Telefonlarımız Dinleniyor mu? Daha 'Leb' Demeden Leblebi Satmaya Çalışan Reklamlar Kafaları Karıştırıyor
Bir süredir inceden inceye hissedilen 'telefon dinlemeli reklam' olayı son günlerde yeniden gündem oldu. Bazı kullanıcılar tarayıcı geçmişleri bir kenara, telefonla aynı ortamda gerçekleşen konuşmalarla alakalı reklam gösterimleri aldıklarını söylüyorlar. Bu durum teknik olarak mümkün mü, kullanışlı mı, esas reklam hedeflemeleri farklı bir yöntemle mi yapılıyor, biraz göz gezdirelim.
Öncelikle pek çok mobil uygulamanın mikrofon erişimi var.
Yani teknik olarak, eğer gerekli izinleri verir ve uygulamayı kullanmaya başlarsanız söylediklerinizi dinleyebilir, depolayabilirler.
Google, Apple ve Amazon gibi teknoloji devleri de bu mikrofon iznine ihtiyaç duyabiliyor fakat bunu yalnızca kişisel asistanları devreye sokmak için kullandıklarını söylüyorlar.
Yani Siri’nin sesli komutla devreye girmesi ayarını aktif hale getirdiyseniz, telefonunuzun bir kulağı sürekli sizde oluyor. Yalnızca “Hey Siri!” dediğiniz anda asistan devreye giriyor.
Fakat ses dinleme ve bu yolla işlenmemiş veri üzerinden reklam hedeflemesi oldukça hantal ve maliyetli bir süreç.
Sürekli ses kaydı yapmak, bunların transferi, işlenmesi ve bu yolla reklam filtrelemesi yapılması teknik olarak mümkün olsa da, zayıf bir ihtimal.
O yüzden olayı tamamen teknik yeterliliklerle açıklamak yerine, internet davranışlarımız ve algılarımız üzerinde düşünmek faydalı olabilir.
Bazı noktaları gözlerimizin önüne getirelim. Bir şey konuşurken, onu daha önce internette aramış ya da bir şekilde açtığınız bir sayfada görmüş olabilirsiniz...
Herhangi birinin bile oldukça fazla vakit geçirdiği internette artık bu son derece olası. Gözünüze çarpan reklamın verisi bu yolla toplanmış olabilir.
Algıda seçiciliğin de kurbanı olabilirsiniz. Zira her gün telefonunuzun yanında pek çok şeyden bahsediyorsunuz.
Ürünler, teknolojik cihazlar, turistik destinasyonlar… Bunların hepsiyle ilgili ham veriniz işleniyor olsa, tekil örnekler yerine pek çok farklı konuyla ilgili reklam bombardımanına tabii tutulmanız gerekirdi. Fakat yalnızca dikkatinizi çeken ve hatırlayabildiğiniz örnekler gözünüze çarptı.
Bir başka ihtimal de, daha korkutucu olsa da daha olası...
Büyük teknoloji firmalarının hakkınızda sahip olduğu verilerin haddi hesabı olmadığından geçtiğimiz günlerde bahsetmiştik.
Yalnızca birkaç like ve görüntülemeden sonra sizi en yakın arkadaşlarınızdan bile daha iyi tanıyabilecek sistemlerin içinde yaşıyoruz.
Siz daha bir şeye ilgi duymaya başlamadan onu hareketlerinizden öğrenebiliyorlar. Geçen iki yılda Roma ve Barcelona’ya gittiyseniz, sırada Paris’in olduğunun tahmin edilmesi o kadar da zor değil hani…
Sonuç olarak öyle bir siber dünyada yaşıyoruz ki, hakkımızda her şey bilinebilir. Bunu önlemenin tek yolu onun bir parçası olmamaktan geçiyor.
O da içinde yaşadığımız bu zamanda çoğu zaman pek mümkün görünmüyor.
Yorum Yazın
Bir kaç kez başıma geldi bu olay, internetten aratmadığıma da eminim
sürekli rus diye seslendiğimiz bir arkadaşla whatsapptan konuşurken asla o isimle kaydetmediğim ve hakkında konuşmadığım halde klavyenin sözcük tahmininde ru... Devamını Gör
Arkadaşla bisikletten bahsederken bisiklet reklamı gelmesi, özel okuldan bahsederken özel okuldan reklam gelmesi, kahve makinesinden bahsederken kahve promos... Devamını Gör