Şeyma Subaşı'nın Lolita Tarzını Herkes Konuşuyor! Son Röportajından İlgi Çekici Sorular ve Samimi Cevaplar
Şeyma Subaşı konuşulmaya devam ediyor. Bu kez de ilginç bir styling çalışmasıyla Studio11'in sorularını yanıtladı. Biz de bu röportajı ve Şeyma'nın Lolita stilini sizler için sunuyoruz.
Röportajın tamamına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bilgi: Elbise/Özlem Süer, Kemer/MANC
Creative Direction & Styling: İlkyaz Özel & Mustafa Oral // Fotoğraf: Nihat Odabaşı // Yazı: Simay Yılmaz // Makyaj: Erkan Uluç // Saç: Nuri Şekerci // Moda Ekibi: Yıldızhan Filiz & Eray Akkurd // Mekan: Splendid Palas Büyükada
1. Boşandıktan sonra hayatında neler değişti?
Boşanma elbette iki tarafı da etkileyen bir süreç. Biz uzun yıllar süren birlikteliğimiz ve her şeyin başında birbirimize olan saygımız sebebiyle medeni bir şekilde ayırdık yollarımızı. Hayatımda değişiklikler olsa da en temelde ben her zamanki Şeyma olmaya devam ediyorum.
2. Bundan sonraki ilişkinde önceden yaptığın artık asla yapmam dediğin bir şey var mı?
Herkes hayatı boyunca yalnızca fiziksel değil, zihinsel anlamda da büyümeye ve olgunlaşmaya devam ediyor. Benim de elbette bundan önceki ilişkilerimde yaptığım hatalar olmuştur. Yalnızca duygusal birliktelikler de değil, bence arkadaşlık ilişkilerinde bile yapılan hataları insan olgunlaştıkça yapmamaya çalışıyor. Benim de herkese çok çabuk güvenmek, onları da kendim gibi samimi sanmak ve içimi açmak gibi bir huyum var. Artık insanlarla olan ilişkilerimde bu sınırı korumaya çok daha dikkat ediyorum diyebilirim.
3. Olduğun yerden dönüp baktığında hayatındaki dönüm noktalarını görebiliyor musun? Bu dönüm noktalarından biraz bahsedebilir misin?
Hayatımdaki en önemli dönüm noktam Melisa diyebilirim. Melisa’ya sahip olmak beni ben yapan dönüm noktası oldu.
4. Peki ya Şeyma Subaşı bugün popüler biri olmasaydı sence şu an ne yapıyor olurdu?
Şeyma Subaşı eğer bu kadar popüler bir insan olmasaydı da şu anki Şeyma Subaşı olmaya devam ederdi. Çünkü benim hareketlerim, tavrım ve hayatımı yaşama şeklim popülarite uğruna yapılan şeyler değil. İnsanların anlamakta güçlük çektiği nokta da bu bence. Hiçbir zaman popüler olmak uğruna sahte olmayı seçmedim. İçimden nasıl geldiyse öyle davrandım, öyle giyindim öyle dans ettim. Bu sebeple eğer Şeyma Subaşı bu kadar popüler olmasaydı da yine gezmeye, eğlenmeye, hayatını bildiği ve en önemlisi sevdiği gibi yaşamaya devam eden biri olurdu.
5. Instagram’ı çok aktif kullanıyorsun. Artık senin için bir noktada hobi olmaktan da çıktı. Markalarla yaptığın iş birliklerini düşündüğümüzde. Peki hayatının bu denli herkesin gözleri önünde olması seni etkilemiyor mu? Buna her zaman devam edecek misin yoksa bir noktadan sonra Instagram’dan sıkılacağını düşünüyor musun?
Burada ufak bir fark var, onu görebilmek gerek. Benim hayatım herkesin gözleri önünde değil. Ne yaşadığımı, sosyal medyada paylaştıklarım dışındaki hayatımı yalnızca ben, ailem ve arkadaşlarım biliyor. Markaların benimle sosyal medyada iş birliği yapmak istemesinin sebebi takipçilerime yansıttığım dinamik yaşam tarzım. Sahip olduğum o pozitif enerjiyi güzel şeyler için sarf etmek beni de besleyen bir şey. Kaldı ki hiçbir zaman içime sinmeyen bir iş birliği teklifine olumlu yanıt vermiyorum. Henüz sıkılmadım, sıkılmaya başladığımda bırakırım.
6. Değiştiğin için bırakmak zorunda kaldığın bir şey oldu mu?
Herkese çok fazla güvenip bu güvenin boşa çıktığını ve yara aldığımı anladığım zaman iyi niyetimin bir kısmını bir yerlerde bırakmış olabilirim.
7. Kendine ayırdığın vakitlerde en büyük lüksün nedir?
Basit etkinliklerden keyif almak şu sıralar en büyük lüksüm. Belki beni kimsenin tanımadığı bir Avrupa şehrinin küçük bir kasabasında öğle yemeği yemek, sokaklarında dolaşıp turistlik yapmak, yerel lezzetlerin tadına varmak benim için çok keyifli bir etkinlik.
8. Hayata karşı tutumun doğru zamanı beklemek üzerine mi, yoksa fırsatları yakalamak üzerine mi?
Fırsatları yakaladığımda farkına varmak ve en doğru şekilde değerlendirmek hayata karşı tutumum diyebilirim. Ama bu fırsatları değerlendirmek için içinde bulunduğum zamanın doğru olup olmadığını analiz etmek de mutlaka yaptığım şeylerden.
9. Önümüzdeki ilkbahar ve yaz sezonunda seni neler bekliyor?
Kafamda yeni ve heyecan verici birçok proje var. Healthyish harika gidiyor, daha da odaklanıp geliştirmek ve belki yurt dışına açılmak gibi düşüncelerim var. Doğan Kitap ile yürüttüğümüz kitap projesi çok yakında hayata geçecek. İş birliklerim devam ediyor, belki dijitale adım atıp farklı bir mecrada da takipçilerim ile buluşabilirim, kim bilir!
10. Kariyer hedeflerinde neler var?
Kariyer terimi tek bir alanda ilerlemeyi çağrıştırıyor bana ama şu an hayata bakışım ve vizyonum tek bir alanla sınırlı değil. Bir yandan sosyal medya, bir yandan iş birliklerim diğer yandan Healthyish beni yoğun bir şekilde meşgul eden şeyler. Hedeflerim her birinde başarılı noktalara gelmek.
11. Healthylish çok güzel ilerliyor, yakında bu fikri daha da büyütmek var mı aklında? Ya da başka işlerde görecek miyiz seni?
Healthyish gerçekten herkesin heyecanla karşıladığı bir kafe/restoran oldu. Daha da büyütmek adına bir sürü teklif ile karşı karşıyayız, hepsini değerlendirip en iyi olana karar vermeyi planlıyorum.
12. Enerjisine inandığın ve gittiğinde seni çok etkileyen yer neresi?
Tulum, Los Angeles ve Milano.
13. 2019 ile ilgili en büyük beklentin ne?
Her sene tüm beklentilerimin başında sağlık gelir. Benim, ailemin ve sevdiklerimin sağlığı, mutluluğu ve huzuru en büyük beklentilerim.
14.
15. Bir içki olsan?
-Pina Colada
Bir ayakkabı olsan?
-Dr. Martens bot. (Zamansız, her ana uyum sağlayabilen, sağlam, şık, işlevsel ve kaliteli)
Bir şarkı olsan?
-Deep in my soul.
-Bir şehir olsan?
Los Angeles.
16. Bir dönem olsan?
-“Jazz Age” Amerika’sı.
Bir sanat eseri olsan?
-Hangisi bilmiyorum ama bir pop sanat eseri olacağı kesin. Andy Warhol eserlerinden biri belki?
17. Bir sanat akımı olsan?
-Pop-Art.
18. Bir aroma olsan?
Hindistan cevizi aroması.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Yorum Yazın
"Basit etkinliklerden keyif almak şu sıralar en büyük lüksüm. Belki beni kimsenin tanımadığı bir Avrupa şehrinin küçük bir kasabasında öğle yemeği yemek"... ... Devamını Gör
Okumadan direk yorumlara inenler?
Lolita gibi iğrenç bir konseptte sadece bu kadına yakışırdı. Temiz bir insan işi değil