şut denedi. Devre bitiğinde Trabzon’un beş şutuna karşı, beş şut atmışlardı. Ancak isabetlerde Trabzonspor 3-1 öndeydi. İşte Galatasaray’ın bu sezon 1979-80 sezonundan bu yana en kötü lig başlangıcı (ilk dört hafta itibariyle) yapmasının temel sebebi de bu.
Şota maçı değiştirdi - Rıdvan Dilmen
Galatasaray bu maçta resmen altın buldu, 3 puan değil... Hamza hocayı maçtan önce dinlediğimde demoralize olduğunu görmüştüm. 'Kötü sonuçlardan önce de kulübümün üzerine oyunlar oynanıyordu' dedi. Onu baskı altında gördüm. Maça gelirsek, oyuncular için zor bir zemindi. Çimin altındaki çamur oyuncuların adalelerini iyice yıpratır. Hücumda Trabzonspor ağırlıklı ama Galatasaray'ın da yürekli olduğu bir maç izledik. Orta sahada maç boyu garip boşluklar vardı. Melo gitmiş Inter'e, Selçuk cezalı, ortadaki oyuncuların Bilal ile Jose ilk kez bir arada oynuyor. Denayer yeni sağ bek, Carole da solda yeni sayılır. Zor bir durum...
Net penaltıyı vermedi! - Erman Toroğlu
Trabzonspor lehine bir pozisyon var, net penaltı... Ama Cüneyt Çakır'ın önünde olmasına rağmen 'ses' yok!
Maçın geneline bakıyorsunuz; pozisyon olarak da oyun olarak da Trabzonspor galibiyete daha yakın gözüküyor. Ama İstanbul'un üç büyüğü ile oynarken 'iyi oynamak' yetmiyor. Her an dikkatli olacaksın. Bir pozisyon yakalarlar, golü yaparlar. Puanları alır giderler. Bir de hakem faktörü var tabii.
Mesela Trabzonspor'un lehine bir pozisyon var; net bir penaltı! Ama Cüneyt Çakır'ın önünde olmasına rağmen 'Ses' yok! Hakem Cüneyt Çakır oldu mu Türkiye'deki maçlarda bu hakemin kafasında bazı şeyler dolaşıyor. Ya rahat değil, ya bir şeyler düşünüyor! Duruma göre karar veriyor, pozisyona göre değil!
Büyük ikramiye - Hakan Can
Daha iyi oynayan kaybetti, oynayamayan kazandı! Oyunda öyle küçük detaylar var ki; o detaylarda hata yapan kaybediyor. Erkan mesela, Marin’in pasında gözü kapalı gol yapabileceği pozisyonda topu üst direğe nişanladı. Cüneyt Çakır mesela...
Normalde, Erkan’ın ortasında Denayer’in elinden dönen topa penaltı çalardı, çalmadı. 2 topu direkten dönen, çok sayıda pozisyon kullanamayan Trabzonspor için kırılma anı Onur’un hatasıydı. Onur, herhangi bir kalecinin tutabileceği topu yumruklamaya kalktı, ıskaladı, Mbia’ya çarpan top Galatasaray’ın galibiyet golü olarak ağlara takıldı. 75 dakika kötü oynayan Galatasaray Trabzonspor’a golü attıktan sonra 3’ü 4’ü bulacakları fırsatı kullanamadı.